90’lardan bugüne: Devlet katlediyor, PKK’nin üstüne yıkıyor

AKP hükümeti devlet eliyle yapılan tüm katliamları medyası aracılığıyla PKK’nin üzerine yıkma yöntemine bir tepki de 1990’lı yıllarda da Kürdistan’da askerlik yapan Salih Demir’den geldi.

AKP hükümeti devlet eliyle yapılan tüm katliamları medyası aracılığıyla PKK’nin üzerine yıkma yöntemine bir tepki de 1990’lı yıllarda da Kürdistan’da askerlik yapan Salih Demir’den geldi. 1993 yılında Muş Hasköy Gökyazı Jandarma Karakolunda askerlik yapan Demir, özel harekat timlerinin Altınova köyünü nasıl yaktığına bire bir tanıklık etti. ANF’ye konuşan Demir, “Köy halkını toplayıp, köyü yakan özel harekatçılar nasıl suçu PKK’nin üzerine attıysa, bugün de aynı yöntemi AKP sürdürüyor” dedi.

‘KÖYÜ YAKIP PKK’NİN ÜZERİNE ATTILAR’

AKP’nin yandaş medya aracılığıyla Kürt hareketine yönelik karalama politikalarına ve algı operasyonuna cevap, kirli savaşın en yoğun yaşandığı 1990’lı yıllarda Kürdistan’da askerlik yapan 44 yaşındaki Salih Demir’den geldi. Devletin yaptığı katliamları nasıl PKK’nin üzerine yıktığına bire bir tanıklık eden Demir, aynı algı operasyonlarının bugün AKP eliyle yürütüldüğüne vurguladı. 1993 yılında Muş Hasköy ilçesi Gökyazı Jandarma Karakol Komutanlığında askerlik yapan Demir, yaşadığı o korkunç günleri şöyle anlattı: “Karakola Altınova (Vartinis) köyünde PKK’liler geldiği yönünde bir ihbar geldi. O zaman bizim karakol komutanı Mustafa Uçar’dı. Uçar telefon açıp özel harekat timlerini çağırdı. O dönem özel harekat timinin başında Yüzbaşı Bülent Karaoğlu vardı. Karakola 30 tank eşliğinde geldi. Operasyon için Kayseri’den bile özel harekatçı getirilmişti. Daha sonra Altınova köyünün etrafını kuşattılar. Bir evin içinde bulunan 2 gerillayı öldürdüler. Tüm köyü topladılar, özel harekat timleri bazı köylüleri katlederken, bazılarını feci şekilde dövdüler. Daha sonra köyü ateşe verip PKK yaptı dediler.”

Köy yakıldığı gün insanların attığı çığlıkların kulaklarından hiç gitmediğini, evler, samanlar yanarken orada nöbet tutmak zorunda kaldığını belirten Demir, “Köy iki gün boyunca yandı. Yapılanları gözlerimle görmeme rağmen bir tepki dahi gösteremedik” dedi. Muş merkezde bulunan alaya döndüğünde bir kamyon ceset ile karşı karşıya kaldığına dikkat çeken Demir, “Kamyona bir baktım ki çobandan, kadına sivil dolu” dedi.

‘HALA VİCDAN AZABI ÇEKİYORUM’

Bugün Cizre’de, Silvan’da, Nusaybin’de aynı yöntemin devreye olduğunu, devlet yaptığı zulmü PKK’nin üzerine yıktığını belirten Demir, medyada duyduğu yalanlara artık dayanamadığını, zihninde tekrar 1990’lı yıllarını yaşadığını kaydetti. Özel harekatçılar köyü yakarken orada nöbet tutmuş olmanın yıllarca vicdan azabını çektiğini, hala kabus gördüğünü ifade eden Demir, “Ben Kürdüm, ama çocuklarım anadilleri Kürtçeyi konuşmayı bile bilmiyor. Neden bilmiyor? Devletin Kürtlere yaptığı zulüm nedeniyle bilmiyor. Çok ağırıma gidiyor” diye konuştu.

Yıllar sonra yaptığı bir araştırma sonucunda, yakılan köyde baskı sonucunda birçok kişinin korucu olurken, olmayı reddedenlerin zorunlu göçe tabi tutulduğunu anlatan Demir, şu anda da Kürdistan’da yine ölüm ve zorunlu göçün dayatıldığını vurguladı. Demir, 1990’lı yılların aksine bugün Türkiye halklarının bu zulme izin vermemesi gerektiğini vurguladı.