'Kadınlar demokrasi için sokaklara dökülmeli'

DBP MYK üyesi Gülcihan Şimşek, gericiliğe karşı tüm kadınların demokrasi için sokaklara dökülmesi gerektiğini ifade etti.

15 Temmuz’da yaşanan darbe girişimini iktidar kavgası olarak değerlendiren DBP MYK üyesi Gülcihan Şimşek, ‘Demokrasi bayramı’ adı altında sokaklar dökülen gerici kesimlerin başta kadınlar olmak üzere muhalif kesimleri hedef aldığını belirtti. Şimşek kadınların bu gibi antidemokratik yaklaşımlara cevap olmak için örgütlenerek sokaklara döküleceğini ifade etti.

Müzakere masasının devrilmesi, Kürt halk Önderi Abdullah Öcalan ile görüşmelerin kesilmesi, 7 Haziran seçimi, ülkenin dört bir yanında patlayan bombalar, 15 Temmuz darbe girişimi ve sonrasında ilan edilen OHAL derken gittikçe derinleşen ve içinden çıkılamaz hale gelen Türkiye’deki kaos tüm kesimleri olduğu gibi kadınları da etkiledi.

Türkiye’nin içinde bulunduğu kaosun 100 yılık ulus devlet gerçekliğini yaşatmaya dönük bir çabanın sonucu olduğunu belirten DBP MYK Üyesi Gülcihan Şimşek, “Hemen yanı başımızda Irak, Suriye ve bir bütün olarak Ortadoğu’daki savaş gerçekliği dururken Türkiye’deki kaosu bunlardan bağımsızmış gibi ele almamız çok da gerçekçi bir değerlendirme olmaz çünkü egemen güçlerin çabası ve çalışmaları sonucu Ortadoğu’da ortaya çıkan bu tablo yüzyıldır devam eden bir savaş tablosudur” dedi.

15 TEMMUZ İKTİDAR SAVAŞININ SONUCUDUR

Türkiye’nin 15 Temmuz’dan önce 3 kere daha darbe ile karşı karşıya kaldığını hatırlatan Şimşek, “15 Temmuz darbe girişimi her hali ile iktidar savaşının sonucu olarak ortaya çıkmış olsa da bizim gerek Kürt halkı, gerekse DBP olarak bu durumu onaylamamız ya da desteklememiz söz konusu bile olamaz çünkü darbe süreci insan haklarının tamamen sıfırlanıp her türlü suçun fütursuzca işlendiği bir süreçtir. Bu nedenle darbe girişimini kınıyoruz” ifadelerini kullandı.

ERKEK ZİHNİYETLİ DEVLETİN BAŞLATTIĞI SAVAŞIN MAĞDURU KADINLAR VE ÇOCUKLAR

Kürdistan’da şiddetlenen savaş koşullarına işaret eden Şimşek, şöyle devam etti; “Dünyanın neresinde ve ne koşullar altında olursa gerçekleşirse gerçekleşsin fark etmez savaştan en fazla zarar gören kesim çocuklar ve kadınlardır. Bunun en yakın örneği Şengalli kadınların yaşadıklarıydı. Evleri köyleri yakılan, çocukları ve eşleri öldürülen kadınlar savaş ganimeti olarak esir alınmış, tecavüze uğramış ya da köle pazarlarında satılmıştı. Başka bir deyişle erkek devlet zihniyetinin ortaya koyduğu savaşın bedelini kadınlar ödedi. Bu nedenle ortaya çıkan bu tabloyu göz önüne aldığımızda kadınlar için başvurulacak tek yol topyekun bir mücadeldir. Darbeye, gericiliğe, zulme, hor görmeye, ötekileştirmeye…”

TÜRKİYE TEK TİPLEŞMEYE DOĞRU GÖTÜRÜLÜYOR

Darbe sürecinden sonra harekete geçen iktidarın ülkeyi btek tipleştirmeye doğru sürüklediğine dikkat çeken Şimşek, “AKP, CHP ve MHP’nin birlikte aldığı kararlar, YAŞ ve MGK’de ortaya konulan kararlar bir bütün olarak Millileştirmeye hizmet etmektedir. Doğal olarak bu millileşme kararı Türkiye’deki farklı sesler, diller, dinler ve renklerin yok edilmesine dönük bir süreç yürütülüyor. İşte biz kadınlar söz konusu farklılıkların korunması için mücadele ediyoruz çünkü Türkiye’de gün geçtikçe şekillenen iki cephenin varlığını hissediyoruz. Bu cephelerden ilki tek tipleşen milli cephe, ikincisi ise renkli ve çoklu demokrasi cephesidir” şeklinde konuştu.

ÖRGÜTLENEREK MÜCADELEMİZİ BÜYÜTECEĞİZ

İktidarın istemi ile ‘Demokrasi bayramı’ adı altında sokağa çıkan kesimlerin gerici zihniyet ile kadınları hedef aldığının altını çizen Şimşek, “Amacımız söz konusu bu gerici zihniyete karşı örgütlenerek mücadelemizi büyütmektir. Kürt kadınları bunu Rojava’da başardı. Rojava devrimi bir kadın devrimidir çünkü Rojava’daki savaşta DAİŞ’e karşı irade ve inanç ile savaşan kadınlar kendi bedenlerine, kimliklerine, dillerine ve varlıklarına sahip çıktılar. Bu anlamda Kürdistan ve Türkiye’deki kadınlara düşen de demokrasi cephesini güçlendirerek sokaklara dökülmek” dedi. 

...