'Eş başkanlık sistemini yaşamın her alanına taşıyalım'

AKP iktidarının, eş başkanlık sistemine yapılan saldırılarla eşit temsiliyet hakkını hedeflediğine dikkat çeken eş başkan ve sözcüler, sistemin yaşamın her alanında uygulamaya konulması için çağrıda bulundu.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu,  geçtiğimiz günlerde 81 ilin Valiliğine gönderdiği genelgede, eş başkanlık sisteminin TCK’ye göre suç teşkil ettiğini belirterek, gerekenin yapılması talimatını verdi. 

Söz konusu genelgeyle eş başkanlık sisteminin kriminalize edilmesine tepki gösteren eş başkan ve sözcüler, şunları söyledi:

KOÇYİĞİT: EŞ BAŞKANLIK SİSTEMİ EN TEPEDEN VERİLMİŞ BİR CEVAPTIR

HDK Eş Sözcüsü Gülistan Koçyiğit:"AKP hükümetinin uygulamalarını göz önüne getirdiğimizde bu uygulamaların temel hedefinin kadınlar olduğunu çok rahat bir şekilde görüyoruz. Çünkü kadın düşmanı politikalar AKP hükümetinin birincil politikaları haline gelmiş durumda. Bugün Türkiye’de kadına dair olumlu bütün parametreleri geliştirip, Türkiye’nin demokrasi ivmesini bir nebze yukarıya çeken eş başkanlık sistemine düşmanca bir tavır söz konusu. Eş başkanlık sistemi, kadının bu ülkedeki bütün dışlanmışlıklarına en tepeden verilmiş bir cevaptır. Kadının özgürleşmediği, kendini kamuoyunda iyi ifade edemediği, siyasette etkin ve yetkin bir yer edinmediği bir sistem düşünün, bu sistemin demokratik ve özgürlükçü olması mümkün müdür? 

Bugün hem HDP hem de DBP’nin uygulamaları Türkiye yerel yönetimleri ve demokrasisini ileriye taşıyan bir noktadır. İçişleri Bakanı’nın bu uygulamalarından kaynaklı HDP ve DBP’ye teşekkür etmesi, örnek alması; bu sistemi daha nasıl geliştirebileceğini tartışması gerekirken o, eş başkanlık sistemini kriminalize edip ceza gerektiren bir mesele haline getiriyor. Bu durum AKP’nin kadın politikaları açısından içler acısı bir durumdur! AKP’nin bu politikaları ve İçişleri Bakanı’nın bu açıklamalarına kadınların bir bütün olarak cevap vermeleri gerekir. Çünkü bugün DBP ve HDP şahsında simgeleşen eşit temsiliyet, Türkiye’de kadın haklarının ulaşabildiği en üs aşamadır. İşte AKP’nin bu hamle ile amaçladığı şey, kadın mücadelesini boğmaktır!

İçişleri Bakanı’nın eş başkanlık sisteminin mevzuatta olmadığını öne sürmesi kadar absürt bir durum söz konusu olamaz! Eş başkanlık sistemi mevzuatta yoksa, bir an önce yerleştirin! 

Bizler, İçişleri Bakanlığı'nın bu uygulamasını şiddetle kınıyoruz! Bu tutuma karşı tüm kadınları yaşamın her alanında eş başkanlık, eşit temsiliyet ve eş sözcülük mekanizmasını fiili olarak uygulamak için mücadele etmeye davet ediyoruz."

İPEK: EN BÜYÜK ÇELİŞKİYİ AŞMAYA YÖNELİK BİR ADIM

DBP Amed İl Eş Başkanı Hafize İpek: "Eş başkanlık sistemi partimiz tarafından fiiliyata konulmuş ve parti kademesinde tamamen yasallaşmış bir sistemdir. Biz bu sistemi sonuna kadar savunuyoruz çünkü bu sistem, günümüzün en büyük çelişkisi olan cins çelişkisini ve halkların eşit yaşamaları önünde en büyük engel olan eril zihniyet bakış açısını aşmaya yönelik bir adımdır. Biz kadınlar, eşit temsiliyetin yaşamın her alanında olması gerektiğine inandığımızdan eş başkanlık sistemini demokrasinin olmazsa olmazı olarak görüyoruz. Bu nedenle uygun koşulların oluşması durumunda eş başkanlık sisteminin yaşamın her alanında yerini bulacağına inanıyoruz."

BAYTAŞ: AKP EVDE OTURMAMIZI İSTİYOR; ASLA!

Yenişehir Belediyesi Eş Başkanı Ülkü Baytaş: "Bugün eş başkanlık sisteminin hedef gösterilmesinin ardında yatan temel sebep, kadına eşit temsiliyet hakkının tanınmamasıdır. İktidara göre, kadın evde oturan ve onların belirlediği sayıda çocuk doğuran bir varlıktır. Eş başkanlık sistemi toplumun yarısı olan kadını görünür kılıp, demokrasiyi ve toplumu geliştiren bir sistem olduğundan hedef haline gelmiştir.

Bizler eş başkanlık sistemine geçmeden önce aylarca halk ile görüşüp, onların fikrini aldık. Biz bu kampanyayı yürütürken gizleyip saklamadık, bir gece vakti pat diye yaşama da geçirmedik, halk kendi istedi. O nedenle, bu sistem gayet meşrudur! İçişleri Bakanı hukuktan ve meşruiyetten söz ederken, AKP iktidarı halkın iradesi ile başa gelen belediyelere el koyup eş başkanları tutukluyor. Bu mu meşru olan? İktidarın asıl derdi Kürdün varlığı. Onların da her gün deklere ettiği gibi topyekûn bir imha politikası ile karşı karşıyayız. Bizler bu gerçekliğin bilincinde olarak, söz konusu soykırım operasyonlarına karşı bir kez daha şunu söylüyoruz; bedeli ne olursa olsun asla vazgeçmeyeceğiz!"