Demirtaş: Özgürlük çizgisini takip eden kazanır; kaybetmeyeceğiz

Bitlis'te konuşan Demirtaş, özgürlük çizgisini takip edenlerin kazanacağını belirterek, Erdoğan'ın Hz. Muhammed'in değil, Hitler'in yolunda olduğunu söyledi. MGK tehdidine değinen Demirtaş, "Sizin hiçbir meşruiyetiniz yok" dedi.

HDP Bitlis İl Örgütü'nün 2. Olağanüstü Kongresi, Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın katılımıyla Rahva mevkindeki Bitlis Belediyesi'ne ait Kültür Merkezi'nde düzenlendi.
Kongrenin yapıldığı salona, HDP bayraklarının yanı sıra "İrademize dokunamazsınız bu ateş sizi yakar", "Demokratik özerklik yerinden yönetim", "Biz kadınlar sırtımızı güneşe yüzümüzü direnişe dönüyoruz" ve "Rojava devrimini selamlıyoruz" ve "İnadına özgürlük inadına HDP" pankartlarının yanı sıra Paris'te katledilen 3 Kürt kadın siyasetçinin fotoğrafları asıldı. 
Binlerce kişinin yanı sıra HDP, DBP il ve ilçe yöneticileri, İHD, MEYA-DER, KURDÎ-DER yöneticileri, DEM-GENÇ, HDP Bitlis Milletvekili Mizgin Irgat ve Mahmut Celadet Gaydalı, belediye eşbaşkanları da kongreye katıldı. 
Kongrede, "Bijî Serok Apo", "PKK halktır, halk burada", "Direne direne kazanacağız" ve "Kürdistan seninle gurur duyuyor" sloganları atıldı. Kongre, "Ey Raqip Marşı eşliğinde yapılan saygı duruşuyla başladı.

'HDP'DEN BAŞKA HALK PARTİSİ YOK'

Demirtaş'ın konuşmasında öne çıkan bölümler şöyle:
"Kongreler, parti içi işleyiş ve demokrasi için önemlidir. Partimiz kuruluşundan itibaren fiilen kapatmaya çalışan bir zihniyetle karşı karşıyayız. Partimiz 5 yıldızlı otellerde kurulmadı. Halkın emeğiyle kurulan bir partiyiz. Türkiye'de bir halk partisinden bahsedilecekse o da HDP'dir ve ondan başka da halk partisi yoktur.

'TARİH KAYBETTİĞİMİZİ YAZMAYACAK'

Ortadoğu genelinde, Kürdistan'da, Anadolu'da gelecek nasıl şekillenecek? İşte o tarihi günlerin belirlendiği günlerden geçiyoruz. Sadece gelecek ay, yılın ve seçim hesabı derdinde olanlar, gelecek yüzyılı anlamayanlar kaybedecek olanlardır. Bölgede yaşananlar, sadece bizimle ilgili değildir. Biz çocuklarımızın özgür yarınları görmeleri için mücadele ediyoruz. Bizler ve atalarımız gün yüzü görmedi. Yüzyıl önce Sky-Piscot Antlaşması ile emperyalistlerin gizli bir şekilde yapılarak, Arap, Kürdistan ve Osmanlı coğrafyası parçalandı ve yeniden devletler kuruldu. Bu devletlerin başına kendi kuklalarını getirdiler. O gün bugün halklar gün yüzü görmedi. Ortadoğu'da kimin eli kimin cebinde olduğunu kestirmek güç. Fakat bir halk için birden fazla doğru yoktur. Bir özgürlük çizgisi vardır. Bu yol takip edildiğinde sizler kazanırsınız.
Her biri kendi çıkarı için Ortadoğu üzerinde söz hakkı sahibi olmaya çalışıyor. Suriye'deki vahşi savaşın tek nedeni Suriye'deki iç çatışma değil. Uluslararası bir dünya savaşı yaşanıyor. Bu kadar dumanlı ve sisli bir havada, ben doğru yolu bulayım derseniz pusulanız özgürlüğün ve halkın çizgisidir. Bu yolda tüm taktik ve stratejiler mubahtır. Gelecek yüzyılda halkların haklarını almaması için başta HDP, HDK, DBP ve DTK'ye saldırılar yapıldı. Önümüzdeki yüzyıla girerken, darmadağın olmamızı istiyorlar. Halk kendi ittifakını dağıtmış olsun ve yüz yıl önceki gibi paramparça olsun ve haklarını almasınlar. Bu sadece saraydaki zatın planı değildir. Ulusalcısından faşistine hepsi Saray'ın etrafında, ırkçı ve faşizan ideoloji etrafında birleşmişler. Asla demokrasiye inanmadılar. Türkiye'deki hiçbir farklı kimliği bir çiçek gibi kabul etmediler. Ya boynunu bükeceksin ya da seni toprağından koparıp vazoya koyacağım ve bana hizmet edeceksin diyorlar. Bunlar, saksı ve vazo kürdü istiyorlar. Kendi toprağında ayağı basan Kürdü istemiyorlar. Bize saldırının nedeni budur. Ve diyoruz ki, tarih bir kez daha bizim ve halkımızın kaybettiğini yazmayacaktır.
Kimliğinden dolayı kimseyi hiçbir zaman dışlamadık. Ama bizi kendi kimliğimizle tartışmaya açanlara da boyun eğmeyiz. 'Kürt inkarı ortadan kaldırdıklarını ve Kürtleri kabul ettik' diyorlar. Başka çaren yoktu. Bu kadar mücadeleden sonra ve Kürtler kendilerini tüm dünyada ispatladıktan sonra sen zaten Kürt yoktur diyemezdin. Aksi takdirde seni tımarhaneye koyarlardı. 'Biz gelmeyene kadar kimse Kürt kardeşlerime Kürt demiyordu' diyordunuz. Siz faşistler demiyordunuz ama sizden önce de biz kendimize Kürt diyorduk. Peki, Kürtleri kabul ettin ve var olduğunu söyledin de peki Kürtler dediğin nasıl bir şey o zaman. Bu halk mıdır, birey midir, topluluk mudur, uzaydan mı gelmişler? Bunların dili var mı, bir tarihi var mı? Buna cevap verebiliyor mu? Hayır. Bir halk, birey ve topluluk haklarıyla ancak vardır. Hakkı ve hukuku yoksa, senin önünde eğilen vazo Kürdüyse ondan kime ne hayır gelir! Saray'dakinin en büyük yalanı nedir biliyor musun? Diyor ya, 'biz yaratılanı yaradan da ötürü severiz.' En büyük yalanları budur. Bunların hepsi bir yalan Cumhuriyet'i kurdular. Her türlü milliyetçiliği ayaklar altına aldık diyorlar. Sen dünyanın en büyük yalancısın. Sen hiçbir milliyetçiliği ayaklar altına almadın. Kutsal kitabı, inançları, demokrasiyi kendi milliyetçi duyguların için araç haline getirdin. Irkçılığı başının üstüne çıkardın. Kürtler neden ana dilinde neden o zaman eğitim yapamıyor? Bunların varlık nedeni yalan üzerine kuruludur. Bunların kökü yalan. Bir halkı yok etmenin en etkili yolu asimilasyondur. 14 yıldır iktidardalar. cumhuriyet tarihinde en hızlı asimilasyon bunların döneminde oldu. İstitastikler ortadır.

ERDOĞAN'A: HZ. MUHAMMED'İN DEĞİL, HİTLER'İN YOLUNDASIN!

AKP'nin 'Tek devlet, tek dil, tek millet' sloganı Hitler sloganıdır. Tekleri kabul etmeyenleri bölücü ve terörist olarak ilan ediyorlar.Tekçilik, Allah'a mahsustur. Ama bunlar bizler tekliği dayatıyorlar. Bunları en yüksek sesle sarsan tek parti biziz. Bu faşizmin gidişatını durduk. Her şeye bana bağlı olacak diyor. Bu da Hitler'in söylemidir. Hitler 1932'de yaptığı bir seçim ile kendi partisi tek başına iktidar olamayınca erken seçim kararı aldırdı. Kendisi o zaman partisinin genel başkanıydı. Tıpkı 7 Haziran'da Saray'dakinin erken seçimi istedi. Hitler çoğunluğu kazandığında ilk olarak dokunulmazlığı kaldırdı. Vekilleri tutukladı. Başbakanlığı ve cumhurbaşkanlığı birleştirdi. Hem de anayasayı değiştirmeden başkan oldu ve diktatörlüğünü ilan etti. Bu adam pek kitap okumaz ama belli ki Hitler'in kitabını sonuna kadar okumuş. İnanınki okumuş. Diyorlar ya Hz Muhammed'in yolundayız ,vallahi yalan atıyorsun sen Hitler'in yolundasın. Senin okuduğun kitap o, seni etkileyen o seni yolunu aydınlatan kitap Hit'lerin 'Kavgam' kitabıdır. Faşizmden besleniyor. Karakter olarak da birbirine benziyorlar. Akıbetleri benzer mi ona da göreceğiz.

'YİYE YİYE DOMUZ GİBİ OLDULAR!'

Bunların tarihinde direniş yoktur. Cunta geldiğinde Evren'i alkışlayan, methiye ve şiir yazan gelenektir. Hayatlarında zulme karşı direnişin örneği yok. İslami geleneğinin direniş örnekleri var ülkede ama bunlar, onlar değil. Kendi değerlerini kirli antlaşmalar ile sata sata buralara geldi. Şimdi de aynı anlayışla kendi değerlerini satılığa çıkararak, iktidara kaldılar. Diyorlar ya, AKP siyasi İslam'ın temsilcisidir. Yok öyle bir şey. İslam'ın neresinde rüşvetin helal olduğu yazıyor ki? Hangi kuralında hırsızlık doğrudur diyor ki... Hangi emri 'insanı diri diri yakabilirsin' diyor ki? Kul kul hakkı yiye yiye bazıları domuz gibi oldu! Yalan mı Allah aşkına! Hırsız var hırsız var! Karpuz çalana da 'hırsız' diyoruz. Bunlara da 'hırsız' diyoruz. Bunlara başka bir isim bulmak lazım. Hırsıza hakaret etmeyelim! Bunlar başka bir şey. Lüks hayatlarından geçilmiyor. Başını kapatmış ve ama başına örtüğü örtü beş bin dolar. Ülkede, asgari ücret bin TL. Sen nasıl bu kadar lüks yaşayarak, İslam'a hakaret ediyorsunuz... Müslümanlıkta israf yoktur. Bunların modası oluştu. Define yapıyorlar. Bunların, İslam ile alakası yok kapitalistlerden bir farkı yok. Din ile iman ile alakaları yok. Bunları en iyi kullanan bunlar sadece. Burada da İslam'ın entelektüellerine görev düşüyor. Binlerce İslam alimi ve aydını nerede? Niye sesleri çıkmaz! Asıl görev sizde. Şimdi çocuklar İslam'ı böyle öğrenecekler. Küçük hırsızlık yaparsan cehenneme büyük hırsızlık yaparsan Saray'a gidersin, herhalde şimdiki çocuklar böyle düşünüyordur.

MGK TEHDİDİ

Dün, MGK bizi kastederek, 'bunlar halkın temsilcisi olamaz' demiş. Hadi oradan be! MGK, sen darbe kurumu olarak, Kenan Evren'in yumurtladığı bir MGK olarak, sen mi halkı temsil ediyorsun. Hadi oradan. Biz halkı temsil etmiyoruz ya MGK halkı temsil ediyor öyle mi? Ya Kenan Evren'in kurduğu darbe kurumusunuz be? Sizin hiçbir meşruiyetiniz yok bir defa. Siz halkımıza ve iradesine de bin defa kurban olun. Böyle bir rezillik olamaz. Koskoca paşalar, bakanlar toplanmış 5 saat düşünmüşler en son bunlar halkın iradesi olamazlar diye açıklama yapmışlar. Utanmazlar sıkılmazlar, kendi hallerine bakmazlar dönüp bize ve bizim meşruyetimize laf söyleyecek cesareti bulurlar. Biz halkın içinden çıktığımız gün zaten o halkın temsilciyiz. MGK olarak kabul etsen ne olur etmesen ne olur..."
Delege seçimlerinin ardından HDP Bitlis İl Eş Başkanlığı'na Cahit Aysal ve Nazime Arvas seçildi.