GÖRÜNTÜLÜ

Nusaybin halkı: Asla boyun eğmeyeceğiz!

Nusaybin halkı, "Devlet büyük bir katliam için buraya geldi. Her türlü ağır silah ve vahşi yöntemi denediler ama sonuç alamadılar, öz yönetimlerimizi sonuna kadar savuncağız" mesajını verdi.

Nusaybin halkı, "Devlet büyük bir katliam için buraya geldi. Her türlü ağır silah ve vahşi yöntemi denediler ama sonuç alamadılar, öz yönetimlerimizi sonuna kadar savuncağız" mesajını verdi.

Mardin Valiliği'nin kararı üzerine Nusaybin ilçesinde başlayan sokağa çıkma yasağı ve ardından devreye konulan saldırılar beş gün boyunca devam etti. 1 Ekim günü başlayan sokağa çıkma yasağı bu sabah sona erdirildi. 

Yasağın ardından Nusaybin’de saldırıların yaşandığı mahallelere gittik.Beş gün boyunca öz savunma direnişi ile saldırılara karşı koyan Nusaybinliler, moralli ve kararlı. Mahallelerde tek bir hendek bile kapatılabilmiş değil, beş gün boyunca tank-top ve her türlü ağır silah ile mahallelere operasyonlar  düzenleyen devlet güçleri istediği sonucu elde edememiş. Saldırılar boyunca onlarca sivil yaralanırken, iki sivil de katledildi. 

Nusaybin halkı, sokağa çıkma yasağının kendi direnişlerinin sonucu olarak kaldırıldığını ifade ederek, ‘’Bize beş gün boyunca yapılan zulmü asla unutmayacağız, onlarda unutmasın’’ diye konuştu. 

'BÜYÜK KATLİAMI HALKIN DİRENİŞİ ÖNLEDİ'

Gurbet Uğurlu: "Öncelikle önder Apo’ya selamlarımızı iletiyorum.  Nusaybin gençliği ve halkını direnişten ötürü kutluyorum. Biz beş gün boyunca hiç düşmedik! Kararlılığımızı kaybetmedik, devlet beş gün boyunca Nusaybin’i abluka altına aldı, tankları ve topları ile saldırdı. Katliam yaptı, sivil insanlarımızı katletti. Daha büyük bir katliamın önüne halkımız direnişi ile geçmiştir. Devlet beş gündür bütün gücü ile saldırdı, ama yapamadı, hendekleri kapatamadı, halka güç getiremedi. Eğer devletin gücü yetseydi hepimizi katledecekti. Büyük bir katliama gelmişlerdi. Elektriğimizi, suyumuzu kestiler ama biz yılmadık, direndik. Gıda sorunu da yaşandı ama bu bizim için önemli değil. Biz öz yönetimimizi ilan ettik ve bunu sonuna kadar savunacağız."

'BİZİ SİNDİREMEZLER'

Kibare Sönmez: "Biz çocuklarımla evde uyduğumuz sırada özel harekat polisleri evimizi ateş altına aldı. Siz de görüyorsunuz, onlarca mermi ile evimi, çocuklarımı taradılar, evin arka odasına sığındık. Devlet bu operasyon boyunca sivilleri  ve evlerini hedef almaktan başka bir şey yapmadı. Bir buçuk saat boyunca evimiz ateş altına alındı, son olarak sığındığımız odaya da ateş etmeye başladılar. Çocuklarımı bahçe duvarından komşumuzun evine zor yetiştirdim, komşumuza sığındık. Daha sonra geldiğimizde de evimizin polislerce talan edildiğini gördüm. Bu zulüm unutulmaz, devlet bu zulüm ile bizi sindireceğini düşünüyorsa yanılıyor. Biz çözüm ve barış dışında devletin hiçbir politikasını kabul etmeyeceğiz."

'BİZ UNUTMAYACAĞIZ, KİMSE DE UNUTMASIN!'

Abdurrahman Sönmez: "Biz içeride bulunduğumuz sırada evimize roketatarlı saldırı yapıldı. Şans eseri ölen olmadı. Babam ağır diyaliz hastası, evin arka penceresinden çok zor şekilde kaçarak komşuya sığındık. Şunu net söylemek gerekiyor; devlet burada sivillere savaş açtı, karşısında herhangi bir askeri güç yok. Burada Nusaybin, halkına karşı bir saldırı ve katliam yaşandı. Gençler burada halkı savundu, eğer evlerimize saldırdıklarında gençler öz savunma ile karşılık vermemiş olsaydı onlarca insan daha katledilecekti.  Biz bunu unutmayacağız, kimse de unutmasın."

'ASLA BOYUN EĞMEDİK'

Hazal Akçin: "Devlet bize her türlü silah ile saldırdı, biz yedi aile bir bodruma sığındık. Bomba attılar, roketatar attılar, her türlü  vahşeti uyguladılar. Eşim yaralandı. Biz direndik, asla boyun eğmedik, kimseye 'bizi kurtarın' çağrısı yapmadık, Nusaybin halkı direnecek, bu abluka üç ay sürseydi biz yine direnirdik. Her şeyimiz var, hiçbir eksiğimiz yok. Tayyip Erdoğan, saldırıyor, saldırsın, o saldırsın biz de direneceğiz, kanımızın son damlasına kadar, direnen gençlerimizin arkasında olacağız. Nusaybin, bizimdir."

'ARTIK SOKAĞA ÇIKMA YASAKLARINI DİNLEMEYECEĞİZ!'

Fehime Alçi: "Biz ayaktayız. Görüyorsunuz, devlet mahallelerimize giremedi ve giremez. Bu halk devleti istemiyor, devlet bunu anlasın artık. Her türlü ağır silahla saldırıyor, zorla bizim boyun eğmemizi istiyor. Boyun eğmeyeceğiz. Devlet artık bu topraklardan çekilsin, mahallelere zorla girerse biz yine kabul etmeyeceğiz. Bizim sabrımızı zorlamasınlar, şimdi insanlar ölmesin diyerek evlerimizden çıkmıyoruz, ama yarın artık kimse sokağa çıkma yasağı dinlemeyecek. İsterlerse katliam yapsınlar, bundan sonra sokağa çıkma yasağını dinlemeyeceğiz."

'EVİMİZDE, TOPRAĞIMIZDA ÖLECEĞİZ!'

Şerife Oruç: "Allah Erdoğan’ı, Davutoğlu’nu affetmesin.  Biz affetmeyeceğiz, onlara sözüm şudur; siz ne yaparsanız yapın bu halk sizi tanımayacaktır. Biz evlerimizde, toprağımızda onurumuzla öleceğiz ama buraları yinede terketmeyeceğiz. Gençlerimizle birlikte direndik, direnmeye de devam edeceğiz. Moralliyiz, coşkuluyuz. Kimse direnişten vazgeçmesin, sonuna kadar dirensin."

'ÖNDER APO VE GERİLLAYA SÖZÜMÜZDÜR; DİRENECEĞİZ!'

Ekrem Sönmez: "Bu devlet biz kaç yaşında olursak olalım öldürecek, katledecek. Bebeğimizi de, yaşlımızı da katledecek. Biz artık devletten birşey beklemiyoruz, 'bizi öldürme' demeyeceğiz, kendimizi biz savunacağız. Bu ablukada devlet abimi katletti, üzülmüyorum! Biz devletin zulmüne karşı direnceğiz, devlet Kürtleri yıllardır katlediyor, bizim görevimiz direnmektir, direneceğiz. Kimse önder Apo’dan, gerilladan daha kıymetli değildir. Önder Apo ve gerillaya sözümüzdür; direnceğiz direneceğiz direneceğiz."

'DEVLETİN DAİŞ ÇETELERİNİ GETİRDİĞİNİ DÜŞÜNÜYORUZ'

Abdurrahman Erdoğmuş: "Vahşi bir devlet var karşımızda, bize DAİŞ gibi saldırıyor, getirdikleri polislerin çoğunun DAİŞ olduğunu düşünüyoruz. Uygulamaları, sakalları, saçları, giyimleri DAİŞ’ten farksız. Bunun araştırılmasını istiyoruz, devlet bu süreçte Nusaybin ve diğer bölgelerimize DAİŞ çetelerini mi getirdi ? Bunlar araştırılsın." 

'CAMİLERE SALDIRDILAR!'

Bilal Şahin: "Devlet güçleri Şirin Sokak'ta bulunan camileri hedef aldı. İlk yaptıkların şey cami minarelerine  saldırmak oldu. Müslümanlık propagandası ile oyu toplayan AKP hükümeti bunu nasıl açıklayacak. Camiler delik deşik edilmiş durumda. Biz geçler olarak artık bunu kabul etmeyeceğiz, devlet saldırılarını sürdürdükçe biz direnişimizi daha da büyüteceğiz."

Asime Çelik: "Herkes şunu bilsin ki, kimse devlete boyun eğmeyecek. Bu zulüm unutulmayacak, beş gün boyunca bizleri evlerimize hapsettiler, bu da yetmedi evlerimiz tarandı, ailece bodrumda yaşadık. Kimse, hiçbir Nusaybinli bu zulmü unutmaz, bu zulme karşı ayaklanacağız, öfkemiz büyük,  devletin yaptıklarını affetmeyeceğiz."