‘Erdoğan ile Bahçeli’nin hayali gerçekleşmeyecek’

YNK Kerkük Dış İlişkiler sorumlusu Hoşyar Abddurahman, Erdoğan ve Bahçeli’nin Musul ve Kerkük hayallerinin Lozan’dan beri var olduğunu ama bunun hiçbir zaman gerçekleşmeyeceğini belirtti.

Türk devletinin Kürdistan’daki varlığına dikkat çeken Abdurrahman, “Bamerni’de de olsa ve Mardin’de de olsa Türk devleti işgalci bir güçtür” dedi.

‘MUSUL TARİHSEL OLARAK KÜRT KENTİDİR’

Musul’un tarihsel olarak bir Kürt kenti olduğunu, Sevr ve Lozan anlaşması imzalanana kadar da buraların nüfusunun çoğunluğunu Kürtler oluştuğunu belirten Abdurrahman, Türkmen, Arapların sayılarının bu bölgelerde daha sonra bilerek yükseltildiğini söyledi.

“BAAS partisinin Irak’ta iktidara gelmesinden sonra Kürtler oradan çıkarılıp Araplar yerleştirildiler” diyen Abdurrahman buna rağmen Musul’u Kürt coğrafyasının bir parçası olarak değerlendirdiklerini belirtti.

Musul’un Kürtler açısından oldukça önemli bir kent olduğunu da belirten Abdurrahman şöyle konuştu: “Unutmayalım Şengal, Zummar gibi yerler şu anda bile Kürdistan’a dahil olan yerler. DAİŞ’ten önce Kürtlerin Musul’da 13-14 milletvekili vardı. O açıdan Musul Kürtler açısından halen de önemli bir kent.”

Kürtlerin olduğu yerlerde Kürt peşmergesinin ve savaşçısının savunma görevini göreceğini söyleyen Abdurrahman, Kürtlerin kimsenin toprağında gözü olmadığı gibi Kürdistan coğrafyasının da Kürtlerin denetiminde kalacağını belirtti.

‘ERDOĞAN İLE BAHÇELİ’NİN HAYALİ GERÇEKLEŞMEYECEK’

Türk devletinin Başika’ya 2 bin kişilik güç yerleştirdiğini hatırlatan Abdurrahman, Kürtlerin bunu işgal olarak nitelendirip tepkiyle karşıladığını, bunun da oldukça doğal bir durum olduğunu kaydetti.

Hoşyar Abdurrahman Türk devletinin Musul ve Kerkük’e ilişin tarihsel amaçları ve Bahçeli’nin Musul ile Kerkük’ü Türk kenti olarak nitelendiren sözlerini de şöyle değerlendirdi: “Türk devletinin Musul’u bu kadar gündemleştirmesini anlamak için tarihe bakmak gerekir. 90 yıl önce imzalanan Lozan’a bakmak gerekir. Hatta 1926’da Mustafa Kemal zengin petrol yataklarına sahip Musul’u İngilizler üzerinden Irak’a bıraktığından bu yana, Türk devleti Musul ve Kerkük’ü terk etmeyi içine sindiremedi. O açıdan bugün Türk devletinin, Erdoğan’ın Başika’ya asker göndermiş olması, Musul operasyonunda ısrarla yer almak istemesi de işte bu tarihi gerçekle bağlantılıdır. Sadece Musul da değil. Sünnileri, Türkmenleri kışkırtması kendi iç sorunlarını dışarıya taşırması ve tabi en önemlisi Kuzey, Güney ve Rojava Kürtlerinin birlik olmasını engellemek amaçlıdır. Bu onların siyasi stratejileridir. Hatırlayalım Özal cumhurbaşkanı olduğu zaman bir seferinde Amed’e geldiğinde Türkiye’nin mevcut sınırlarını kendileri için bir tuzak olarak nitelendirmişti. Bunların yüzyıllık böylesi milliyetçi bir yönleri var. Onun için de devlet bahçeli çıkıp Kerkük Türklerindir Musul da bizim evimizdir, diyor. Bu onların hayalidir. Bunu bilmek gerekir.”

‘OSMANLI'YI CANLANDIRMAYA ÇALIŞIYORLAR’

Abdurrahman Türk devletinin mevcut durumuyla yönetilemez duruma getirildiği, bunun için de iki de bir Avrupa’nın kapılarını çaldıklarını, istediklerini orada bulamayınca da bölgeye yönlerini dönerek Osmanlı’yı yeniden canlandırmaya çalıştıklarını söyledi. Abdurrahman konu hakkında şunları belirtti:

“Şu anda denetimlerinde geniş bir toprak var ama yer altı zenginliği bakımından fakirdir. O devlet o şekilde yürütülemez. Onun için her seferinde Avrupa’nın kapısını çalıyor. Olmayınca buraya dönüp yeniden Osmanlıyı canlandırmaya çalışıyor. Ancak devir değişmiştir. Onlardan daha güçlü devletler vardır. Artık bir daha gelip Irak’ın bir karış toprağını ya da Rojava’yı işgal edecek güçleri yoktur. Önü sonu kendi topraklarına geri dönmek zorunda kalacaklardır. Biz kabul etmediğimiz sürece öyle Bahçeli’nin o hayallerini gerçekleştirme, Kerkük’ü, Musul’u alma gücü yoktur, olmayacaktır.”