GÖRÜNTÜLÜ

‘Hiçbir kadın geri adım atmayacak ve boyun eğmeyecektir’

Serhat: “Faşizmin hiçbir işkencesi, zulmü Kuzey Kürdistan da olduğu gibi ne kadar öz yönetim direnişlerinde yakıp yıksa da cehenneme çevirse de ancak kadınlar bu ülkeyi cennete çevirecektir.

Serhat: “Faşizmin hiçbir işkencesi, zulmü Kuzey Kürdistan da olduğu gibi ne kadar öz yönetim direnişlerinde yakıp yıksa da cehenneme çevirse de ancak kadınlar bu ülkeyi cennete çevirecektir. Ve bunun iddiasındayız. Kadınlar faşizmden korkmuyor. Bilakis kendi bilincindedir, tarihinin, gücünün bilincindedir.”

PAJK Koordinasyon Üyesi Ronahi Serhat 8 Mart Dünya Kadın Günü vesilesiyle, tarihten günümüze kadar gelişen dünya kadın mücadelelerini, Kürt Kadın Özgürlük Hareketi’ni ve aralarındaki farkı ele alarak günümüzde yaratmış olduğu gelişmeleri Ajansımız ANF’ye değerlendirdi.

‘ANILARINA BAĞLILIĞIMIZ DEVRİM SÖZÜMÜZ OLACAK’

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nü kadınlara kazandıran devrimci kadınları anan PAJK Koordinasyon Üyesi Ronahi Serhat, “Egemen erkeğin ve iktidar kurumlarının; felsefik, ideolojik, sosyal, kültürel kadını inkar eden bütün zihniyet yapılanmalarına karşı bende varım diyen. Kadın düşüncesiyle yola çıkan, kadın için ve kadın şahsında insanlık için özgürlük değerlerini yaratan 8 Martları tarihe mal eden kahramanlarımızı; Clara Zetkin, Rosa Luxemburg, Alexandra Colontai, Olimpia Degoes, Sakine Cansız, Leyla Qasım, Viyanları bütün devrimci kadınları 8 Mart vesilesiyle anıyorum” dedi.

Anılarına bağlılığın devrim sözü olduğunu dile getiren Serhat şunları vurguladı: “2017 yılını büyük bir devrim heyecanı ve coşkusuyla karşılıyoruz. Mücadele eden, dağlarda direnen, savaş mevzilerinde direnen yoldaşlarımız aynı zamanda zindanda direnen yoldaşlarımızı selamlıyorum.

Kürdistan özgürlük hareketini yaratan ve kadınlara her daim en güzel yoldaşlığı paylaşan Önderliğimiz de 8 Mart vesilesiyle de selamlıyorum.”

‘8 MART KADIN TARİHİNİN YENİDEN YAZILMASININ BAŞLANGICI’

“İçinde geçtiğimiz süreç kadınlar için kritik bir dönem. Bir o kadar da mücadeleyle, kazanımlarla dolu, faşizme inat; kadınlar kazanacak ısrarı ve ideası ile yüklü bir yılı daha karşılıyoruz.

Bu açıdan biz bu mirası Clalar’dan, Sara’lardan devir alırken, verdiğimiz sözü peyderpey öncelikle Kürdistan ve Ortadoğu coğrafyasında yayma temelinde çalışmalarımıza başladık. Elbette bu yaratılan evrensel değerler kadının bizzat kendi öz emeği ve öz bilinciyle yaratıldı. Kuşkusuz kadın mücadelesi, dünyanın dört bir yanında verilen emeklerle; engellere, zulme karşı kadının başkaldırısıdır. Yani yeniden bir tarih yaratmanın adıdır” diyen Ronahi, 8 Mart’ı sadece bir gün olarak ele almadıklarını vurguladı.

Kocaman bir mücadele tarihini yaratan kadınların kendi adına, kendi diliyle, kendi özgürlük bakış açısıyla yazmanın tarihi başlangıcı olarak ele aldıklarını vurguladı.

‘TARİH KADINI GÖLGEDE VE SİLİK YAZMIŞ’

Dünya genelinde yürütülen kadın mücadelelerinin erkek zihniyetini değiştirme ve mücadele tarzlarına ilişkin Ronahi Serhat, şöyle değerlendirdi:

“Geçen yüz yıllar açısından da değerlendirdiğimizde, çok önemli gelişmeler yarattı kadınlar. Fakat daha çok sınıf mücadelesi, ulusal kurtuluş mücadelesi içerisinde kadınlar yar aldı.

Proletaryanın kurtuluşu, diktatörlüğün devrilmesi genel olarak bir eşitliği yaratacağına inanıldı.  Kadınlar bu genel proletaryaya, sınıf ve ulusal kurtuluş mücadelesi içerisinde hak ettiği yeri bulacaklarına inandıkları için genel mücadele içeresinde yer aldı.

Tabi giderek kadına dair söylemlerini, eylemlerini ve örgütlenmelerini geliştirdiler.

Tarihi araştırdığımızda aslında görülen odur ki adı sosyalist parti de olsa, sol demokratik partiler de olsa kadına büyük bir engel var. Kadının bütün yaratımlarını bir bütün inkar etmese de gölgede bırakıp, silik bırakan bir tarih yazımıyla karşı karşıyayız.

Sosyalizmin gerçek amaca ulaşması ancak kadının kurtuluşuyla mümkündür. Bu teori tersine çevrilmiş olmakta. Yani sosyalizmin kurtuluşu için kadın kurtuluşu değil, kadın kurtulursa, kadın özgürleşirse sosyalizm gerçek anlamına ulaşacaktır. Kadın sorunu bir insanlık sorunu, topluluk sorunu olarak tam hak ettiği yeri bulamadı. Bunu aşmak ve kadına dair kuramları geliştirmek üzerinden feminist akımın da çeşitli çabaları ve emeği oldu.”

‘CİNS SORUNUNU MÜCADELENİN MERKESİNE KOYMAK ÇOK ÖNEMLİ’

Dünya kadın mücadelesinin istenildiği düzeyde ortaklaşmadığını vurgu yapan Ronahi Serhat, “2017 yılında kadınlar buna güçlü bir hayır’la cevap veriyorlar. Çeşitli mücadele araçlarıyla, argümanlarla bir karşı koyuş bir ret ediş var. Fakat bu mücadele parçalı, birbirini tamamlamıyor. Olması istenildiği gibi değil. Kadınlar açısından her ne kadar sorunlarımız ortak olsa bile, ortak mücadele yaratılamıyor. Yaratılamadığından dolayı her ülke, kendi sınırlarıyla kalıyor.

Kuşkusuz değişimler söz konusu ama 2017 yılı itibariyle şunu çok daha rahat söyleyebiliriz, yeni bir enternasyonalist mücadelenin doğuşu kadınların öncülüğünde gelişiyor.

Bu açıdan milyonlarca kadının Trump’a karşı gösterdiği tepkiyi bir kişi şahsında ele almıyoruz, bir sisteme karşı gelişen bir tepki olarak görüyoruz. Ataerkil sisteme karşı bir tepkidir. Kapitalist sisteme karşı bir tepkidir. Bütün bu mücadele yeni bir sistem yaratılmaması durumunda, yeni Trump’lar üretilecektir. Nihayetinde nice faşist diktatörler geldi iş başına ve yıkıldılar. Ama yenileri de bu heves içerisindedir.

Bu anlamda cins sorununu ve çelişkisini mücadelenin merkezine koymak çok önemlidir. Sosyalist hareketler ve sosyalist partiler açısından, sol demokrat akımlar açısından çok önemli. Genel bir sosyalist mücadele içerisinde kadın sorununu ele almak değil. Başlangıcı olarak, merkezi olarak ele almak son derece önemli” diye konuştu.

‘DOĞRU ANALİZ VE RADİKAL BİR MÜCADELE GEREKİYOR’

Kürdistan kadın hareketi olarak yine Kürdistan Özgürlük Partisi (PAJK) olarak esas çıkış noktalarını değerlendiren Serhat, beş bin yıllık egemen zihniyetin çözülmesi gerektiğini belirten Serhat şunları dile getirdi: “Ortada beş bin yıllık egemen zihniyetli sistem çözülmezse o zaman hareket noktamızı doğru belirlememiş oluruz.

Bu nedenle hareket noktamız beş bin yıllık egemenlikçi sistem, uygarlık sistemi, sınıflı uygarlık tarihi, sınıflı toplum tarihi doğru değerlendirmek kadın mücadelesinin doğrultusu açısından son derede önemli. Doğru analiz etmek ve yeniden sistem karşıtı radikal bir mücadeleyi gerektiriyor. Bu açıdan temel hareket noktamızı, kadın paradigmasını Önderliğimiz alternatif bir doğuş olarak ortaya koydu.

Bizler paradigma temelinde kadın mücadelesinin, köklü, radikal değişim dönüşümü getirmenin mücadelesini yürütüyoruz. Önderliğimizin ideolojisi ‘cinsin özgürleşmesini’ hedefine almaktansa ‘toplumun özgürlüğü’nü hedefine almaktadır.

Kürdistan Kadın Hareketi ve partisi olarak biz bu sorunu sadece Kürdistan’la sınırlı olarak ele almıyoruz. Kürdistan topraklarında öncelikle bu değişim ve dönüşümün yaşanması bununla birlikte Ortadoğu’nun yaşadığı kriz ve kaosun çözümü anlamında yine dünyanın içinde olduğu kapitalist sömürüye karşı kadının yeniden uyanışına tanıklık etmekteyiz. Elbette tüm bu evrensel değerlerle daha güçlü buluşmak mümkün.”