‘Jineoloji toplumsal bir bilimidir’

Jineoloji Komite Üyesi Armanç Sarya, “Bizim de bilgi kaynağımız yani epistomolojimiz de kırk yıllık mücadele temelinde var oldu. Bilimlerde bilgi üretim merkezleri var" dedi.

Jineoloji Komite Üyesi Armanç Sarya, “Bizim de bilgi kaynağımız yani epistomolojimiz de kırk yıllık mücadele temelinde var oldu. Bilimlerde bilgi üretim merkezleri var. Bizimde bilgi kaynağımız kadın özgürlük ideolojisi, kopuş teorisi sonsuz boşanma, özgür eş yaşam, kadın ordulaşmasıdır. Bizim ideolojimiz evrensel bir karaktere sahiptir. Bu ideoloji tüm dünya insanları için ortaya konulan bir evrenselliğe sahiptir” dedi.

‘BİR İLKTİR JİNEOLOJİ’

Dünya tarihinde ve hiçbir toplumda bir kadın biliminin olmadığını çok net olarak görülebildiğini söyleyen Jineoloji Komite üyesi Armanç Sarya “Dünya tarihinde belki bilimin kadına yaklaşımı sorgulama konusu olmuştur. Ama bir kadın biliminin olması hiçbir zaman düşünülmemiştir. Ancak feminist hareketler bilimin cinsiyetçiliği üzerinden bazı eleştirileri olmuştur. Ama somut olarak kadın bilimi olarak adlandırmak ve kadın bilimi olarak çalışmalarına başlama gibi bir bilim hayata geçmemiştir, pratikleşmemiştir. Jineoloji Önderliğimizin perspektifleri ile hayata geçti ve dünya tarihi açısında bir ilktir” dedi.

Jineolojinin ahlaki-politik toplumun bilme biçimi olduğuna dikkat çeken Sarya, ilk toplumsal şekillenme olan ahlaki-politik toplumun ilk toplumsallığın başından beri var olabildiğini belirtti. Devletçi, egemenlikli zihniyet biçimlerinin geliştiğinde ahlaki-politik toplumun geriletilmesinin darbelenme ve bastırılma durumunun geliştirildiğini kaydeden Sarya şunları belirtti: “Ama günümüzde de ahlaki- politik toplumun ölçüleri yaşanmaktadır. Jineoloji aslında bunun bilme biçimi, ya da bakış açısıdır. Bu açıdan jineoloji öz olarak eski, ama kavramsal olarak yenidir. Jineoloji sadece Kürt kadınları ve PKK içerisindeki kadınlarındır değildir. Ama buna öncülük eden özgür kadın hareketidir. Özgür Kadın Hareketi dışında da harekete yakın olan kesimler içerisinde de jineoloji konusunda yoğun bir tartışma süreci başlamış durumdadır.”

JİNEOLOJİ YAŞAMIN HER ALANINI KAPSIYOR

Bahar aylarında Jineoloji 1. Konferansının gerçekleştirildiğini de hatırlatan Sarya jineolojinin kavram ve kuram olarak neyi ifade ettiği konusunda açıklığa kavuştuğuna dikkat çekti. Sarya, “Jineoloji etik estetik, sağlık ve eğitime de yeni bir bakış açısı getirdi. Kadın bilimi derken, sosyal bilgiyi nasıl ele alıyor? Toplumla bağı nedir jineoloji nasıl kendini kurumsallaştıracak, ya da kendisini nasıl örgütleyecek? Jineoloji toplumla nasıl buluşacak sorularına da kapsamlı cevaplar arıyor” dedi.

Tarihten günümüze kadar var olan sosyal bilimler toplumun bilimi olmasına rağmen toplumla yeterince bütünleşmediğine dikkat çeken Sarya, jineolojinin sosyal bilimlerden farklı olarak çözüm ürettiğini, sosyal bilimleri eleştirerek çözüm yollarını ortaya koyan tarzda kendisini geliştirdiğini vurguladı. Bunun üzerinden kendisini toplumda yerleştirebilen ve oturtan yine toplumun kendi bilimi olan jineoloji biliminin bu sosyal bilimler dışında bilim yapması biçiminde de model olarak da tartışıldığı ve önemli planlamalara gittiğini söyledi.

‘JİNEOLOJİ İLKLER DİYARINDA DOĞDU’

Beş yıldır gerilla alanlarında Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın perspektifleri ile temelleri atılan jineolojinin şimdiye kadar birçok üretim yaptığını, önemli ürünler açığa çıkarttığını da vurgulayan Sarya şunları söyledi: “Şimdiye kadar dağ zemininde birçok jineoloji çalışması yapıldı. Bu çalışmanın dağ zemininde başlamış olması önemli. Çünkü kadının ilk toplumsal sistemi de bu coğrafyada doğdu. Bu topraklarda yaşadı ve bu coğrafyada hayat buldu. Doğal toplumun en güçlü yaşandığı yer bu topraklardır. Günümüzde de şimdi de ve bundan bin yıllar sonrada kadın biliminin yine dağlarda başlaması ve kendini var etmesinin birçok anlam ve karşılığı var. Şu anda da kadınların en özgür ve bağımsız olduğu yer dağlardır ve dağda yaşayan Kürt kadınıdır. Kadının kendisini yaşama kanalize ettiği ve ‘xwebun’ olarak tanımladığı yer dağlardır. Topluma yansıması da çok güçlü ama bu dağla paralel olarak gelişen bir durum oluyor.”

Gerilla alanlarında önemli sayıda akademilerin olduğuna değinen Sarya bu akademilerin tümünde jineoloji dersinin verildiğini belirtti.

“Burada kadro bileşimi içerisinde de jineoloji dersleri veriliyor. En çok ilgiyle beklenen ve tartışılan derste jineoloji dersi oluyor. Zaman zaman çelişkilerde çıkıyor, bunları da normal karşılamak gerekiyor. Zaten insanın düşünsel dünyasında da çelişkiler var. Önemli olan soru ve çelişkilerimize cevap oluşturmaktır. Önemli olan yöntem bulmak ve doğru tartışma zamanını ve mekanını yakalamaktır. Bu açından jineoloji dersinin önemli bir yeri de oluyor. Birçok kadın ve erkek arkadaş şunu belirtiyor; ‘jineoloji dersinden sonra bizim anlam dünyamızda birçok konu netleşti.’ Bakış açısında da bazı farklılıkların gelişmesini beraberinde getiriyor” diyen Sarya, zaten jineolojinin temel amaçlarından bir tanesi de insanların doğa, yaşam ve toplumu ile yaşadığı çelişkilerde bir netleşmeyi sağlamak olduğunu vurguladı.

DEMOKRATİK MODERNİTE ZİHNİYETİDİR

“Biz milliyetçiliği, sınıfçılığı ve toplum üstünlüğü eleştirirken, başka sınıf olmayı kabul edemeyiz” diyen Sarya “Jineoloji demokratik modernitenin zihniyetini ifade etmektedir. Bu açıdan da en başta da demokratik modernite kadroları içinde bunun gelişmesi çok önemli. Jineoloji dersinin verilmesi ile birlikte bazı konularda arkadaşlarda birçok konunun zihniyet berraklaşıyor. Bu dersin zihniyetinin daha çok anlama, kavrama ve kendinde var olan eksiklikleri giderme konusunda arkadaşların birçok olumlu tepki ve görüşleri de geliyor. Buda milliyetçiliğin ve sınıfçılığın toplum üstünlüğünün panzehridir” dedi.

‘JİNEOLOJİ-ETİK VE ESTETİK’

Konferansla birlikte jineolojinin birçok alanda toplumsallaştırılması kararının çıktığını hatırlatan Sarya şunları söyledi: “Jineolojinin birçok alanda oluşturulup geliştirilmesi ve kadınlar içerisinde gündeme girmesi çok önemli olmaktadır. Konferans bunun argümanlarını oluşturarak değişik metotlarla hayata geçirme konusunda bazı kararlaşmalara gittiğini belirtti. Var olan tüm sorunların etik ve estetik bakış açılı bir yaşam modelinde çözüm modelini ortaya koyuyoruz. Çünkü toplumun yaşadığı yaşam biçimi etik ve estetikten yoksundur. Özellikle kadınların her gün öldürüldüğü ve ahlaki sorunların yığınca yaşandığı bir toplumda güzel yaşamdan bahis edemeyiz. Demek ki orada etik, estetik ve güzellikler dibe vurmuştur. Ahlakın olmadığı bir yerde politikadan da bahis edemeyiz. Oysaki politika toplumun kendini yaşatma biçimi oluyor. Ama günümüzde toplumlar adına egemenler bunun kararını veriyor. Bu da politikadan yoksunluk anlamına geliyor.”

‘JİNEOLOJİK BİR ÇÖZÜM’

Toplumun eğitim ve sağlık politikaları cinsiyetçi tarzda verildiğini, bununda sorunları çözmediğine vurgu yapan Sarya “Alternatifleri geliştirme misyonu kadına düşüyor. Çünkü bu sistem kadının sistemi değil. Bu anlamda bu sisteme karşı alternatif oluşturacak tek güç kadındır. Bu açıdan kadın öncülüğünde gelişen jineoloji bir toplum bilimidir. Ama bunun öncülüğünü kadınlar yapıyor, kadınlar yapmalı. Ama kadın bilimi derken, biz sadece cinsiyetçi bir yaklaşımdan bahis etmiyoruz. Aslında kadın demek toplum demektir. Kadının karşılığı sadece bir cins üzerinden tanımlanamaz. Kadın demek toplum demektir” diye konuştu.

EKONOMİSİ KOMÜNAL OLMALIDIR

“Kadın mücadelesinin olduğu her yerde jineoloji çalışması geliştirilmelidir” diye devam eden Sarya şunları kaydetti: “Jineoloji bazı yerlerde bir akademi şeklinde kendisini örgütlemeli, bazı yerlerde de atölye ve birim çalışması olmalıdır. Savaşın yoğun yaşandığı Rojava gibi yerlerde komün al ekonomisini örgütlemelidir. Jineoloji çalışmasının en önemli alanlarından bir tanesi de ekonomik alandır. Bu anlamda toplum kendini nasıl yaşatacak, nasıl idame ettirecek toplum ne yapacak konusu jineolojinin önemli bir çalışması olmaktadır.”

‘DÜŞÜNCE ÜRETME ALANIDIR’

Jineolojinin akademik eğitime büyük önem atıf ettiğine dikkat çeken Sarya, “Jineoloji bir akademi bünyesinde nasıl olur, eğitim perspektifi nelerdir gibisinden sorunlara yanıt arıyor. Biz akademi derken sadece bir okulu kasıt etmiyoruz. Akademi bir düşünce üretim merkezidir. Düşünce alış verişlerinin çok yoğun olduğu merkezlerdir. Bünyesinde birimler ve araştırma ekipleri de olur. Ya da komiteleri ve atölyeleri olur. Gerçekten de jineoloji çalışmasının kendisini çok güçlü örgütleyebileceği bir çalışma zemini de var. Konferansta jineolojinin örgütlendirilmesi için her alana dönük somut kararlar alındı. Biz jineolojinin kurumsallaşmasını sadece tek tip üzerinden ele almıyoruz. Bilimin kendisi böyle değildir değişken ve kapsamlıdır” dedi.

‘KADINDA BİLİM DE DEĞİŞKENDİR’

“Kadınla bilim birbirlerini en çok tamamlayan olgulardır. Çünkü ikisi de değişken yaşamsal ve akışkandır. Jineolojinin temel karakteri kadının enerjisini nasıl örgütleyeceğidir. Kadının enerjisi de sonuna kadar toplumladır. Bu açıdan eğer Kürt kadının enerjisi açığa çıkarılacaksa, Ortadoğu toplumu ve kadınları açısından muazzam olarak jineoloji çalışmaları açısından birçok boyutta örnek teşkil edebilecek bir potansiyele sahip” diyen Sarya, gerilla alanlarında jineoloji adına büyütülen birçok çalışmanın olduğunu vurguladı.

Gerilla alanlarında site çalışması, dergi çıkarma hazırlıkları olduğunu da sözlerine ekleyen Sarya, “Genel akademilerde verilen jineoloji dersinin yanı sıra jineoloji akademisi de açıldı. Her kadının jineoloji temelinde eğitim görme hakkı var. Ama ilk devre olduğu için, bu alanda entelektüel birikimin yanı sıra, yoğunlaşma istemi gibi özelliklere öncelik tanınıyor. Devreye katılan öğrencilerinin belli bir niteliğinin olduğunu ama çalışmanın gidişatı açısından bunun daha da derinleştirilmesi gerekiyor. Öncelikle tartışma kapasitesi olması gereken bir akademi bileşimi olması gerekiyor. Bilgi birikim kadar bunu dile getirmek ve bunun üzerinden kendini yapılandırmak çok önemli oluyor. Bir yandan jineoloji konusunda derinleşirken, kendi kişiliğini de ele alması gerekiyor. Önderlik jineolojik bir bakış açısını bizim önümüze bir ölçü olarak da koyuyor” dedi.

‘JİNEOLOJİ XWEBUN KENDİN OLMAK’

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın yıllardır kadın kendisini nasıl ele almalı kendisini nasıl değiştirip dönüştürmeli gibi perspektifler belirlediğine değinen Sarya şunları aktardı: “Jineoloji bunların içinden çıkan bir bilimdir. Jineoloji kendisini xwebun olarak ele almazsa bu nasıl olacak. Kadının kendi doğasını tanıması gerekiyor. Eğer toplum bunu tartışmazsa ve çözümleri geliştirmezse, bu nasıl gelişecek. Çünkü kadın kendisini düşünemeyecek durumdadır. Sistem insanları düşünemez ve yorumlayamaz hale getirmiştir. Bunu en çokta kadın için yapmıştır. Jineoloji bunun tersinden bir yaklaşımı açığa çıkarıyor. İnsanlar sorgulayabilmeli varsa çelişkiler ortaya konulmalı ve çelişkileri güç haline getirmelidir. Sen toplumdaki farklılıkları donduramazsın. Jineoloji bunların reddi üzerinden gelişmelidir.”

‘EPİSTOMOLOJİMİZ MÜCADELE GELENEĞİMİZDİR’

Bilimlerde bilim kaynağı olduğunu hatırlatan Sarya, “Bizim de bilgi kaynağımız yani epistomolojimiz de kırk yıllık mücadele temelinde var oldu. Bilimlerde bilgi üretim merkezleri var. Bizimde bilgi kaynağımız kadın özgürlük ideolojisi, kopuş teorisi sonsuz boşanma, özgür eş yaşam, kadın ordulaşmasıdır. Bizim ideolojimiz evrensel bir karaktere sahiptir. Bu ideoloji tüm dünya insanları için ortaya konulan bir evrenselliğe sahiptir. Yani bir zihniyet değişimi oluyor, jineolojide kaynağını buradan alıyor. Bunlar önemli tartışma konularıdır. Bunları daha da somutlaştırmak ve bu tartışmaları yürütmek gerekiyor. Her kadının içinde yer alabileceği ve yer alması gereken bir ortam jineoloji akademi ortamıdır” dedi.

Güzel yaşam ölçülerinin somutlaşması kadar, özgür eş yaşamın özgürleştirilmesi konusunun da akademi ortamında tartışma ve somutlaşmaların olacağını belirten Sarya, Öcalan’ın kadın duygularının örgütlenmesinden bahsettiğini de sözlerine ekledi. Bunun önemli bir jineoloji konusu olduğunu belirten Sarya, çünkü eril zihniyetin hep kadının duygularını kadına ve topluma karşı kullandığını belirtti. Kadının duygularının özgür olduğunda müthiş bir toplumsal dinamizmi ortaya çıkardığını, akademi öğrencilerinin jineolojiye ilişkin tüm konuları ele alıp tartışacağını ve önemli çözüm yolları geliştireceğini de vurguladı.

Gerilla alanlarında yürütülen jineoloji çalışmasının geliştiği koşullara değinen Sarya bilimin yaşamsal olduğu belirlemesinde bulundu: “Beş yıldır dağda jineoloji çalışmaları yürütülüyor. Maddi koşulları ve güvenlik açısından yer yer zorlamaları olsa da bir bütün çalışmalarımızı durdurmuyoruz. Dünyada hiçbir bilim devrimci bir ortamda açığa çıkmamıştır. Bu bir mücadele ortamında açığa çıkıyor. Ama toplum içinde bunu yaymak ayrı bir şeydir. Dağda çok güçlü bir tartışma ve derinleşme var. Bu jineolojinin gelişimi açısından çok önemli. Kadın doğasının en belirgin özeliği ise, kadının doğa ile kurduğu ilişkidir. Biz kadın ve doğa birlikteliğini birebir yaşıyoruz. Biz burada doğadan ne kadar uzaklaştırıldığımızı da fark edebiliyoruz. Jineoloji için dağ zemininin çok önemli bir avantajının olduğunu da düşünüyorum. Biz bu zorlukları yaşamımızın bir parçası olarak görüyoruz. Zorlukların çok öğretici yanları var. Jineoloji çalışmaları içinde zorlukların çok büyük avantajları var.”