KJA Daimi Meclis toplantısı sonuç bildirgesi açıklandı

KJA, 21 Mayıs günü yaptığı daimi meclis toplantısının sonuç bildirgesini açıkladı.

KJA, 21 Mayıs günü yaptığı daimi meclis toplantısının sonuç bildirgesini açıkladı. Sonuç bildirgesinde, “tecrit için de tecride karşı Sayın Öcalan’ın özgürlüğünü savunmanın tüm halkların özgür ve eşit geleceğini savunmak olduğunu bir kez daha vurgulamıştır” denildi.

Kongreya Jinên Azad (KJA) 21 Mayıs’ta yaptığı KJA Daimi Meclis toplantısı sonuç bildirgesini açıkladı. Toplantıda siyasal süreç, örgütsel değerlendirme ve planlama gündemi ile gerçekleştirildiği vurgulanan sonuç bildirgesinde, “İçinde bulunduğumuz siyasal sürecin tarihi sonuçlar açığa çıkaracak nitelikte olduğu ve yükselen faşizme karşı ancak halkların ortak mücadelesi ile sonuç alınabileceği tespitine ulaşmıştır. Meclisimiz toplantısını Cizre’de katledilen Halk Meclisi Eşbaşkanı Asiye Yüksel’e adamıştır” denildi.

Ortadoğu’da yeniden dizaynnın tartışıldığı ve Üçüncü Dünya Savaşı olarak ifade edilen bu süreçte Kürt halkının verdiği özgürlük ve eşitlik mücadelesi ile statü sorununu, bir kez daha dünyanın gündemine taşıdığı ifade edilen sonuç bildirgesinde şunlara dikkat çekildi: “Kürt Halk Önderliği’nin bir çözüm modeli olarak ortaya koyduğu; halkların, dinlerin ve inançların eşit, özgür ve gönüllü birlikteliğiyle sağlanacak olan demokratik özerk sistem, küresel sermayenin bölgesel çıkarları ve ulus devletlerin tekçi politikaları için bir tehdit olarak algılanmaktadır. Rojava’da gerçekleşen devrimle ezilen tüm halklar için umut olan bu sistem, uluslararası güçlerin DAİŞ eliyle yürüttükleri savaş politikasını deşifre ettiği gibi, bu kapitalist modernist güçlerin taktığı “insan hakları ve demokrasi” maskesini de düşürmüştür.

Ulus devletin küresel anlamda yaşamakta olduğu ekonomik, siyasal ve dolayısıyla sosyal kriz, sistemin demokratik temelde kendisini yeniden yapılandırması ile aşılabilecekken statükoda ısrar yaşanan kaosu derinleştirmektedir.

Türkiye’de ulus devletin yaşadığı yapısal krizin üstü, Kürdistan’da yürüttüğü inkar, imha ve katliam politikalarıyla örtülmek istenmektedir. Oysaki demokratik değişim ve dönüşüm kaçınılmazdır. Teklik politikasının vardığı, yasama, yürütme ve yargının tek elde/ tek adamda toplandığı sistemin adı tabi ki faşizmdir. Milliyetçilik, dincilik, militarizm ve cinsiyetçilik körüklenerek olağanlaştırılmaya çalışılan faşizmin ta kendisidir. Psikolojik olarak toplum buna hazırlanırken sosyolojik olarak kadın merkeze alınarak cinsiyetçi politikalarla toplumun ahlaki politik değerleri hedef alınmakta insani ve vicdani olan ne varsa katledilmektedir.

Türkiye halkları ve örgütlü yapılarının gözaltı ve tutuklamalarla etkisizleştirilerek teslim alınmaya çalışıldığı bu süreçte, ulus devlet tarihsel varoluşu içerisinde uyguladığı yok sayma, yok etme politikasıyla savaş ve soykırımı derinleştirerek, toplumu karşı çıkamaz, muhalefet edemez hale getirerek sonuç almaya çalışmaktadır.”

Kadınların, taciz ve tecavüz kültürünün faşizmin bir karakteri olduğunu ve bu kültürün konu özgürlük mücadelesi olduğunda özelde kadın genelde toplum üzerinde bir tehdit aracı olarak kullanıldığını bildiği de vurgulanan sonuç bildirgesinde, “Direnen ve mücadele eden kadınların; gözaltı, tutuklama ve katletme politikaları ile susturulmak istendiği, örgütlü yapılarının hukuk yok sayılarak yasa dışı ilan edildiği bu dönemde KJA’ya yönelik gelişen baskıları da yürütülen bu politikanın bir parçası olarak değerlendiriyoruz.

KJA Daimi Meclisi olarak, Türkiye Kadın Hareketi ile yıllardır ağır bedeller ödemeyi göze alarak yürütmüş olduğumuz kadın özgürlük mücadelesinin tüm kazanımlarının da bu süreçte hedef alındığını görüyor ve tüm kadınları bu değerli kazanımları sahiplenmeye ve büyütmeye çağırıyoruz. Ne bu kazanımları hedefleyen yasa teklifi ve tasarıları ne de fiiliyatta yaşanan kadın ve çocuklara yönelik şiddet ve hukuksuzluğu kabul etmeyeceğimizi bir kez daha yineliyoruz” dedi.

Kürt siyasetçilere yönelik siyasi soykırım operasyonlarının, dokunulmazlıkların kaldırılarak HDP’nin parlamentoda grubunun siyaset dışı bırakılmak istenmesi ile başka bir boyut kazandığı sonucuna ulaşıldığı belirtilen sonuç bildirgesinde şunlara yer verildi: “HDP’li vekiller şahsında HDP’yi parlamentoya taşıyan halkların siyasi iradesi yok sayılarak, Kürt sorununun demokratik çözüm zemini ortadan kaldırılmak istendiği sonucuna ulaşmıştır.

KJA olarak dokunulmazlıkların kaldırılmasına ‘HAYIR’ dediğimiz gibi parlamentonun aldığı kararı yasal ve meşru görmediğimizi, irademize sonuna kadar sahip çıkacağımızı bir kez daha belirtiyoruz. Biliyoruz ki, kadınların örgütlü ve etkili olduğu bir sistemde faşizm kendisini uzun süreli var kılamaz. Nihayetinde faşizm toplum karşıtı bir sistemdir. Buna karşı ancak örgütlü kadın ve örgütlü toplumla direnilerek faşist sistem aşılabilir. Her ne kadar, demokratik ve siyasi bir talep olan ve siyaset kurumu tarafından ele alınarak değerlendirilmesi gereken öz yönetim gerçekleşmelerinin kriminalize edilerek, katliam gerekçesi yapıldığına tanıklık ettiğimiz günlerden geçiyor olsak da bu süreçte özgürlük ve demokrasinin tek güvencesi olarak özgün ve özerk yönetimleri gördüğümüzü, merkezi yönetimlerin yerel yönetimlere yetki devrini böylelikle yerel demokrasinin geliştirilmesini demokratik Türkiye’nin olmazsa olmazı olarak kabul edilmesi gerektiğinin altını çiziyoruz.

Yine daimi meclisimiz zorla alıkonulan Êzidî, Asurî, Süryanî, Türkmen ve Arap kadınların DAİŞ’e karşı verdiği özgürlük mücadelesini kendi özgürlük mücadelesi olarak ele almakta bunun için her türlü direnişi yükseltme kararlılığında olduğunun altını çizerek, dünya kadınlarıyla mücadeleyi ortaklaştırmanın önemine vurgu yapmıştır.

Meclisimiz Kürt Halk Önderi Sayın Abdullah Öcalan’a yönelik ‘tecrit için de tecride’ karşı Sayın Öcalan’ın özgürlüğünü savunmanın tüm halkların özgür ve eşit geleceğini savunmak olduğunu bir kez daha vurgulamıştır. Bu çerçevede: Mücadele ile kazandığımız demokrasi ve özgürlük alanlarımıza dair sistemin saldırılarına dönük olarak diyoruz ki; ‘İrademe dokunma! Bedenime dokunma! Dilime, toprağıma ve emeğime dokunma! Kentlerime dokunma! Vekilime dokunma! Özgürlüğüme dokunma! İnancıma dokunma!’

KJA olarak bu süreçte kazanımlarımızı korumanın ve büyütmenin yolunun, sesimizi yükselterek sürekli örgütlenmekten, eylemselliklerimizi geliştirip zenginleştirerek güçlendirmekten geçtiğinin biliyoruz. Bu anlamda tüm kadınları özgür ve eşit yaşam inşasında yer almaya, her alanda mücadeleyi yükseltmeye çağırıyoruz.”