Bilgen, referandumdan 'hayır'ın yüksek çıkmasının da önemli değişikliklere yol açabileceğini, Öcalan'la diyaloğa geçilebileceğini söylerken, DTK Eş Başkanı Güven de "Birbirimize ve onurumuza sahip çıkalım" dedi. Asrın Hukuk Bürosu'ndan Uysal da direnişle Öcalan'ın özgürleşebileceğini kaydetti.

HDP ve DBP Van il örgütleri tarafından VATSO binasında ‘Savaş ve Kaos Politikalarına Karşı Demokratik Çözüm Arayışı’ konulu panel düzenlendi. Panele HDP Grup Sözcüsü Ayhan Bilgen, DTK Eş Başkanı Leyla Güven, Asrın Hukuk Bürosu avukatlarından Newroz Uysal, HDP Van il eş başkanları Gülistan Orhan, Yakup Ataş, DBP Van il eş başkanları Sevinç Şeker, Ahmet Aygün, HDP PM üyeleri Abdurrahman Doğar, Özgür Zeydanoğlu, STÖ temsilcileri, belediye eş başkanları, TJA aktivistleri, DBP-HDP ilçe örgütleri, Barış Anneleri ve halk katıldı.

Açılış konuşmasını yapan DBP Van İl Eş Başkanı Ahmet Aygün, içinden geçilen ağır süreçte yapılan bu toplantıların önemine vurgu yaptı.

GÜVEN: BİRBİRİMİZE VE ONURUMUZA SAHİP ÇIKALIM

DTK Eş Başkanı Leyla Güven, “Kan emiciler şimdi de Ortadoğu’da egemenliklerini pekiştirmek için emperyal hesaplarını sürdürüyor. Kürt halkı olarak bu durumun ve gelişmelerin tam ortasındayız. İşte tüm eş başkanlarımız cezaevindedir. AKP şimdi tüm Türkiye’yi bir kenara bırakmış, muhtarlarla birlikte ülke yönetmeye çalışıyor. Şimdi halk olarak buna karşı mücadele edeceğiz, Kürt halkı ne istiyor bunu anlatacağız. Ne olursa olsun her zaman bir araya gelelim, Hakkari, Şırnak, Van, Amed ve bunların hepsinin birbirine ihtiyacı var, birbirimize ve onurumuza sahip çıkalım. Bu açıdan bu toplantılar oldukça önemlidir" diye konuştu.

Kobanê ve Şengal'deki zaferlere dikkati çeken Güven, Kürtler olmadan kimsenin Ortadoğu'da sınır çizemeyeceğini söyledi. "Cenevre'de Kürtler olmadan masa kurmaya çalışanlar iyi düşünmelidir. Kürt halkı Rojava’da statüsünü oluşturdu ve bunun artık tanınması gerekiyor" diyen Güven, Türk Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve Başbakan Binalı Yıldırım'ın bölgede Kürt koridoru istemediğini söylediğini hatırlatarak, "Sen istesen ne olur, istemesen ne olur" diye tepki gösterdi.

'ADRES SAYIN ÖCALAN'DIR'

Kuzey Kürdistan'daki soykırımcı saldırıları hatırlatan ve "Kürt halkının iradesini kıramadılar" diyen Güven, şunları ekledi: "Kürt halkının iradesini sınamayın, Kürt halkı Diyarbakır Cezaevinde iradesini ortaya koydu, Sakine Cansız cezaevinde Esat Oktay’ın yüzüne tükürdü. Kadınlar asla teslimiyeti kabul etmedi ve etmeyecek, işte bu yüzden saldırıyorlar, kadınları tasfiye ediyorlar.” 

Tek çarenin Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan olduğunu vurgulayan Güven, "Adres olarak Sayın Öcalan’ı gösteriyoruz. Bizler ölümü, zindanı göze almışız ve sonuna kadar mücadele ederek özgürlüğümüzü elde edeceğiz. Artık bu çağda Kürt halkının statüsüz kalması mümkün değil" dedi.

BİLGEN: ERDOĞAN KAYBEDECEK

HDP Sözcüsü Ayhan Bilgen ise AKP'nin Suriye politikasını Kürtlerin statü sahibi olmaması üzerinden yürüttüğüne dikkati çekerken, "Kendi sorunlarını çözemeyen bir ülke başka bir ülkenin sorunlarını çözebilir mi? El Bab'da tek dertleri Suriye yeniden dizayn edilirken Kürtlerin bir şey elde etme korkusudur" dedi.

AKP'nin Irak ve Rusya'ya karşı önceki tutumlarını hatırlatarak 'tükürdüklerini yaladılar' diyen Bilgen, OHAL sürecine de değindi.

"Baskı politikalarıyla bir yönetim... Afrika’da, Asya’da bu yöntemler işe yaramadı, huzur ve barış olmadı. Sadece son 10 yıla bakarak bunu anlayabiliriz" diye konuşan Bilgen, şöyle devam etti: "Erdoğan ve ondan beklentileri olanlar kaybedecek. Türkiye halkları kaybetmesin istiyoruz ama bunu göze almışlar. Buna karşı yapmamız gereken net olmak, karşı durmaktır. Boyun eğenler, teslim olanlar her halükarda kaybederler ve bizler hep birlikte kazanacağız, mutlaka kazanacağız."

‘REFERANDUM SONUCUNA GÖRE MASAYA OTURMAK ZORUNDA KALABİLİRLER'

Bilgen, referandumda 'hayır' oylarının yüksek çıkması halinde hükümetin birçok politikasını değiştirmek zorunda kalacağını belirtti. Bilgen, şöyle dedi: "Şimdi referandum gerçekleşirse söz yine size gelecek. Onların hilelerine rağmen toplum bu kararı verecek. Kimse 'bize ne' dememeli ve Erdoğan bu politikalarını daha da arttırır, daha çok insanımız ölür ama bunu bir yerde durdurursak herkes hesabını yeniden yapar. Böyle yaparken İmralı’da Sayın Öcalan ile barışmayı yeniden gündeme alırlar. (...) Hayır oyu ne kadar yüksek çıkarsa Sayın Öcalan’ın barışa katkı yapma ihtimali o kadar yüksek olacaktır. HDP’nin onlara  benzemediğini göstermek siyasetçinin boynunun borcudur ve hepimizin de görevidir. Önümüzdeki günlerde bize yaşattıkları acılara rağmen aydınlığa en yakın nokta en karanlık andır.”

AV. UYSAL: SAYIN ÖCALAN ŞAHSINDA KÜRT HALKI TASFİYE EDİLMEK İSTENİYOR

Asrın Hukuk Barosu avukatlarından Newroz Uysal ise Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın durumuna ilişkin bilgi verdi.  Uysal, "Ağır tecrit koşullarında barışı gerçekleştirmek isterken bir yandan da geleceğe dair uyarılarda bulundu ve uyardığı konular maalesef gerçeğe dönüştü. İşte Suriye’de ve Türkiye’de bugün yaşananlar ortadır. Amaç Sayın Öcalan şahsında Kürt halkını tasfiye etmektir, bugün de gördüğümüz siyaset kurumunu yok ederek Kürt halkının iradesini kırmak istiyorlar" dedi.

Uysal, şöyle devam etti: "Sayın Öcalan olağanüstü koşullarda tutuluyor, hukuk katlediliyor… Sayın Öcalan tüm haklarından mahrum tutuluyor. Sayın Öcalan sıradan bir tutuklu değil ama T.C Sayın Öcalan’a sıradan tutuklulara tanıdığı hakları bile tanımıyor.

'DİRENİŞ SAYIN ÖCALAN'I ÖZGÜRLEŞTİRİR'

Ama bu tecritle onun fikirlerini, felsefesini de mahkum etmek istiyorlar. Amaç, Sayın Öcalan’ın sesini kısmak ve o sesin duyulmasını engellemek. Yaklaşık 6 yıldır avukatlarının kendisiyle görüşmesine izin verilmiyor, mektup yasak, ailesiyle görüşemiyor, bugün İmralı’dan hiçbir haber alamıyoruz.  Sayın Öcalan ile ilgili tüm hukuki girişimlerimiz sürüyor ve bu tecride karşı hukuku ortaya koyacağız. OHAL’i yine uzatıyorlar ve bununla tecridi daha da derinleştirmek istiyorlar. Bundan öte biz artık Sayın Öcalan’ın özgürlüğünü istiyoruz. Tüm dünya halkları bugün Sayın Öcalan’dan gelecek bir mesajı merakla beklerken, maalesef tecrit koşullarında tutuluyor. Sayın Öcalan’ın özgürlüğü Kürt halkının birliği, demokrasi, barış mücadelesi ve demokratik direnişle gerçekleşecektir.”

Konuşmaların ardından toplantı soru-cevap bölümüyle sürdü.