Ortadoğu’yu yeniden dizayn etmek isteyen uluslararası hegemonik güçler ve bölgedeki gerici işbirlikçileri emellerine ulaşmak amacıyla 15 Şubat 1999’da Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan şahsında Kürdistan Özgürlük Hareketini tasfiye etmek amacıyla uluslararası bir komplo gerçekleştirdi.

Kürt Halkı ve Kürt Özgürlük Hareketinin 18 yıl önce uluslararası güçler tarafından gerçekleştirilen komplo sürecinden güçlenerek çıktığını belirten Amed gençliği şunları söyledi:

MUHAMMED ESER: 18 yıl önce başlayan uluslararası komplo başarılı olsaydı bugün Kürt Halk Önderi İmralı Adası’nda ağırlaştırılmış tecrit altında tutulmazdı. 18 yıl öce Önderimizi esir alarak Kürt halkını yok etmek isteyen güçler, Kürt Halk Önderinin duruşu ve felsefesine yenildi. Önderliğinin belirlediği çerçevede yürüyen Kürtler bugün dünya tarafından kabul edilen bir statüye ulaştı. Bunun en belirgin örneği Kobanê direnişi ve Rojava devrimidir. 18 yıl önce gerçekleştirilen uluslararası komplo başarılı olsaydı bugün Ortadoğu’daki büyük aktörlerden biri Kürtler olmazdı. Kürt halk Önderi Abdullah Öcalan üzerinde yıllardır süre gelen tecrit ile amaçlanan Kürt halkı ve önderi arasındaki bağı koparmaktır. Bu nedenle kendi gerçekliğinin bilincinde olan tüm Kürtlere çağrım; Kürtlerin yıllardır büyük mücadelelerle elde ettiği kazanımların boşa çıkarılmasını engellemektir.

CİHAN ÖZTÜRK: Bir halkın önderi o halkın pusulasıdır. Bir halk pusulasını kaybederse yolunu kaybeder işte 15 Şubat 1999’da hayata geçirilen uluslararası komplonun amacı da Kürt halkını pusulasız kılarak yok etmekti ancak başarılı olmadı. Bu yıl 15 Şubat Komplosunun 18. yılı ve Önderliğimiz hemen hemen 18 yıldır ciddi bir tecrit ile karşı karşıya. Biz Kürt gençleri olarak bu durumu kabul etmiyor ve Önderliğimizin fiziksel olarak özgürleşmesini istiyoruz çünkü bir liderin yeri halkının yanıdır.

XEMGÎN TOPDEMİR: Emperyalist güçlerin anlaşması sonucu 15 Şubat 1999 yılında uluslararası komplo hayata geçirildi ve bu çerçevede Kürt Halk Öderi Abdullah Öcalan İmralı zindanına gönderildi. Bu komplo ile amaçlanan Kürt halkının kazanımlarını ve mücadelesini yok etmekti. İşte bu nedenle Kürt gençlerine çağrım her 15 Şubat’ta olduğu gibi 15 Şubat’ta da söz konusu faşist komployu kınamak ve Önderliğimize özgürlük amacıyla sokaklara çıkmalarıdır.

ŞAKİR DEMİR: 18 yıl önce gerçekleşen uluslararası komployla amaçlanan Kürt halk Önderi şahsında PKK’yi tasfiye etmek ve Kürt halkını öndersiz bırakarak sindirmekti ancak başarılı olamadılar. Bunun en önemli kanıtı Sur’da, Cizre’de, Nusaybin’de yaşanan özyönetim direnişleridir. Bugün Kürt Halk Önderi üzerinde derin bir tecrit uygulanıyor bu tecridin tek sebebi Kürt halk Önderi ile Kürt halkı arasındaki bağlantıyı koparmaktır. Önderliğimizin tek sözü ile milyonlarca insanın sokaklara dökülebileceğini gören devlet bu durumdan çekiniyor. Özellikle OHAL ile birlikte Kürt halkı üzerinde ciddi bir baskı söz konusu oldu binlerce siyasetçi tutuklandı ve onlarca belediyemiz gasp edildi. 80’lerde cuntacılara, 90’larda Hizbullah’a ve 2000’li yıllarda soykırım operasyonlarına direnen Kürt halkı bugünlerden de başı dik çıkacaktır. Bu vesile ile halkımıza çağrım: direniştir.