GÖRÜNTÜLÜ

Koç: Türkiye önü alınmazsa hiçbir hukuku dinlemeyecek!

KNK Eşbaşkanı Koç, AKP hükümetinin önü alınmadığı takdirde Zergele gibi yeni katliamlara başvuracağı uyarısında bulunarak, uluslararası çevrelere çağrıda bulundu.

KNK Eşbaşkanı Koç, AKP hükümetinin önü alınmadığı takdirde Zergele gibi yeni katliamlara başvuracağı uyarısında bulunarak, uluslararası çevrelere çağrıda bulundu. Koç, Türk devletinin 'ortak tehlike' olduğunu ve Uluslararası Ceza Mahkemesi'nde yargılanmasını isterken, KDP'ye de "Her Kürt hareketi bu süreçte söylediği her söze dikkat etmeli" diye tepki gösterdi.

Türk ordusunun 8 sivili katlettiği Zergele köyünde incelemeler yapan KNK Eşbaşkanı Nilüfer Koç, sorularımızı yanıtladı...

'TÜRKİYE SAVAŞ SUÇU İŞLEMİŞTİR'

1 Ağustos’ta Türk ordu güçleri Zergele'yi bombaladı. 8 sivil yaşamını yitirdi, 15 yaralı var. Heyet olarak burada gözlemde bulundunuz. Türk devleti katliamı kabul etmiyor, Arınç'ın açıklamaları oldu; 'PKK kampını vurduk' diyorlar. İzlenimleriniz ve değerlendirmeniz nedir?

Öncelikle şehit düşenler önünde saygıyla eğiliyorum. Türk devletinin insanlık dışı uygulamasını kınıyorum. Savaş suçudur. Türkiye savunmasız insanları kasten katletti. Bir köy hedef alınmış durumda. İnsanların kaçmalarının bile önü alınmış. Kaçmaya fırsat vermeden katliam gerçekleştirdi. Sivil insanların katledilmediğini iddia ediyor çünkü AKP Kürt inkarı üzerinden siyaset yürütmekte. Kürtlerin ölümü AKP için çok büyük anlam ifade etmemekte. Türk devleti 40 yıldır savaş suçlarıyla bilinmektedir. Türk devletinin Uluslararası Ceza Mahkemesi'nde yargılanması gerekiyor. Uluslararası düzeyde sorun açığa çıkartılmalı, savaş suçu tespit edilmeli. Türkiye diplomatik ve hukuksal olarak sorumluluğa davet edilmelidir.

Ne tür girişimlerde bulunacaksınız?

Avrupa çapında diplomatik çalışmalar yürüttük. Dışilişkiler bakanlıkları bilgilendirildi, AB, Avrupa Konseyi nezdinde konuyla ilgili izahat yapıldı. İkincisi, acil müdahale heyetlerinin gönderilmesi. Biz de Uluslararası Af Örgütü ile buraya geldik. Af Örgütü'nün gözlemleri sonucuyla rapor çalışması başlatıldı, biz de eşlik ettik. Önümüzdeki günlerde yine uluslararası heyetler getireceğiz.

Türkiye, önü alınmazsa Rojava, Kuzey ve Güney Kürdistan'da savaşı yaygınlaştıracak. Böyle tehlikenin olduğunu düşünüyoruz. Çünkü AKP, iktidarını Kürtlerin yok olmasıyla planlamaktadır. Salt Kürtlere dönük değil; Kürtlere yönelimleriyle Ortadoğu'daki var olan istikrarsızlığı derinleştirmeyi hedeflemektedir. Zergele'de, Kuzey'de, Ağrı'da infaz edilenler sadece Kürt meselesi üzerinden görülmemeli. Uluslararası alanda Türkiye'nin sorumluluklarını yerine getirmesi gerekir.

Zergele'ye dönük ciddi tepki gelişmedi. Uluslararası kamuoyuna, Af Örgütü gibi kuruluşlara bir çağrınız var mı?

Çağrılarımızı zaten yaptık. Mektuplarla, telefon görüşmeleriyle. Bağdat'ta da ilişkimiz var, oradaki elçiliklerle. Heyetler gönderilmeli. Sorun sadece 8 Kürdün katledilmesi değil; önü alınmazsa daha büyük katliamlar yaşanacak. Uluslararası çevreler bir süredir 'Kürtler savaşın teminatıdır' diyordu. İşte bu teminat hedef alınıyor. Salt Kürtler için değil; Türkiye BM ve Avrupa Konseyi'ne üye ve imza attığı belgeler, yasalar var; bunları çiğniyor. Bu devletin önü alınmazsa hiçbir hukuku tanımayacak. Biz de devlete etkisi olan uluslararası güçlere, 'Türkiye durdurulmalı' diyoruz. Hepimizin ortak meselesidir. Türkiye bölge açısından da ortak tehlikedir. Zergele'yi gündemde tutarak uzun süreli strateji çerçevesinde Türkiye'yi Uluslararası Ceza Mahkemesi'nde görme hedefiyle çalışacağız. Artık yeri orasıdır. Dünyaya düpedüz rest çekiyor.

Birkaç vuruşla Kürtleri bitireceğini düşünüyorsa, 40 yıllık geçmişine bakalım. Kendisi bitme noktasındadır. Türkiye'ye tepkilerin daha açık ifade edilmesini sağlayacağız. Türkiye'deki toplum da Zergele'deki katliamdan çok hoşnut değil. Avrupa açısından da geçerli tepkiler var. Siyasi baskıya dönüştürüp hukuk yolunun açılması için çalışacağız.

KDP'YE TEPKİ: HERKES SÖYLEDİĞİNE DİKKAT ETMELİ

Güney hükümetinin Zergele'deki katliama yönelik PKK'yi suçlayan açıklamaları oldu. PKK'nin Kandil'den çekilmesi yönünde de açıklaması olmuştu. KDP'nin Zergele tutumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Kendi parçasını diğer üç parçadan üstün gören anlayış Kürtler açısından zarar vericidir. Diplomasi herkes için meşrudur. Fakat bu, şu anlama gelmemeli; Kürtleri yok etmek için yemin etmiş hükümeti aklamak olmaz. Ulusal prensiplere aykırı duruştur. Her Kürt hareketi bu süreçte söylediği her söze dikkat etmeli. 'PKK Kandil'den çekilmesi' vb. sözler üzerinden Türkiye'nin siyaset yapacağı düşünülmelidir. Diplomatik alanda nasıl argüman kullanıyor; 'Buralara saldırıyorum çünkü Kürtlerden bir kısmı bana destek veriyor.' Kamuoyuna yapılan açıklamalar, tek nalı suçlamalar ulusal birlik ilkelerimizle bağdaşmıyor. Yürütülen savaş PKK'ye karşı değil; PKK öncülüğünde güçlü halk hareketine, devrimine saldırıdır. Ulusal saldırı olarak algılıyorum. PKK'nin zayıflaması dört parçanın zayıflaması anlamına gelecektir. Zergele'de katledilenler zaten Güneyli yurttaşlarımızdır. Türk devleti Güney halkına saldırıyor; tehdit ediyor. Rojava ve Kuzey devrimlerinden etkilenen Güney halkına katliamla cevap verildi. Bizim iç sorunlarımız olabilir ama bunu kendi içimizde, ulusal platformlarda değerlendirmeliyiz.

KCK Önderi Abdullah Öcalan'ın 20 defadır yaptığı ulusal kongre çağrısının tekrar gündeme alınmasının zamanı geldiğini görüyoruz. Kürtler birleşmezse, AKP'nin Kürt düşmanlığını görmezse Zergele'deki gibi katliamlar çoğalır. Halkımız da bu konuda daha cesur görüşlerini ifade etmeli. Halk olarak tarihi fırsatlarla karşı karşıyayız. Düşmanlarımızı iyi tanımlamak, ne istediklerini iyi bilmek geleceğimizin garantisidir. Ulusal diplomasimizi de geliştirme görevimiz var. Zergele ulusal hassasiyet yarattı. Türkiye lehine açıklama yapan bazı siyasi partileri de etkiledi.