Dersim Konferansı sürüyor: Soykırım tanınsın

Dersim Konferansı, ikinci gününde devam ediyor. Soykırımın tanınmasının istendiği bugünkü oturumda, soykırım uygulamalarının Kürdistan'da devam ettiğine dikkat çekildi.

Dersim Belediyesi ve Dersim Yeniden İnşa Cemiyeti tarafından düzenlenen "Unutturmak değil, yüzleşmek! Soykırım tanınsın, Dersim'i yeniden inşa edelim!" adlı konferans ikinci gününde sürüyor. 

Konferansın bugünkü oturumda Avukat Nihat Kaygalak moderatörlüğünde, Avukat Erdal Doğan, Yrd. Doç. Dr. Kerem Altınparmak, MAZLUMDER Genel Başkanı Ahmet Faruk Ünsal, İnsan Hakları Derneği (İHD) Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan ve dünya soykırım örnekleri üzerinde çalışan akademisyen Eleonora Lannot birer sunum yaptı. 

AVUKATLAR: SOYKIRIM TANINMALI

Av. Kaygalak, Dersim Belgeseli'nde konuşan Dünya Ana'nın "Sizden rica ediyorum bu yaşananları unutmayın" sözünü hatırlatarak, "Biz de söz verdik 1937-38'de yaşanan katliamı unutmayacağız. Kendimiz bu terteleyle yüzleşmeliyiz" dedi. Av. devlete seslenerek, katliamın tanınmasını istedi.

Dersim Katliamı'nda hukuksal aşamalara ilişkin sunum yapan Av. Erdal Doğan, Dersim'in avukatlığını yapmanın ağır bir yük olduğunu ve bu olayın bir miras gibi kimsenin unutmayacağı ağır bir olay olduğunu söyledi. Av. Doğan, özür dilemenin yetmediğini, soykırımın tanınması gerektiğini ifade ederken, şunları söyledi: "Çünkü bu insanlığa karşı bir suç. Dersim'de birçok katliam bölgesi olduğu biliniyor. Askeri operasyon haritalarından açıklanması gerekiyor. Mağdurların usulüne uygun olarak inançlarına uygun olarak defnedilmesi gerekir. Bu mağdurun biraz da olsun acısını hafifletebilir. Dün mağdurlar, çıkarılan kemiklerini defnettik, acıyı tekrar yaşadık. Devlete sürekli bu soykırımı tanı derken bundan bahsediyoruz. Anıt mezar yapılabilir. Ya da dün bir devlet yetkilisi gelebilirdi. Toplumsal barışı sağlamaları açısından iyi bir adım olabilirdi. Ancak bu süreçte değiliz."

Av. Doğan, Kuzey Kürdistan'daki katliamları hatırlatarak, Dersim'deki soykırımcı uygulamaların sürdüğüne dikkati çekti.

ALTIPARMAK: AİHM DİKKATE ALINMADI

Yrd. Doç. Dr. Kerem Altıparmak ise Türkiye'deki insan hakları ihlalinin en önemli duraklarından birinin Dersim olduğunu kaydetti. Yrd. Doç. Dr. Altıparmak, Anayasa Mahkemesi'nin bağımsız karar vermediği gibi kritik siyasi kararlarda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) kararlarını dikkate almadığını belirtti.

ÜNSAL: SOYKIRIM ZİHNİYETİ KÜRDİSTAN'DA DEVAM EDİYOR

MAZLUMDER Genel Başkanı Faruk Ünsal, "Pirlerinin toplu katlettikleri yere gittik. Bu coğrafyada yaşayanlar çok iyi biliyorlar ki 1930'lardan başlayan 40'lara kadar süren bir soykırım yaşandı. Tanıkları yanımızda olan çocuklara bütün detayları anlattılar. Umarım uluslararası hukuk da çözüm alınabilir. Ama bizim toplum olarak bu meseleyle yüzleşerek bu facialarla karşılaşmamak için neler yapılabilir onu konuşmalıyız" diye konuştu.

Ünsal, Mahmut Esat Bozkurt'un "Türk bu ülkenin yegane efendisi sahibidir. Saf Türk soyundan olmayanların bu ülkede tek hakkı vardır. O da hizmetçi hakkı, köle hakkı. Dost düşman bunu böyle bilsin" ve İsmet Paşa'nın "Vatan toprağı üzerinde yaşayan herkesi Türk ve Türkçü yapacağız. Kabul etmeyenleri kesip atacağız" sözlerini hatırlattı. Bu iki sözün Cumhuriyeti kuranlar tarafından söylendiğini, medeniyet götürdüklerini söyledikleri yerlere sürekli olarak katliama götürdüklerini, herkesi Türkleştirmek için soykırım işlemekten çekinmediklerini Dersim'de bu noktalardan biri olduğunu ifade etti.

Dersim'de katliam sürecinde izlenen politikaları anlatan Ünsal, bugün de Şırnak, Amed, Mardin gibi kentlerde de yaşanan durumun aynı olduğunu belirtti. 

TÜRKDOĞAN: KOMİSYON KURULMALI

İHD Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan ise Dersim'in faillerinin ortaya çıkartılması noktasında hiçbir araştırma komisyonunun kurulmadığına işaret ederek, yaşananlarla yüzleşmek için hakikatleri araştırma komisyonunun kurulması gerektiğini söyledi. Türkdoğan, bunun yanı sıra sembolik anıtların yapılması, toplu mezarların açılması ve müze oluşturulması gerektiğinin de önemli adımlar olabileceğini vurguladı. Dolmabahçe Mutabakatı'na da dikkat çeken Türkdoğan, "Toplumsal barış köprüsü"nü önerdi.

Akademisyen Eleonora Lannot da, soykırım tanımı ve dünya örnekleri üzerine değerlendirmeler yaptı.