Kobanê’de katliam yapan çetelere karşı operasyonlarda yer alan YPJ savaşçıları ile görüşmek için YPJ karargahına gidiyorum. Beklemem gerektiğini söylüyorlar; içeriye haber verilecek, onlar uygun görürse alacaklar. Bu sırada kapı güvenliğini sağlayan bir kadın savaşçı oturmamı istiyor.

‘BİZ SAVAŞÇIYIZ HEVAL…’

İsmini soruyorum “Laleşin” diyor. Susuyor, uzaklara dalıyor, yüzünde derin hüzün var. Çekinerek soruyorum, “neden bu kadar düşüncelisin, dalıp gidiyorsun” diyorum. Sanki ara verdiğimiz bir konuşmanın devamını yapıyormuşuz gibi anlatmaya başlıyor. “Biz savaşçıyız heval. Ülke ve devrim savunması yapıyoruz, şehit düşebiliriz. “ 

O konuşurken, neden bunları anlattığını anlamaya çalışıyorum. Laleşin, ekliyor: “Ama sivillerin ölümü çok ağır heval. Onları korumalıydık.” Şimdi anlıyorum Laleşin’i. Laleşin, konuşurken, dersiniz ki yüreğini eline almış, o kadar içten. Katledilenlerin acısını sadece yüreğinde değil, gözlerinde, mimiklerinde, bedenin de hissediyor; bunu anlamak zor olmuyor.

Yaşanan katliamın etkisini ilk defa Laleşin’i dinlerken bu kadar yoğun hissediyorum.

‘KOBANÊ’DE İNSANLAR SADECE ÖLMEDİ…’

“Rojbaş sesi ile uyandım. Uyanır uyanmaz silah seslerini duydum, arkadaşlara ne olduğunu sorunca çetelerin Kobanê’ye girdiğini öğrendim” diye devam ediyor Laleşin. Katliamcı çetelere müdahalede bulunan ilk YPG/YPJ savaşçı grubunda yer alıyor. Komutanları onu katledilen sivillerin cenazelerini kaldırmak ve diğer sivillerin korumasını sağlamak için görevlendiriyor.

“Halepçe’de yaşanan da büyük bir katliamdı. Binlerce kadın ve çocuk katledildi orada” diyen Laleşin, Kobanê’de sadece insanlar ölmediğini, en yakınlarının ölümüne tanıklık etmenin acısı ile öldüklerini söyledi.

“Bu çok ağır değil mi heval” diye soruyor, cevap veremiyorum. Laleşin, anlatırken, aklıma Fransız yazar Jean Genet’in “Tek başına” adlı kitabı geliyor. Genet, İsrail yanlısı Falanjist’lerin 1982 yılında Lübnan’daki Sabra ve Şatilla mülteci kamplarını basarak kadın, çocuk demeden gerçekleştirdiği toplu katliamı anlattığı bu kitabında, yine de “herkesin ölürken yalnız olduğunu” söyler. Ama Laleşin’i dinlerken “Kobanê’de kimsenin yalnız ölmediğini, hem de sadece ölmediğini” anlıyorum. Ciğer paresi, henüz emzirdiği bebeğinin acısı ile birlikte ölen bir annenin yalnız öldüğünü, sadece öldüğünü kim iddia edebilir ki? 

‘MUTFAK TEZGAHINA SAKLANAN ÇOCUĞU TARADILAR’

Laleşin, anlattıkça sarsıcı ayrıntılar ortaya çıkıyor. Üç yaşlarında bir çocuğun saldırı anında gizlenmek için mutfak tezgahının altına saklandığını, ancak DAİŞ canilerinin bu çocuğu bulunduğu yerde taradığını paylaşıyor. Annesi ve küçük kardeşinin ise diğer oda da kurşunlarla delik deşik edilmiş bedenini anlatıyor. Laleşin’in gözleri yaşarıyor anlatırken, “Çeteler bizi neden hedef almadı. Gelip bizimle çatışsaydılar. Halkımızdan, çocuklarımızdan ne istediler ?” diye soruyor. Türk devletine tepki gösteriyor, çetelerin yaptığı katliama ortaklık ettiklerini belirtiyor.

‘BU KATLİAMLAR YAŞANMASIN DİYE YPJ’YE KATILDIM…’

Laleşin Kobanêli. Katliamın yaşandığı sokaklarda büyüdüğünü söylüyor. Yaşamını yitiren yaşıtlarının çoğu ile bu sokaklarda oyunlar oynayarak, birlikte büyüdüklerini anlatıyor. “Ben bu sokaklarda bu katliamlar yaşanmasın diye YPJ’ye katıldım heval. Ama buna engel olamadım, bu çok zor geliyor” ifadelerini kullanıyor.

‘VARLIK GEREKÇEMİZ HALKI KORUMAKTIR’

Kobanê’ye büyük çete saldırısı olduğu günlerde, Eylül ayı sonunda ağır yaralanan ve nice arkadaşını yitiren Laleşin, bu durumu şu sözlerle özetliyor: “Biz zaten halkımız ölmesin. Ülkemiz ve halkımız özgür olsun diye ölüme hazırız. Bir savaşçı şehit düştüğünde buna anlam verebiliyorum. Ben de ağır yaralandım, şehit düşebilirim. Bunlar bizim için sorun değil. Ama halk. Onlar ölmemeli, yaşamalı, özgür olmalı. Bizim varlık gerekçemiz budur heval. ”

‘ÖNDER APO NE DİYECEK ACABA?’

Laleşin, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın katliam karşısında söyleyeceklerini merak ediyor. “Önderlik duyunca ne diyecek acaba. Çok merak ediyorum, önderlik duyunca çok üzüleceğini biliyorum. Bu halka bağlı olmayı, korumayı, özgürlüğü için mücadele etmeyi önderliğimizden öğrendik. Neler söyleyeceğini, nasıl değerlendireceğini çok merak ediyorum” diyor.

Laleşin, son olarak şunları ekliyor: “Biz bundan sonra böyle bir katliama müsaade etmeyiz. Ne olursa olsun tüm tedbirleri alacağız. Tek bir YPG/YPJ savaşçısı kalsa da bu halka kimse katliam uygulayamayacak. Bu halka kimsenin eli değmeyecek.”