‘Kadınlar 8 Mart ışığıyla referandumu aydınlatacak’

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu sözcüsü Gülsüm Kav, 8 Mart 2017 tarihinde kadınların, 100 yıl önce Rusya’da, Petrograd’da olduğu gibi baskı ve kadın düşmanlığına karşı dünyayı grev ve eylem yerine dönüştüreceklerini vurguladı.

8 Mart Kadınlar Günü’ne günler kala ANF’ye konuşan Gülsüm Kav, hükümetin dayattığı karanlık rejime karşı kadınların 8 Mart ışığıyla referandumu aydınlatacağını vurguladı. OHAL’in baskı koşullarında, çocuk istismarı önergesine karşı eylem yapıp kazanç elde eden tek dinamiğin kadınlar olduğunu hatırlatan Kav, “Çocuklarımızı ve yaşam tarzımızı koruyabilmenin özgüveniyle sandıklarımızı korumalıyız” dedi.

100 YILIN MÜCADELE GÜCÜ İLE SOKAKLARA!

Kadınların, 8 Mart 2017’ye hem dünyada hem de Türkiye’de kadın düşmanlığına karşı ‘Hayır’ başkaldırısıyla girdiklerini vurgulayan Gülsüm Kav, “Dünya çapında bütün bir yılı kadın düşmanlığıyla geçirdik. ABD’de Trump gibi liderler seçimleri kazanırken; birçok ülkede kadınların kazanılmış haklarına saldırı söz konusuydu. Rusya’da kadına yönelik şiddet ve ev içine hapsetme yasaları yapılıyor, Polonya’da kürtaj yasaklanmaya çalışıldı, Güney Amerika’da zaten kadın cinayetleri bize benzer bir şekilde giderek artıyor, Ortadoğu’da ise kadını sadece köle olarak gören cihatçı anlayışa karşı savaşan, mücadele eden kadınlar var” diye konuştu.

Baskı ve saldırılar arttıkça kadınların direnişinin de yükseldiğini kaydeden Kav, bu yılki 8 Mart’ın önemine değinerek, “Trump’a karşı büyük yürüyüşler düzenleyen Amerikalı kadın kardeşlerimiz, tıpkı 100 yıl önce Rusya’nın Petrograd kentinde emek ve özgürlük şiarıyla sokaklara akın eden kadınlar gibi, 8 Mart’ta tüm kadınları bir grev eylemine çağırdılar. Bu açıdan bu yılki 8 Mart tarihsel bir önem taşıyor. Dünya çapında kadınlar sokakları eylem ve grev yerine dönüştürecek” diye belirtti.

‘KAZANIMLARIMIZIN ÖZGÜVENİYLE SANDIĞI KORUMALIYIZ!’

Gülsüm Kav, Türkiye’de ise kadınların 8 Mart’a referandumun gölgesinde girdiğini hatırlattı. Referandumda tüm yetkilerin bir kişiye verildiği, Osmanlı’da bile olmayan ortaçağ tiranlığı benzeri bir yönetimin oylanacağına dikkat çeken Kav, “Parlamentonun ortadan kaldırıldığı, tüm yetkilerin bir erkek yöneticiye verildiği; kadın yöneticiye verilse de bunun ancak Azerbaycan’daki gibi karısını hanedan üzerinden atayacağı bir rejim dayatılıyor” dedi.

Kav, bu rejime kadınların üzerine basarak, eve kapatmaya çalışarak, sadece çocuk yap diyerek, boşanmak gibi modern haklarını kısıtlayarak gidildiğine işaret etti.

KADINLAR İŞLERİNDEN EDİLİYOR

AKP iktidarı döneminde kadınların çok ağır sorunlar yaşamaya başladığını vurgulayan Gülsüm Kav, sorunları şöyle sıraladı: “Sanki sağanak gibi her gün 1 kadın erkek şiddetiyle öldürülüyor; bu sayı yıllar geçtikçe artıyor. Kadınların kendi hayatına dair karar vermesi, mutlu değilse boşanmak istemesi öldürülmesi için sebep olabiliyor. Hükümet ise bunun önüne geçmek yerine, bir tür cezasızlık politikasıyla cinayetlerin önünü açıyor. Kadın işsizliği çok artmış durumda ve kadın evini geçindirmekle yükümlü. Dolayısıyla kadınlar öldürülüyor, cinsel saldırıya uğruyor, çocuklarını da istismardan korumaya çalışıyor.”

Gülsüm Kav, kadınları çok daha zor duruma düşürecek bir rejimin oylanacağına işaret ederek, hükümetin dayattığı karanlık rejime karşı kadınların 8 Mart ışığıyla referandumu aydınlatacağını vurguladı. OHAL’in baskı koşullarında çocuk istismarı önergesine karşı eylem yapıp kazanç elde eden tek dinamiğin kadınlar olduğunu hatırlatan Kav, “Çocuklarımızı ve yaşam tarzımızı koruyabilmenin özgüveniyle sandıklarımızı korumalıyız” dedi.

‘TEK ADAM SİSTEMİNDE KADINLARA YER YOK!’

Gelinen noktada AKP seçmeni kadınların referanduma dönük tereddütleri olduğuna dikkat çeken Gülsüm Kav, tüm kadınlar gibi AKP’ye oy veren kadınların da can, geçim, güvenlik, çocuklarının geleceği meselesini yaşadıklarını belirtti.

Kav, “Daha önceki yıllarda bir ümit başörtüsü meselesiyle AKP’ye oy vermiş olan kadın kardeşlerimizin, bu son referandum döneminde, bu kadar sorunu varken gidişatı tehlikeli gördüklerini ve tereddütte kaldıklarını görüyoruz” diye konuştu. Referandumda ‘Hayır’ çıkarsa başörtüsünün yasaklanacağına ilişkin söylemleri kara propaganda olarak niteleyen Kav, bu manipülasyona hiçbir kadının kapılmaması gerektiğini; bu tartışmanın geride kaldığını ve artık böyle bir yasağın söz konusu olmayacağını kaydetti. Hükümetin referanduma ‘Evet’ kampanyasında kadınların hep geri planda olduğuna da dikkat çeken Kav, kadınların özne olarak yer almadığı bir referandum kampanyasının, nasıl bir sisteme yönelmek istendiğinin de işareti olduğunu vurguladı.

“Açık, kapalı tüm kadınlar için mesele, kendimizi nasıl ifade edebiliyorsak toplumsal hayata eşit bir biçimde katılabilmektir” diyen Gülsüm Kav, “Bunu sağlayacak tek yol başkanlık sistemini durdurmaktır, çünkü ‘Evet’ kampanyasında da görüldüğü gibi bu sistemde kadınlara yer yoktur” dedi.