ANALİZ

AKP Kürt düşmanıdır

KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanı Cemil Bayık, “AKP iktidarının son olarak Amed belediyesi eşbaşkanlarını gözaltına alması, Kürt düşmanlığının zirvesi olmaktadır. Çünkü Amed her zaman Kürt’ün özgür ve demokratik yaşam iradesinin sembolü olmuştur" dedi.

KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanı Cemil Bayık, Yeni Özgür Politika ve Azadiya Welat gazetelerine yazdığı Kürtçe makalede şunları belirtti:  

“AKP iktidarı Türkiye tarihinin en faşist ve en Kürt düşmanı iktidarı haline gelmiştir. İktidarını demokratikleşme ya da başka politik açılımlarla sürdürme yerine, tamamen Kürt’ü yok etmeye bağlamıştır. Kürt düşmanlığı yaparak ve Kürt Özgürlük Hareketini tasfiye etme saldırıları yaparak iktidarını ayakta tutmaya yönelmiştir. AKP, iktidarını Kürt’ü ezmeye dayandırdığından, Kürtler için tam anlamıyla soykırımcı bir iktidar haline gelmiştir. Bu karakteriyle Kürtler için son yüzyıldaki en tehlikeli iktidar olarak tarihteki yerini alacaktır. TC tarihinin tümü Kürtleri soykırıma uğratma tarihi olmuştur; ancak bu bir devlet politikası ve zamana yayılmış bir hedef olarak ele alınmıştır. Ancak AKP, iktidarı bırakmayı düşünmeyen bir hükümet olduğundan ve iktidarını sürdürmeyi de Kürt düşmanlığına bağladığından her türlü baskı ve zulüm politikasını pervasızca uygulamaktadır. Bu Kürt düşmanı politikalarıyla MHP ve tüm Kürt düşmanlarının desteğini almaktadır. Böylece hem iktidarını sürdürmekte, hem de Kürt düşmanlığında hiçbir iktidarın uygulamadığı yol ve yönteme başvurmaktadır. Halk sokağımı ve mahallemi ben yöneteceğim dediğinde buna karşı yürüttüğü faşist saldırılar, AKP iktidarının tüm yüzünü açıklıkla gözler önüne sermiştir.

AKP iktidarı artık herhangi bir TC hükümeti değildir. Türkiye'de hegemonik yeni bir otoriter sistemi kurmayı önüne koymuştur. Eski cumhuriyetin ideolojik, siyasi ve kurumsal olarak aşılması ile birlikte AKP kendi ideolojik ve siyasi anlayışı temelinde yeni bir hegemonik sistem kurmaya yönelmiştir. Yeni bir hegemonik sistem kurmak, ancak Türkiye'nin onlarca yıllık yürütülen mücadele ile ortaya çıkarılan demokratikleşme birikimini saf dışı etmekle mümkün olabilir. Çünkü hegemonik bir sistem kurmak ancak demokrasi karşıtlığıyla mümkün olur. Bunun için de Türkiye'nin en dinamik demokrasi gücü olan Kürt demokrasi güçlerinin ezilmesi gerekmektedir. AKP şimdi Kürtlerin demokrasi dinamiklerine saldırarak kurmak istediği yeni soykırımcı sömürgeci hegemonik sistem önündeki engeli kaldırmak istemektedir.

Kürtlere saldırarak Türkiye'nin demokratik bir sistem haline gelmesinin önü alınmaya çalışılmaktadır. Çünkü Türkiye'nin demokratik bir sistem haline gelme koşulları daha fazladır. Böyle bir seçenek AKP'nin düşündüğü hegemonik iktidarın hayal haline gelmesini sağlayacaktır. İşte bu nedenle Kürt düşmanlığı üzerinden hegemonik sistemini kurmayı amaçlamaktadır. Ancak Kürt’ün varlığı ve mücadelesi demokratikleşmeyi dayatmaktadır. Bu nedenle AKP zihniyeti ve amaçları nedeniyle Kürt düşmanı olmaya göre şekillenmiştir. Kürt düşmanlığı AKP için bir seçenek değil, zorunluluk haline gelmiştir. Siyasi düşünceleri ne olursa olsun tüm Kürtler AKP'nin bu gerçeğini iyi anlamalı ve ona göre tutumunu ortaya koymalıdır.

AKP iktidarının son olarak Amed belediyesi eşbaşkanlarını gözaltına alması, Kürt düşmanlığının zirvesi olmaktadır. Çünkü Amed her zaman Kürt’ün özgür ve demokratik yaşam iradesinin sembolü olmuştur. Bu açıdan Amed belediye eşbaşkanlarına saldırı tüm Kürt halkının varlığına ve iradesine saldırıdır. Amed şahsında tüm Kürt halkının iradesi ayaklar altına alınmaktadır.

Bu sembole saldırı bilinçli, planlı bir irade kırma saldırısıdır. Nasıl ki 12 Eylül askeri faşist cuntası 5 nolu zindandaki tutsaklar şahsında tüm Kürt halkının iradesini kırmayı amaçlamışsa, AKP iktidarının Amed’e yönelik bu saldırısı da böyle görülmelidir. Bu saldırıya karşı da zindan direnişçilerinin ruhu ve kararlılığıyla, 2006 yılındaki Amed serhıldanı ruhuyla, Sur Direnişinin efsanevi komutanı Çîyager’in “Direnişimiz de, şahadetimiz de muhteşem olacak” diyen özgürlük tutkusuyla; Şêx Sait’in idam sehpasındaki onurlu duruşuyla ayağa kalkma zamanıdır. Baskı ve zulmün arttığı, Kürtler üzerinde soykırım tehdidinin her gün dile getirildiği bu tarihi dönemde Amed halkına da böyle bir ayağa kalkış yakışır. Amed’in ayağa kalkışı demek, özgürlük tutkunu olan tüm Kürtlerin ayağa kalkışı demektir.

AKP iktidarının başından beri temel amaçlarından biri Amed belediyesine kayyum atamak olmuştur. Ancak belediyelere parça parça yönelerek tepkileri azaltmayı ve en son darbeyi de Amed’den başlamak üzere Büyük Şehir Belediyelerine vurmayı planlamıştır. Şimdi bu planlamasını devreye koymuştur. Bu, sadece belediyelere yönelik bir saldırı değildir; tüm Kürtlere karşı yürüttüğü saldırının bir parçasıdır. Bu saldırıyla Kürtlüğün iradesini her fırsatta ortaya koyan Amed’in iradesi kırılarak, bu irade kırma temelinde tüm Kürdistan'da yürüttüğü soykırımcı sömürgeciliği daha engelsiz ve kapsamlı yürütmeyi hedeflemektedir.

Amed’e yönelik saldırı tüm Kürtlüğe yönelik saldırıysa, tüm Kürtler de ayağa kalkarak Amed halkının direnişine destek vermeli; Kürt’ün iradesinin kırılamayacağı dost düşman herkese gösterilmelidir.