GÖRÜNTÜLÜ

'Kürdistan’da PKK’siz siyaset yapılamaz'

TEV-ÇAND Komitesi üyesi Delîl Dilpet, Edulê Farqin ve Erdal Çiyayî, PKK 37. yıl dönümü vesilesiyle PKK’nin Kürt toplumunda yaratmış olduğu etkileri değerlendirdi.

TEV-ÇAND Komitesi üyesi Delîl Dilpet, Edulê Farqin ve Erdal Çiyayî, PKK 37. yıl dönümü vesilesiyle PKK’nin Kürt toplumunda yaratmış olduğu etkileri değerlendirdiler. Komite üyeleri, Kürt halkının kendi gerçekliğiyle tanıştıran PKK’nin bugün de bu halkını özgürlüğüne kavuşturacak olan tek hareket olduğunu söyledi.

KÜRT HAKİKATİ PKK İLE YERYÜZÜNE ÇIKTI

Delîl Dilpet: Bugün PKK’nin kuruluşunun 37. yıldönümünü bitiriyoruz ve 38. yıldönümüne geçtik. Başta bugünün yaratıcısı olan Önder Apo’ya kutlu olsun. Bugün barış isteyen, demokrasi isteyen, özgürlüğü isteyen ve direnen tüm halklara-halkımıza kutlu olsun. PKK gerçekten de süreksiz bir savaş yürüttü; hiç kimse aslında inanmıyordu PKK’nin bu denli bir mücadele yürüteceğine. Kürt halkının üzerinde yürütülen kültürel soykırım, kara soykırımla aslında Kürt halkı bitirilmiş, üzeri betonlanmıştı. Doğrusu Önderlik, ilk özgürlük isteminden Kürdistan’ı yeniden kurmaktan bahsettiğinde Kürt halkı bu durumdaydı. Kendinden, kendi hakikatinden, kendi gerçekliğinden uzak, başkaları için yaşayan, sömürgeci devletin kendisine çizdiği sınırlarda yaşamak artık Kürt halkının özelliği haline gelmişti. 1970’ler ve sonrasına kadar da aslında sömürgeci devletler bu siyaseti böyle yürüttüler; ama Önderlik bu gerçekleşen siyasete karşı kendi gücüyle, mücadelesiyle, Önderliksel duruşu ile bu boşa çıkardı.

Geride bıraktığımız 37 yıl zarfında direnen, özgürlük isteyen bir halk yaratan Önderlik gerçekliği olmuştur. Açıkça görülen bir gerçeklik var artık insanlar evlerinden çıkarak özgürlük istiyorlar, dağlara akın ediyorlar.

Önderlik 5. Savunmasının adını dahi ‘Kültürel Soykırım Kıskacında Kürtler’ olarak isimlendirdi. Kürtlerin kültürünü bu soykırım altında savunan Önderlik oldu. Başarı ile bu mücadele sürdürülüyor. Ortadoğu’da, PKK’siz siyaset yürütmek mümkün değildir. Kürdistan’da da PKK’siz siyaset yürütülemez. Önceden de Kürt halkı adına mücadele yürüttüğünü iddia eden güçler vardı fakat bunlar bir adım dahi atamadılar. Tarihsel ve kültürel tecrübe edinmedikleri için adımda atamadılar. PKK, tarihsel mücadelesine başladığı andan itibaren Önder Apo, Kürdistan tarihini ele alarak işe başladı. Kendisine inanmayanları da böylelikle boşa çıkardı. Biz diyebiliriz ki Kürt halkının hakikati neydi, Kürt hakikati PKK ile birlikte aslında yeryüzüne bir kez daha çıkarak, kendisini gösterdi. Biz onları sakladık, toprağın altına gömdük dediler, bir daha başlarını kaldırmaları mümkün değil dediler ama PKK ile birlikte bu söylemler ortadan kaldırıldı. 37 yılın ardından şimdi diyebiliriz ki; PKK birçok değer yarattı. Kadın ve erkeğin üzerinde yürütülen siyasetten tutalım da, özgürlük bilincine kadar ve kendisi için mücadele eden ve başkaldıran bir halk yarattı. Sömürgeci devletler, Kürt halkının üzerine şimdi tüm güçleri ile gitseler bile yine de sonuç alamıyorlar çünkü o direngen ruh yaratıldı, toplum arasında yaratılan ayrıcalık, kadın-erkek arasında açılan uçurum kapatıldı.

Kürt kadınları Önder Apo öncülüğünde tüm dünyaya, dünya kadınlarına öncülük eder pozisyona geldi. Direnerek, amansız bir mücadele ile büyük bedeller vererek bu sonuçlara ulaşıldı; binlerce şehit verdik, bu şehitlere sahip çıkmak ve mücadele çıtasını yükseltmek artık bizlere kalmıştır. 17 yıldır Önderlik sömürgeci Türk devletinin elinde tutsaktır. Önder Apo bu sorunun çözümü için demokratik, diyalog yoluyla adım atılması için her şeyi yaptı. Sömürgeci Türk devleti ise bugün hala bu sorunun çözümü için adım atmış değildir. Hala Önder Apo üzerinde ağır tecrit politikaları yürütülmeye devem ediyor. Siyasi soykırım operasyonlarını sürdürüyorlar ve PKK’nin bunları kabul etmesi beklenemez.

38. yıldönümü PKK’nin, Kürt halkı için mücadeleyi yükseltme, demokratik moderniteyi, demokratik özerkliği inşa etme, kendini yenileme ve final yılı olacaktır. Önder Apo, bugüne kadar öncülük yaptı ve öncülük yapmaya devam edecektir. Önderliğin ve Kürt halkının özgürlüğü için mücadelemiz bizden ne istiyorsa, mücadelemiz bu çıtada yürütülecektir. Son olarak 37. yıldönümü vesilesiyle bu günü, bizleri yaratan, yaratıcımız olan Önder Apo’ya, direnen Kürt halkına kutlu olsun.

PKK KENDİ KENDİNİ YÖNETMENİN ADI OLDU

Edule Farqin: PKK bundan 37 yıl önce Amed’de resmi olarak kuruluşunu ilan etti. Amed Kürdistan tarihi ve Kürt halkı açısından oldukça önemli bir yere sahiptir. Amed’te başlayan bu özgürlük mücadelesi, Heval Agit’in ilk kurşunuyla devam eden direnişimiz bugün Farqin’de, Cizre’de devamında ise Nusaybin’de, Hezex’te ve Kürdistan’ın her ilinde yükselerek devam ediyor. Bu direniş bir halkın kendi varlığını kuruma ve özgürlüğünü sağlama direnişidir. Bunun için direniş en üst boyutlara çıkarılmalıdır. Kendim de Farqinli olduğum için biraz oraya değinmek istiyorum. Yapılan saldırılara karşı büyük bir direnişle cevap verilmesi gerekiyor. Halkımız kendi öz yönetimini ilan etti. Nedir öz yönetim? Halkın kendi kendisini yönetmesi, kendi olabilmesidir. Devlete, muhtaç olmadan halkın kendisini yönetmesidir. PKK bu gerçeği Kürt halkına öğretti. Halk kendi öz yönetiminde ısrarcı olup, komününü oluşturup kendi kendisini yönetmelidir. Bu uğurda birçok bedeller verildi. Ama her şeye rağmen halkımız direnişte ısrarlıdır. Bu direnişi selamlıyor ve bu vesileyle 27 Kasım’ı direniş ve diriliş bayramımızı başta Önder Apo’ya, şehit yoldaşlara, direnen halkımıza, zindanda ve dağda olan yoldaşlara kutluyorum.

DİRENEN HALK GERÇEKLİĞİ

Erdal Çiyayî: 27 Kasım vesilesiyle PKK’nin 37. kuruluş yıl dönümünü tüm halkımıza kutluyor. Gecen 38-40 yıl boyunca PKK mücadelesi ve direnişiyle büyük bir sonuç elde etti. Bu uğurda çok büyük bedeller verildi. Verilen büyük bedeller sonucunda son dönemlerde elde ettiğimiz kazanımlarda oldukça büyük oldu. Rojava devrimi Özellikle de Kobanê direnişi ve bu direnişte yer alan ve cepheler de büyük bir kahramanlıkla direnen yoldaşlar bu hareketin ne kadar güçlü ve iradeli olduğunu ortaya çıkardı.

Bugün Bakurê Kürdistan’da halkımız Rojava’da olduğu gibi Farqin’de, Cizre’de ve Gever’de direnerek kendi özyönetimlerini ilan ediyor. Bu bilinç de gösteriyor ki temelini ilk dönemlerden yani PKK’nin kuruluşundan alıyor. Öyle bir düzeye geldik hem gerilla harekete geçti hem de halk örgütlendi, bilinçlendi ve Kürdistan’ın her yerinde direnişe geçti.

Bugün bütün dünya Kürt halkını büyük bir güç olarak. Bu da kesinlikle PKK’nin yaratmış olduğu değerlerle alakalıdır. Yokluktan kendi kendisini yöneten bir halk gerçekliğine gelindi. Gelinen noktandan geriye dönüş olamayacağı gibi ileriye doğru bir gidiş yaşanmaya devam edecektir. Örgütlü ve bilinçli bir halkı kimse yenemez. PKK böylesi bir halk gerçekliği yaratmıştır. Özgürleşen halk artık sömürüyü kabul etmeyecektir. Bizler şehit düşen yoldaşlarımızın anısına ve Önderliğimizin özgür yaşam felsefesini inşa etme sözünü bir kez daha bu vesileyle verirken bu günü başta önderliğimize ve tüm insanlığa kutlu oluyorum.