KJK: özgür, eşit bir yaşam için direnişe katılalım

KJK Koordinasyonu, kadınların özgür, eşit bir yaşamı her açıdan hedefleyen bir sisteme ihtiyacı olduğunu belirterek, tüm kadınları halkın kendini yönetme isteği etrafında kenetlenmeye, direnişe katılmaya davet etti.

KJK Koordinasyonu, kadınların kendisini erkek aklının her türlü uygulamasına karşı korumak için öncelikle özgür, eşit bir yaşamı her açıdan hedefleyen bir sisteme ihtiyacı olduğunu belirterek, tüm kadınları halkın kendini yönetme isteği etrafında kenetlenmeye, direnişe katılmaya davet etti.

KJK Koordinasyonu, “25 Kasım Kadına Karşı Şiddetle Mücadele Günü resmi kabul edilişinin üzerinden 32 yılı geride bıraktı fakat kadınlar üzerindeki şiddet dünyada çok yönlü bir uygulama olarak devam ediyor. Bu şiddet karşısında direnen Mirabel kardeşler başta olmak üzere erkek aklı ve iktidarının kurbanı olan tüm kadınları ve özgür yarınlar için mücadelede şehit düşen tüm kadınları anıyor anılarına özgür, eşit ve demokratik yarınlar kurma sözümüzü yeniliyoruz” dedi.

“Ortadoğu halkları bin yıllardır devletten ve iktidarcı kurumlardan kaynaklanan şiddete maruz kaldılar” denilen açıklamada devamla şunlar belirtildi:

“En son olarak Ortadoğu krizinin derinleştiği 2010 yılından itibaren şiddet binlerce yıllık tecrübesini damıtarak DAİŞ terör örgütü ve aynı zihniyetten beslenen destekçileri tarafından yeni uygulama biçimleri ile uygulandı. Kadının bedeni mezheplerin, örgütlerin, devletlerin savaş sahası olarak kullanıldı.  Şengal’de Êzîdî kadınların bedeni üzerinden yürütülen uygulamalar binlerce yıllık bir kültün yüz yılımıza yansımasıydı. Sadece Êzîdî kadınlar değil Arap, Kürt, Türkmen, Şebek, Asuri, Ermeni binlerce kadın büyük bir şiddete maruz kaldı, binlercesi yerini yurdunu terk etti en kötü koşullarda mültecilik hayatı ile karşı karşıya kaldı. İktidar aklı sadece fiziki değil siyasi olarak da birçok uygulama ile kadınları ve demokratik mücadelelerini hedef aldı. Türkiye devletinin eşbaşkanlık sistemine soruşturma açarak ve kadın eşbaşkanları görevden alarak göstediği tahammülsüzlük de aynı iktidar aklının gösterdiği bir refleks olmuştur. Yine kadınları tek tek hedefleyen şiddet uygulamaları da gün be gün artmaktadır. Artan askeri, siyasi şiddet; şiddeti günlük hayatın bir parçası haline getirmiştir. Tüm bu uygulamalar karşısında kadınlar da Rojava devrimi şahsında tüm kadınlara esin olacak bir direniş göstermiştir. Binlerce yıllık sindirilmeye karşı kadınların göstermiş olduğu direniş bugün Ortadoğu’nun ve insanlığın umudu olmuştur. Kadın üzerindeki şiddet başta olmak üzere her yönlü köleleştirmeye karşı durmak için özgür, demokratik ve eşit bir toplumsal sistem mücadelesi ile birlik olarak mücadele şarttır.”   

KJK açıklaması, “Kadınlar olarak kendimizi erkek aklının her türlü uygulamasına karşı korumak için öncelikle özgür, eşit bir yaşamı her açıdan hedefleyen bir sisteme ihtiyacımız vardır. Bugün Rojava Kürdistan’ındaki, Şengal’deki, Cizre, Farqin ve Nusaybin’deki halkımızın kendini yönetme isteğinin başarıya ulaşması biz kadınların binlerce yıllık tekçi zihniyet ve erkek aklına karşı kazanacağı en güçlü mevzi olacaktır. Bu nedenle tüm kadınları halkımızın kendini yönetme isteği etrafında kenetlenmeye, direnişe katılmaya davet ediyoruz” diye son buldu.