Cemil Bayık: Kürt’ün gücü onlara gösterilecektir!

Kürt’ün yeter ki önderi ve öncüsü olsun. Kürt’e öncülük yapıldığı müddetçe bu halkın iradesini kimse kıramaz. Kimi arkasına alırsa alsın, öncüsü olan Kürt kendine yapılanların hesabını sorar.

KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanı Cemil Bayık, Azadiya Welat Gazetesinde bugün yayınlanan makalesinde Türk devletinin saldırılarını değerlendirdi.

Kürt Özgürlük hareketinin tarihsel direnişinden örnekler veren Bayık, yapılan katliamların hesabını soracaklarını belirtti.

Bayık’ın ‘Gardiyan Davutoğlu’ başlıklı makalesi şöyle:

Türk devleti ve hükümetinin son zamanlardaki söylem ve tutumları Kürt halkına yaklaşımının belgesidir. Sömürgeci, hegemonik, üstenci ve azarlayıcı dil kendisini en üst biçimde göstermiş bulunuyor. Başbakan Davutoğlu bayramlarda ya da okul müsamerelerinde öğrencilerin veya öğretmenlerin “vatan millet Sakarya!” nutku atması gibi her gün bağırıp çağırıyor. Her gün Kürtlere devletin gücünü nasıl göstereceğini söylüyor. Aynı Gever’deki bir polisin Kürt işçilerini yere yatırıp “Türk’ün gücünü göreceksiniz!” demesi gibi.

TÜRK DEVLETİ KÜRTLERİ KÖLE OLARAK GÖRÜYOR

Türk devletinin Kürt’ü köle gördüğü açıkça ortadadır. Hegemonların kölelere yaklaşımının aynısını Türk devleti yetkilileri Kürtlere gösteriyor. Gever’de bir polisin Kürdistan'da Kürt halkına bağırması neyse, başbakanın Kürt halkının siyasi temsilcilerine bağırması da aynıdır. Toplumsal cinsiyetçi karakterde şekillenmiş erkekler karılarını nasıl azarlarsa, AKP hükümeti yetkilileri de HDP’lilere, Kürt siyasi kurumlarına aynı yaklaşımı gösteriyor. Bir psikolog bile AKP ve hükümet yetkililerinin Kürt kurumlarına yaklaşımını bu biçimde tespit edebilir.

DAVUTOĞLU ESAT OKTAY YILDIRAN GİBİ YAKLAŞIYOR

Yakın tarihimizde Diyarbakır zindanında iç güvenlik amiri yüzbaşı Esat Oktay Yıldıran’ın Kürt tutsaklara yaklaşımı neyse, şimdi Davutoğlu ve AKP yetkilileri de öyle yaklaşıyor. Diyarbakır zindanında Esat Oktay’a bakan askerler ve gardiyanlar da tutsaklara daha beter bir yaklaşım gösterirlermiş. Kürt tutsaklar eziyet edilmesi, küfredilmesi ve terbiye edilmesi gereken insanlar olarak görülürmüş. Daha doğrusu insan yerine konulmazlarmış. Bu yöntem bir irade kırma yöntemidir; ya da iradesi kırılmışların bir daha başını kaldırmaması için uygulanan bir yöntemdir. Özellikle Türkiye Cumhuriyeti tarihinin Kürtlere yaklaşımı budur. Türkiye cumhuriyetinin Kürtlere yaklaşımının nasıl olduğunu şimdi en iyi Davutoğlu ortaya koymaktadır. Öyle ki, herkesten çok o bağırıp çağırmaktadır.

1980’li yıllarda Diyarbakır cezaevinde minik lakaplı kısa boylu bir asker varmış. PKK önderlerinden Mehmet Hayri Durmuş’tan çok kısa olduğundan kompleksle zıplayarak Hayri’ye yumruk sallarmış, bağırıp çağırırmış. Şimdi de Ahmet Davutoğlu Diyarbakır cezaevindeki asker gibi kompleksle ve acizlikle Kürtlere saldırmaktadır. Kürt halkının direniş iradesi karşısında o kadar aciz kalmışlardır ki, Kürt mahallelerini tanklarla kuşatıp bombardımana tutmaktadırlar. Davutoğlu’nun bağırması, çağırması, ezeceğiz demesi, aslında hegemonik zihniyetin halkın büyük direnişi karşısındaki öfkesini ifade etmektedir.

Türk devletinin şu anki saldırganlığı kesinlikle hegemonik zihniyet ve politikayla ilgilidir. Kürtler eşit ve özgür görülmek istenmiyor. Kürtlerin eşit ve özgür olma iradesi karşısında büyük bir öfkeye kapılıyorlar. Kürtlerin karşılarında özgür ve eşit olarak davranmasına tahammül edemiyorlar. Kendileri Kürtleri yok etmek mi istiyor; Kürtleri sömürgeci tahakküm atlında mı tutmak istiyorlar, Kürtler bunu kabul etmelidir. Zihniyet budur. AKP hükümetinin tüm davranışlarını böyle ele almak lazım.

KÜRT’ÜN GÜCÜ ONLARA GÖSTERİLECEKTİR

Davutoğlu’na şehirlere tanklar ve toplarla yaptığın saldırıların hesabını vereceksin denilince, biz hesap vermeyiz, HDP verecek demiş. Öyle ya, kraldan, diktatörden kim hesap sorabilir? Sadece diktatörlerin hesap sorma hakkı vardır! Biz de Davutoğlu’na soruyoruz: sen kimsin ki Kürtlerden hesap soruyorsun? HDP’den sadece Türkiye halkları hesap sorabilir. Hele hele Davutoğlu ve hükümetin Kürtlerden hesap sormaya hiç hakkı yoktur. Kürtler kendilerine yapılan zulümden hesap soracaklardır. Davutoğlu hiç bağırıp çağırmasın, yaptıklarının hesabı en ağır biçimde sorulacaktır. Öldürülen çocukların, kadınların, yaşlıların hesabı bu hükümetten mutlaka sorulacaktır. Artık Kürt gençleri, çocuklara, analarına, babaların, kardeşlerine yapılanın hesabını mutlaka soracaklardır. Kürtleri kimse sağır ve dilsiz sanmasın! Kürt’ün gücü onlara gösterilecektir!

Kürt’ün yeter ki önderi ve öncüsü olsun. Kürt’e öncülük yapıldığı müddetçe bu halkın iradesini kimse kıramaz. Kimi arkasına alırsa alsın, öncüsü olan Kürt kendine yapılanların hesabını sorar. Bugün dünyada Kürt kadar militan gücü olan başka bir topluluk yoktur. Çünkü bu militanlığı Türk devletinin zalimliği ve özgürlük tutkusu şekillendirmiştir. Bugün Suriye'de ve Irak'ta Kürt gençleri IŞİD’in korkusu haline gelmişlerdir. Militan Kürt gençlerinin ayak seslerini duyduklarında kırmızı ayakkabılılar geliyor diyerek kaçmaktadırlar. Çünkü Kürt fedailiğinin önünde durmak mümkün değildir.

Davutoğlu’nun bağırmaları Kürt militanlığının karşısında sökmez. Her türlü tekniği ve aldığı destek de Davutoğlu’nu kurtarmaz. Çünkü en büyük teknik insandır. Önder Apo daha 30 yıl önce “En büyük teknik insandır” diyerek her türlü tekniği yenecek bir militan Kürt gençliği ve özgürlüğü için savaşan halk gerçeği yaratmıştır.

Kürtler için zorluklar direnme gerekçesidir. Zorluklardan yakınacak, sızlanacak Kürt gerçekliği artık geride bırakılmıştır. Artık zorlukların başladığı yerde Kürt militanlığı anlamlı hale gelir. Kürt Halk Önderi ve PKK zor koşulların başladığı yerde tarih sahnesine çıkmışlardır. PKK, zorlukların başladığı yerde vardır. PKK, zorlukların olduğu yerde başarıyı getiren bir çizgiye sahip olduğu için Kürdistan'da var olmuştur. PKK’de zorluklardan yakınma, sızlama yoktur. PKK zorluklar varsa benim anlamım vardır diyen bir hareket ve militanlar topluluğudur. Çünkü tarih sahnesine çıkışı da zorluklara yanıt olması nedeniyledir. Kolay yapılsaydı, kolay mücadele edilseydi zaten PKK çıkmazdı.

Özcesi PKK Türk devlet zulmüne karşı kendini var etmiş, bu zulmü yenme gücü ve tarzı olarak tarih sahnesine çıkmıştır. Bu açıdan hiçbir saldırı Kürt halkının ve PKK'nin başarısı önünde engel olamayacaktır.