Kayıp yakınları: Vahşete son verin, Öcalan ile görüşün

Amed, Hakkari, Batman ve İzmir'de ailelerle insan hakları savunucuları, soykırımcı saldırıların durdurulmasını istedi. Eylemde, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'a dönük tecridin de kaldırılması istendi.

Yakınları devlet güçlerince katledilen veya katledilenler, sokağa çıkarak adalet arayışlarını sürdürdü. Amed, Hakkari, Batman ve İzmir'de ailelerle insan hakları savunucuları, soykırımcı saldırıların durdurulmasını istedi. Eylemde, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'a dönük tecridin de kaldırılması istendi.

AMED

İHD Amed Şubesi ve kayıp yakınları, "Kayıplar bulunsun, failler yargılansın" sloganı ile her hafta düzenlediği oturma eyleminin 365'incisini Koşuyolu Parkı Yaşam Hakkı Anıtı önünde düzenledi. 

Eylemde, 1994 yılında Amed'in Lice ilçesinde yol kontrolü yapan Türk askerlerince gözaltına alınan ve kendisinden bir daha haber alınamayan Ahmet Tekin'in akıbeti soruldu.

İHD Amed Şubesi Başkanı Raci Bilici, eylemdeki konuşmasında, kayıpların ve cinayetlerin devletin bilgisi dahilinde gerçekleştiğini belirtti. 

'HESABI SORULACAK'

Cizre'deki yaralıların sağlığa erişim haklarının ihlal edildiğini ve bir vahşete dönüştüğünü söyleyen Bilici, "İnsanlığa karşı işlenen suçların hepsinin hesabı sorulacak. Bunun ilelebet size kalacağını mı sanıyorsunuz? Siz ne zamana kadar bu vahşeti sürdürebileceğinizi sanıyorsunuz. Size düşen diyalog kurmaktır. Bu işi muhatapları ile çözebileceksiniz. Bu sorunu Kürtlerin kendine önder kabul ettiği insanlarla çözersiniz. Derhal bu vahşete son verin ve Öcalan ile sorunu konuşun" diye konuştu.

'BİZİM MİSAFİRİMİZ' DİYEREK GÖZALTINA ALDILAR

İHD Amed Şubesi Kayıp Komisyonu Üyesi Abdullah Zeytun, 1994 yılında Lice ilçesinde yol kontrolü yapan askerlerce gözaltına alınan ve kendisinden bir daha haber alınamayan Ahmet Tekin'in hikâyesini anlattı. Zeytun şunları aktardı: "Ahmet Tekin, 1994 yılının Mayıs ayında Diyarbakır'dan Lice'ye giderken bulunduğu araç, Sarnığ köyü yakınlarında yol kontrolü yapan askerler tarafından durdurulur. Aracı durduran askerler, minibüs şoförü ve yolculara 'Siz gidin, Ahmet bizim misafirimizdir' diyerek, Tekin'i gözaltına alır. Bu tarihten sonra Ahmet Tekin'den bir daha haber alınamaz. Tekin ailesi, Lice'de savcılığa başvurarak çocuklarının bulunmasını ister. Ancak dosya, görevsizlik kararı verilerek Diyarbakır 7. Kolordu Komutanlığı'na gönderilir." 

HAKKARİ

Hakkari'nin Yüksekova (Gever) ilçesinde Sanat Sokağı'nda kayıp yakınları ve İHD üyeleri, gözaltında kaybedilen yakınlarının akıbetini sormak ve faillerin yargılanması talebiyle 94'üncü haftada buluştu. Eyleme, Barış Anneleri Meclisi ile HDP ve DBP'li yöneticiler de katıldı. Kaybedilen yakınlarının fotoğraflarını taşıyan aileler, bu haftaki eylemlerini Cizre'nin Madımak'ı olarak hafızalara kazınan, top atışları nedeniyle bir binada çıkan yangında devlet güçleri tarafından yakılarak katledilenlere adadı. Saygı duruşunun ardından konuşan İHD yöneticisi Tayip Canan, Kürdistan'da devam eden savaşın son bulması çağrısında bulunarak, herkesi barış etrafında kenetlenmeye çağırdı. 

BAYSAL'IN HİKAYESİ

Can, JİTEM tarafından 7 Haziran 2004 tarihinde ilçeye bağlı Geliyê Doski bölgesine gittikten sonra kendisinden bir daha haber alınamayan Mehmet Sıddık Baysal'ın hikayesinin anlatıldığı haftanın açıklamasını yaptı. 3 çocuğu olan Baysal'ın geçimini sağlamak için hayvancılık yaptığını söyleyen Can, Baysal'ın katledilmeden 2 gün önce eşine, "Ben Doski mıntıkasındaki köylere gidip orada büyükbaş ve küçükbaş hayvan alacağım. Orada 2 gün kalabilirim" diyerek evden ayrıldığını ve o tarihten sonra kendisinden haber alınamadığını söyledi. Baysal kaybolduktan 4 gün sonra evine asker tarafından baskın yapıldığını söyleyen Can, "Askerlerin bölgede yaptığı operasyonlarda katledildiği bilgisi verilen Baysal'ın cenazesinin Kamışlı (Sinava) Karakolunun sınırları içerisine gömdüklerini söylediler. Baysal'ın kemikleri halen Kamışlı Karakolunun bahçesinde" diye konuştu.

BATMAN

İHD Batman Şubesi ve kayıp yakınları da Gülistan Caddesi'nde bulunan İnsan Hakları Anıtı önünde kaybedilenlerin akıbetini sordu. Kayıp yakınları, JİTEM tarafından kaybedilen yakınlarının fotoğraflarının yer aldığı pankart ile katledilen Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi'nin fotoğraflarını taşıdı. Cizre'de kuşatma ile birlikte sivil halka dayatılan vahşetin protesto edildiği eylemde, bir evin bodrumunda hastaneye kaldırılmayı bekleyen yaralılara sağlık koridorunun açılması için kamuoyuna çağrı yapıldı.

İHD Şube Başkanı Mehmet Bağadır, eylemdeki konuşmasında şunları kaydetti: "İnsancıl hukuk açısından adli makamların Cizre'de derhal yapmaları gereken yaralı insanların bulunduğu ortamın güvenliğini sağlayarak, mağdur insanların güvenli bir şekilde olay yerinden tahliye edilmesi ve kendilerine tıbbi desteğin sağlanmasıdır. Bütün savaş durumlarında yapılması gereken ya güvenliği sağlarsın ya ateşkesi sağlarsın. Aksi taktirde meydana gelen ölümlerden yetkililer sorumludur. Bunun kaçar adımı yoktur. Uluslararası ceza mahkemesinde bunun hesabı verilir. Bunun zaman aşımı da yoktur."

İZMİR

İHD İzmir Şubesi ve kayıp yakınları ise Konak Eski Sümerbank önünde açıklama yaptı. Siyasi parti ve sivil toplum örgütü temsilcilerinin de katıldığı eylemde, "Kayıplar belli failler nerede?" pankartı taşındı. Kaybedilen ve katledilenlerin fotoğraflarının taşındığı eylemde, 1980'de gözaltında işkence ile katledilen Maksut Tepeli'nin hikayesi okundu. 

Açıklamayı yapan İHD yönetim kurulu üyesi Aysel Buzludağ, Tepeli'nin ailesinin bilgisi dışında nüfus kütüğüne "ölü" kaydı düşüldüğüne işaret etti. Buzludağ, "Maksut'u işkenceyle öldüren polislerin kimliklerinin tespit edildiği ama Sıkıyönetim Komutanlığı Askeri Savcılığı'nın polisler hakkında takipsizlik kararı verdiği de açığa çıktı. Kadıköy Cumhuriyet Savcısı Nihat Çakar'ı Maksut Tepeli'nin kaybedilmesinden sorumlu tutuyor ve yargılanmasını istiyoruz" diye konuştu.