KCK: Türk devletinin işgaline karşı direnişe!

Türk devletinin Kürt düşmanlığını her yerde ortaya koyduğunu belirten KCK: Tüm Kürtler ve demokrasi güçleri Türk devletinin işgaline karşı bir direniş geliştirmeli; dünyanın her yerindeki Kürtler de bu direnişi desteklemek için ayağa kalkmalıdır.

KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı Türk devletinin Kürt düşmanlığını her yerde ortaya koyduğunu belirterek, “Bakurê Kurdîstan’da soykırım savaşını her alanda boyutlandırırken, Suriye'de de Kürtlerin temel demokratik haklarını kazanmasının önüne geçmek için saldırılarını arttırmış bulunmaktadır. Saldırılarda birçok sivilin yanında 16 Ceyş El Suwar savaşçısı da yaşamını yitirmiştir. Bu saldırılarla Türkiye kendine bağlı çeteler ve IŞİD yanında Kürtlere karşı savaş yürüttüğünü bir daha ortaya koymuştur. Şimdiye kadar saldırılar konusunda sabırlı davranan devrimci güçlerin bu saldırılara cevap verme ve mücadele etme zorunluluğu ortaya çıkmıştır” dedi.

Türk devletinin Kürt halkına karşı saldırılarını her yerde arttırdığına dikkat çekilen açıklamada, “Kürdistan'ı dört parçaya bölen Lozan antlaşmasını kabul etmemesi de Kürtlerin her yerde güçlenmesi ve kendisinin amaçladığı soykırım politikasını engelleme gücüne ulaşması nedeniyledir. AKP iktidarı 2014 30 Ekim Milli Güvenlik Kurulunda aldığı Kürtlerin gücünü her yerde kırma kararını şu anda Türkiye dışına da taşırmış bulunmaktadır. Hem Kürt düşmanlığı, hem de izlediği mezhepçilik politikasıyla Ortadoğu'da süren savaşın, yaratılan kaosun en temel sorumlusu haline gelmiştir. AKP iktidarının faşist şefi Tayyip Erdoğan Önleyici Müdahale Stratejisiyle Ortadoğu'da kendi politikalarına boyun eğmeyen her siyasi güce karşı savaş açmış bulunmaktadır” ifadelerine yer verildi.

KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı  açıklamasında şu hususlara dikkat çekildi:

“AKP iktidarı Rojava Devrimini boğması için IŞİD'i desteklemiş ve binlerce insanın yaşamını kaybetmesine yol açmıştır. Suriye'deki iç savaşın bu kadar ağır ve kirli hale gelmesinin esas sorumlularından bir de Türkiye’dir. Türkiye önceleri çeteler yoluyla Suriye ve Ortadoğu siyasetinde etkili olma ve Rojava Devrimini bastırma politikası yürütürken, şimdi doğrudan kendisi savaşın içine girmiştir. Kuzey Suriye'deki Afrin Özerk bölgesindeki devrimcilere yönelik savaş uçakları ve toplar ile saldırı yapması bunu ifade etmektedir.

Türk devleti bu politikasıyla sadece tüm Kürtleri değil, Suriye halklarını da karşısına almıştır. Artık Suriye'de yeni bir savaş süreci başlamıştır. Suriye'de Kürtler dahil Suriyeli tüm halklar ve demokrasi güçleri Türkiye işgaline karşı ortak bir cephede buluşacaklardır. Türkiye'nin işgaline karşı demokratik Suriye’nin direnişini ortaya koyacaklardır. AKP iktidarının önleyici müdahale politikasına karşı ilk direniş cephesini oluşturacaklardır.

Kürt halkı ve Özgürlük Hareketi nasıl ki IŞİD saldırıları karşısında Rojava halkı ve devrimci güçleri yanında yer aldıysa, Türkiye'nin doğrudan saldırısı karşısında da Rojava Devrimcileri ve Demokratik Suriye Güçleri yanında yer alacaktır. Bakur, Başur, Rojhilat ve her yerde Kürdistan halkını Türkiye işgali ve saldırılarına karşı Rojava Devrimcileriyle Kuzey Suriye Güçleri yanında yer almaya çağırıyoruz.

Türk devleti sadece Rojava’da Kürt halkına saldırmıyor; Başurê Kurdîstan’da işgalci güç olarak Kürtlere düşmanlık yapmaktadır. Musul’a girmekte ısrar ederek ilk önce Şengal’e, daha sonra Kandil’e saldırmayı planlamaktadır. Kürt Özgürlük Hareketi'ni zayıflattığı takdirde Başurê Kurdîstan’da gücünü arttırıp Başurê Kurdîstan’ı soykırımcı sömürgeci politikalarının bir parçası haline getirmeyi hedeflemektedir. Kürt düşmanlığını her yerde ortaya koyması, tüm Kürtlerin Türkiye'nin politikalarına karşı ortak mücadele etmelerini zorunlu hale getirmiş bulunmaktadır. Rojava ve Suriye'de olduğu gibi Başurê Kurdîstan ve Irak'ta da tüm Kürtler ve demokrasi güçleri Türk devletinin işgaline karşı bir direniş geliştirmeli; dünyanın her yerindeki Kürtler de bu direnişi desteklemek için ayağa kalkmalıdır.”