Kobanê özgürleşiyor - XI

Kobanê'de 29 Kasım saldırısının kırılması ile birlikte “Kobanê’yi Özgürleştime Hamlesi” başladı. Hamle ile birlikte stratejik noktalar tek tek çetelerden temizlenirken, Kobanê direniş destanı zafer ile taçlandırılıyordu.

Artık Kobanê'de hamle süreci başlamıştı, YPG/YPJ savaşçıları iki buçuk aylık destansı bir direnişin ardından savunma pozisyonundan çıkmış, hamle sürecine girmişti. Hamle, savaşçılarda büyük bir moral ve coşkuya yol açtı. Kobanê’yi özgürleştirme hamlesi önceden planlanıyordu, iki buçuk ay devam eden savunma direnişinin ardından YPG/YPJ komutanları artık Kobanê’nin kış ayları ile birlikte çetelerden temizleneceği hamlenin başlaması için hazırlık yapıyordu. 

Hamle yalnızca Kobanê kent merkezini kapsamıyordu, Kobanê’nin hangi karışında bir DAİŞ çetesi varsa imha etme ve Kobanê’yi temizleme hamlesi olacaktı. O günlerde Kobanê komutanlarından Azime Deniz, “Kobanê’nin her bir karışı ülkedir” diyerek DAİŞ çeteleri karşısında Kobanê’de her bir karış toprağın kendileri için ne kadar büyük bir direniş gerekçesi olduğunu ifade ediyordu. 

Kobanê’de tüm stratejik noktalar tek tek belirlendi ve bu noktalara yönelik Aralık ayı ile birlikte YPG/YPJ operasyonları büyük bir fedailik ve taktik ustalıkla hayata geçirildi. 

HAMLENİN İLK OPERASYONU

YPG/YPJ güçleri 2 Aralık günü Kobanê'yi DAİŞ çetelerinden temizleme operasyonlarının ilkini başlattı. Operasyon Kobanê'nin Güney ucunda bulunan mahallerden biri olan Botan’a Şerki (Doğu Botan) ile Botana Xerbi (Batı Botan) mahalllerinde gerçekleştirildi. Beş gün boyunca devam eden operasyon sonunda Şerki ve Xerbi Botan mahalleleri tamamen çete güçlerinden temizlendi ve özgürleştirildi.

BOTAN OPERASYONU İLE ÇETELERİN GÜNEY HATLARI KESİLDİ

DAİŞ çetelerinin Kobanê'ye yönelik saldırılarını gerçekleştirirken üs alanı olarak kullandığı Şerki ve Xerbi Botan mahalleleri bu anlamda savaş dengesi açısından oldukça stratejik bir önem arz ediyordu. DAİŞ çeteleri Kobanê'nin güneyinden gelen Halep Yolu üzerinden getirdiği takviye, silah ve lojistiği Kobanê kent merkezine güneyden en yakın köy olan Termik köyü yolundan bu mahallelere ulaştırıyor ve buradan Kobanê'de bulunan diğer çete güçlerine dağıtıyordu. YPG/YPJ güçleri Şerki ve Xerbi Botan mahallelerini özgürleştirererek Halep ve Termik köyü yolu arasındaki bağlantıyı kesmiş oldu. DAİŞ çeteleri açısından özellikle de saldırılarını en yoğun gerçekleştirdiği güney cephesinde soluk borusu işlevi gören bu mahallelerin özgürleştirilmesi ile birlikte DAİŞ çetesi bu cephede rahat nefes alamaz hale getirildi.

Hatırlanacağı üzere, 29 Kasım günü Türk devlet güçleri gözetiminde Mürşitpınar Sınır Kapısı'ndan Kobanê'ye DAİŞ çeteleri tarafından bombalı araç ile birlikte gümrük binasından saldırı düzenlemişti. Bugünlerde Kobanê Komutanı Mahmud Berxwedan, saldırıların başından beri Mürşitpınar Sınır Kapısı'nı temel hedef olarak belirleyen DAİŞ çetelerinin, kapıyı almak için saldırılarını esasen güney hattından gelen Halep Yolu tarafından yaptığını ve hattın kapıya yönelik saldırıların hareket noktası olduğunu belirtmişti. Savaşı komuta eden bir ismin yaptığı bu değerlendirmeden de anlaşılacağı üzere, Şerki ve Xerbi Botan mahallelerinin alınması ile birlikte kapıya yönelik saldırılar konusunda da DAİŞ çetelerinin eli zayıflatılmış oldu. 

Botan mahallelerine yönelik gerçekleşen operasyonlarda imha edilen ve YPG/YPJ savaşçılarının eline geçen çete ölüleri içerisinde özellikle Kafkas ve Türkmen kökenlilerin olması dikkati çekiyordu. 

İKİNCİ STRATEJİK NOKTA DA ÖZGÜRLEŞTİRİLİYOR

YPG/YPJ savaşçıları Botan mahallelerinde DAİŞ çetelerine ağır darbe indirerek önemli bir stratejik kazanım elde ettikten sonra operasyonlarını sürdürdü. Kobanê’yi Özgürleştirme Hamlesi'nin ikinci stratejik ayağı Baqi Xido Kültür Sanat Merkezi binası oldu. Bu bina, DAİŞ çetelerinin Kobanê’ye ilk girdikleri günlerde Kobanê’ye girdiklerini tüm dünyaya ilan ettikleri görüntülerin çekildiği bina oluyor. Bina manevi ve stratejik konum itibarıyla hamlenin en önemli noktalarından birini oluşturuyor.

Kültür sanat binası ve çevresini DAİŞ çetelerinden temizleme operasyonunun ifade ettiği manevi anlam, kapsam ve yol açtığı askeri durumu Kobanê'de hamle pozisyonuna geçen YPG/YPJ güçlerinin en önemli eylem ve operasyonu olarak değerlendirmek mümkün. Botan operasyonu dışında küçük çaplı taktik hamleler yapan YPG/YPJ, bu operasyonla Botan hamlesini de aşan bir stratejik hamleyi gerçekleştirdi.

Kobanê halkı ve savaşçıları için taşıdığı kültürel, kimliksel anlam ve DAİŞ çetelerinin kente girdiklerini ilan ettikleri, savaşın psikolojik denge unsurlarından biri olan kültür sanat merkezinin özgürleştirilmesi büyük bir moral ve psikolojik üstünlüğe yol açtı.

Kültür sanat binası ve çevresinin özgürleştirilmesi askeri olarak YPG'ye önemli avantajlar sağlıyor. Bina ve çevresinin alınması ile YPG yaklaşık 800 metre genişliğinde bir alanı çetelerden temizlerken, mevzilerini de doğuya doğru 150 metre daha ileriye taşıyordu. Kobanê’deki 48. Bulvar'ın tümden özgürleştirilmesi için önemli bir zemin yakalayan YPG/YPJ güçleri, Qada Azadî ve önemli bir bölümünü elinde bulundurduğu Doğu Botan Mahallesi üzerindeki hakimiyetini de pekiştiriyordu. Kültür sanat merkezi ve çevresinde DAİŞ çetelerinden arındırılan alan Botan Mahallesi'nden daha geniş bir alanı geçiyordu. 

Kültür Sanat Operasyonu ile YPG/YPJ gücünün kent savaşı konusunda ulaştığı taktik ustalıkta ortaya çıkıyordu. DAİŞ çeteleri ile Kobanê’de kent savaşı öncesi kent savaşı deneyimi hemen hemen olmayan YPG/YPJ savaşçıları büyük bir çaba, yaratıcılık ve direniş ruhu ile kent savaşında kısa sayılacak bir dönemde ustalaşıyor, Kültür Sanat Operasyonu ile bu ustalığı neredeyse kusursuz biçimde sergiliyordu. Kobanê kurtuluş hamlesinde hem planlama, hedef tespiti, hem de taktik uygulamada YPG/YPJ güçlerinin kent savaşında ulaştığı düzeyi de göstermesi bakımından önemli oldu.

MEKTEBA REŞ, MİŞTENUR YOLUNU AÇIYOR

YPG/YPJ savaşçılarının operasyonları tüm hızıyla sürüyordu. Savaşçıların fedailiği ve moral düzeyi komutanları planlamalarını değiştirmeye zorluyor, zira stratejik noktalar belirlenen sürelerden önce alınıyor ve DAİŞ Kobanê’de geriletiliyordu. Artık sıra Botan Mahallesi’nden başlayarak kentin doğusuna uzanan stratejik hat üzerinde bulunan bu noktalar arasında en önemli halkayı oluşturan Mekteba Reş’i DAİŞ çetelerinden temizleyerek özgürleştirmeye gelmişti. 

Mekteba Reş’in özgürleştirilmesi savaşta yeni bir aşamayı ifade edecekti. YPG/YPJ savaşçılarının o güne kadar ilerledikleri hat boyunca özgürleştirdikleri tüm noktalar stratejik anlamı büyük noktalardı. Ancak Mekteba Reş, planlama dahilinde en çok önem verilen ve esas alınması gereken bir noktaydı. 

Mekteba Reş DAİŞ’in sıkıştırıldığı kentin doğusundaki Kanîya Kûrda bölgesine hakim bir yerde bulunuyor. Bu bölge Mekteba Reş’ten itibaren aşağıya doğru uzanıyor ve Mekteba Reş, bu bölgeye göre yüksek bir yerde kalıyor. Bu anlamda kentin doğusunda bulunan Kanîya Kûrda bölgesi üzerinde kesin bir hakimiyet sağlanıyor. Düz bir ovada sağlam bir tepeyi ya da düşmanın en önemli ve sağlam karakolunu almak ile eşdeğerde bir nokta sayılan Mekteba Reş’in özgürleştirilmesi askeri anlamda önemli bir avantaj sağlayacak. 

Mektaba Reş’in alınması Miştenur Tepesi'ne giden yolun da açılması anlamına gelecekti.

SAVAŞÇILARDAN ARKADAŞLARINA YENİ YIL HEDİYESİ

Mekteba Reş Operasyonu 2014’ün son günü olan 30 Aralık günü başlıyor. Operasyonun birkaç gün sürmesi planlanıyor zira oldukça stratejik bir noktada bulunan Mekteba Reş ve çevresini özgürleştirmek kolay değil. 

Ancak operasyonu yürüten savaşçıların hem komutanlarına, hem de savaşçı arkadaşlarına bir yeni yıl sürprizi vardı. Operasyonu insanüstü bir çaba ve motivasyonla başlatan savaşçıların hedefi, Mekteba Reş ve çevresini planlandığı gibi birkaç günde değil, yeni yılın ilk dakikaları ile birlikte özgürleştirmekti. Nitekim öyle de oluyor; direniş ile geçen bir yılı yeni yıla zafer ile taçlandırarak devretmek isteyen YPG/YPJ savaşçıları, çetelere çok ağır darbeler indiriyor ve operasyonu geri cephede takip eden arkadaşlarına telsizden, yeni yılın ilk dakikalarında zaferi de kutlamaya hazır olmalarını müjdeliyordu. Yeni yılın ilk dakikaları ile birlikte YPG güçleri bir ayı geride bırakan ‘’Kobanê Kurtuluş Hamlesi’’ kapsamında en stratejik noktalardan biri olan ve halk arasında Mekteba Reş (Siyah Okul) olarak bilinen binayı alarak, arkadaşlarına verdikleri çifte kutlamayı zamanında yaptırma sözünü yerine getiriyordu. 

SIRA MİŞTENUR’DA

Kobanê’de hamle büyük bir moral ve coşku ile devam ediyor, YPG/YPJ DAİŞ’i eze eze ilerliyordu. Savaşın kaderini değiştirecek önemli stratejik noktalar YPG/YPJ’nin eline geçmiş, artık sıra DAİŞ’e son büyük darbeyi vurmadan önceki noktaya, Miştenur Tepesi'ne gelmişti. 

Arin Mirkan’ın bedeni ile DAİŞ çetelerini kalbinden vurduğu, şehit Dicle, Cudi ve Givara’nın özgürlük halayını çekmek için hayalini kurdukları Miştenur Tepesi artık özgürleşmeyi bekliyordu. 

Ekim ayı başında DAİŞ çetelerinin Kobanê'ye girmek için tüm gücüyle saldırarak girdiği Miştenûr Tepesi o günlerde destansı bir direnişe sahne oldu. Tepenin DAİŞ çetelerinin eline geçmesi karşısında YPJ komutanlarından Arîn Mirkan'ın gerçekleştirdiği feda eylemi ardından Miştenûr Tepesi stratejik öneminin yanında direnişin de manevi sembolü haline geldi. DAİŞ çetelerinin saldırılarına karşı Miştenûr Tepesi’nde insanüstü bir irade ve inanç ile direnen YPG/YPJ savaşçıları, burada tarihe geçecek düzeyde kahramanlıklar ortaya çıkardı. Miştenûr Tepesi’nin her bir noktası YPG ve YPJ savaşçılarının kahramanlık destanına sahne oldu. YPG/YPJ savaşçıları ellerindeki hafif ve ferdi silahlarla Miştenûr Tepesi’ni DAİŞ tankları ve toplarına karşı günlerce savundu. 

HAZIRLIKLAR TAMAMLANIYOR

Kobanê'de bir ayı geriden bırakan Kobanê Kurtuluş Hamlesi ile kentte önemli bir ilerleme sağlayan YPG/YPJ, birçok stratejik noktayı DAİŞ çetelerinden temizledi. Hamle kapsamında son olarak kentin sembolü ve en stratejik noktası olan Miştenur Tepesi için operasyon hazırlıkları tamamlanıyordu. 

YPG Miştenur'u özgürleştirerek Kobanê kent merkezinin tamamı ile birlikte güneyde Halep Yolu, doğuda Helincê ve Til Ebyad'a uzanan sınır hattındaki DAİŞ'in temel sevkiyat yolları konumunda olan yolları; doğu tarafında ise kente yakın birçok köye hakimiyet sağlayacaktı. Miştenur Tepesi hem tarihsel, hem direnişin sembolü olması itibarıyla kentin manevi sembolünün de özgürleştirilmesi anlamına gelecekti. 

ÇANTALARDA ÖCALAN POSTERLERİ

Kobanê Kurtuluş Hamlesi kapsamında Miştenur Tepesi'ni özgürleştirmelerini sağlayacak tüm stratejik noktaları alan YPG/YPJ savaşçıları, Miştenur'a operasyon için uygun hattı oluşturdu. Tepenin alınması ile birlikte Kobanê Kurtuluş Hamlesi'nin birinci aşaması da tamamlanmış olacaktı.

YPG/YPJ savaşçıları, günler öncesinden Miştenur'a asacakları, Kürt Halk Önderi Abdulah Öcalan'ın posterlerini çantalarına yerleştiriyor. YPG/YPJ’nin artık Miştenur’un alınacağından kuşkusu yok. Şehit Arîn, Dicle, Özgür, Cudi ve Givara’ya verdikleri sözü tutmanın kararlılığı ile hazırlanan savaşçılar artık harekete geçmeye hazırdı. 

MİŞTENUR YPJ İLE BÜTÜNLEŞTİ

Direniş boyunca ortay koydukları öncülüğü Miştenur Tepesi'nin özgürleştirildiği operasyonda da devam ettiren YPJ savaşçıları, için Miştenur, Arin Mîrkan’ın fedai eylemi ve kadın yoldaşlarının ortaya koyduğu kahramanlık nedeniyle ayrı bir anlam ifade ediyor. 

Miştenur Tepesi direnişi adeta YPJ savaşçıları ile bütünleşti. Direniş aynı zamanda bir kadın direnişi olarak anılabilir. Bu temelde Miştenur’un özgürleşmesi operasyonuna özel hazırlanan YPJ savaşçıları, öncü rolündeydi.

OPERASYON BAŞLIYOR, ŞEHİTLERİN HAYALİ GERÇEKLEŞİYOR

Miştenur Operasyonu 18 Ocak günü başlıyor. 

Givara, Cudi ve birçok kadın savaşçı Miştenur'un özgürleştirilmesi hayali ile şehit düştü. Şehit Cudi'nin hayali Miştenur'a dev bir YPG bayrağı asmaktı, çete bayrağının Miştenur'da olmasına müthiş öfke duyuyordu. Şehit Givara, "Miştenur'da özgürlük halayına duracağım" diyordu. YPJ Savaşçısı Dicle Fırat, etrafı çetelerce kuşatılınca üzerindeki bombayı kendinde patlatarak teslim olmadı ve Miştenur'un özgürleştirilmesini hedefleyen hamle sürecinde kahramanca şehit düştü. İşte tüm bu faktörler Miştenur Tepesi’nin büyük bir manevi anlam ifade etmesini sağlıyor. Şehit Arîn, Miştenur'un çetelerce alınmasına tepki olarak feda eylemini gerçekleştirdi. Bu anlamda Şehit Arin'in isteği de yerine getirilmiş olacaktı. 

Operasyon bir gün bir gece devam ediyor. Göğüs göğüse çatışmalar sonucunda ilk YPJ grubu 19 Ocak sabahı Miştenur’a ulaşarak şehitlerin hayalini gerçekleştiriyor ve çantalarında taşıdıkları Öcalan posterlerini Miştenur Tepesi'ne asıyor. 

KOMUTANLAR SAVAŞÇILARI TUTAMIYOR!

Miştenur zaferi ile birlikte savaşçı yapısında var olan moral ve motivasyon zirveye çıkıyor. 

O günlerde YPJ Komutanı Biharin Kendal, şunları söylüyor: “Savaşçılarımızın direniş boyunca asla eksilmeyen inanç ve coşkusu Miştenur’un ardından zirveye çıktı. Savaşçı yapısı sabırsızlıkla DAİŞ’e son büyük darbeyi vurmak istiyor. Savaşçılarımızı tutamıyoruz."

Savaşçılar, “Açlık, yorgunluk, uykusuzluk bizim için sorun değil. Biz hedefe kilitlendik, bir an önce DAİŞ çetelerine son ölümcül darbeyi indirelim” sözleri ile komutanlarına gidiyor. 

SOYSUZLAR ÇETESİ DOĞU CEPHESİNE SIKIŞIYOR

Miştenur’un ardınan Kobanê’nin yüzde yetmişinde hakimiyet kuran YPG/YPJ, güney cephesini de DAİŞ çetelerinden temizliyor. Güney cephesi operasyonu ardından artık herkesin dikkati doğu cephesine döndü, sıra DAİŞ çetelerine son ölümcül darbeyi vurmaya geldi. DAİŞ çeteleri artık yalnızca doğu cephesinde barınabiliyordu. 22 Ocak günü Meryem Kobanê’nin Ekim ayı başında söylediklerini hatırlatıyorum:

"O günlerde, herkes ‘kent düşecek' dediğinde verdiğimiz sözü tutmaya az kaldı. Kobanê’nin DAİŞ’in cehennemi olduğunu yakında Kaniya Kurda’da ilan edeceğiz."

Bu sözlerden hemen bir gün sonra 23 Ocak günü doğu cephesini DAİŞ çetelerinden temizleme operasyonu başlıyor. Operasyon kapsamlı ancak kademeli bir şekilde yürütülüyor. Artık kentte barınamayacağını anlayan soysuzlar çetesi DAİŞ, kentin doğusunda yoğun mayınlama yapmıştı.

BAZI SAVAŞÇILAR SİTEMLİ!

Sabah saatlerinde büyük bir heyecan ve coşku var. Herkes Kobanê’nin özgürlüğünün ilan edileceği operasyonun bir parçası olmak istiyor. Savaşçılar bu konuda birbirleri ile yarışıyor. Bazıları geri hatlarda bırakılacakları için kızgın! Ama yine de arkadaşlarını uğurlarken bunu belli etmemeye çalışıyorlar. Bu anlarda gerçek ve gerçek üstü arasında gidip gelen sahneler yaşanıyor. Doğu Cephesi Komutanı Selahattin Halep, bir anda tüm savaşçıları etrafına topluyor. Ne yapmaları gerektiğini anlatıyor, özgürlüğün anlamından bahsediyor. Beden dili, retoriği, İskoçya’nın özgürlüğü için savaşanları anlatan ‘Cesur Yürek' filminde William Wallace’ın direnişçilere son muharebeden önce konuşma yaptığı sahneyi hatırlatıyor. Herkes pürdikkat komutanın verdiği taktik ve uyarıları dinliyor. Yaşamı ve özgürlüğü için ölümü alt edenler, unutulmayacak direniş destanının yolcuları, bu yolculuğu zafer ile taçlandıracak son adımlar için harekete geçiyor.

KANİYA KURDA OPERASYONU BAŞLIYOR

Kaniya Kurda Operasyonu başlıyor. Gazetecilerin geride kalmaları isteniyor, ileriye gidişimize izin verilmiyor. Geride üç YPJ savaşçısı ile birlikte bekliyoruz. Savaşçılardan Avesta, defalarca operasyonlarda yer almış, yaralanmış. Bu operasyonda geride bekliyor. Konuşmak istiyoruz ancak ”Konuşması gerekenler operasyonu yürüten arkadaşlar. Operasyondan sonra onlarla konuşun” diyor. Avesta, telsizden operasyonu takip etmeye çalışıyor. Çok heyecanlı. Bu sırada birkaç YPG savaşçısı da geliyor. Onlar da geride bekletilmelerine hayıflanıyor. Bir ara komutanlarına telsizden "Biz de geliyoruz. Neden bizi burada tutuyorsunuz" diyorlar. Ancak komutan kesin bir dille reddediyor.

TELSİZDEN GELEN SLOGAN SESİ

Operasyonun ilerleyen saatlerinde telsizden sesler yükselmeye başlıyor: ”Bijî Serok Apo", "Biji berxwedana Kobanê!” Bir savaşçı da sevinçle ayağa fırlıyor: “Arkadaşlar Kaniya Kurda’yı aldı!”

Biz de hareketleniyoruz, Avesta, komutana ulaşıyor ancak ”henüz değil” cevabı geliyor. Biraz daha bekliyoruz. Kaniya Kurda alınırsa Kobanê’nin özgürlüğü ilan edilecek. Savaşçılar heyecandan yerinde duramıyor. Dile kolay, dört ayı aşkın süre, her türlü silah tekniği, takviye üstünlüğü, sayısal uçurum ve insanlık dışı yöntemlere karşı, az sayıda cephane, yetersiz gıda, giyim ve bazen günlerce uykusuz kalarak, dondurucu soğuklarda parmaklarını bir an olsun tetikten düşürmeden, teslim olmamak için ikirciksiz şekilde ölümün üzerine yürüyerek, ama bir an olsun özgür yaşamda ısrar etmekten vazgeçmeden, adeta fizik kurallarını yerle bir eden direniş yürüttüler.

YPJ SAVAŞÇISININ SÖYLEDİĞİ MARŞ ZAFERİ MÜJDELİYOR

Bir süre sonra bu kez telsizdeki bir YPJ savaşçısının sesinden 'Bijî Rojava' adlı marşın "Keç û Xortên Kûrdistan, Şer Dikin Ji bo Niştiman” sözleri yükseliyor. Bundan sonra artık komutana haber verilme gereği duyulmadan YPJ/YPG savaşçıları öne doğru gidiyor. Biz de onlarla birlikte gidiyoruz. Kaniya Kurda bölgesine ulaşıyoruz. Kontrollü bir yolculuk oluyor ancak noktaya vardığımızda az önce sona eren çatışmaların ardından çekilen özgürlük halayı ile karşılaşıyoruz. Kaniya Kurda Tepesi'nin hemen karşısında yer alan caddede halaya tutuşan savaşçılar, Kaniya Kurda’yı DAİŞ çetelerinden temizleyerek Kobanê’yi özgürleştirmenin derin mutluluğunu yaşıyor. Şarkılar söyleniyor, sloganlar atılıyor.

DERİN MUTLULUK, DERİN HÜZÜN

Tüm savaşçılar birbirine sarılıyor. Yüzlerinden tarifsiz bir mutluluğun ifadesi okunuyor. Ama bakışlara yansıyan derin bir hüzün de hemen fark ediliyor. Kobanê’de şehit düşenlerin acısı belki de en çok özgürlüğün ilan edildiği gün hissedildi. Kobanê, en mutlu gününde, en çok da bu kavgada kahramanca düşen şehitlerini hissetti. Ve mutluluğuna derin bir hüzün de eşlik etti.

YPG BAYRAĞI KANİYA KURDA’DA DALGALANIYOR

YPG/YPJ savaşçıları dev bir YPG bayrağını Kaniya Kurda Tepesi'ne dikmek için yol almaya başlarken bizler de onlara eşlik ediyoruz. Tepeye vardığımızda savaşçıların “Bijî Serok Apo”, “Bijî berxwedana Kobanê” sloganları ortalığı inletiyor. Dev bayrak Kaniya Kurda Tepesi'ne dikiliyor. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın posterleri ise önceki savaşçı grubu tarafından zaten tepeye asılmıştı.

"Kobanê’nin DAİŞ’in cehennemi olduğunu tüm dünyaya, Kobanê’ye giriş yaptığı Kaniya Kurda’dan ilan edeceğiz” diyen Meryem Kobanê’nin bu sözleri amansız direnişin 134. gününde gerçeğe dönüşüyor. Kobanê direnişi, zamanı "Kobanê’den önce ve sonra" diye ikiye ayırdı. Tarih Kobanê’de kesintiye uğradı ve yeniden yazıldı. Ya da Stefan Zweig, yaşasaydı şunu mutlaka söylerdi: "Kobanê insanlık tarihinde yıldızın parladığı andır!"