Uluslararası Kürt Kadın Hareketi temsilciliği Cizre katliamını lanetledi

Cizre katliamına ilişkin açıklama yapan Uluslararası Kürt Kadın Hareketi Temsilciliği, “Direnen kadınlar tıpkı Paris’te olduğu gibi Türk devletine karşı en büyük ideolojik korkusu ve tehdidi olmuştur" dedi.

Cizre katliamına ilişkin açıklama yapan Uluslararası Kürt Kadın Hareketi Temsilciliği, “Direnen kadınlar tıpkı Paris’te olduğu gibi Türk devletine karşı en büyük ideolojik korkusu ve tehdidi olmuştur. Fatma Uyar, Sêvê Demir ve Pakize Nayır Bakure Kürdistan da dalga dalga yayılan öz yönetim inşasının emekçileri ve öncüleriydiler” dedi.

Yazılı bir açıklama yapan Uluslararası Kürt Kadın Hareketi Temsilciliği, Erdoğan devletinin Kürt halkına karşı soykırım operasyonunu lanetledi. Son iki aydır Kuzey Kürdistan’da yoğunlaşan imha ve inkar uygulamalarının insanlığın hiçbir değerini tanımadığı gibi uluslararası topluluk tarafından da bir ambargoya tabi tutulduğunu belirtti.

AKP’nin bu çember siyaseti ile Kürtleri yeniden kriminalize ve terörize etmeyi hedeflediğini kaydeden Uluslararası Kürt Kadın Hareketi Temsilciliği, “Kürtler barış ortamına ve diyalog sürecine yaklaştıkları anlarda yükselen bu tasfiye dalgası bu defa bir halkın kendi elleri ve emeği ile inşa ettiği bir iradeyi ifade eden öz yönetimler hedef alınmıştır. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın defalarca mücadelesini verdiği tarihi süreçler bu politikalar tarafından bertaraf edilmeye çalışılmıştır. Ancak bu kez eşi benzeri görülmemiş bir savaş Bakure Kurdistan’da yaşanmaktadır. Bu savaş özgür bir irade ve milim milim inşa edilen bir toplum projesine dönük vahşi bir şekilde yürütülmektedir. Bu süre zarfında onlarca sivil insan, kadınlar, gençler ve çocuklar Erdoğan devletinin ordusunun mermi, tank ve kimyasal silahlarının hedefi olmuştur. Direnen kadınlar tıpkı Paris’te olduğu gibi Türk devletine karşı en büyük ideolojik korkusu ve tehdidi olmuştur. Fatma Uyar, Sêvê Demir ve Pakize Nayir Bakure Kürdistan da dalga dalga yayılan öz yönetim inşasının emekçileri ve öncüleriydiler. Topraklarımızda OHAL uygulamalarının yayılması halkımızın bu inşaya dönük katılımlarını engellemeyi amaçlamaktaydı. Ancak bugün Kürt Halkı, Kürt kadınlarının direnişi bu sistemin yaşamsallaşmış halidir. Topyekün imhaya karşı direniş yükselmektedir” dedi.

Kürdistan’da OHAL uygulamalarına ilişkin İngiltere, Fransa ve İsviçre başta olmak üzere aralarında gazetecilerin de bulunduğu kadın heyetler gönderdikleri de hatırlatılan açıklamada şunlar kaydedildi: “Avrupa’daki Kürt kurumlarının bu çabalarına rağmen, Bakure Kürdsitan’daki direniş ve katliam uluslararası topluluk ve kurumları tarafından tanınmaması, sessiz kalınması bu imha ve inkar siyasetinin parçası olmaktan vaz geçmemek anlamına gelmektedir. Daha dün Kobanê direnişi ile Kürtlerin mücadelesini ‘tanıyan’ AB bugün aynı mücadeleyi veren Kürtleri kriminalize ve terörize eden politikalar ile birleşmektedirler.

Uluslararası Kürt Kadın Hareketi Temsilciliği olarak bu OHAL kararını tedbir kararı olarak onaylayan AHİM’e derhal bu ulus devlet destekleyicisi pozisyonunu terk etmeye çağırıyoruz. Kendi imzaladığı anlatlaşmalarına bile uygulatmayan bu kurum bu durumda Kürtlerin de muhatabı olamaz diyoruz.

Temsilcilik olarak tekrardan alternatif sistem güçlerine, kadın hareketlerine ve tüm bu vahşeti protesto etmeye acil olarak gözlemci heyet oluşumlarına katılmaya çağırıyoruz.”