Girê Spî’deki okullarda 'yeni insan' eğitimi

KPC Girê Spî Eş Başkanı Hemi, Girê Spî genelinde yüzlerce okul açtıklarını, binlerce öğrenciye eğitim verdiklerini bildirdi. Okullarda milliyetçiliğin reddedildiği bir eğitim içeriği olduğunu söyleyen Hemi, "Yeni insanı yaratmaya çalışıyoruz" dedi.

 

Kobanê Kantonu'na bağlı Girê Spî kasabası, taşıdığı etnik unsur zenginliği kadar dini zenginliğiyle de önemli bir yere sahip. Kasabanın 2015 yılında DAİŞ çetelerinden temizlenmesinden sonra halklar ve dinler arasındaki yakınlaşma eğitim-öğretime de yansıdı. Çok dilli ve çok dinli kasabada eğitim sistemi tüm Ortadoğu'ya örnek oluşturacak biçimde.

Bu durumu, başından beri eğitim çalışmalarında yer alan Komiteye Perverdeya Civaken Demokratik (KPC) Girê Spî Eş Başkanı Ruken Hemi ile konuştuk...

'127 OKUL VAR'

Kasabanın Kobanê Kantonu'ndaki yeri ve özelliği nedir? Burada eğitim sistemi neden farklı?

Girê Spî'nin özgürleştirilmesinin hemen ertesinde eğitim çalışmaları da başladı. Bu başlatılan eğitimin ilk ayağı öğretmen yetiştirme üzerine oldu. Kasabada var olan çocukların eğitimini verecek öğretmen kalmamıştı. Üçer aylık eğitim devreleri açtık. Bu eğitim çalışmalarında ağırlıklı olarak dil üzerine çalışmalar yaptık. Bir yıl sürecinde 184 öğretmen yetiştirdik. eğitim materyalleri üzerinden öğretmenlerin branşlarda uzmanlaşması için eğitim devreleri geliştirdik.

Kobanê ve Efrîn kantonlarında eğitim genel olarak Kürtçe ile yapılıyor. Ama Girê Spî gibi özgünlüğü olan alanlarda buradaki zenginliğe göre bir eğitim sistemi var. Yeni eğitime başlarken en başlı amacımız, tek kalıp, tek zihniyet modelini kaldırmaktı. Bu  tek kalıp ve tek zihniyet Girê Spî için hiç uygun değil çünkü bu kasaba değişik halkların iç içe yaşadığı bir yer. Burada Araplar, Kürtler, Türkmenler, Ermeni halklar yaşamakta. Etnik renklilik ve değişiklik kadar dini renklilik de buranın önemli bir özelliği. Türkmen köylerinde okullar eğitime açıldı. Eğitim genellikle Arapça ama günde bir saat kendi dillerinde eğitim görüyorlar. Kürtler için birinci sınıftan altıncı sınıfa kadar Kürtçe ama dördüncü sınıftan sonra bir saat Arapça öğretiliyor. Arap çocukları için de aynı sistem geçerli. Bunu yapmadaki amacımız, kapı komşusu olan bu insanların bu çocukların komşusunu kendi dilinde anlayabilmesi, tanıyabilmesidir. Dil kimliğindir. Başkasının da bir kimliği olduğunu bilmek, onu o kimliğine göre tanımak önemli bir şeydir.

Kasaba genelinde kaç okul bulunmakta? Okullar eğitim-öğretim yılını karşılayacak durumda mı?

Bu yıl okullar 19 Eylül'de açıldı. Kasaba genelinde 127 okul bulunmakta. Kasabanın içerisinde 11 okul var. Bunların 6 tanesi ilkokul 1'den 6. sınıfa kadar. 3 tanesi ortaokul 7, 8 ve 9. sınıflar, iki tanesi ise lise 10, 11 ve 12. Bu okulların mevcut durumda yüzde 70'i aktif halde.

Şu anda Girê Spî'de 14 binin üzerinde kayıtlı öğrenci var ve kayıtlar hâlâ devam ediyor. Girê Spî yaklaşık üç yıl eğitimden uzak kaldı. DAİŞ çeteleri burada okulları kapatmıştı. Sadece camilerde intihar eylemi düzenleyecek çocukları eğitiyorlardı! Eğitim çalışmalarını başlattığımızda maddi ve materyal sıkıntılarımız vardı. Bu sıkıntıların giderilmesinde Cizirê ve Kobanê kantonları eğitim komiteleri yardımlarıyla ihtiyaçlarımızı önemli oranda karşıladık. 

Bir akademi çalışmamız var. Bu akademi sekiz ay eğitim faaliyeti sürdürecek. Bu akademi çalışmasında lise mezunları yer alacak. Burada yaklaşık 12 konu üzerine branşlaşma eğitimleri verilecek. Buradan mezun olanlar gelecek yılki eğitim-öğretim döneminde eğitmen olarak yerlerini alacaklar.

'HER TÜRLÜ MİLLİYETÇİLİKTEN KAÇINIYORUZ'

Eğtim sisteminizden içeriğinden bahseder misiniz?

Yeni bir amaçla bu eğitim çalışmaları başladığı için sistem de farklı olmak zorunda. Rejim dönemi yaklaşım ve anlayışları hâlâ devam ediyor, ettirilmek isteniyor. O yüzden ilk başta bunu kırmaya yönelik bir yaklaşımımız var. Okullarda öğretmenler arasında komiteler kuruluyor. Bu okul komiteleri kendi içlerinden sözcülerini seçiyor. Eğitim sistemimiz tamamen milliyetçilik dışı. Milliyetçiliği çağrıştıracak, çocuğu bu yöne çekecek bütün semboller bu eğitimin amacı dışında. Okullarda bir etniğin baskın yanlarını ortaya çıkaracak her türlü yaklaşımdan kaçınılmakta.

Bu yıl okulların açıldığı süreçte Baas rejimine bağlı öğretmenler rejimden gelen bir talimat üzerine bütün okulları kapatarak evlerine çekildiler. Sistemi çalışmaz kılmak istediler. Biz buna teslim olmadık, okulları tekrar açarak eğitim faaliyetini devam ettirdik. Onlardan kalan boşluğu çok hızlı doldurduk. Şimdi onlar yavaş yavaş geri geliyorlar. Gelip bizim kurduğumuz sisteme dahil olacaklar. Orta ve lise eğitimini onların ağırlıkta olduğu öğretmenler üstlenecek ama devrimin anlayışına göre çalışacaklar.

Eğitim sistemimiz sadece eğitim verme yöntemiyle değil, iskeleti itibarıyla da oldukça farklı ve demokratik. Öğretmenlerimiz Öğretmenler Birliği'ne (Yekitiya Mamosteyan) bağlı. Bu, bir anlamda öğretmenlerin sendikalılaşması oluyor. Okullar İdaresi Komitesi var, beş kişiden oluşuyor ve kasabada yer alan tüm etnik yapının temsilcileri yer alıyor. Ayrıca Dil Komitesi var, bu komite mevcut diller üzerine araştırmalar yapıp dilin daha da gelişmesi için çalışmalar yapmakta. Dil üzerine eğitimler veriyorlar.

'YENİ İNSANI YARATIYORUZ!'

Buradan mezun olacak öğrencilerin başka alanlarda kayıt yaptırıp eğitimine devam edebilmesi için, eğitim sisteminizin kabul görebilmesini nasıl sağlayacaksınız?

Eğitim sistemimize güveniyorum. Öğrencileri en bilimsel yöntemlerle kendi özüne ve değerlerine sadık bir şekilde eğitmeye çalışıyoruz. Şu an imkanlarımız kısıtlı olması eğitimin daha verimli geçmesini engelliyor ama eğitim felsefemize güveniyorum. Devrimin eğitiminin insanların yararına olduğuna inanıyorum. Okullarımızdan mezun olan öğrencilerin başka alanlarda başarılı olacağına inanıyorum. Devrim resmi anlamda bir resmiyet kazanmadığı için eğitimimize de yansıtmaya çalışıyorlar. Devrimin okullarından mezun olan insanların başka alanlarda kabul görmeyeceği propagandasını yapıyorlar ama bu doğru değil. Siyasi bir yaklaşımdır. Biz eğitimi ve rekabeti onlara karşı yapmıyoruz. Biz eğitimle yeni insanı yaratmaya çalışıyoruz.

Okullar açıldığında çocuklarını gönderip göndermeme endişesi içinde olan aileler zamanla endişelerini aştılar. Eğitim materyallerimizde hiçbir etnik unsurun öne çıkarılmadığını, tamamen demokratik ulus anlayışı gereği her etnik kökenin özgünlüğünün dikkate alındığını gördükçe okullara katılımlar da çoğaldı. Devrimin  eğitimini  sadece okullarla sınırlı tutmuyoruz. Burada yaşayan tüm toplumu bilgilendirmeye, rejim bağlantılı anti-propagandanın asılsız olduğunu göstermeye yönelik halkı bilgilendirici toplantılar da yapıyoruz. Toplumun ileri gelenlerini bilgilendiriyoruz.