Rojava 3. Öykü Festivali ödülleri sahiplerini buldu

Bu yıl 3’üncüsü düzenlenen Rojava Öykü Festivali, dereceye giren öykülere verilen ödül töreniyle sona erdi.

6 Haziran’da Mihemed Şexo Kültür Merkezi’nde başlayan 3. Rojava Öykü Festivali, dereceye girenler için düzenlen törenden sonra çekilen halaylarla sona erdi. Ödül törenine Cizîr Kantonu Demokratik Özerk Yönetimi, Cizîr Kantonu Yürütme Meclisi Abdulkerim Saruhan ve yardımcısı Hüseyin Ezam, Savunma Konseyi Eşbaşkanı Rêzan Gulo’nun yanısıra Tev-Çand üyeleri ve halk katıldı.

Arapça, Süryanice ve Kürtçe öykü dalında 1., 2. ve 3.’lerin belli olduğu ödül törende ayrıca festivalde emeği geçen çalışanlara teşekkür plaketi verildi. 6 Haziran’da başlayan ve Rojava’nın her üç kantonundan gelen öykülerle beraber Avrupa, Güney ve Kuzey Kürdistan’dan da öykülerin katıldığı festival 11 Haziran akşamı dereceye giren eserlerin ödül töreni için düzenlenen etkinlikler renkli anlara sahne oldu.

3’üncüsü düzenlenen Rojava Öykü Festivali, ilk Kürtçe öykü yazarı olarak tarihe geçen Fuat Temo’nun yazdığı ilk öyküsü ‘çirok’un, 6 Haziran 1912’de ‘Rojî Kurd’ dergisinde yayınlanması anısına her yıl 6 Haziran’da gerçekleştiriliyor.

55 ÖYKÜ DİNLEYİCİLERLE BULUŞTU

Arapça, Süryanice ve Kürtçe olmak üzere toplam 55 öykünün dinleyicilerle buluştuğu festivalde dereceye giren öyküler ödüllendirildi.

Festivalde Kürtçe öykü dalında DAİŞ vahşetine tanık olan küçük bir kızın korkularıyla yüzleşmesini konu alan “Yaşamla Ölüm Arasında” adlı çalışmasıyla Zınarin Diyar birinci oldu.

‘FESTİVAL KUTSALLIKLARIMIZI KEŞFETTİRDİ’

Festival hazırlık komitesinde yer alan Aydınlar Birliği Yöneticilerinden Mamoste Tala, daha önce Kürtçe olarak yaptıkları festivali Rojava’nın diğer renklerini de katarak Arapça ve Süryanice öykülerinde yarışmasını kararlaştırdıklarını ifade etti. Tala, “Eğer bu halklarla beraber yaşıyorsak bu tür etkinliklerde de beraber olmamız gerekiyordu. Bu Rojava devriminin ruhuna uygun olan bir davranıştır” diye konuştu.

“Mevsim koşullarından dolayı beklediğimiz düzeyde ilgi olmasa da geçen yıllara oranlara bir hayli insan katıldı. Kürdistan’ın diğer parçalarından ve Avrupa’dan yazarlarımızdan bizzat buraya gelme şansı bulamayanlar ile internet üzerinden iletişim kurarak festivale katılmalarını sağladık. Gelen onlarca öykü arasından yarışmanın formatına uygun olan 55 eseri okuyucu ile buluşturduk. 15 gün öncesinden festival için başvuruları basın aracılığı ile duyurduk. Bu yıl gelen öyküler oldukça renkliydi. Öyküler, fedakârlıkları sayesinde bizim rahat bir şekilde yaşamamızı sağlayan şehitlerimiz ve cephede savaşan savaşçılar anısına, genel olarak Kürdistan’da yaşanan direnişleri ve Rojava devrimini konu alan çalışmalar oldu” diyen Tala, bu toprakların her bir santimetresinde şehitlerin kanı olduğunu ve bugün eğer böyle bir festivali yapabiliyorlarsa onların sayesinde olduğunu da sözlerine ekledi.

Bu öykülerin yaşadıkları toprakların içinde barındırdığı kutsallıkları keşfettirdiğini de belirtti.

Hazırlık Komitesi ve Kültür Sanat Konseyi çalışanı Ruken Xelil, bu yılki festivale daha fazla kadının katıldığını bununla da mutlu olduklarını söyledi.

Diğer alanlardan katılan ve festivalin gerçekleşmesinde katkı sağlayan kurumlara da teşekkür plaketi vereceklerini belirten Xelil, festivalin kültür sanat çalışmaları kadar Rojava halklarının kültürünün ortaya çıkarmayı amaçladığını ifade etti.

“Edebiyat ve sanat alanlarında gelişkin bir potansiyele sahip olan halkımızın bu yeteneğini ortaya çıkarmak görevimizdir. İster şiir, ister öykü vb. çalışmanın ortaya çıkması için birçok insanmızı teşvik ederek, evlerine girip ikna etmeye çalıştık. Yaşadıklarımızı bu çalışma sayesinde bir kez daha hissettik” diyen Xelil, Kobanê’deki olayı anlatan öykünün de kendilerini oraya götürdüğünü vurguladı.

Çalışmalarıyla halkın kültür, sanat alanında aktif hale gelmesini amaçladıklarını da söyleyen Xelil, “Bu çalışmalarımızın en büyük amacı yıllarca yok edilmeye çalışılan Kürt halkının kültürünü yeniden diriltmek ve yaşatmaktır. Geçen yıllara oranla öyküler içerik ve yazım tekniği bakımından çok daha gelişkindi. Bu çalışmayı ve diğer çalışmalarımızı ilerleyen yıllrda daha da geliştirmek için çalışacağız. Bu yıl Rojhilat Kürdistan’ından koşullar uygun olmadığı için katılım sağlama imkanımız olmadı. Gelecek yıl Rojhilat’tan da katılımları gerçekleştirmeyi hedefliyoruz. Bu şekilde her dört parçanın birliğini edebiyat ve kültür alanında sağlamış olacağız” diye konuştu.

Kürtçe öykü dalında ödül alan Zınarin Diyar, şimdiye kadar gerçekleşen her üç öykü festivaline de katıldığını söyledi. Geçen yılki yarışmada birincilik ödülü aldığını vurgulayan Diyar şunları ifade etti: “Bu yıl da birincilik almam kendime güveni geliştirdi. Öncesinde yapabilir miyim diye düşünmüştüm. Ancak yazdıkça yapabildiğimi fark ettim. Festival için yazdığım öykü Kobanê’nin özgürleştirilmesinden sonra 25 Haziran 2015’te tekrar gerçekleşen DAİŞ saldırısında, ailesinin katledilmesine tanık olan bir kızın çocuğunun hikayesini anlatıyor. Yaşadığı korkuyu ve bu korkuları yenmesini konu ediyordu. Öykü, küçük kızın gözünde insanlar hep güler yüzlü ve iyi iken, gördüğü DAİŞ çetelerinin insanlıktan uzaklaşmışlıklarını betimleyen bir çalışmadır.”

...