‘Her türlü saldırıya karşı federasyon irademizi savunacağız’

Erdoğan’ın ve Türk Genelkurmayı’nın tüm saldırılarına karşın Efrîn halkları iradesini Kuzey Suriye Demokratik Federasyonu’ndan yana belirledi.

Suriye krizinin başlamasıyla DAİŞ, El Nusra, SUK, ÖSO çeteleri ile Türk devletinin oluşturduğu çember içinde kalan Efrîn Kantonu tüm bu kuşatmaya rağmen Rojava Devrimi’nin çok önemli kalelerinden biri haline geldi. 2014 yılından itibaren Demokratik Özerk Yönetimle yönetilen Efrîn, kısıtlı imkanlarına rağmen kendi yaşamını örgütledi ve tüm saldırılara karşın özgürlük iradesini ortaya koydu.

Efrîn Kantonu Toplumsal İşler Konseyi Eşbaşkanı Arife Bekir Efrîn, kadınlar başta olmak üzere halkların, Rojava Devriminin başından bu yana kendi imkânlarıyla yaşamını örgütlediğini, yönettiğini söyledi. Bugün de aynı şekilde federasyon sistemine katıldıklarını söyleyen Arife Bekir, “Hem sistemimizi yaşamsallaştıracağız, hem de Türk devleti ve çetelerinin tüm saldırılarına karşın topraklarımızı koruyacağız” dedi.

‘KUŞATMAYA RAĞMEN YAŞAMIMIZI ÖRGÜTLEDİK VE YÖNETTTİK’

Efrîn’in 5 yıldır insanlık düşmanı Türk devleti ve çeteleri tarafından kuşatma altında olduğuna dikkat çeken Efrîn Kantonu Toplumsal İşler Konseyi Eşbaşkanı Arife Bekir, “Bir tarafta DAİŞ, bir tarafta El Nusra, bir tarafta işgalci Türk devleti. Halkımız kendi yaşamsal ihtiyaçlarını kendisi karşılıyor. Bu kapsamda özellikle ziraatla uğraşıyorlar. Bu 5 yıllık süreçte yaşamımızı kendimiz örgütledik, kendi kendimizi yönettik. Ekonomik anlamda yine böyle kuşatma altında bile olsak, kendi kendimizi geçindirebiliriz. O noktada önemli bir anlayış var. Efrîn coğrafyası zengindir, haklı da çalışkandır” dedi.

Efrîn’indeki kurumların örgütlülüğüne ilişkin konuşan Bekir, her alanda kurumsallaşmaların da başladığını sözlerine ekledi. Kurumların projeler aracılığıyla tamamen topluma dönük çalışmalar yürüttüğünün altını çizen Bekir, özellikle ekonomik alanda kendi kendine yeterlilik ve eldekini çok daha iyi değerlendirebilecek projelere sahip olduklarını söyledi.

‘SAVUNMA SİSTEMİMİZ VE DİRENİŞÇİ BİR HALKIMIZ VAR’

Efrîn’de yaşayan halklar olarak savunma sistemlerini beraber örgütlediklerini belirterek, savunma güçlerine ilişkin bilgi veren Bekir şunları söyledi: “Savunma güçlerimiz ilk olarak YPG, YPJ ve Asayiştir. Sonrasında ise halkımızdır. Savunma konusunda oldukça örgütlü bir toplumuz. Çete grupları ve Türk devleti Efrîn’e saldırmaya kalksa bile Efrîn’e geçemezler. Efrîn halkların birbirine sevgi ve saygısıyla kurulmuş çelikten bir kale gibidir. Türk devleti Rojava kantonları birleşmesin diye elinden gelen her şeyi yapıyor. Ama biz mücadelemizle onun tüm saldırılarını boşa çıkaracağız ve inanıyoruz ki ilerde kantonlar birleşecek, Efrîn bu çemberden çıkacak.”

EFRÎNLİ KADINLARIN İRADESİ HER ALANA YANSIYOR

Efrîn’in tüm kuşatma ve saldırılara karşın direnişçi ve özgürlükçü bir duruş sergilemesinin temel etkenlerinden birinin kadının örgütlü ve iradeli duruşu olduğunu ifade eden Bekir, devamla şunları aktardı: “Efrîn’de kadınların her alanda var olan örgütlülüğü ön plandadır. Komün, meclis, konseyler, yaşam alanı, savunma alanı, bütün yönetim mekanizmalarında kadınlar örgütlüdür ve oldukça aktiftirler. Bütün Rojava kantonlarında olduğu gibi, Efrînli kadınlar da yaşamın örgütleyicisi olduğunu kanıtladı. Aynı zamanda savunma savaşında da en öndeler.”

‘İŞGAL HAREKETİNE KARŞI MÜCADELEMİZ SÜRECEK’

Türk devletinin 5 yıllık süreçte Efrîn’e geliştirdiği saldırılara ve işgal hareketine dikkat çeken Bekir Erdoğan’ın hiçbir zaman devrimi tasfiye etme hedefine ulaşamayacağını söyledi. Efrîn halkı olarak Erdoğan’ın saldırılarına ve işgal hareketine hiçbir zaman boyun eğmeyeceklerini dile getiren Bekir, “Duvar örerek Efrîn topraklarından bir parça kopardı. Surke, Qirmilkê, Şiye gibi köylerinin bir o duvarla işgal etmiş oldu. Fakat Efrîn halkı olarak bizim için bu sınırlar çok da önemli değil. Rojava, Kuzey, Güney, Rojhilat Kürdistan halkları olarak yüreğimiz bir atıyor. Biriz. Hiçbir sınır bizi birbirimizden koparamaz. Tüm bu sınırlara karşı biz halk olarak direndik ve şehit de verdik. Biz hiçbir zaman Türk devletinin Rojava ve Kuzey Suriye’ye dönük geliştirdiği işgali kabul etmeyeceğiz. Bir direniş mirasımız ve şehitlerimiz var. Ve Türk devletinin Kuzey Suriye’yi işgaline karşı mücadelemiz hep sürecek” dedi.

‘DEMOKRATİK ÖZERKLİK GİBİ FEDERASYONU DA YAŞAMSALLAŞTIRACAĞIZ’

Efrîn halkı olarak iradelerini demokratik federal sistemden yana kullandıklarını belirten Bekir, sözlerini şöyle sürdürdü: “2012’de başlayan Rojava Devrimi kendisini 2014 yılında Demokratik Özerkliğe ulaştırmayı başardı. Bütün Rojava halklarına umut oldu. Halklar, kendi özgünlüğü ve haklarıyla kardeşçe yaşamanın ve birlikteliğin gücünü, yaratıcılığını anladı. Bu yaşamanın güzelliğini kavradı. Bu Efrîn için de böyledir. Her türlü kuşatmaya bu şekilde, beraber karşı koyduk. Bugün de artık Kuzey Suriye Demokratik Federasyonu altında bütün halklar olarak birlikte yaşama gücümüzü üst düzeye taşıyıp, en güçlü çözüm iradesini ortaya koyuyoruz.”

‘SİSTEMİMİZİ KORUYACAĞIZ’

Efrîn halkının Kuzey Suriye demokratik federal sistemine yürekten katıldığını dile getiren Bekir “Efrîn’de yaşayan halklar olarak demokratik federal sistemin, Suriye krizinin halklar lehine demokratik bir biçimde çözümü için tek alternatif olduğunu düşünüyoruz. Türk devletinin bu federasyona tahammülü yok. Çünkü çok iyi biliyor ki bu sistem Suriye krizini halklar lehine yani demokratik bir biçimde çözer. Suriye bu sistemle örnek bir ülkeye dönüşür. Federal sisteme düşmanlık etmesi demek, Kürtlere ve Kürtler şahsında tüm halklara ve Suriye’ye düşmanlık etmesi demektir. Biz Efrînli halklar, özellikle kadınlar olarak, Türk devletinin ve geleceğimize düşman her kesimin saldırılarına karşı direneceğiz. Sistemimizi yaşamsallaştıracağız ve bütün saldırılara karşı da koruyacağız” diye konuştu.