Amed ve Batman’da kayıpların akıbeti soruldu

Amed ve Batman’da kayıp yakınları her Cumartesi gibi olduğu gibi bugün de eylemdeydi.

Amed ve Batman’da kayıp yakınları her Cumartesi gibi olduğu gibi bugün de eylemdeydi. Amed'de yapılan eylemde, 1995 yılında kaybedilen Mehmet Emin Abak'ın babası Halil Abak, oğlunun dönemin Kızıltepe İlçe Jandarma Komutanı Hasan Atilla Uğur tarafından kaybettirildiğini hatırlattı. Batman’da 1994 yılının kaybettirilen İsa Gök'ün eşi Ferican Gök de, "hala eşimi arıyorum" sözleriyle faillerin ortaya çıkarılmasını istedi. 

AMED’DE MEHMET EMİN ABAK’IN AKİBETİ SORULDU

İHD Amed Şubesi üyeleri ve kayıp yakınları, "faili meçhul" cinayetlerin aydınlatılması ve faillerinin açığa çıkarılması talebiyle her hafta gerçekleştirdikleri eylemin 381'incisini Koşuyolu Parkı Yaşam Hakkı Anıtı yaptı. 

Eylemde konuşan İHD Amed Şube Sekreteri Abdusselam İnceören, 17-31 Mayıs Uluslararası Gözaltında Kayıplara Karşı Mücadele Haftası'na dikkat çekerek, gözaltına alanların belli olduğunu ancak hiçbir işlemin yapılmadığını hatırlattı. İnceören, "Aileler yıllardır bir mezar taşları olsun diye direniyor. Bir mezar taşımız olana ve failler yargılanana kadar mücadelemiz devam edecek" dedi. 

Ardında eylemde söz alan HDP Grup Başkanvekili Çağlar Demirel de, 90'lı yılların (Faili meçhullerin) faillerinin bugün tarih sayfalarına utanç olarak geçtiğini ancak kayıp yakınlarının hala dik ve onurlu olduklarını söyledi. "O günden bugüne değişen bir şey yok. Tarih tekerrür ediyor" diyen Demirel, 90'larda katliam yapanların aklandıklarını sandıklarını ancak tüm yaşananların hesabının sorulacağını vurguladı. 

Mardin’İN Kızıltepe ilçesine bağlı Tilzêrîn Köyü'nde 14 Ocak 1995 tarihinde kaybedilen Mehmet Emin Abak'ın hikayesini Kayıp Komisyonu üyesi Hasan Yalçın, baba Halil Abak'ın anlatımları üzerinden şunları paylaştı: "Oğlum Mehmet Emin Abak ile yeğenim Mahmut Abak Mêrdin Qoser arası toplu taşıma araçlarının şoförlüğünü yapıyordu. İzinli oldukları bir gün onları köye çağırdık. 14:30'da istediğimiz eşyalarla birlikte köy geldiler. 15.40 da ise dönemin Qoser Jandarma İlçe Komutanı Hasan Atilla Uğur ile Mardin merkezde görevli Üsteğmen Eşref Çakmak ile beraberindeki askerler köye operasyon yaptı. Oğlum Mehmet Emin Abak ile yeğenim Mahmut Abak'ı gözaltına alarak köyde bulunan bir eve götürerek işkence yapmaya başladılar. Bizler işkence çığlıklarını duymamıza rağmen korkudan sesimiz çıkaramadık. Askerler tüm köylüyü çamura yatırarak başımızı ayaklarıyla çamurun içinde eziyordu. Yaşadığımız bu duruma dahi itiraz edemiyordu. Askerler yeğenim Mahmut'a çok ağır işkence yaptı yeğenimin cesedini battaniyeye sarılı olarak çıkardılar. Oğlum Mehmet Emin Abak ise iki özel harekatçının kolunda halsiz bir şekilde götürüldü. Bir hafta sonra yeğenimin cenazesini köydeki bir su kuyusunun yüzüne çıktığını gören jandarma, cenazeyi Kızıltepe Devlet Hastanesi'ne getiriyor. Oğlum ile yeğenimin kullandığı aracı, köyün boş bir arazisinde yakılmış halde bulduk."

Konuşmaların ardından eylem 5 dakikalık oturmayla son buldu.

FERİCAN GÖK: HALA EŞİMİ ARIYORUM

İnsan Hakları Derneği ve kayıp yakınları Batman Gülistan Caddesinde bulunan İnsan Hakları Anıtı önünde çocuklarının akıbetini sordu. Eyleme STK'lar da destek verdi. Kayıpların fotoğraflarının taşındığı eylemde konuşan İHD Şube Başkanı Mehmet Bağatır, kaybedilen ve faili meçhule kurban giden insanların akıbetinin açığa çıkarılması ve faillerinin yargılanması için alanlarda olduklarını ve faillerin bulunup yargı önüne çıkarılıncaya dek alanlarda olmaya devam edeceklerini belirtti. 

1994 yılının Haziran ayında bir sabah evinden çıktıktan sonra bir daha dönemeyen İsa Gök'ün hikayesi anlatıldı. İsa Gök'ün'nın eşi Ferican Gök'ün o güne dair şunları söyledi: "İsa bir sabah evden işe gitti ve bir daha dönemedi. Biz hastaneleri, emniyet müdürlüklerini ve karakolları tek tek aradık. Akrabalarımıza haber verdik fakat eşimin izine hiçbir yerde rastlayamadık. Zaten o dönemde Batman'da karanlık güçler devreye girmişti ve faili meçhul cinayetler işleniyordu. Hala eşimi arıyorum. Daha bir mezar taşına dahi sahip olamadık." 

Bağatır, akademisyenler, gazeteciler, siyasetçiler, öğrenciler üzerindeki baskılara ve HDP milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılmasına da tepki göstererek, "Halkların iradesini temsil eden partinin siyaset dışına itilmediği, iletişim kanallarının tıkanmadığı, aramıza örülmüş olan duvarların yıkıldığı, ölümlerin son bulduğu bir Türkiye istiyoruz" diye konuştu.