GÖRÜNTÜLÜ

‘Halkımızın haklı davasının savunucusu olacağız’

HDP Urfa milletvekili Osman Baydemir, gelecek kuşaklara onurlu bir barışı miras bırakmak için halkın haklı davasının savunucusu olmaya devam edeceklerini söyledi.

Dokunulmazlık gündemi ile HDP'ye karşı CHP ve MHP desteğiyle Meclis'te girilen kirli ittifak sonucu AKP/Saray tarafından demokrasiye dönük yapılan darbeye ilişkin ajansımıza konuşan Baydemir, "Halkımızın haklı davasının her şart ve koşulda savunucusuyuz ve savunucusu olmaya da devam edeceğiz. Gelecek kuşaklara özgürlüğü, onurlu bir barışı miras olarak bırakmanın bedenli bizler için zindan ise ser sera ser çava (baş göz üstüne). Dün nasıl bundan kaçmadı isek, bugün de yarın da bundan kaçmayacağız" dedi.

 Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın halkların kardeşliği ve barışını esas alması itibariyle hayata geçirilen ve 7 Haziran 2015 genel seçimlerinde almış olduğu büyük halk desteği ile Meclis'te temsiliyet kazanan ancak, AKP/Saray darbesi ile tanınmayan seçim sonuçları nedeniyle 1 Kasım 2015'te tekrarlanan seçimlerde tüm hile ve hukuksuzluklara rağmen yine barajı geçerek Meclis'teki yerini alan Halkların Demokratik Partisi (HDP), bir kez daha AKP/Saray darbesi ile yüz yüze. AKP ve Saray'ın tekçi, otoriter ve diktatör bir rejim sistemini hayata geçirmek adına "Dokunulmazlık" adı altında CHP ve MHP'nin de desteğiyle Meclis'te yaptığı darbe ile HDP'yi saf dışı bırakmaya çalışırken, HDP'nin ise demokrasi ve eşitlik mücadelesi tüm engelleme çabalarına karşı yükselerek devam ediyor.

Meclis'teki kirli darbe ittifakı ve HDP'ye karşı geliştirilen konsepte ilişkin HDP Urfa Milletvekili Osman Baydemir açıklamalarda bulundu. 

DOKUNULMAZLIKLAR ÜZERİNDEN TOPLUMUMUZ TEHDİT EDİLMEK İSTENİYOR'

Meclis'te dokunulmazlıklara dair yapılan darbenin dokunulmazlık meselesi olmadığını dile getiren Baydemir, yaşanılanın parlamento içerisinde darbeye ve saltanat rejiminin inşa edilmesine karşı, yegane muhalefet olan HDP'nin ve onun halktaki iradesinin tasfiye edilme operasyonu olduğunu söyledi. Dokunulmazlık gündeminin basit olarak "dokunulmazlıkları kaldırıldı" beyanı olarak kabul edilmemesi gerektiğini kaydeden Baydemir, "Dikkat edilirse neredeyse hazırlanan fezlekelerin totalinin yüzde 60-70'i HDP'ye yönelik fezlekelerdir. Diğer bütün fezlekelerin içeriğine baktığımızda özü itibariyle siyaset ve siyaset kurumuyla da ilgili olmadığını göreceksiniz. Bu itibarla da toplumumuza aslında bir tehdit sunulmak isteniyor" dedi.

'DOKUNULMAZLIKLARIN KALDIRILMASI BİZLERİ HALKIMIZIN HAKLI DAVASINA SAHİP ÇIKMAKTAN ALIKOYAMAYACAK'

Dokunulmazlıkların kaldırılması ile "Kim ki saltanat rejiminin inşasına, kim ki darbe rejiminin inşasına karşı çıkarsa, itiraz ederse sonu bu olacaktır" mesajının verilmek istendiğini söyleyen Baydemir, "Ama unuttukları bir şey var. 80-90 yıldır Kürt halkı zaten tehdit, şantaj, yıkım ve sürgün ile sürekli olarak karşı karşıya geldi. Ancak Kürt halkı özgürlük, barış, onurlu ve eşit bir şekilde yaşam talebinden asla vazgeçmedi. Tamda bu noktada bir kez daha HDP'lilerin dokunulmazlıklarının kaldırılmış olması, halkımızı haklı davasından bizleri de halkımızın haklı davasına sahip çıkmaktan alıkoyamayacaktır. Bugün nasıl halkımız ile birlikte isek ve dün de nasıl halkımız ile birlikteydik ise, yarında yine halkımız ile birlikte olacağız. Özü itibariyle 'bundan sonra ne yapacaksınız?' sorusunun yanıtı da budur" diye kaydetti.

'ÖZGÜRLÜK VE ONURLU BİR BARIŞIN BEDELİ ZİNDAN İSE SER SERA SER ÇAVA'

HDP'li vekiller olarak halkın emrinde olduklarının altını çizen Baydemir, şöyle devam etti: "Halkımızın yanındayız. Haklı davasının her şart ve koşulda savunucusuyuz ve savunucusu olmaya da devam edeceğiz. Eğer ki gelecek kuşaklara özgürlüğü miras olarak bırakmak, onurlu bir barışı miras olarak bırakmak, bedenli bizler için zindan ise ser sera ser çava (baş göz üstüne) hiç kimsenin zerre kadar kaygısı olmasın. Dün nasıl bundan kaçmadı isek, bugün de yarın da bundan kaçmayacağız. Zira 1994'te DEP'li milletvekillerinin yaşadıklarını bu halk unutmadı. Ve biz o mirası o bayrağı devraldık. Dolasıyla hiç kimse bizi cezaevi tehdidiyle korkutamaz. Geri adım attıramaz. Ama herkesin bilmesi gereken bir husus var ki dünyanın neresinde yaşanmış olursa olsun despot rejimlerin, totariter rejimlerin sürdürebilirliği olmamıştır. Bu coğrafyada da sürdürebilirliği olmayacaktır. Bugün yapılması gereken tek şey var; o da halkımız ile kenetlenmektir. Hak olan davada asla ve katiyen geri adım atmamaktır. Zalime, despota boyun eğmemektir. Bizi aydınlığa çıkaracak olan yol hak budur. Emin olan bu coğrafyada aydınlık mutlaka karanlığı def edecektir. Ve karanlık bu coğrafyadan def olduğunda karanlığa çanak tutanlar, alkışlayanlar, karanlığa rey (oy) verenler o gün utançlarından yerin dibine girmek isteyeceklerdir."