Hesekê’de kırılan çeteler Hesekê'de var olmak istiyor!

YPG’nin “Komutan Rubar Qamişlo Hamlesi”nin 58. Günü. Çetelerin Kobanê katliamını gerçekleştirmesinin üzerinden de 8 gün geçti. Çeteler Kobanê’de katliam gerçekleştirdiği gece Hesekê’de rejimin elinde bulunan alanlara da saldırı gerçekleştirdi.

YPG’nin “Komutan Rubar Qamişlo Hamlesi”nin 58. Günü. Çetelerin Kobanê katliamını gerçekleştirmesinin üzerinden de 8 gün geçti. Çeteler Kobanê’de katliam gerçekleştirdiği gece Hesekê’de rejimin elinde bulunan alanlara da saldırı gerçekleştirdi.

YPG’nin hamlesi karşısında çeteler önce Habur hattında yenildi, iradesi kırıldı. YPG’nin kararlı özgürlük yürüyüşü karşısında çetelerin önemli merkezlerinden Alya don sonra Kizwan Dağı’nın 20 Mayıs’ta YPG’nin eline geçmesi ile çetelerin baş aşağı gidişin önü açılmış oldu.

YPG geliştirdiği taktiksel hamleler ile çetelere karşı geliştirdiği kıskaç operasyonları ile bir anda onlarca köyün ve yüzlerce çeteyi çembere aldığında, çetelerde tam bir çözülme ve yenilmenin ruh hali ile kaçışlar başladı. Kaçmaya çalışan ya da, kaçacak durumda olmayan yüzlerce çete YPG ve YPJ savaşçıları tarafından vurularak tasfiye edildi.

ÇETE SAVUNMA HATLARINDA KIRILARAK DARBE ALIYOR

Nasıl ki, çeteler Hesekê-Til Temir arasındaki Habur Asuri köylerinde büyük bir savunma hattı oluşturduysa, Serêkanîyê cephesinde de Mebruka kasabası ile Ravya ve Dehma köylerinde de büyük bir hazırlık ile güçlü bir savunma hattını oluşturmuştu. Bunun için başta mayın yüklü kamyonlar olmak üzere onlarca intihar saldırganının yanı sıra, yüzlerce km’lik yer altı tünelleri, binlerce mayın ve çok sayıda savaşçı ile bir savunma hattı ile YPG’nin ilerleyişini durdurmaya çalıştı.

Çeteler başta intihar saldırganları olmak üzere çok sayıda bomba yüklü kamyonlarla YPG, YPJ güçlerine saldırılar düzenledi. Ancak ne çetelerin savunma hattı ne de karşı saldırıları YPG’nin ilerleyişini durduramadı. Aksine çetelerin mayınları ile YPG içinde her şahadet neden olduğunda YPG ve YPJ savaşçıları daha kararlı daha da güçlü bir şekilde düşman mevzilerine yönelmeye başladı.

Tam da YPG’nin bu kararlı özgürlük yürünüşü geliştirdiği bugünlerde çetelerle birlikte paniğe kapılan ve hop kalkarak hop oturan Türk Cumhurbaşkanı Erdoğan seçim yenilgisinden sonra Rojava’ya dönük yalan ve karalama kampanyaları üzerine düşmanlığını açık bir şekilde sergilemeye başladı.

ERDOĞAN YÖNLENDİRDİ, ÇETELER KATLİAM YAPTI

Yaklaşık üç yıldır tüm dünyanın eleştirilerine, belge ve kanıtlarına rağmen kulak kapatarak ısrarla Rojava düşmanlığını yürüten Erdoğan ve AKP çetelerle ortaklaşarak Rojava üzerindeki imha yönelimlerini yürütmeye devam etti. Öyle ki Türk devleti ve RTE ve AKP ne DAIŞ çetelerinin 29 Haziran 2014’te devlet ilanına ses çıkardı, ne bölgedeki Türkmen, Asuri ve Arapların katliamlarına ses çıkarmadı. Çetelerin katliam ve zulmüne dönemin dış işleri bakanı Davutoğlu DAIŞ çetelerini öfkeden yan yana gelmiş türünden açıklamalarla desteğinin devam edeceğini ilan ediyordu.

Aynı Erdoğan ve AKP çetelerin varlığını kendi varlığı olarak görerek YPG’nin Grê Spî (Til Ebyad) yürüyüşü karşında Rojava politikalarının çöküşünü görerek yalan ve karalama kampanyaları ile çetelerin ömrünü uzatmaya çalıştı.

Çete üyesi olan Yılmaz Bilge adlı çetenin yalan haberlerini kendisine referans alan Erdoğan güya ‘YPG bölgede Arap ve Türkmenleri bölgeden sürerek demografik yapısını değiştiriyordu’. Oysa Erdoğan bu yalan haberi yayarken henüz Türkmen köyü Til Hamam bile YPG’nin denetimine geçmemiş, bölgedeki Arapların DAIŞ çetelerin zulmünden kurtarmak için YPG, Mebruke’nin özgürleşme sürecinde Şexan köyünde 2 savaşçısını şehit vererek çetelerin canlı kalkan olarak kullandığı halkı özgürleştiriyordu.

Türkiye ve Kuzey Kürdistan halkı Erdoğan ve AKP diktatörlük ve DAIŞ ortaklığını 7 Haziran’da barajın altında bırakmıştı. YPG ise 15 Haziran’da Til Ebyad’ı alarak Erdoğan-çete sınırlarını kapatarak Cizîr-Kobanê kantonlarını birleştirmişti. Ama Erdoğan ve DAIŞ çetelerin arasındaki açık olan bir kapıyı kapatıyordu.

HESEKÊ KOBANÊ EŞ ZAMANLI SALDIRIYA UĞRADI

Erdoğan’ın “YPG, DAIŞ çetelerinden daha tehlikelidir” söylemi tam da bu süreçte dillendirmeye başlamıştı. Rojava’yı tanıyanlar, Türk devletinin söylemlerinin çetelerde pratikleştiğini bilir. Yine Türk devletinin Rojava yönetimi ile geliştirdiği görüşmelerden sonra Rojava’da da bir katliamın olduğunu görecektir. Kobanê katliamın gelişim sürecini takip edenlerde Erdoğan ve AKP faşizminin düşmanca hedef göstermesinden sonra ve Rojava yönetiminden bir heyetin Türk devletinin kaygılarını gidermek için görüşmeyi yaptıktan sonra Kobanê katliamın geliştiğini görünüyor.

Bu aşamadan sonra kimin katliamı kimin yaptığı fazla anlam ifade etmiyor. Asıl önemli olan kimin yönlendirdiği, çeteleri desteklediği ve sınırlardan geçirmesini sağladığıdır.

DAIŞ çetelerini tanıyanlar, onun Türkiye gibi bölgesel güçlerin desteği ile ayakta kaldığı ve dayandığı kirli ittifakların sonucu olarak geliştiğini iyi bilirler. Öncelikle bir bu çete güruhu hedeflerini en zayıf yerinden seçer. Çeteler bir yerde darbe alınca başka bir yerden karşıt bir hamle geliştirmeye çalışır. Mücadele ettiği ya da savaştığı karşıt gücü iyi izlemeyi, zayıf noktadan saldırmayı esas alır.

Bununla bir yandan karşıt gücün ilerlemesini sağlarken, diğer yandan bulabilse varlığını genişletmeyi esas alır.

YPG’nin “Komutan Rubar Qamişlo Hamlesi” karşısında da içine girdiği çözülme ve irade kırılmasından sonra eş zamanlı Hesekê ve Kobanê’ye saldırılar gerçekleştirdi. Çeteler Kobanê’de içinde çocuk, kadın ve yaşlılarında olduğu 233 kişiyi katlederken, Hesekê’nin en zayıf yeri olan rejimin bulunduğu Nişwa “Komutan Rubar Qamişlo Hamlesi” yürütüldüğü süreçte de çeteler Hesekê’ye bir saldırı gerçekleştirmiş ancak, rejimin karşı duruşu ile çeteler fazla ilerlemede geri çekilmek durumunda kalmışlardı.

Ancak Til Ebyad çetelerden temizlendikten sonra özellikle Erdoğan ve AKP faşizminin yönelimlerinden sonra eş zamanlı Hesekê ve Kobanê’ye saldırması dikkat çeken yön oldu. Zira açık bir şekilde Kürt düşmanlığını yapmaktan çekinmeyen AKP çetelerin her türlü katliamlarına açık destek veriyor, desteğini gizleme gereğini bile duymuyordu. Dolayısıyla çetelerin Kobanê katliamına paralel olarak Hesekê’ye saldırısı Türk devletinin ‘kırmızı’ çizgilerinden bağımsız olmadığı kesin.

NEDEN HESEKÊ?

Sürekli yalan ve karalamalarla YPG ve PYD’yi Esat ile ilişkilendirmeye çalışan Erdoğan, YPG’nin Til Ebyad zaferinden sonra çetelere nefes aldırmak ve YPG’nin ilerleyişini durdurmak için Rojava’ya saldırılarının dozunu artırdı. Hesekê-Til Temir hattından Alya, Kizwan Dağı ile çetelerde başlayan bir çözülme Mebruka, Silük ve en son Til Ebyad ile tam da doruğa ulaşmıştı. Bu aşamada devreye giren Erdoğan ve AKP yaptığı yalan ve karalama kampanyaları ile çetelerin toparlanmasına ve yeniden bir saldırıya geçmesini sağladı.

Til Ebyad düştüğünde yüzlerce çetenin Akçakale’ye geçtiği ve yeni hedeflere yönlendirmek için Ceylanpınar’daki Atatürk Orman çiftliğinde eğitildiği kamuoyuna yansımıştı.

Kobanê katliamı ve Hesekê saldırı bu aşamadan sonra pratikleşti. 25 Haziran’ı 26 bağlayan gece eş zamanlı Kobanê katlımı gerçekleşti ve Hesekê’ye saldırılar başladı.

Kobanê katliamının neden ve sonuçları çok tartışıldı. Ancak aynı boyutta amaçlanan Hesekê üzerinde çetelerin ne yapmak istediklerine fazla değinilmedi. Bu çalışmamızda kısa satır başları ile çetelerin bu saldırılarına dikkat çekeceğiz.

Öncelikle Hesekê, Rojava şehirleri arasında sosyal, demografik ve siyasi yapısı itibari ile farklı özellikleri olan bir şehir. Şehir Kürt, Arap ve Asuri halklarından oluşuyor. Esat rejimi yıllarca bu dengeler üzerinden varlığını korudu. Bürokratik ve idari yapısında Arapların yanında daha çok Asuri kesimin esas aldı. Bundan dolayı da çatışmalar başladığında, Esat rejimi Arapların yanında bir kısım Asuya dayandı. Asurilerde farklı kültürel ve dini inançlarından dolayı özerk yapılarını sürekli korudu.

Zaten çeteler Til Temir-Hesekê hattında Habur havzasındaki Asuri köylerine bu özerk yapısının getirdiği savunma zayıflığından dolayı rahat bir şekilde gelip işgal etti.

ÇETELER REJİMİN MUHANLERİ SAYESİNDE ŞEHRE SALDIRDI

Hesekê’de YPG’nin denetimindeki Kürt mahallelerinin dışın kalan Arap ve Asuri mahallelerinde ise rejimin idaresi altında. Ancak Esad rejimi tüm Suriye olduğu gibi Hesekê’de de giderek zayıfladı. Bu zayıflığını daha çok İran yanlısı Mukanehin ve Maxavir denilen çoğunluğu para ile çalışan Araplardan oluşan yapılar üzerinden kendini korumaya çalışıyor.

Ancak Mukanehin ile Makavir oluşumları içinde ikili oynayan ve çoğunluğu çetelere gönül ve maddi ilişki içinde olduğu bu son Hesekê saldırı ile bir kez daha ortaya çıktı.

Çetelerin istihbarat ve hazırlık üzeri eylemler ve işgaller yaptığı biliniyor. YPG’nin “Komutan Rubar Qamişlo Hamlesi” karşısında yaşadığı yenilgiyi neden Kobanê ile birlikte Hesekê’ye saldırdığı ve buradan bir başarı beklentisi içinde olduğu anlaşılırdır.

Çeteler, Hesekê’ye, Kobanê ile eş zamanlı saldırdı. Bu saldırıda öncelikle Hesekê’de en zayıf halkaya saldırarak rejimin içinde yer alan Mukayenin içinde yer alan kimi Arapların yardımı ile Neşve Şarki ve Neşva Xerbi civarında çocuk hastanesi olmak üzere bazı yerleri ele geçirdi.

Daha önceki yerlerde yaptığı gibi bomba yüklü araçlarla rejimin kontrol noktası ve Mukayinlerin kaldığı yerlere saldıran çeteler çok sayıda rejim asker ve yanlısını öldürdü. Bu saldırıdan sonra Hol yolundan gelen Xezil kontrol noktasına saldırarak buradaki elektrik şebekesi ve hasta hanesini de işgal ederek, Aziziye mahallesine girdi.

Bu aşamaya kadar rejimin birçok askeri dahil Mukayemin ve Malavilerden bir çoğu öldürüldü, kaçtı. DAIŞ çeteleri ile işbirliği içinde olan Mukayavir ve Maxarlerin bir kısmı ise zaden çetelerin işgal girişimin başlangıcından itibaren ihanetlerini açık bir şekilde rejime karşı savaş açtı. Çetelere teslim olmak istemeyen ancak direniş iradesini gösteremeyen çok sayıda rejim askeri ile rejimin paramiliter yapısından Mukayevir ve Maxavir de YPG güçlerine sığındı.

YPG HESEKÊ’DE HALKI SAVUNMAYA BAŞLADI

Esad rejimi çetelerin saldırıları karşısında Neşve ve Xweran yani kırmızı kiremit olarak bilinen yere çekilerek kendisini korumaya aldı. YPG çetelerin ilerleyişi karşısında Hesekê halkını korumak için bulunduğu savunma hatlarını genişleyerek çetelere eylem ve operasyonlar düzenlemeye başladı.

YPG’nin aktif savunmasına paralel olarak halkın oluşturduğu Yekineyên Parastina Ciwakê, Komin ve Meclis öz savunma güçleri, Ciwanên Şoreşger ve Yekitiya Star gibi kurumlarda aktik bir şekilde savuma içinde yer aldı.

YPG çetelere karşı Aziziyê mahallesinde başladığı operasyonlarda burayı tamamen çetelerden temizleyerek, Hesekê şehrinin en büyük hasta hanesini de çetelerden temizledi.

YPG’nin aktif bir şekilde Hesekê halkını çetelerden korumak amacıyla savaşa girmesi, Hesekê halkında güven, moral ve motivasyonun gelişmesine neden oldu. Daha önce çetelerin saldırılarına maruz kalan şehirlerde gelişen toplumsal alt üst oluş bu defa Hesekê’de yaşanmadı. Daha çok çetelerin saldırısına maruz kalan halk evlerini terk etti. Evlerini bırakmak zorunda kalan halkın bir bölümü Til Temir, Amude ve Qamişlo gibi Cizîrê Kantonun şehirlerine giderken, bir kesim halk ise YPG’nin denetiminde bulunan mahallelere gelip yerleşti.

YPG SAVAŞI HESEKÊ DIŞINDA DEVAM ETTİ

YPG Hesekê içinde Azizîyê Mahallesi ve büyük hastanesini aldıktan sonra, Meknenê denilen daha önce devletin işletmesi ve yanındaki Xezil sanayisini de çetelerden temizledi.

Bundan sonra YPG çetelere yönelik operasyonlarını devam ettirdi. Şehir dışında çetelerin elinde bulunan Ebul şok, Til Maruf ve Ebul şok gibi köyleri de çetelerden aldı. YPG çetelerin rejimin elinden aldığı ve Kizwan Dağı ile Hesekê arasında kalan köy ve noktalara yönelik operasyonlar gerçekleştirdi.

YPG Kobanê katliamından sonra geliştirdiği intikam operasyonları ile onlarca çeteyi Hesekê ve çevresindeki köylerde öldürdü.

HESEKÊ SALDIRISININ ORTAYA ÇIKARDIKLARI

Kobanê katliamına paralel olarak çeteleri Hesekê üzerine süren güçlerin planları YPG’nin zamanında geliştirdiği müdahale ile hesapları bir kez daha suya düştü. Kobanê katliamından sonra YPG Hesekê’de çetelere vurduğu darbelerle hiçbir katliamın karşılıksız kalmayacağını ve çeteler nerde olursa olsun onlara karşı halkı koruyacağını ortaya koydu.

Hesekê halkı ve özellikle Arap ve Asuri halkları YPG’nin bu operasyonları ile kimin kendisini koruduğunu net olarak görmüş oldu.

YPG ve YPJ savaşçılarının yanında yer alan halk savunma güçleri Rojava halklarının her koşulda kendini koruyacağını ortaya koydu.

...