‘Dağlarda gelişen direniş edebiyatı WéjeKurmanc’la halklara ulaşıyor’

Amed, PKK’nin kuruluşundan beri edebiyata büyük önem verdiğini ve Kürt halk Önderi Abdullah Öcalan'ın 2000’lerde geliştirdiği paradigma çerçevesinde kurumsallaştığını söyledi.

Kürdistan tarihinde edebiyat denince akla ilk gelen dram dolu biten Kürt edebiyatı PKK ile direniş edebiyatına bir geçişi yaşadı. Kürt edebiyatının geliştirilmesi için dağ edebiyatı bir öncülük misyonu yüklenerek 2000’li yılların başında edebiyat kurumsallaşmasını gerçekleştirdi. Bugün ise sadece gerilla anılarıyla sınırlı kalmayıp; roman, öykü, şiir, günlük ve kuramsal-eleştirel akademik edebiyat çalışmaları yürüten Ş. Şilan Baki Edebiyat Akademisi sadece dağla sınırlı kalmayıp günümüz çağının ulaşım aracı olan sanal ortamda ‘WéjeKurmanc’ adıyla kurduğu site üzerinden PKK militanlarının direnişini yansıtan bu çalışmalarını topluma ulaştırıyor.

WéjeKurmanc sitesinin her hafta güncellendiğini ve edebiyatın gündemine ve güncelliğine ilişkin yazılar yüklendiğini belirten Ş. Şilan Baki Edebiyat Akademisi Üyesi Numan Amed “farklı çalışmalar geliştikçe o yönlü bölümler oluşturulup eklemeler yapılıyor ve bu anlamda edebiyatın gelişimine katkı da bulunacak çalışmalara sitemizde sınır koymuyoruz” dedi.

PKK’nin kuruluşundan beri edebiyata büyük önem verdiğini ve Kürt halk Önderi Abdullah Öcalan'ın 2000’lerde geliştirdiği paradigma çerçevesinde kurumsallaştığını söyleyen Numan Amed çalışmalararının hareketin birikimini inceleme ile sınırlı kalmayıp faklı halkların edebiyatınında incelendiğini belirtip devamında şunları söyledi: “Edebiyat hareket içerisinde eski bir kurumdur. PKK’nin ilk kurucu kadrolarının birçoğunun şiirleri, anı kitapları vardır. Dolayısıyla PKK kuruluşundan beri edebiyata ilgili bir harekettir. Fakat paradigma değişikliğine kadar genelde kendi yerinde yazan ve tarihe not bırakma tarzında gelişmişti. Bu kurum paradigma değişikliğiyle 2000’lerde okul olarak örgütlendirildi. Sadece bir alana dönük değil, bütün parçalardan arkadaşlar örgütlendirilip bir okul kuruldu. Çalışmalarımız hem hareketin edebi birikimini araştıran hem de komşu halkların edebiyatını inceleyen bir tarzda yürütülüp geliştiriliyordu.”

Yapılan çalışmaların dağla sınırlı kalmayıp topluma ulaştırabilmenin yolu olarak ‘WéjeKurmanc’ sitesinin bir ihtiyaç olduğunu söyleyen Amed konuşmasında şunlara vurgu yaptı: “Okul kurulduğu zaman birikimler ve yazıya dökülüyor ve sonrasında kitap haline getirilip dağda basılıyordu. Şartlardan kaynaklı yazıyorsun ama dağda kalıyor ve topluma edebiyata meraklı insanlara ulaştıramıyorduk. Gerelilla birikimini ve ortaya çıkan değerleri halkla buluşturma amacı vardı. Bu birikimlerin halk ile paylaşılabilmesi için siteyi gerekli gördük ve bundan yararlandık. Siteye yaklaşım ve amaç budur. ‘WêjeKurmanc’ sitesi de paradigmayla birlikte ortaya çıkan bir durumdur. Biz bu ismi sadece bir Kürtçe kavram olarak ele almıyoruz. Bu kavramın sosyolojik bir anlamı var; hem kapsyıcıdır hem de sınıfsal bir terim değildir. Kurmanc’ın içerisinden her kesim varolabilir. Bize göre bir Türkmen’de, Arap’ta, Latin köylüsüde bu çatının altında kendi rengi ile yer alabilir. Sistemden kopuşu ve halkların kendi gerçekliğini ifade ediyor.”

Şu an bütün çalışmalarının WéjeKurmanc sitesine yansıdığını belirten Akademi üyesi, “Edebiyata yaklaşımımız nasılsa siteye yaklaşımımızda o’dur. Biz başlarken bir gerilla anısı olsun dedik bölümler ve farklı çalışmalar geliştikçe o yönlü bölümler oluşturuldu. Örneğin bir Latin Amerikalı edebiyatçı bize bir yazı gönderirse onu yayınlarız. Bu anlamda kesinlikle edebiyatın gelişimine katkı da bulunacak çalışmalara sitemizde sınır koymuyoruz. Şu an çalışmalarımızın tümü WêjeKurmanc sitesine yansıyor. Edebi ve eleştirel yazılar bölümü var. Kitap bölümünün içinde şiir, öykü, roman ve anı çalışmaları var. Sadece Kürt edebiyatından yola çıkmıyoruz ve sitenin tek bir dil sınırı yok. Doğu, Fransız, Arap, Fars ve Türkçe edebiyatı üzerine yoğunlaşma içerisindeyiz” dedi.

Son olarak ulus-devletlerin edebiyata yaklaşımlarına değinen Numan Amed  şunları söyledi: “Ulus-devletler edebiyat ile tek dili yaratmıştır. Arşivlere baktığınız zaman onlardan bin kat daha değerli kitap ve yazılar var. Fakat tek dile ve sistemin kendisine hizmet etmediği için engellenmiştir. Bir dil diğerini yok ederse tek dil öyle oluşur. Biz elimizden geldiğince tüm dil ve lehçeleri yansıtmak istiyoruz. Ulus devlet tek dil yaratmak için edebiyatı kullanmıştır, biz ise edebiyatı özüne döndürerek tam tersine iktidar ve tek dil anlayışını yıkmak için edebiyat yapacağız.”