Kevser Eltürk'ün infazına ilişkin rapor

Muş Varto’da Kevser Eltürk'ün ( Ekin Wan) Türk devleti tarafından katledildikten sonra çıplak bedenine işkence yapılmasına ilişkin incelemelerde bulunuldu.

İHD Genel merkezi adına inceleme yapan İHD Yönetim Kurulu üyesi avukat Eren Keskin, hazırladığı üç sayfalık raporu ANF’ye aktardı. Eltürk’ün  kanas olarak tabir edilen silahla sol kalçasından vurulduğunu, bu nedenle hayatını kaybedip kaybetmediğinin henüz ortaya çıkmadığını ancak cenaze yıkama sırasında boynunda ip ve işkence  izlerine  rastlandığına işaret etti. Eltürk’ün  çıplak bedeninin  fotoğrafının kim veya kimler tarafından  sosyal medyaya servis edildiğine ilişkin  Varto Emniyet Müdürü'yle görüşen Keskin, emniyet müdürünün fotoğrafın olay yeri inceleme ekibi tarafından çekilmiş olabileceğini, ancak bu ekibin nereden geldiğini bilmediğini söylediğine dikkat çekti.  Keskin, Eltürk ‘e karşı işlenen suçun, savaş suçu olduğunu  vurgulayarak, bu suç kapsamında ele alınması  gerektiğinin altını çizdi. 

'HALK TARAFINDAN ÇOK SEVİLİRDİ'

 1986 Van Çaldıran ‘da doğan Kader Kevser Ertürk ( Ekin Wan)   2008 yılında PKK’ye katılmış ve üç senedir Varto kırsalında bulunuyordu. Eltürk'ün halk tarafından çok sevilen bir genç kadın  olduğunu belirten Keskin,  tanıklarla yaptığı anlatımlardan yola çıkarak, Eltürk'ün özellikle kadına yönelik şiddet konusunda çok duyarlı olduğunu, hatta ‘ Kadınlara en ufak bir şiddet gördüğünüzde hemen bana haber verin’ diyerek kadınları bu konuda bilinçlendirmeye çalıştığını ve bu nedenle de  kadınlar tarafından çok sevildiğini  söyledi.  

'SÜRÜKLENMİŞ VEYA İŞKENCE EDİLMİŞ OLABİLİR'

Eltürk'ün 10 Ağustos 2015 tarihinde Varto’da meydana gelen bir çatışma esnasında  yaşamını yitirdiğini, konuştuğu tanıklara göre bu çatışmanın Varto girişinde meydana geldiğini aktaran  Keskin, olay sırasında  çevrede sivil insan bulunmadığını, devlet güçlerinin olay yerine önce bir aydınlatma mermisi attığını ve ardından kanas olarak tabir edilen silahla Ekin Wan’ı kalçasından vurduğunu söyledi. Keskin, kanas mermisinin isabet ettiği bölgeyi  parçalayıcı  niteliği taşıdığını ancak aile ve yakınları tarafından cenaze yıkama sırasında Eltürk'ün boynunda ip izi tespit edildiğini, sürüklenmiş veya işkence edilmiş olabileceğini söyledi.  

EMNİYET MÜDÜRÜ OLAY YERİ İNCELEME  EKİBİNİN NEREDEN GELDİĞİNİ BİLMİYORMUŞ!

Eltürk'ün vurulduğu yerde , 'aynı yatış biçiminde bir giysili, bir de çıplak olmak üzere fotoğrafları çekildiğini belirten  Keskin, fotoğrafta  ellerinde mavi eldivenler taşıyan ve bacak kısımları görünen  3 erkek şahsın olduğuna işaret etti.  Sosyal medyaya servis edilen fotoğraf konusunda resmi yetkilerden en yüksek düzeydeki açıklamanın geçen günlerde başka merkeze atanan  Muş Valisi  Vedat Büyükersoy tarafından yapıldığını, bu görüntüleri sosyal medyaya servis eden kişi veya kişiler hakkında adli ve idari soruşturma başlatıldığının kamuoyuna beyan edildiğini,  ancak soruşturmada herhangi bir ilerlemenin kaydedilmediğini söyledi.  Varto Emniyet Müdürlüğüyle yaptıkları görüşmede ise, emniyet müdürünün söz konusu fotoğrafı kendi ekibinden birinin çekmediğini,  olay yeri inceleme ekiplerinin çekmiş olabileceğini açıkladığına dikkat çeken Keskin,   aynı emniyet müdürünün olay yeri inceleme ekibinin 'dışarıdan' geldiğini ve nereden geldiklerini bilmediğini, Van veya Erzurum’dan gelmiş olabileceklerini söylediğini de aktardı.  Keskin, Varto gibi bir yerde emniyet müdürü olarak görev yapan bir kişinin, böylesi bir olayda olay yeri inceleme ekibinin nereden geldiğini bilmemesinin mümkün olmadığını, kaldı ki dosyada hangi ekibin nereye gittiğinin belirtildiğini  vurguladı. Savcı ile de görüştüklerini aktaran Keskin, soruşturmanın devam ettiğini ancak henüz otopsi raporunun gelmediğini öğrendiklerini belirtti. 

KİŞİNİN HATIRASINA HAKARETTEN SUÇ DUYURUSU 

Olayın hukuki boyutuna değinen Keskin, Eltürk'ün ağabeyi Abdullah Eltürk’ün  avukatlarla birlikte  17.08.2015 tarihinde  'Kişinin hatırasına hakaret' başlığı altında düzenlenen TCK 130’uncu Maddesinin 2. Fıkrası temelinde suç duyusunda bulunduklarını belirtti. Keskin maddeyi şöyle aktardı: “ Bir ölümün kısmen veya tamemen ceset veya kemiklerini alan veya ceset  veya kemikler hakkında tahkir edici fillerde bulunan kişi 3 aydan 2 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.” Keskin suç duyurusunda, Eltürk'ün cenazesinin  Malatya Adlı Tıp Kurumu’ndan alındıktan sonra, cenaze yıkama işlemleri esnasında boyunda ip izine rastlandığını, sürüklenmiş veya işkence görmüş olabileceği tespitlere de yer verildiğini aktardı.   
Türk devletinin savaş bölgesinde 1990’lı  yıllardan bu yana kadınlara karşı çok sayıda savaş suçu işlediğini vurgulayan  Keskin, kadınların taciz, tecavüz edildiğini, küçük kızların fuhuş sektörlerinde çalıştırıldığına dikkat çekti. Kürdistan'da kadın gerilla cenazelerini çıplak olarak iplere bağlanıp askeri tanklarla  sürüklendiğine şahit olduklarını anlatan  Keskin,  o dönemde suç duyurusunda bulunduklarını  ama  o dönemde kimsenin kendilerine inanmadığını ve  bu vahşetin görmezden gelindiğini  söyledi. Keskin, artık  sosyal medya sayesinde  Kürdistan’da yaşanan bir çok savaş suçunun anında dünyaya ulaşabildiğini ifade eden Keskin, Eltürk'ün olayının da bu savaş suçlarından biri olduğunun altını çizdi. 

'KADINA ŞİDDET SAVAŞ ARACI OLARAK KULLANILDI'

Yıllarca savaşlarda ve silahlı çatışmalarda kadına karşı şiddetin bir savaş aracı olarak kullanıldığını hatırlatan  Keskin, bu yollan kadına karşı şiddet bir yana, savaşın karşı tarafa olan halkın, toplumsal ve sosyal yapısı tahrip edildiğini kaydetti. Uluslararası hukukun kadına yönelik şiddeti konusunda uzun yıllar çok yetersiz kaldığına işaret eden Keskin,  1.ve 2. Dünya savaşlarında milyonlarca kadının cinsel şiddete maruz kaldıkları halde, savaşlardan sonra kurulan Tokyo ve Nürnberg mahkemelerinde, bu suçun yargılanmadığını, gözden kaçırıldığını aktardı. Keskin,  ancak Bosna ve Ruanda'da yaşanan çatışmalarda, çok sayıda kadına karşı taciz, tecavüz ve her türlü cinsel şiddetin, özellikle kadınların çabaları sonucunda, ‘ Savaş suçu’, ‘ insanlığa karşı suç olarak tanımlanıp ve yargılanmaya başlandığını söyledi. Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM)  statüsünde de, kadına yönelik her türlü şiddetin, bir ‘ savaş suçu’ ve ‘insanlığa karşı işlenmiş suç’ olarak kabul edildiğini hatırlatan Keskin,” Her ne kadar Türkiye Cumhuriyeti UCM ‘a taraf olmasa da, suç tanımı olarak Kader Kevser Eltürk’e karşı işlenen suç, savaş suçu niteliğindedir” dedi. 

SORULAR VE TALEPLER 

Keskin, hazırladığı rapordan yola çıkarak olaya ilişkin soruları ve taleplerini şöyle sıraladı: 
1: Kalçasında vurulan bir insanın, hemen ölmüş olması akla yakın gelmemektedir. Bu nedenle Kader Kevser Eltürk'ün ölüm nedeni ortaya çıkartılmalı ve otopsi raporu acil olarak  açıklanmalıdır.
2:  Varto Emniyet Müdürünün , ‘ Fotoğrafı olay yeri inceleme çekmiş olabilir’ sözü dikkate alınarak, bu konuda derhal bir soruşturma başlatılmalıdır
3: Bilişim suçları alanında alışan uzman ekipler olduğu gerçeği bilindiğinden Kader Kevser Eltürk’ün fotoğraflarının kim veya kimler tarafından sosyal medyaya servis edildiği çok çabuk bulanabilecekken, hala bulunmamış olması, suçluların korunuyor olmasını düşündürmektedir. 
4: Savcılık makamı soruşturmayı çabuklaştırarak bir an önce sonuca götürmeli ve sorumluları tespit ederek davayı açmalı.