İHD Silvan’a ilişkin gözlem raporunu açıkladı

İHD, Silvan’a ilişkin gözlem raporunu açıkladı. İHD İstanbul Şubesi Başkanı Zeynep Ceren Boztoprak, var olan tablonun AKP iktidarının izlediği savaş politikasının bir uzantısı olduğunu söyledi.

İHD, Silvan’a ilişkin gözlem raporunu açıkladı. İHD İstanbul Şubesi Başkanı Zeynep Ceren Boztoprak, var olan tablonun AKP iktidarının izlediği savaş politikasının bir uzantısı olduğunu söyledi. Hak ihlallerini araştıran hukukçuların engellendiğine dikkat çeken Boztoprak, "Yaşam hakkını hiçe sayan ihlallere karşı sessiz kalan herkes hukuki, siyasi ve tarihsel olarak sorumluluk altındadır" dedi. 

İHD İstanbul Şubesi, 3-14 Kasım tarihleri arasında Amed’in Silvan ilçesinde 3 mahallede ilan edilen sokağa çıkma yasağına ilişkin gözlemlerini, dernek binasında düzenlenen basın toplantısında kamuoyu ile paylaştı. Toplantıya İHD İstanbul Şube Başkanı Zeynep Ceren Boztoprak ile insan hakları savunucuları Ali Koçyiğit ve Semiray Yılmaz katıldı. Boztoprak'ın açıkladığı gözlem raporunda şunlara yer verildi: 

* 22 yaşındaki Müslüm Tayyar, 2 Kasım 2015 günü (sokağa çıkma yasağından bir gün önce) Feridun Mahallesi'nde, akrabasının evinden çıktıktan sonra yolda yürürken zırhlı araçtan yapılan tarama sonucu yaralanmış ve kaldırıldığı hastanede yaşamını kaybetti. 

* 20 yaşındaki Sertip Polat, 3 Kasım 2015'de özel harekat timlerinin düzenlediği operasyon sırasında vurularak öldürülmüştür. 

* 24 yaşındaki Engin Gezici, 3 Kasım 2015'de Tekel Mahallesi'ndeki evinden çıkarken sokak kapısına keskin nişancılar tarafından vurularak yaşamını kaybetmiştir. 

* 65 yaşındaki İsmet Gezici, yeğeni Engin Gezici'nin cansız bedeninin üstüne kapandığı esnada, keksin nişancılar tarafından vurularak yaralanmış ve kaldırıldığı hastanede yaşamını kaybetmiştir.

* Mehmet Gündüz, 9 Kasım'da sokağa çıkma yasağının bulunmadığı Feridun Mahallesi'ndeki bir kahvehanenin özel harekat timleri tarafından taranması sonucu yaşamını yitirmiştir. 
* Yakup Sinbağ ve Süleyman Çelebi isimli yurttaşlar da özel harekat timleri tarafından taranması sonucu yaşamını yitirmiştir. 

* Cami Mahallesi'ndeki Azizoğlu Caddesi'nde toplanan halka özel harekat timlerinin ateş açması sonucu Abdulkerim Eleftos bacağına isabet eden kurşunla, Haysal Korkmaz da vücuduna isabet eden kurşunla yaralandı. 

* 5 Kasım'da polisin bir eve düzenlediği saldırı sırasında evde bulunan Mukaddes Arbağ yaralandı, 6 Kasım'da da Rıdvan Us, 7 Kasım'da ise Tekel Mahallesi'nde esnaf olduğu belirtilen Adnan Bakır bomba atar mermisinin parçalarıyla ağır yaralanmıştır. 

* 8 Kasım'da özel harekat timlerinin attığı havan topunun Cami Mahallesi Azizoğlu Caddesi üzerindeki evine isabet etmesi sonucu Mehmet Emin Çiçek yaralandı. 

* 9 Kasım'da sokağa çıkma yasağının bulunmadığı Feridun Mahallesi'ndeki bir kahvehanenin özel harekat timleri tarafından taranması sonucu Seyfettin Kurt ve Abduklsamet Kecisi ve Kudrettin çiçek ağır yaralanmıştır. Mustafa Sağlam ise Selahattin Mahallesi'nde açılan ateş sonucu yaralanmıştır. 

* 13 Kasım'da da Konuk Mahallesi'ne gitmek için HDP'li vekillerin bir grup avukat ile mahalleye girmek istemesi üzerine açılan ateş sonucu Üstün Güneş simli yurttaş göğsünden ağır yaralanmıştır. Ayrıca aynı gün, isimleri öğrenilemeyen 5-7-11 yaşlarında çocuklar yaralanmıştır

* 12 boyunca süren yasaklarda 7 kişi yaşamını kaybetmiştir. Sivil yurttaşlar öldürülmüş, evler yıkılmıştır.

* Yasağın başlaması ile birlikte su boruları patlatılarak mahaller susuz bırakılmıştır. 

* Panzerlerle girilen mahallelerde evlerin tümü taranmıştır.

* Yasak sürecince sağlık hizmeti verilmemiştir. İnsanların yanında hayvanlar da yaşamını kaybetmiştir. 

* Yasak sürecince devlet Silvan'da savaş konseptini devreye sokmuştur. Bu süreçte Türkiye iç hukuka uygun davranmadığı gibi Cenevre Antlaşması'na da uygun davranmamıştır. Devlet güçleri adeta "devlet terörü" estirerek halkı yıldırmayı hedeflemiştir. 

* Devletçe yapılan sistematik saldırının bir parçası yaşanmıştır. 

* Kolluk kuvvetlerinin dış görünüşleri itibarı ile Kürtler üzerinde IŞİD vahşetinin etkisi devam ettirilmek istenmiştir. 

Gözlem raporunda, son olarak şu tespite dikkat çekildi: "Kolluk kuvvetlerinin son yıllara nazaran ölçüsüz şiddet uygulamaktaki özgüven ve pervasızlıkları adeta saldırmayı bir hak ve vatan görevi olarak algılamaları, esasen siyasal iktidarın bu yöndeki siyasi tavrıyla ilintili görünmektedir. Mevcut tutum, AKP iktidarının izlediği savaş politikasının bir uzantısı olarak ölçüsüz şiddetin korunduğu, cezasızlık prensibiyle cesaretlendirildiği ve hatta teşvik edildiği bir izlenimi oluşturmaktadır."

Boztoprak, Nusaybin'deki sokağa çıkma yasağına da dikkat çekerek, Nusaybin'de de ağır hak ihlallerinin yaşandığını söyledi. Hak ihlallerinin araştırılmasını isteyen avukatlara engel olunduğuna dikkat çeken Boztoprak, "Yaşam hakkını hiçe sayan bu ihlallere karşı sessiz kalan herkes hukuki, siyasi ve tarihsel planda sorumluluk altındadır" dedi.