GÖRÜNTÜLÜ

Emin: Kadınlar birlik olursa hiçbir güç karşılarında duramaz

RJAK Üyesi Sêvê Emin, kadınların birlik olarak sorunlarını çözeceğini, kazanımlarını artacağını ve şiddeti önleyeceğini belirtti.

Güney Kürdistan Rexırawe Jinên Azadiye Kurdistan (RJAK) Üyesi Sêvê Emin, yıl sonu vesilesiyle kadın mücadelesi ve sorununa dair değerlendirmelerde bulundu..
 
2016 yılında Güney Kürdistan’da yaşanan krizin toplumsal alanda kadın üzerindeki etkileri neler oldu? Kadın özgürlük mücadelesi açısından hangi engellemelerle karşılaşıldı?
Öncelikle RJAK Koordinasyonu adına bundan iki gün önce Servin’in insanlık dışı bir şekilde yakılarak katledilmesini kınıyorum. 
Şüphesiz 2016 yılının toplumun bütün kesimleri adına iyi bir yıl olmasını umut ediyorduk. En çok da Kürdistan toplumu için demokrasilerin ve özgürlüklerin olduğu bir yıl olmasını istiyorduk. 
2016 yılında kadınlar yürüttükleri mücadeleleriyle özgürlük ve demokrasi adına umutları daha çok büyüttü. Kadının sesi 2016 yılında her alanda daha çok duyuldu. Bu büyük bir kadın direnişiyle oldu. Bu direniş kadın örgütlerinin birlikte hareket etmesine ve güven kazanmalarına sebep oldu. 2016 yılında her ne kadar kadınların kazanımları siyasal ve askeri olarak bir örgütlenmeye varmış olsa da buna karşı karşıt güçler saldırılarını sürekli geliştirmişlerdir. Önce toplumsal alana daha sonra da kadın üzerinden saldırılar geliştirilerek kadının mücadelesi boşa çıkarmaya çalışılmıştır. 
Özellikle 2016 yılında Güney Kürdistan’da kadın hakları ve özgürlükleri konusunda ihlaller çok yaşandı. En çok hakları ihlal edilen kesim kadındır. Kadınlar insanlık dışı yöntemler ile öldürülüyor. Bunu yapan erkeğin kendisidir. Her ne kadar siyasi ve askeri olarak kadın kazanımları olmuş olsa da bu kazanımları bertaraf etmek için çeşitli baskılar yapılmıştır. Hem de bütün toplumda bu, meşrulaştırılmak, kabul ettirilmek isteniyor. Bu bizim için üzerinde durulması gereken bir konudur. Kadın cinayetleri, şiddet uygulamalarına da kaza süsü verilerek kadına yönelik yapılan vahşetin kapatılması amaçlanıyor. Böylece bu olayların karanlıkta kalmasını istiyorlar. 
 
Neden bu olaylara karşı güvenlik güçleri daha aydınlatıcı şekilde çalışmalarını yürütmüyorlar?
Şimdi toplumda kadın üzerine uygulanan şiddet toplumun içinde bulunduğu krizi ifade eder. Buna karşı durmak için kadının örgütlü bir perspektife ihtiyacı var. Çünkü bu şiddeti tek durduracak güç kadının gücüdür. 
Güvenlik güçlerinin bildik sistem için hizmet ettiğini biliyoruz; kadının güvenliğini hiçbir zaman almayacaktır. Şiddet iktidar tarafından uygulandığı için kadına uygulanan şiddeti neden araştırma gereği duysun ki... Çünkü kadına şiddeti örgütleyen güç sistemin kendisidir. Onun için sistemden bir şey beklemekten çok kendi örgütlenmemizi geliştirmeliyiz. Erkek egemen sistem kadına yönelik şiddeti neden araştırsın ki? Yakılan kadını görüyorsunuz, ailesi tarafından yakılıyor ve emniyet mensuplarına kaza sonucu yandı, diyorlar. Kadın kendisini yakmış olsa bile yine de sorumlu olan güç iktidardır. İktidar, erkek egemen sistem olduğu için kadın katliamlarını araştırma gereğini duymuyor. Ya kaza süsü vererek ya da kader veya farklı farklı bahaneler ile üzerini kapatıyor. 
 
2016’da kadına yönelik şiddetin yöntemini, boyutunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Ortaya çıkan bu son olayla birlikte kadınlara karşı şiddetin boyutu farklılaştı. Şimdi Güney Kürdistan’da genel ev, özel evler açılmış durumda. Kadınları cinsel istismara sokan evler organize ediliyor. Toplumumuzun bunlara izin vermemesi gerekiyor. Tüm bunların sorumlusu hükümettir. Farklı gerekçeler ile kadınları o evlere götürüyorlar. Kadınlara şiddet sadece işkence, tecavüz ve öldürme ile yapılmıyor; toplumda farklı farklı yöntemler ile kadına yönelik şiddet yöntemi uygulanıyor. Erkek egemenlikle sistemin kadına koyduğu sınır en büyük şiddettir. Kadına karşı yapılan şiddet ,ster bir evde ister toplumda olsun, devam ediyor. Bazı erkekler üç ve dört kadınla evleniyor. Bu da moda olmuş durumda! Bu kadına karşı yapılan en büyük şiddet yöntemidir. Artık üç-dört kadınla evli olan bir adamın evinin genel evden farkı yoktur. Kendi kişisel hizmeti için evleniyor. Bu her gün kadına yapılan şiddettir. 
 
Güney Kürdistan’da kadınlar, 2016 yılında toplumsal ve siyasal alanda rolünü nasıl oynamıştır? 
Güney Kürdistan’da örgütlerde ve partilerde kadın temsilleri vardır. Bir yere kadar kadın siyasetin içinde yerini almaktadır. Kadınlar kendileri için neden örgüt olamadılar, diyeceksek eğer, bu da kadının kendi sınırları içinde kalması ve kişisel bir sorun gibi algılanmasıyla bağlantılı bir durumdur. Kadın sorununa karşı rol oynamak isterse bile kendi rengi, düşüncesi ve iradesiyle rol alamıyor. Erkek egemenlikli sistemde Kadının siyaset yapmasına ve örgütlenmesine izin verilmemektedir. Kadının yürüttüğü siyasette kadına mal olmamaktadır. Kadına mal olmuyorsa topluma da mal olmamaktadır. Kadına sınır çizmiş, sistemin içinde yer edinmiş bireyin adına malı oluyor yaptığı çalışma. Sistem kadını siyasetten uzaklaştırdığı gibi, kadın adına yürütülecek siyasetin de yapılmasına izin vermemektedir.  Kadın da bu erkek egemenlikli sistemde maalesef kendi örgütlenmesini yapamamaktadır. Eğer kadın kendini örgütlerse erkek egemenlikli sistemin aklına karşı örgütlenmiş olacaktır. Şimdi kadın bu egemenlikli sistemde yerini almış durumdadır. Kadının bu sistem içinde yer alması, siyaset yapması kadın iradesiyle ve kadına mal olmayacak bir anlayıştır. 
 
2016'da Güney Kürdistan ekonomik ve siyasi krizden geçti. Bu kriz, kadınlar üzerinde nasıl bir etkide bulundu?
Güney Kürdistan’da bu krize karşı toplum rahatsız ve alanlarda eylemler yapmaktadır. Bu kriz iktidarın krizi, toplumu yok etme krizi; artık toplumun yaşamını felç etmiş çürütmüş durumda. Bu krizde en çok zarar gören ve kurban olan kadının kendisidir. Neden kadın en çok zarar görüyor; çünkü yaşamı düzenleyen ve yürüten kadının kendisidir. Sorun sadece belirli bir hak elde etme veya maaş meselesi değildir; mesele, erkek egemenlikli sistemin kadını köleleştirmesidir. Bunun için başta kadınlar bu krizin kurbanı oluyorlar. Bu siyaset en çok kadınlar üzerinden yapılmaktadır. Kadınlar için farklı farklı yollara başvurmasına neden olmaktadır. Toplumun kendisi de kadına yapılanları gamsız şekilde seyredip bakmaktadır. Öldürülen kadınlar hakkında hiçbir şey yapılmamaktadır. 
 
İnsan hakları ve kadın örgütlerinin sonuç alıcı rol üstlendiğini düşünüyor musunuz?
Evet, 20 yıllık bir süreçten bahsederken birçok örgütte kadın temsili ve kadın hareketi vardı. Dört parça Kürdistan’da ve diğer ülkelerde kadın örgütleri çok kuruldu. Ama bu kurumların bazıları korku ve utanç duyarak çalışmalarını yaptılar. İktidarlar bu kadın örgütlerine yönelik politikaları engel oluşturdular. Baskı sistemi oluşturuyorlar. Ama kadınlar mücadelelerini geliştirerek bugünlere kadar gelebildiler. Elde edilen kazanımlar da az olmadığı kadar da yeterli bir düzeyde değildir.  
 
Güney Kürdistan ile diğer parçalar arasında kadın örgütlenmesinde ne gibi farklılıklar var? 
Elbette, tarihe baktığımızda dört parça Kürdistan'da kadınlar askeri, siyasal ve örgütsel olarak farklı farklı çalışmalar yapmışlardır. Tarihte kadın önderlerin mirasları bugün bizim mücadelemize ışık tutmaktadır. Şimdi bizim mücadelemiz de o mücadelenin devamıdır. Bugün her dört parça Kürdistan’ın farklı gerçeklikleri vardır. Erkek egemenlik zihniyete karşı örgütlü kadınlar ne kadar örgütlenirse, ne kadar birlik olurlarsa kadınlar kazanacaktır. Maalesef kadınlar birlik değiller ve parçalı halde duruyorlar. Özellikle Güney Kürdistan’da kadınlar arası örgütlenme olmazsa olmazdır.  Kadınlar arası birlik oluşturulmalı ve örgütlü yapılar kurulmalıdır. Kuzey ve Rojava Kürdistan’daki kadınların Güney Kürdistan’daki kadın örgütleri arasındaki fark, bir partinin değil; kadın özgürlük temelinde örgütlenmeleridir. Ama Güney Kürdistan’da bu yok. Kadınlar siyasi partilerin görüşlerine göre örgütleniyorlar. Her siyasi parti kendine göre kadınların örgütlenmesine izin veriyor. Bu da kadınların özgürlüğünün temelleri üzerinden oluşan bir şey değildir. Onun için kadınlar gerçek anlamda kadın örgütleri olamıyorlar. 
 
2017 yılında kadına yönelik şiddetin karşısında durmak için kadınlar ne yapmalı?
Muhakkak 2016 yılında büyük bir mücadele  olmuştur ama beklenmedik şeyler de olmuştur. 2016 yılında umut ettiklerimizi gerçekleştiremedik. 2017 yılının kadınlar için özgürlük yılı olmasını temenni ediyorum. Güney Kürdistan’ın tarihinde kahramanca mücadele eden kadın yoldaşların mirasına biz RJAK olarak onların takipçisi olacağımızın sözünü veriyoruz. Bütün kadın örgütlerine çağrıda bulunuyorum; parti ve örgüt bünyesi altında kadın özgürlük mücadelesi geliştirilemez. Bu ancak erkek egemen sisteme hizmet etmekten başka bir şey olmaz. Kadınlar karşı mücadele etmek durumundadır. Yoksa özgürlüklerini erkek egemen sistemin baskısından kurtaramaz. Ayrıca ulusal çalışmalarda kadınların rengini alması gerekmektedir. Kadınlar eğer ulusal birlik çalışmalarında yer alamazsa o ülke geleceği hakkında söz sahibi olamayacaktır. Bunun için de bütün Kürdistan kadın hareketleri birlik oluşturmalı ve özgürlüklerini birlikte elde etmelidirler. Eğer biz kadınlar örgütlü olursak, birlik olursak hiçbir güç kadın gücü karşısında duramayacaktır.