Görümlü davasında beraat

Altı kişinin katledilmesi ile ilgili görülen ve kamuoyunda Görümlü davası olarak bilinen dava duruşmasında mahkeme heyeti, savcının beraat talebini onaylayarak, Mete Sayar ve 5 rütbeli hakkında beraat kararı verdi.

Altı kişinin katledilmesi ile ilgili görülen ve kamuoyunda Görümlü davası olarak bilinen dava duruşmasında mahkeme heyeti, savcının beraat talebini onaylayarak, Mete Sayar ve 5 rütbeli hakkında beraat kararı verdi. Mahkeme müşteki avukatlarının süre talebini de "yetkimiz yok" cevabını vererek reddetti. Böylece Kürdistan'da devlet eliyle işlenen ve yıllar sonra büyük uğraşlar sonucu açılan ancak Türkiye'nin batısına nakledilen davalardan birinde daha katiller aklanmış oldu. 

Şırnak'ın Silopi ilçesine bağlı Görümlü beldesinde ikisi Keldani baba-oğul ve biri köy imamı olmak üzere 6 kişinin gözaltında katledilmesine ilişkin dönemin 23. Jandarma Sınır Tugay Komutanı emekli Tuğgeneral Mete Sayar ve Tansel Erok, Murat Ali Yıldız, Serdar Tekin, Hasan Basri, Vural İbrahim Kıraç adlı askerlerin de bulunduğu 6 asker aleyhine açılan ve Ankara 9. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen karar duruşmasında beraat kararı verildi. Böylece Kürtlere karşı işlenen bir suç davası daha aklama ile sonuçlanmış oldu.

Görülen duruşmaya sanıklar, Mete Sayar, Tansel Erok, İbrahim Kıraç, Serdar Tekin, Murat Ali Yıldız, Hasan Basri Vural, müşteki avukatları ve yakınlarının yanı sıra halk ve İHD temsilcileri katıldı. Savcının beyanlarını alan mahkeme heyeti, savcının beraat talebini onaylayarak Mete Sayar ve 5 rütbeli hakkında beraat kararı verdi. Mahkeme müşteki avukatlarının süre talebine de "yetkimiz yok" cevabını vererek ret etti. Ayrıca mahkeme heyeti, avukatların davaya ilişkin taleplerini dikkate bile almadı. Aile ve avukatlar karar anını duruşma salonun dışında bekleyerek mahkeme heyetini protesto etti. 

Katledilen Şemdin Cilaz'ın kardeşi Abdullcelil Cılaz, karara tepki göstererek, davanın baştan beri göstermelik olduğunu ve sonucun bu açıdan kendilerini şaşırtmadığını kaydetti. Cılaz, "Davanın Şırnak'tan Ankara'ya nakledilmesi zaten bu aşamaya geleceğinin bir göstergesiydi" dedi. Mahkeme heyeti ile devletin kendileri ile adeta dalga geçtiğini belirten Cılaz, "Ölülerimizin kemikleri verilmezken davayı Ankara'ya naklettiler ve sonunda beraat kararı verdiler. Adalet mülkün temelidir diyorlar onların adaleti yok adaletleri budur işte" şeklinde tepki gösterdi. 

Dava avukatlarında Mehmet Emin Aktan ise, bu tür davaların aydınlatmasının artık bir hayal olduğuna değinerek, yargılamaların şekli olduğunu söyledi. Devletin kendi ajanını koruduğunu dile getiren Aktan, bunların üstüne gitmekte kararlı olduklarını belirtti. Aktan, güçlü bir kamuoyu oluşturularak bunların üstüne gidebileceklerini belirterek, Hakikatler Komisyonu'nun derhal kurulması gerektiğini kaydetti.

"Güvenlik" gerekçesi ile Şırnak'tan Ankara'ya gönderilen dosyada sanıklara "Birden fazla kişiyi aynı sebeple öldürme ve kasten öldürme" suçlamaları yöneltiliyordu. İddianamede, olaydan bir gün sonra Mete Sayar'ın talimatı üzerine askerlerin, köy ve civarından 12 kişiyi alarak, Tekirdağ Ulaş'tan gelen ve Görümlü Jandarma Karakolu'nda geçici konuşlanan 3. Zırhlı Tugay 2. Tabur Komutanlığı'na götürdükleri aktarılan iddianamede, bu kişilerden 6'sının serbest bırakıldığı, diğerlerinden ise bir daha haber alınamadığı kaydedilmişti.

İddianamede, "maktullerin cesetlerine ulaşılamamışsa da askerler tarafından tabura götürüldüklerine ve burada öldürüldüklerine dair çok sayıda tanık beyanının bulunması ve aradan 20 yıl geçmesine rağmen maktullerden haber alınamaması nedeniyle öldürüldüklerine dair dava açılmasını gerektirecek delillerin bulunduğu" ifadesine yer verilmişti.