HDP Van Adayı Botan: AKP Van halkını cezalandırıyor

HDP Van Milletvekili Adayı Botan, AKP hükümetinin kente yönelik ekonomik ambargo uyguladığını ve bu şekilde halka 'diz çöktürmek' istediğini belirtti.

HDP Van Milletvekili Adayı Botan, AKP hükümetinin kente yönelik ekonomik ambargo uyguladığını ve bu şekilde halka 'diz çöktürmek' istediğini belirterek, "Ancak halklar seçeneksiz değil, ciddi bir alternatif olarak hem yerel hem de genel sorunları halkla birlikte çözecek adres, HDP’dir" dedi. Kadın katliamlarına dikkat çekerek, "Eril politikalar HDP duvarına çarparak geri dönmektedir" diyen Botan, farklı halk ve inanç gruplarına da "Huzur, barış, iş, emek, eşitlik, adalet ve demokrasi için HDP'ye destek vermeye davet ediyoruz" diye seslendi.

HDP Van 2. Sıra Milletvekili Adayı Lezgin Botan ile 7 Haziran'da düzenlenecek genel seçimler vesilesiyle HDP'yi ve Van'ın sorunlarını konuştuk...

'ERİL POLİTİKALAR HDP DUVARINA ÇARPACAK'

Siyaseti hayatınız nasıl başladı?

Lise yıllarında siyasetle tanıştım. Tabii bu, klasik siyaset yürüten düzen partilerinden farklı, devrimci ve halkçı, sistem dışı bir siyasetti. Halka rağmen değil, halkla beraber, halk için kolektif bir siyaset anlayışını içeriyordu. Daha sonra üniversite yıllarımızda devrimci, özgürlükçü ve emek eksenli siyaset artık günlük yaşamımızın doğal bir etkinliği haline gelmişti. Özellikle DEP ile başlayan, HADEP ile perçinleşen siyasi faaliyetlerde o dönemin üniversite gençliği olarak aktif yer aldım. Sonraki yıllarda Kürt Özgürlük Hareketinin açtığı  tabanda siyasi çalışmalarımıza aralıksız devam ettim.                                                                                     

Genel olarak kadın sorununu nasıl tanımlıyorsunuz?

Tarihsel bir sorun. Tarihi arka zeminine bakmak lazım. Merkezi uygarlığın kuruluşundan bu yana katmerleşerek süregelen bir toplumsal sorun. Son iki yüz yıllık ulus devletle iyice zirve yapan egemen ulus devletçi zihniyet, kadının sadece emeğini değil; duygusunu, ruhunu, zihnini ve bedenini de sömürdü. Öyle ki, kadın kapitalist piyasa ekonomisinin basit bir reklam aracına dönüştürdü. Her açıdan metalaştırarak adeta tüketim sektörünün bir objesi haline getirdi. Bu beş bin yıllık tecavüz kültürüne Kürt Özgürlük Hareketi jineoloji paradigmasıyla kadını yeniden iradeleştirerek karşılık verdi. Eril devletçi zihniyetin geleneksel düşünce kalıplarıyla toplumsal bilinç altına kodladığı kadına ilişkin bütün cinsiyetçi kodları adeta tersyüz ederek söküp attı. Eğitim kurumlarındaki bakış açısı ve mevcut müfredata bakarsanız bu ayrımcılığın kurumsal derinliği dehşet vericidir. Resmi ideoloji ve onun siyaset kurumunun uygulayıcı siyasi aklı her gün kadına yönelik ayrı bir cinsiyetçi politika gündeme getirerek birnevi kadın katliamlarına ve sistematik şiddete davetiye çıkarmaktadır. Ancak bu eril politikalar HDP duvarına çarparak geri dönmektedir.

HDP, kadın partisi olma hedefine ulaştı mı ya da ulaşabilecek mi?

Partimizin kuruluş felsefesinde kadın kurtuluş ideolojisinin yoğun ve yüksek bir etkisi var. HDP olarak cinsiyet ayrımcı ve eril bütün politikaları reddediyoruz. Kadın emeğini sömüren, yok sayan hatta ucuz iş gücü ve basit işlerde yardımcı, hazır kullanılabilir potansiyel iş rezervi olarak gören egemen devletçi-sömürgeci zihniyeti mahkum ediyoruz. Toplumsal, ekonomik, kültürel, sanatsal ve siyasi yaşam alanlarının hepsinde kadının eksiksiz katılımını esas alıyoruz. Artık pozitif ayırımcılık yerine tam eşitlik ilkesi esasına bağlı olarak eş başkanlık sistemini uygulayan partimiz, milletvekili adaylarını gösterme konusunda da aynı hassasiyeti gösterdi. Kadın özgürlükçü paradigmamıza bakarsanız evet, biz bir kadın partisiyiz.

Neden HDP'yi tercih ettiniz?

Özgürlükçü, eşitlikçi, paylaşımcı ve kolektif aklı, iradeyi esas aldığı için. Bütün toplumsal katmanları kapsayan demokratik bir yapılanma olduğu kadar, emeği ve barışı savunduğu için...

Seçimlere çeşitli kesimlerle ittifaklar yaparak giriyorsunuz. İttifakların nasıl bir önemi var?

İttifaklar daha geniş tabanlı olduğu için hem daha kapsamlı hem de daha demokratiktir. Toplumsal çıkarları ve  katılımı bakımından da ileri, demokratik bir tutumdur. Doğru temelde ele alındığında devrimci dinamik bir süreç olarak toplumsal dinamizmi halklar lehine harekete geçirebilir ve önemli siyasal sonuçlar doğurabilir.

'AKP VAN'A EKONOMİK AMBARGO UYGULUYOR'

Aday olduğunuz Van'ın mevcut sorunlarına dair gözleminiz nedir?

Kırk yıllık savaş yükünü taşıyan ve yoğun göç alan bir kent olarak; işsizlik ve yoksulluk had safhada. Sınır ticareti, tarım, turizm ve hayvancılık bakımından yüksek bir potansiyele sahip olmasına rağmen, devlet adeta bir ekonomik ambargo uygulamaktadır. AKP hükümeti bölge insanını açlıkla terbiye etmeye ve kendisine muhtaç etmeye çalışmakta. Bu durum devletin sömürgeci strateji ve politikalarından bağımsız değildir. Neticede AKP devletten sorumlu bir siyasi organizasyondur. Organize sanayi tam bir vurgun yeri. Sağlık, eğitim alanlarındaki yatımlar ve ödenekler dondurulmuş. DSİ ve Karayolları gibi alanlardaki kimi yatırımlara ilişkin ödenekler de bilinçli bir şekilde ya erteleniyor ya da geciktiriliyor. Kent üç büyük felaket yaşadı. İki deprem artı siyasi operasyonlarla adeta Van teslim alınmaya çalışıldı. Bu olmayınca da para musluklarını kısarak diz çöktürmek suretiyle cezalandırılmaya çalışılıyor.

Kent imarına Çevre ve Şehircilik Bakanlığı el koyarak inşaat sektörünü neredeyse bitirme noktasına getirdi. TOKİ ile Van’da birnevi soygun düzeni kurmuşlar. Sağlıksız kömürler dağıtarak insan sağlığını ciddi tehdit ediyorlar. İl Özel İdaresine ait malları Büyükşehir Belediyesine devretmek yerine alakasız yandaş kişi ve kurumlara peşkeş çekmiş durumdalar. Derin siyasi ve asayiş esaslı sorunlar da cabası. Ama 7 Haziran’a az kaldı. Halklar seçeneksiz değil, ciddi bir alternatif olarak hem yerel hem de genel sorunları halkla birlikte çözecek adres, HDP’dir.

'DAİŞ MASKESİNİ KALDIRDIĞIMIZDA AKP ÇIKIYOR!'

Rojava direnişi ve çözüm süreci sizce sandığa nasıl yansır?

Elbette yansımaları olacak. Değil Kürtler zerre kadar vicdanı olan herkes genelde Rojava ama özelde Kobanê ve Şengal’de olanları asla unutmaz, unutmamalıdır. Çünkü oralarda insanlığın bütün değerlerine yönelik vahşi saldırılar oldu. Kürtler de başta Rojava olmak üzere Efrin’den Kerkük’e kadar sadece kendi değerlerini değil, bütün insanlığın ve oralardaki savunmasız halkların değerlerini kahramanca, fedai tarzda savundular. Ama asıl unutulmaması gereken husus ise bu vahşeti uygulayan DAİŞ barbarlarına destek sunanları not etmektir. DAİŞın maskesini kaldırdığımız zaman altında AKP’yi rahatlıkla görebilirsiniz.

DESTEK ÇAĞRISI

Van’da yaşayan diğer diğer halk ve inanç gruplarına yönelik bir mesajınız var mı?

Yüz yıllık Türk ulus devlet yapılanması halklar ve inançlar arasına çok ciddi nifaklar soktu. Önemli ön yargılar oluştu. Yanyana ama birbirlerini tanımadan büyüdü insanlar. Birbirlerinin kimlik ve kültürlerinden habersiz… İşte sistem bu toplumsal zafiyetler üzerinden kendi iktidarını kurdu, hegemonyasını böyle inşa etti. Bizler, soykırımdan başka bir şey ifade etmeyen ulus devlet yerine Demokratik Ulus Paradigması ile dil, din, mezhep, ırk, kültür ayrımını yapmaksızın, herkesin kendi aidiyetleriyle gönüllülük temelinde kardeşçe, insanca bir arada, barış içinde yaşayacağı; emeğiyle, onuruyla geçinebileceği demokratik bir ülkeyi inşa edebileceğimizin sözünü veriyoruz. Söz, yetki, karar halkındır. Hepimiz birlikte değerliyiz. Huzur, barış, iş, emek, eşitlik, adalet ve demokrasi için Halkların Demokratik Partisi'ne (HDP) destek vermeye davet ediyoruz.

KİMDİR?

Van’ın Başkale ilçesinde dünyaya geldi. Kendisini 'emekçi bir Kürt köylüsü' olarak tanımlayan Botan, asimilasyonun merkezleri olan YİBO’larda okudu. Üniversite yıllarında baskıcı sistemden payını alan ve birçok defa saldırıya uğrayan Botan, 2011 yılında "KCK Operasyonları"nda tutuklanarak cezaevine konuldu. Bir süre cezaevinde kalan Botan, çeşitli STK ve sendikalarda uzun yıllar mücadele etti.