Demirtaş: Ya diktatörlük ya da ezilenler kazanacak

AKP ve Erdoğan'a tepki gösteren Demirtaş, "İktidardan düşmemek için bütün ülkeyi ateşe verebilecek kadar çılgınlaşmış durumdalar" dedi. Demirtaş, seçimlerde ya AKP ile diktatörlüğün ya da HDP ile ezilenlerin kazanacağını belirtti.

HDP Eş Genel Başkanı Demirtaş, Balıkesir'de düzenlenen mitingde yaptığı konuşmada, AKP'nin halkı yoksullaştırdığını ve 'sadaka kültürü'nü oluşturduğuna dikkat çekerek, HDP'nin gençlere ve kadınlara Yaşam Kartı ile Gıda Bankası aracılığıyla destek olacağını bildirdi. AKP ve Erdoğan'a tepki gösteren Demirtaş, "İktidardan düşmemek için bütün ülkeyi ateşe verebilecek kadar çılgınlaşmış durumdalar" dedi. Demirtaş, seçimlerde ya AKP ile diktatörlüğün ya da HDP ile ezilenlerin kazanacağını belirtti.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Balıkesir İl Örgütü, seçim çalışmaları kapsamında Eş Genel Başkan Selahattin Demirtaş'ın katılımıyla entin Kuvva-yi Milliye Meydanı'nda miting düzenledi. Mitinge, Balıkesir milletvekili adayları ve çok sayıda kişi katıldı.

DEMİRTAŞ: SEÇİME İKİ PARTİ GİRİYOR

Mitingde konuşan Demirtaş, "Bizler Türkiye'nin bütün yoksulları, bütün emekçileri ve bütün ezilenleri olarak şimdi yollara düştük. Türkiye'nin 81 iline aynı mesajı, büyük insanlık mesajını taşıyoruz. Umarız, 7 Haziran'da büyük insanlık mesajı Türkiye'nin bütün ezilenlerinin yüreğine nakış nakış işlenecek. Oy pusulasında yapacağınız tercih, yalnızca bir parti seçmek ve kimlerin milletvekili olacağı konusunda bir tercihin ötesinde. Ya özgür, demokratik, eşitlikçi, adil bir yaşam ve Türkiye'nin her yerinde hiç kimsenin korkmadan çekinmeden yaşayacağı bir ülke yada diktatörlük, tek adamalık baskısı altında inleyen bir Türkiye olacak. Seçime iki parti giriyor; diktatör ve ezilenlerin partisi" ifadelerini kullandı.

'EMEKÇİYE HAK ETTİĞİ ADİL DAĞILIM YAPILMIYOR'

Vergi adaletsizliğine değinen Demirtaş, alandakilere şöyle seslendi: "Her biriniz bulunduğunuz yerde alın terinizle üretip ülkenin ekonomisine büyük katkılar sağlıyorsunuz. Çalışıyor, üretiyorsunuz. Ülke ekonomisinin yüzde 80'ini siz üretiyorsunuz. Asgari ücretliler, sizler üretiyorsunuz. Sizler üretirken, ülkeyi kalkındırırken en büyük vergiyi ödüyorsunuz. Tek kuruş vergi sektirmeden sizden alınıyor. Ülkenin vergilerinin yüzde 70'i bu şekilde toplanıyor. Harcarken de vergi ödüyorsunuz. Gelirinizin yüzde 30-40'ını sizden kesiyorlar. Telefonla bir 'alo' dediğinizde bile vergi ödüyorsunuz. Nefes almak bile vergi bu ülkede. Siz bu şekilde ülkenin yüzde 95 vergisini ödüyorsunuz. Devlet topladığı paraları dağıtırken de adil olmak zorunda. Çalışana, emekçiye hak ettiği adil dağıtımı yapmak zorundayız."

ERDOĞAN'IN 'ÇILGINLIK' SÖZÜNE YANIT

Seçim programlarında bulunan 'bin 800 TL asgari ücret' için Türk Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "çılgınlık" şeklindeki sözlerine de yanıt veren Demirtaş, şöyle dedi:

"Bu ülkede hırsızlık yolsuzluk olmasın. Dünyanın en zengin ülkelerinden birinde yaşıyoruz. Bizler üreticiyi, tarımı geliştirirsek zaten asgari ücret bin 800'ün çok üzerine çıkacak. Hayvancılığı, küçük esnafı bitirmek için ellerinden geleni yaptılar. Her yerde sanayilere yatırım yapıyorlar. İşsiz kalın fabrika kapılarında ucuz işçi olun, iş dilenin istiyorlar. Sendikalı olmayın istiyorlar. Bu nedenle tarımı ve hayvancılığı bitiriyorlar. Emekçiden yana bir ekonomiyi savunduğumuz için 'çılgın' oluyoruz da İstanbul Boğazı'na alternatif kanal açacaklar nasıl çılgın olmuyorlar..."

KADIN VE GENÇLER İÇİN YAŞAM KARTI VE GIDA BANKASI

Kadın ve gençlerin sorunlarına da değinen Demirtaş, "En önemli işi evde siz yapıyorsunuz. Evde çalışan da, çalışan kadın statüsünde olacak. En zor iştir çocuk büyütmek. Size düşen buysa, biz de üzerimize düşeni yapacağız. Genç arkadaşlarım, siz okullarınızı bitirmenize rağmen, işsiz kalıyorsunuz. Hiç değilse cebinizde bir minibüs parası olsun diye 15-25 yaş arası tüm gençlere yaşam kartı dağıtacağız. En azından sizlere iş yaratana kadar çay paranız cebinizde olsun" dedi. Demirtaş, mahallelerde Gıda Bankası oluşturup, çocuklar için sağlıklı gıdaları destek olarak dağıtacaklarını belirten Demirtaş, bunları AKP gibi, 'sadaka kültürü' ile yapmayacaklarını söyledi.

'TÜM TÜRKİYE MESAJIMIZI İÇTENLİKLE KARŞILAYACAK'

Demirtaş, "HDP, Türkiye'de siyaset yapma anlayışını değiştiriyor. HDP faşizmin, ırkçılığın, din tüccarlığının bittiği bir dönemde siyasete damgasını vuruyor. 7 Haziran'da, barajı aştığımızda ırkçılıktan, faşizmden beslenen bu ülkede bizi birbirimize düşüremeyecekler. Din tüccarları bunu yapamayacaklar. Sabırla, inatla, kararlılıkla çalışacağız. Her eve gideceğiz. Bu ırkçılık ve faşizm, din sömürüsünden beslenenler bir tarafa, tüm Türkiye bu mesajımızı içtenlikle karşılayacak" diye konuştu.

'ÜLKEYİ ATEŞE VEREBİLECEK KADAR ÇILDIRDILAR'

AKP ve Erdoğan'ın seçim çalışmalarını engelleme adına başvurdukları provokasyonlara işaret eden Demirtaş, şunları ifade etti: "Bizler farklı kimliklerde farklı inançlarda olabiliriz. Kürt, Arap, Acem oluruz ama insan oluruz her şeyden önce. Bu mesajı, Türkiye'nin her yerinde siyasetin egemen dili haline getirmemiz lazım. Bunu engellemek için Cumhurbaşkanı, Başbakan başta olmak üzere her yerde provokasyon yaratıyorlar. İktidardan düşmemek için bütün ülkeyi ateşe verebilecek kadar çılgınlaşmış durumdalar. Barajı aşacağız. Özgürlüklerin ve barışın teminatı olup AKP diktasına izin vermeyeceğiz."

'TESLİM OLMAYACAĞIZ'

Demirtaş, halkın ödediği verginin AKP'ye gittiğini belirterek, "Ben şahsen kendi payıma düşen kısmı helal etmiyorum. Gittiği her yerde bizi yuhalatıyor. Bakın işte ülkeyi kutuplaştırma siyaseti tam da budur. Sonra dönüp 'HDP şiddetten besleniyor' diyorlar. Kampanya başladığından bu yana 41 seçim büromuz saldırıya uğradı. Arkadaşlarım sabırlı olalım. Provokasyona düşmeyelim. Asla onların şiddet provokasyonlarına teslim olmayacağız" diye ekledi.

'BİZE DİYANET'İ DEĞİL İMANIMIZI SORACAKLAR'

HDP'ye dini istismar ederek saldırmak isteyen hükümete de yanıt veren Demirtaş, şunları kaydetti: "

"Her yerde bizi 'din karşıtı' diye yuhalatıyor. Kimsenin, başkasının inancını sorgulama hakkı yok. Zannedersiniz ki ellerinde bir iman ölçer var, herkesin notunu veriyor. Kusura bakmasınlar, Allah'tan başkasına hesap vermek zorunda değiliz. Sen ismimi söylemesen bile hepimizi kıyamette ismimizle çağıracaklar. O gün bize Diyanet İşleri Başkanlığı'nı sormayacaklar, imanımızı soracaklar. Bize din dersi vermeye kalkanlar önce yanınızdaki hırsızlara, talancılara bu dersi verin. IŞİD barbarlığı karşısında sesi çıkmayanlar, onların İslam'a verdiği zarara ses çıkarmayanlar, 'ben zarar veriyorum' diye meydanlarda yuhalatıyorlar. Önce IŞİD'in hesabını verin."