GÖRÜNTÜLÜ

Pir: Öğrendim, okudum, anladım ki Sara arkadaş bir insanlık abidesi

PKK kurucularından Sakine Cansız, Paris’te katledildikten sonra gerilla saflarına katılan Alişer Pir, “Kimdi şehit Sara-Sakine Cansız, kimdi Leyla Şaylemez, kimdi Fidan Doğan? O an itibari ile bir araştırma içerisine girdim" dedi.

PKK kurucularından Sakine Cansız, Paris’te katledildikten sonra gerilla saflarına katılan Alişer Pir, “Kimdi şehit Sara-Sakine Cansız, kimdi Leyla Şaylemez, kimdi Fidan Doğan? O an itibari ile bir araştırma içerisine girdim. Ve Sara arkadaşın kim olduğunu yavaş yavaş öğrenmeye başladım” dedi.

Kürt özgürlük mücadelesinde uluslararası düzeyde düzenlenen komplonun bir devamı olarak nitelendirilen 9 Ocak Paris de katledilen Sakine Cansız (Sara), Fidan Doğan ve Leyla Şaylemez’in şehadet yıl dönümleri vesilesi ile ajansımıza konuşan HPG gerillası Alişer Pir duygularını bizimle paylaştı.

PKK kurucularından ve 9 Ocak 2013’te Paris’te katledilen Sakine Cansız’ı (Sara) tanıdıktan sonra özgürlük mücadelesi saflarına katılma kararı aldığını söyleyen gerilla Alişer Pir, “Sara arkadaşı ilkin toplumdayken, şehadetiyle birlikte tanıdım. Öncesinde tanımıyordum. Katliamın duyurulduğu haberlerde, gerçekten insanı acıtan duygularla karşı karşıya kaldım. Çünkü bu bir katliamdı, bir insanlık suçu işlenmişti o gün. Bir an yaşamda her şey durdu gibi. Kimdi şehit Sara-Sakine Cansız, kimdi Leyla Şaylemez, kimdi Fidan Doğan? O an itibari ile bir araştırma içerisine girdim. Ve Sara arkadaşın kim olduğunu yavaş yavaş öğrenmeye başladım. Şahadetinin nedeni, bu gerçekleştirilen katliamın nedeni kendini artık açıklığa kavuşturuyordu. Çünkü öğrendim, okudum, anladım ki Sara arkadaş bir insanlık abidesi, bir vicdan, bir sevgi, bir duygu, insanlık adına mücadele veren, toplum adına mücadele veren, varlık adına mücadele veren bir insandı. O an artık vicdan devreye giriyordu. Ve karşısında hiç vicdanı olmayan bir devlet zihniyeti ile karşılaşıyor insan. Çünkü ezilenlerin hakkını savunan, sürekli onların yanında olan, onların mücadelesini veren, yoksulun, mazlumun yanında onun mücadelesini veren bir insan çıkıyordu karşıma. Aslında bu benim yaşamı yeniden sorgulamama neden oldu” diye konuştu.

‘KARŞILAŞTIĞIM İNSAN BİR KAHRAMANDI’

Vahşet, kıyım ve zulüm ile bin yıllardır kendini topluma hükümdar ilan etmek, iktidar kılmak, egemen kılmak için insanları katleden, kıyımdan geçiren, zulmeden, vahşet sahibi bu devletin karşısında hiç korkmadan, cesurca direnen bir insanla tanıştığını söyleyen Pir şöyle devam etti: “Kitabında okudum büyük bir zindan direnişçisi, adeta zindandaki o insanlık dışı işkenceler, vahşice saldırılara karşı usanmadan direnen, yılmadan direnen bir kahraman. Karşılaştığım insan bir kahramandı. Vicdanın ne olduğunu anlıyor insan. Yaşama vicdanla bakış ve onunla yaşamak. Zulümkar zihniyetin karşısında vicdanla direnerek duran bir insan, adeta benim öğretmenim oluyordu. Söylediği bir söz vardı kitabında ‘madem düşmanla karşı karşıya geldim o halde büyük direneceğim, teslimiyet ihanettir’ zindanda yükselen büyük haykırışlar ‘teslimiyet ihanete, direniş zafere götürür’ çizgisiyle yürek dolu, insanlık dolu bir duruşla düşmanın karşında boyun eğmemiş bir insan. Bu bir öğretmen ve kendisine öğrenci olmak istedim. Onun öğrencisi olmak istedim. Çünkü öğreneceğim çok şey vardı. Bilmediğim çok şey var. Şehit Sara arkadaşı tanıdıkça ne kadar eksik olduğunu anlıyor insan. Eğer bir insanlık mücadelesi verilecekse Sakine Cansız arkadaş gibi verilmelidir. Bunu böyle anladım. Onun yoldaşı olmak üzere adımımı ona layık olma adına attım. Bugün naçizane, heval Sara’nın da kurucusu olduğu PKK’nin bir militanı olmaya karar adına bana büyük bir cesaret verdi bunu söyleye bilirim.

ZALİM OLMAK İNSANLIĞA İHANETTİR, YAŞAMA İHANETTİR

Anlamak yaşamaktı. Şehit Sara’yı anlamak, onun tarzında yaşamak, vicdanla yaşamda yer almak ve bu yaşamın büyük bir savaşçısı, direnişçisi olmak. İnsanı mutlu eden bu. Ne güzel hep ezilenlerin yanında olmak onları savunmak, insanı savunmak oluyor, insanız biz. Zalimi mi savunacağız? Zalim olmak insanlığa ihanettir, yaşama ihanettir. Zalimin karşısında durmak, ona boyun eğmemek insanların işi, vicdanın işidir. Şehit Sara kişiliğindeki, karakterindeki insanların işidir.

ŞEHİT SARA BİRLİK, BÜTÜNLÜK DEMEK OLUYOR

Bu doğrultuda bu duygularla tekrar yaşama baktığımızda haberlerde de öne çıkan yaşamda hala kıyımlar, hala katliamlar hiç durmadan acımasızca insanların üzerinden yürütülüyor. Daha bugün bile haberleri takip ettiğimizde babası kendi kızının üzerine benzin dökerek kızını yakıyor. Vicdan! Ne adına namusumu temizleyeceğim adına. Bu vicdansızlıktır, bu zulümdür. İşte devlettin ortaya çıkardığı kişilik, tarz budur, vahşettir. Hangi vicdan, hangi insan kızının üzerine namusumu temizleyeceğim adına benzin döküp yakar. Namussuzluğu ortaya çıkaran erkek zihniyetidir, devlet zihniyetidir. Bu konuda insanları mahkum edemezsiniz diye haykırmak ve birlik olmak gerekiyor. Bu birlikle, bu bütünlükle, bu vicdanla mücadele insanlık mücadelesini doruğa ulaştırıla bilinir. Hiçbir zaman durmamak, her zaman sorgulamak, sorunların nedenini araştırmak, üzerine gitmek şehit Sara’nın yaptığı buydu. Şehit Sara birlik oluyor o zaman, bütünlük oluyor.

‘ÖLÜME KARŞI YAŞAM DİYORUZ’

Onun ruhunu yaşatmak, yaşama büyük sahip çıkmak, yaşamda büyük direnmektir. Sürekli kazanım vardır. Yaşam vardır, ölüm yoktur. Bugün görüyoruz her yerde ölüm, insanlar öldürülüyor acımasızca. Ölüme karşı yaşam diyoruz. Yaşamın büyük militanı olmak, onun savaşçısı olmak, vicdanlı insanların işidir. Hepimiz sorgulamalıyız vicdanımız nerede? Nerede vicdan onu bulmalıyız. Onu bulmalı ve yaşamda harekete geçmeliyiz, ben de varım, insanım diye bilmeliyiz.”