GÖRÜNTÜLÜ

Karasu: Bu Newroz soykırımcı sömürgeciliğe isyan Newroz’u olmalı

Mustafa Karasu: 2017 Newroz’u Kürt'e ve varlığa sahiplenme, varlığa karşı saldırı içinde olan soykırımcı sömürgeciliğe bir isyan Newroz’u olmalıdır. Bedeli ne olursa olsun, düşman ne kadar zalim olursa olsun Newroz meydanlarına çıkmalıyız.

 
KCK Yürütme Konseyi Üyesi Mustafa Karasu, Newroz’a ilişkin ajansımıza değerlendirmelerde bulundu. Newroz şehitlerini anarak konuşmasına başlayan Karasu, “Newroz yaklaşırken Mazlum Doğan yoldaş ve tüm Newroz şehitlerini minnetle ve saygıyla anıyorum. Newroz şehitleri Kürdistan için çok değerlidir, çok önemlidir. Eğer bugün bir Kürt varlığından söz ediyorsak, Kürt gerçeğinden söz ediyorsak bunda Newroz şehitlerinin emeği, mücadelesi ve verdikleri canların rolü belirleyicidir. Newroz gerçeği Kürtler için çok farklı bir anlama sahiptir.  Aslında Kürt varlığıyla Newroz varlığı iç içe geçmiş bir gerçekliktir. Newroz Kürt'ü var etmiştir, Kürt Newroz’u var etmiştir. Newroz’da Kürt'ün var olma gerçeğinin ve direnişinin kültürü vardır. Newroz bir anlamda Kürt'ün varlığının somut ifadesidir. Kürt var olmasını Newrozları ayakta tutarak bugüne kadar getirmiştir. Eğer Newrozlar yok olsaydı Kürt de yok olurdu. Nitekim Newroz gerçeği Kürdistan’da zayıfladıkça, Kürtler de soykırım kıskacında yok olmaya yüz tutmuşlardır. Kürtler soykırıma tabi tutuldukça Newroz gerçeği de unutulmaya başlanmıştır. Soykırımcıların en başta da unutturdukları gerçek Newroz gerçeğidir. Özellikle Türk devleti Kürdistan'da yürüttüğü soykırım politikasıyla beraber Kürt'ün bütün değerlerini unutturma çabası yürütmüştür. Soykırımı sadece fiziki bir soykırım olarak yürütmemiştir ya da sadece dilini yasaklayarak yürütmemiştir. Newroz gibi Kürt'ün değerlerini hatırlatan temel bir kültü, bayramı, direniş ve var olma gününü de unutturmuştur, unutturmaya çalışmıştır. Bu bakımdan 1970’lere gelindiğinde Kürdistan'da soykırım çok ciddi bir mesafe aldığı ve Kürt halkı tam soykırım kıskacında yok edilmenin eşiğine getirildiği gibi Newroz’da Kürdistan'da unutturulmuştur. Artık Kürdistan’ın çok sınırlı bazı bölgeleri dışında Newroz kutlanamaz olmuştur. Botan’ın bazı kasabaları dışında Newroz kutlanamaz hale gelmiştir. Bu aslında Botan ve çevresi dışında Kürt gerçeğinin önemli düzeyde soykırıma uğratılmasını ifade etmektedir. Bu bakımdan Kürdistan'da 1970’lerde soykırım gerçeğinin, Kürt'ü yok etme gerçeğinin ne durumda olduğunu öğrenmek için Newroz’un nerelerde kutlandığını, nerelerde kutlanmadığını araştırmak ortaya çıkarmak için yeterlidir. Gerçekten de o yıllara baktığımızda Newroz Botan dışında Kürdistan’ın diğer yerlerinde kutlanmıyordu, Newroz geleneği yoktu, unutturulmuştur. Bu nedenle APOCU hareket ilk grup olarak çıktığından itibaren yaptığı ilk şey bu gerçekliği görerek Newroz’la Kürt arasındaki bağı görerek Newroz’u canlandırma mücadelesi vermiştir. 76’dan başlayarak Newroz’u her yerde kutlamaya, her yerde Newroz ateşini yakmaya başlamıştır. Ve gerçekten de 1970’lerde Newroz ateşinin gelişmesi ve Newroz bilincinin ortaya çıkarılmasıyla birlikte Kürdistan'da Kürtlük, yurtseverlik ve var olma bilinci, varlığını hatırlama yeniden güçlenmeye başlamıştır. APOCU grup da, diğer gruplar da artık Newroz’la birlikte kutlanmayan, Newroz’u artık Kürt şehirlerinde, kasabalarında, her yerde ateşler yakarak kutlamaya başlamıştır. Bu açıdan Newroz gerçeğini ve kutlamasını Kürtler için çok önemli görmek gerekiyor. Newroz kutlaması demek varlığın ispatı, özgür ve demokratik yaşamın ortaya konulması, Kürt'ün özgürlük iradesinin ortaya konulması demektir. Bu açıdan Newroz kutlamaları neden önemlidir denilirse; bu gerçekte yatmaktadır” dedi.
 
SOYKIRIMA VE ZULME KARŞI NEWROZ RUHUYLA DİRENİLİR

Soykırıma ve zulme karşı en büyük direnişin Newroz ruhuyla verilebileceğini belirten Mustafa Karasu şunları söyledi: “Kürt Newroz’u kutlamazsa, varlığını ortaya koymazsa yok olmayla karşı karşıya kalır. Soykırımcı sömürgecilik Kürt'ü yok etmede adım atar. Bu bakımdan soykırımcı sömürgeciliğe karşı en büyük direnişlerden biri Newroz’un ayakta tutulmasıdır, Newroz gününde Newroz ateşinin yakılmasıdır, soykırımcı sömürgeciliğe karşı direnişin ortaya konulmasıdır. İşte bu gerçeği APOCU Hareket, Önder APO ve PKK görmüş, Newroz’u geliştirmek için hep büyük çabalar harcamıştır. 1982’de Mazlum Doğan’ın o zindanın işkence koşullarında, o zulüm koşullarında üç kibrit çöpü yakarak o işkenceleri, zulmü protesto etmesi, o zulme karşı varlığını ortaya koyması, Newroz ruhunun canlandırılmasıdır ya da ancak Newroz ruhuyla zindanda zulme karşı konulacağının ifadesidir, bunun ilan edilmesidir. Biz de zaten böyle anladık. 1982 Newroz’un da Mazlum Doğan yaşamını ortaya koyduğunda biz bu protestoyu, bu zulme karşı isyanı zindandaki zulmün ancak Newroz ruhuyla alt edilebileceği mesajı olarak anladık. Newroz’da Mazlum’un protestosunu bir direniş kıvılcımı olarak ele aldık. Mazlum o direnişle artık bu zulme boyun eğilemez, bu zulme karşı Newroz ruhuyla, Kawa ruhuyla direnilmesi gerekir mesajını bize verdi. Eğer daha sonra dörtler kendilerini yakarak direniş meşalesi yaptılarsa ve 14 Temmuz direnişi gerçekleştiyse bunu yaratan da Mazlum’un Newroz’da verdiği mesaj, bu mesajın ve kıvılcımın 14 Temmuz’da daha gürleştirilmesi ve yükseltilmesidir. Bu açıdan Newroz’un ruhunu, direnişini, şehitlerini ve gerçekten tarihi önemini iyi anlamak, Kürdistan halkının özgürlük ve demokrasi mücadelesindeki yerini çok iyi görmek gerekiyor.”

KÜRT’Ü YENİDEN DİRİLTEN NEWROZ RUHUDUR

Newroz’da alanlara çıkmanın özgür yaşam iradesinin ortaya konulması olduğunu vurgulayan Karasu, “Bu açıdan serhildanlar da Newroz’da başlamıştır. 1990’lı yıllarındaki sehildanları yaratan Newroz ruhudur. Newroz’da Cizre ve Nusaybin halkı ayağa kalkarak artık Kürt'ün bu soykırım sistemi altında yaşamayacağını tüm dünyaya ilan etmiştir. Kürt'ün yeni yaşam özlemi, soykırım sistemi altında yaşayamayacağını, soykırıma karşı direneceğini, soykırım sitemini kıracağını da 1990’lı yılların başında Nusaybin’de, Cizre’de Newroz direnişçileri ve halkı, Newroz’da meydanlara çıkanlar ilan etmiştir. Bu yönüyle Newroz’un Kürdistan özgürlük mücadelesi içindeki yeri çok büyüktür. 1990-91-91 Newrozları Kürt'ü yeniden dirilten Newrozlardır. Onun için Önder APO, 1990-91-92’deki Newrozlar’daki bu serhildanlardan sonra ‘Diriliş tamamlandı, sıra kurtuluşta’ demiştir. Yani Newrozlar’da ayağa kalkış Kürt'ü diriltmiştir, yeniden ayağa kaldırmıştır. Kürt’ü yeniden ayağa kaldıran, dirilten Newroz ruhudur, içindeki direniş karakteridir, ruhudur. Kürt'ün varlık değerleridir. Newroz’un içinde Kürt'ün varlık değerleri vardır. Bu yönüyle her Newroz’da Kürt'ün ulusal duyguları yükselir, Kürtler ideolojileri, düşünceleri, siyasi görüşleri ve sınıf konumları ne olursa olsun varlıklarını hatırlarlar, varlığını hatırlayarak Kürt'ün varlığını ortaya koyma iradesi olarak meydanlara çıkar, Newrozları kutlarlar. Newrozlar’da hiçbir Kürt evinde oturmak istemez.  Yaşlısı, genci, kadını, çocuğu evinde kalmak istemez. Çünkü Newroz çocuk için de, yaşlı için de, hasta için de, kendini var etme günüdür, kendi varlığını hatırlama günüdür. Kürt'ün kendini Kürt hissettiği, özgür ve demokratik yaşam özlemini en yüksek düzeye çıkardığı gündür. Bu açıdan da meydanlara koşar, soykırımcı sömürgeciliğe karşı haykırır, direnir, zulme boyun eğmez ve eğmeyeceğini gösterir ve orada direniş iradesini ortaya koyar. Direniş tutkusu, ruhunu ortaya koyar. Newroz meydanları her yıl direniş tutkusunun, iradesinin, duruşunun tazelendiği, güçlendirildiği yerlerdir. Hatta direniş andının içildiği yerlerdir. Bu bakımdan Newrozlar’da, Newroz meydanlarına çıkmak çok çok önemlidir. Newroz meydanlarına çıkmak demek özgür yaşam iradesini ortaya koymak ve özgür yaşamda ısrar etmek demektir. Newroz meydanları Kürtler için aslında halk kongreleri meydanıdır. Her Newroz meydanındaki topluluk, bir halk kongresinin topluluğudur. Bu bakımdan Newrozlar’daki konuşmalar, sloganlar, özlemler tamamen halkın nasıl bir Kürdistan istediğinin, nasıl bir yaşamın istenildiğinin, nasıl bir demokrasi istediğinin ortaya konulduğu halk kongreleridir. Newrozlar’da halk özgür ve demokratik yaşam programını ortaya koyarlar. Bu bakımdan her Newroz Kürtler için çok çok önemlidir. Kürtler açısından Newroz’un yokluğu Kürt'ün yokluğudur. Newroz günü meydanlara çıkmamak, Newroz’un değerlerini hatırlamamak, Newroz gününde şehit düşenleri hatırlamamak ve Kürt'ün değerlerini, özgür demokratik yaşam iradesini ortaya koymamak Kürtlük için kendini inkâr etme, yok sayma, kendinden vazgeçme anlamına gelir. Bu bakımdan Kürtler her Newroz’da meydanlara çıkarak biz varız, Kürt olarak, özgür ve demokratik olarak yaşamak istiyoruz iradesini ortaya koyarlar.”

NEWROZ TARİH İÇİNDE OLUŞMUŞ DEMOKRATİK ULUS İRADESİDİR

KCK Yürütme Konseyi Üyesi Mustafa Karasu, şu hususlara da dikkat çekti:

“Kuşkusuz Newroz Kürt'ün özgür ve demokratik yaşam iradesi olduğu gibi, Newroz aynı zamanda halkların kardeşliğinin iradesidir. Aslında Newroz, Önder APO‘nun bugün ortaya koyduğu demokratik ulus teorisinin tarihsel ruhudur. Aslında Newroz tarih içinde oluşmuş demokratik ulus iradesidir. Bu bakımdan biz Newroz’u aynı zamanda Kürtlerin tüm komşu halklarla kardeşçe bir arada yaşama iradesi olarak görüyoruz. Newroz’u Êzidî’siyle, Sünni’siyle, Alevi’siyle tüm Kürtlerin bir arada yaşama iradesi olarak görüyoruz. Êzidîlerin, Alevilerin, Sünnilerin, Hıristiyanların, Müslümanların, herkesin bir arada yaşama iradesi olarak görüyoruz. Bu nedenle Newroz Kürtler’de çok güçlüdür, Kürt'ün var olma iradesidir, Kürt'ün var olma kültürüdür. Aslında Kürt'e özgün yanları vardır. Ama Newroz öte yandan bütün Ortadoğu halkları tarafından kutlandığı için, halkların kardeşliğini sağlayan da bir kültürdür. Bu yönüyle Newroz kültürüne sahip olmak demek, şovenizmden, milliyetçilikten uzak, halkların kardeşliğini savunan demokratik ulus anlayışına sahip olmak demektir. Bu açıdan Newroz’u kutlayanlar milliyetçi olamazlar. Eğer Farslar, Azeriler, Türkmenler, Kazaklar Newroz’u kutluyorsa milliyetçi olamazlar. Newroz’u kutlayan halklar kesinlikle milliyetçi olamazlar. Demokratik ulus anlayışına sahip olurlar, bütün diğer ulusların varlığına saygı gösterirler. Bugün Türk devleti aslında Newroz düşmanıdır. Çünkü Newroz tekçiliği yok sayar. Nasıl ki Newroz bir yönüyle baharın uyanışı, tüm renklerin bir arada var olmasını ifade ediyorsa, halklar açısından da tüm farklı ulusların, kimliklerin, kültürlerin bir arada olmasını ifade eder.

TÜRK DEVLETİ KÜRT DÜŞMANI OLDUĞU GİBİ NEWROZ DÜŞMANIDIR

Bu açıdan Türk devleti Kürt düşmanı olduğu gibi Newroz düşmanıdır. Zaten Kürt düşmanı olduğu için Newroz düşmanıdır. Bu yönüyle de Newroz’u ayağa kaldırmak, var etmek, Tayyip Erdoğan'ın her gün tekrarladığı tek devlet, tek millet, tek bayrak, tek vatan biçimindeki faşist düşüncesine isyan etmektir. Newroz ayı aynı zamanda Türk devletinin bu tekçiliğine isyan etmektir. Bu bakımdan Newrozlar Kürtlerin ve halkların varlığı için çok çok önemlidir. Bu açıdan 2017 Newroz’u çok önemlidir. Çünkü Türk devleti Kürt varlığını yok sayıyor. Kürt varlığını ortadan kaldırmak istiyor. Kürtlerin bütün değerlerini ezmek istiyor. Kayyumların ilk yaptıkları iş Kürtçe tabelaları, Kürt kültürünün kurumlarını ortadan kaldırmaktır. Kürtlükle ilgili ne varsa Kayyumlar ilk önce onları hedeflemişlerdir. Bugün AKP iktidarı, MHP ile ittifak içindedir. Bu ittifak Kürt düşmanlığı ittifakıdır. Zaten MHP’nin AKP ile ittifakı Kürt düşmanlığı nedeniyledir. Bugün AKP iktidarı Rojava devrimine düşmanlık yapıyor, Ezidilerin özgür ve demokratik yaşamına kavuşmasına düşmanlık yapıyor. Bu açıdan bu Newroz’da Kürt'ün ayağa kalkması çok çok önemlidir. Bu soykırımcı sisteme karşı bir tutum ortaya konulması gerekiyor. AKP-MHP iktidarı bir soykırım iktidarıdır, yönetimidir. 16 Nisan referandumu da bu soykırım yönetimini meşrulaştırma, resmileştirme ve yasal bir mevzuata kavuşturma çabasıdır, adımıdır. Bu Newroz’da Kürt halkının ayağa kalkması, bu soykırımcı sisteme karşı direnmeyi ifade eder. Bu Newroz’da Kürt halkının ayağa kalkması Kürt'ü dirilten Newrozların, yani Cizre, Nusaybin ve Şırnak Newroz’unun yeniden ayağa kaldırılmasıdır. Şırnak’ta, Nusaybin’de, Cizre’de, Silopi’de, Newroz’un en güçlü kutlandığı, güçlü kutlanarak Kürt'ün diriliş gerçekleştirdiği yerlerin yerle bir edilmesine karşı bir isyanı ifade edecektir. 2017 Newroz’u Cizre’ye, Nusaybin’e, Şırnak’a yani Newroz’un en güçlü alevlendiği, serhildanların tarih sahnesine çıktığı, Newroz günlerinde Kürt'ün dirilişinin gerçekleştiği bu şehirlere sahiplenme günü olacaktır. Bu bakımdan 2017 Newroz’unun anlamı çok büyüktür.

BEDELİ NE OLURSA OLSUN MEYDANLARA ÇIKMALIYIZ

2017 Newroz’u tarihi anlamına yakışır biçimde Kürt'e ve varlığa sahiplenme, varlığa karşı saldırı içinde olan soykırımcı sömürgeciliğe bir isyan Newroz’u olmalıdır. Kürt, varlığının yok edilemeyeceğini, soykırım sömürgeciliğin Kürt özgürlük mücadelesini tasfiye edemeyeceğini, özgürlük tutkusunu ezemeyeceğini, Kürt'ün özgür ve demokratik yaşam özlemini yok edemeyeceğinin ortaya konulduğu gün olmalıdır. Bu bakımdan bu Newroz’da Kürt halkı her yerde; Amed’te, Mardin’de, Urfa’da, Van’da, Batman’da, Hakkari’de, Ağrı’da, Dersim’de, Bingöl’de, Bitlis’te, Muş’ta, Serhat’ta, Botan’da, metropollerde, her yerde ayağa kalkmalıdır. Her şehir, kasaba ve mahalle Newroz Serhİldanı haline getirilmelidir. Tabi ki geçmişte olduğu gibi meydanlar yüz binlerle doldurulmalıdır. Ama düşman izin vermediği takdirde de her mahalle, sokak Newroz alanı haline getirilmelidir. Soykırımcı sömürgecilik Newroz’u yasaklarsa, engellerse Kürt halkı kesinlikle her mahalleyi, sokağı Newroz alanı haline getirmelidir. Newroz direniş duruşu yeri haline getirmelidir. Newrozların karakteri bellidir. 1990-91-92 Newrozları Kürt'ü ayağa kaldıran Newrozlardır. Bu Newrozlar’daki duruşta bellidir. Yüzlerce, binlerce şehidimiz vardır. Ama buna rağmen bu Newrozlar yine kutlanmıştır. Bunları Kürt halkı unutmamalıdır.  Biz varlığımızdan ve özgür yaşamımızdan vazgeçemeyiz. Özgür ve demokratik yaşam özlemimizden vazgeçemeyiz. Bedeli ne olursa olsun, düşman ne kadar zalim olursa olsun Newroz meydanlarına çıkmalıyız, Newroz’u kutlamalıyız, özgür ve demokratik yaşam irademizi tüm dünyaya bir daha göstermeliyiz. Soykırımcı sömürgeciliğe de, Newroz halkı olan Kürtlerin iradesinin kırılamayacağını, sindirilemeyeceğini göstermeliyiz. Önder APO Kürt halkına ‘Newroz halkı’ dedi. Newroz halkı demek direniş halkı, özgür ve demokratik yaşam halkı ve her tür zulme karşı isyan etme gücü ve iradesi demektir. Bu temelde tüm Kürt halkının 2017 Newroz’unu kutluyorum. Geçmiş Newrozlar’da şehit düşenleri bir daha saygıyla ve minnetle anıyorum. 1993 yılında Avrupa’da kendini yakarak şehit düşen Ronahi, Berivan’ı, Zekiye Alkan’ı anıyorum, İzmir Kadifekale’de kendisini yakan Rahşan’ı anıyorum ve bütün Newroz şehitlerinin anısının mutlaka yaşatacağımızın sözünü bir kez daha veriyoruz. Bu temelde tüm halkımızı da Newroz şehitlerinin sözünü düşürmemek için meydanlara çıkmaya, Newroz’u en güçlü bir şekilde kutlamaya çağırıyorum.”