Stockholm’de kadınlar Cansız, Mirkan ve Wan için adalet istedi

İsveç’in birçok yerleşim biriminde 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Dayanışma ve Mücadele Günü’ünde yapılan gösterilerde sokak ve meydanlara çıkan kadınlar, kadınlara yönelik şiddeti protesto etti.

İsveç’in birçok yerleşim biriminde 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Dayanışma ve Mücadele Günü’ünde yapılan gösterilerde sokak ve meydanlara çıkan kadınlar, kadınlara yönelik şiddeti protesto etti.

Başkent Stockholm’de düzenlenen gösteride de kadınlar, resimlerinin önünde mumlar yaktıkları Sakine Cansız, Fidan Doğan, Leyla Şaylamez, Arin Mirkan ve Ekin Van’ın gerçek katillerinin yargı karşısına çıkarılmasını talep ettiler.

Amara Kürt Kadın Meclisi’nin önerisi üzerine aralarında İsveç Kadın Lobisi, Ne Fahişe ne Boyun Eğen, Genç Sol, Adalet Partisi Sosyalistler, Feminist İnsiyatif, Kürt Anneleri, Barış İçin Kadınlar, Kadın Barış İnsiyatifi, Kıbele Kadın Derneği, Bethnahrin Kadın Federasyonu, Alevi Kadınlar, PJAK, İsveç Demokratik Kürt Toplum Merkezi, Pela ve Fadime'yi Asla Unutma Federasyonu ve Komünist Parti'nin de yer aldığı 21 parti ve kuruluş tarafından Stockholm’un Medborgarplatsen Meydanı’nda düzenlenen gösteri şiddete uğradıkları için yaşamlarını yitiren kadınlar anısına yapılan bir dakikalık saygı duruşuyla başladı.

Amara Kürt Kadın Meclisi’nden Fera Bozcalı, kadına karşı şiddete karşı mücadelenin önemine değindikten sonra konuşmasını Ortadoğu ve Rojava’daki son gelişmeler üzerinde yoğunlaştırdı.

Kadın düşmanı bir sistem kuran DAİŞ çetelerinin saldırılarını Kürt halkı özellikle de Kürt kadınlarına yönelttiğine dikkat çeken Bozcalı, Türkiye’nin DAİŞ çetelerine açıktan desteklediklerini söyledi. Buna rağmen ABD ve AB’nin Erdoğan rejimine politik ve askeri destek verdiğini, Türkiye’nin DAİŞ’e karşı mücadele adı altında DAİŞ çeteleri yerine DAİŞ çetelerine karşı en kararlı mücadele verdiği kanıtlanmış Kürt gerillaları bombaladığını ifade etti.

Kürdistan’ın dört parçasında yaşayan Kürt, Türkmen, Arap, Süryanilere Rojava ve Kobanê’deki sistemi geliştirmeleri çağrısında bulunan Bozcalı, “Cizre, Botan, Şengal ve Silvan’da kadınların demokratik yönetimlerini inşa ediyoruz. Bunu güvence altına almak için kadın savunma güçlerini geliştirmeye çalışıyoruz. Bundan dolayı ataerkil sistemin köhnemiş şiddete dayalı yapısını sadece sloganlarla yıkamayız. Onun için eyleme geçmemiz gerekir” şeklinde konuştu.

KADINLARA YÖNELİK ŞİDDET ARTMAYA DEVAM EDİYOR

Kadın erkek eşitliğinde dünyanın önde gelen ülkelerinden kabul edilen İsveç’te kadına yönelik şiddet alınan tüm önlemlere rağmen bir azalma göstermediği gibi artmaya devam ediyor.

Yapılan araştırmalar, Devlet İstatistik Enstitüsü, Suçluluğu Önleme Konseyi ve kadın örgütleri tarafından yayımlanan rapor ve istatistikler kadına yönelik şiddetin büyük bir toplumsal sorun olmaya devam ettiğini gösteriyor.

SON 15 YIL İÇİNDE 200 KADIN KATLEDİLDİ

Son 15 yıl içinde 200 civarında kadın uğradığı şiddet nedeniyle yaşamını yitirdi. Her yıl ortalama 17 kadın eşi veya yakın ilişkide bulunduğu bir erkek tarafından öldürülüyor.

 2014 yılında 28 bin 400 kadın şiddete uğradığı için polise başvurdu ve şiddete uğrayan 29 kadın yaşamını kaybetti. 20 bin 467 kadın da tehdit edildi.

İsveç Kadınlar ve Kızlar Devlet Örgütü (ROKS) Başkanı Zozan İnci, 25 Kasım dolayısıyla yaptığı açıklamada cinsiyetten kaynaklı şiddetin en olağan ve en yaygın insan hakları ihlali olduğunu söyledi ve kadınlara yönelik şiddete karşı sıfır tolerans uygulanmasını istedi.

Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) kadınlara yönelik şiddeti küresel bir sorun, kadınların sağlıklarına yönelik dünyanın en büyük tehditi olarak gördüğünü hatırlatan İnci, cinsel eşitlikte dünyanın en eşitlikçi ülkesi olarak nitelediği İsveç’te rakamların hiç de iç açıcı olmadığını her yıl 75 bin kadının yakınlarının şiddetine uğradığını söyledi.

Suçluluğu Önleme Konseyi’nin yayımladığı istatistiklerin günde 100, yılda 36 bin kadının tecavüze uğradığını gösterdiğini, en fazla da 16 ila 24 yaşındaki kadınların cinsel taciz ve tecavüze uğradığını ifade etti.

Kadınlara yönelik şiddetin ardında yatan en önemli nedenin ataerkil değer yargıları, maşo kültür, erkeklerin kadınların yaşamlarını ve cinselliklerini denetim altına alma hırsları olduğunu söyleyen İnci, çözüm önerilerini ise “Toplumun şiddetten kurtulmak için yeni yollara gereksinimi var. Şiddeti engelleyici önlemlerin alınması, kurumlarda şiddete uğrayan kadınlarla çalışan görevlilerin bilgiyle donatılmaları gerekir. Biz gerçekten çirkin utanç lekesini eşitliğin bayrağından temizlemek istiyorsak kurumlar, politik partiler, sivil toplum örgütleri, spor kulüpleri, sendikalar ve işverenler birlikte çalışmalıyız” diyerek sıraladı.

ROKS, 25 Kasım dolayısıyla İsveç’in 17 ilinde kadınlara yönelik şiddeti protesto etmek için gösteriler düzenledi.

HER ON BAŞVURUDAN SADECE İKİSİ DAVA AÇILMASIYLA SONUÇLANIYOR

“Daha Güvenli Bir İsveç” Vakfı da, 25 Kasım Kadına Yönelik şiddete Karşı Mücadele Günü dolayısıyla yayımladığı raporda yasalarda yapılan değişikliklerin kadınlara yönelik şiddeti engellemediği gibi polis ve adalet mekanizmasının şiddete uğrayan her 10 kadından sadece ikisinin başvurularının dava açılmasıyla sonuçlandığını duyurdu.

2010-2014 yılları arasında polise bildirilen 81 bin kadına yönelik şiddet şikayetlerini inceleyen Vakıf, sadece 14 500 şikayetin bir başka değişle şikayetlerin sadece % 18’inin dava açılmasıyla sonuçlandığını belirledi.

Vakfın genel Sekreteri Magnus Lindgren, polis savcı ve sosyal hizmet uzmanlarının kadına yönelik şiddetin nedenleri konusundaki bilgilerinin yetersiz olduğunu belirttikten sonra “Dünyanın en iyi yasalarına sahibiz ama sorun politikacılar ve yasa koyucuların işlerini yaptıklarını sanmaları. Politikacılar yasaların pratikteki uygulanışı, polis, savcı ve sosyal hizmetlerin bu görevleri yerine getirme konusunda gerekli donanımlara sahip olup olmadıklarını bilmiyor” şeklinde konuşuyor.

AVRUPA’DA HER ÜÇ KADINDAN BİRİ CİNSEL VEYA FİZİKİ ŞİDDET KURBANI

Sosyal Demokrat İşçi Partisi Avrupa Birliği Parlamenterleri Anna Hedh ve Margareta Winberg de, günlük yayımlanan ETC Gazetesinde bugün yer alan makalelerinde kadına yönelik şiddetin sadece yasalarda yapılacak değişikliklerle engellenemeyeceğini belirtiyor ve şiddete zemn oluşturan ataerkil değer yargılarına karşı mücadelenin önemine vurgu yapıyorlar.

Dünyanın en eşitlikçi ülkesi olarak niteledikleri İsveç’te kadın-erkek eşitliğinin sağlanması için yapılan tüm düzenlemelere ve şiddeti engellemek için alınan önlemlere rağmen yılda ortalama 17 kadının yakınlarının şiddeti sonucu yaşamlarını yitirdiğine dikkat çekiyorlar.

Avrupa’nın diğer ülkeleri söz konusu olduğunda durumun daha da vahimleştiğini söyleyen iki parlamenter, yayımlanan istatistiklerin Avrupa Birliği ülkelerinde 15 yaşının üzerindeki her üç kadından birinin fiziki ve cinsel şiddete, her beş kadından birinin cinsel tecavüze uğradığını gösterdiğini söylüyorlar.

AB’DE KADINLARA YÖNELİK ŞİDDETİN YILLIK FATURASI 226 MİLYAR EURO

Yeni teknoloji ile birlikte kadınlara yönelik cinsel tacizde artış görüldüğünü, her on kadından birinin tacize uğradığını ve en fazla cinsel tacize uğrayan kadınların ise engelliler olduğunu ifade ediyorlar ve kadınlara yönelik erkek şiddetinin Avrupa Birliği ülkelerindeki maliyetinin 226 milyar Euro olduğuna dikkat çekiyorlar.