GÖRÜNTÜLÜ

‘Direnişi büyüten kadınları selamlıyoruz’

“Savaştan değil barıştan yanayız sloganı’” ile Türkiye’nin birçok kentinden gelen BİGK Üyesi kadınlar Amedli kadınlarla buluştu. Hep bir ağızdan barışı haykıran kadınlar AKP devletinin zihniyetine ve savaş politikalarına da tepki gösterdi.

“Savaştan değil barıştan yanayız sloganı’” ile Türkiye’nin birçok kentinden gelen Barış İçin Kadın Girişimi Üyesi kadınlar Amedli kadınlarla buluştu. Hep bir ağızdan barışı haykıran kadınlar AKP devletinin zihniyetine ve savaş politikalarına da tepki gösterdi.

Kürdistan’da halkın öz yönetim istemine AKP devleti yıkım ve katliam ile cevap veriyor. Aylardır Sur ve Cizre’de yaşlı, kadın, genç, çocuk, hasta ve yaralı ayrımı gözetmeden katliam gerçekleştiren devlet tüm güçlerini sahaya yığmasına rağmen halkın direnişi karşısında çaresiz kalmış durumda. AKP devletinin bu saldırgan tavrına karşılık Türkiye ve Kürdistan’daki kadınlar barışı haykırmaya devam ediyor.

Barış Nöbetine Dersim’den katılan Yeni Demokrat Kadın Aktivisti Sinem Özkan, “Barış için kadın girişimin çağrısı ile Türkiye’nin birçok ilinden kadınlar, Sur ve Cizre’de yaşanan devlet terörüne karşı direnişi sahiplenmek için burada. Devletin azgınca saldırılarına bugün burada bir kez daha şahit olduk. Sur’un dışında olmamıza rağmen bomba ve patlama sesleri çok net şekilde duyuyoruz. Devletin savaş politikalarına karşı yaşamandan yana mücadeleyi savunuyoruz. Bu anlamda direnişin ön saflarında yer alıp, direnişi büyüten kadınları selamlıyoruz” dedi.

‘DEVLET SALDIRDIKÇA MÜCADELE ETMEYE DEVAM EDECEĞİZ’

Devletin geçmişte asimilasyon politikalarıyla gerçekleştiremediği amacını bugün ‘terörle mücadele’ kanunları ve bombalarla gerçekleştirmeye çalıştığını belirten Özkan şunları söyledi: “Aslında devlet bu tutumu ile tarihsel rolünü bir kez daha gösterdi. Dersim’de Roboski’de yaşadıklarımız bunun kanıtıdır. Biz bunların bilinçli ve sistemli yapıldığını görüyoruz. Her şeye rağmen mücadelemizin arkasındayız. Devlet saldırdıkça mücadele etmeye devam edeceğiz. Sur ve Cizre’de aylarca süren direniş bu anlamda çok değerlidir. Biz barışı ve özgürlüğü Sur ve Cizre’de direnen kadınlarla yükselteceğiz.”

‘İNSANLIK ONURU KATLİAMLARI YENECEK’

Cizre ve Sur’da yaşanan katliamlara dikkat çeken BİGK aktivisti Süheyla Alkoç Ocak ise “Ölümden değil yaşamdan yanayız” sloganı ile Türkiye’nin birçok yerinden Amed’e geldiklerini belirtti.

Zılgıtları ve beyaz tülbentleriyle barışı haykırmak için geldiklerini söyleyen Ocak, “Ben doktorum Cizre’deki yaralılar için sağlık koridoru açılsın diye haykırıyoruz. Yoldaşlarımız, meslektaşlarımız bölgeye girmeyi defalarca denemesine rağmen olumlu bir sonuç alamadık. Sokak ortasında katledilen sağlık emekçisi arkadaşlarımız oldu, doktorlarımız çalışma alanlarında çok zorlandı. Bu insanlık kıyımına dur diyeceğiz. Ablukalara, katliamlara, Cizre’de bodrum katında ölüme terkedilmelere rağmen umudumuzu yitirmedik. Barışa olan inancımızı yitirmedik. İnanıyorum ki insanlık onuru, katliamları, ölümleri, işkenceleri yenecek ve bizler burada onurlu bir şekilde bir arada barış içinde yaşayacağız. Omuz omuza mücadele etmeye ihtiyacımız. Herkes bulunduğu yerden elinden geleni yapıp barışa ses versin” şeklinde konuştu.

‘ÖLMEKLE ÖLDÜRÜLMEKLE BİTMEYİZ’

İstanbul, İzmir, Ankara gibi Türkiye metropollerinden kadıların Sur ve Cizre gibi öz yönetim ilan edilen alanlardaki halkın direnişine destek olmak amacıyla Amed’e geldiğini söyleyen Amed Barış Annesi Mürvet Demir şunları belirtti: “Biz de ev sahibi kadınlar olarak onları karşılamak ve birlikte bu direnişi yükseltmek için buradayız. Amed’de kadın, erkek, çocuk ve yaşlı demeden tüm insanlar devlet tarafından hedef haline getirildi. Türk medyası ve dünya kamuoyu buna kulak tıkamış durumda. Gerçekleri yansıtmak isteyen özgür basın çalışanları ise kurşun, tehdit, gözaltı ve tutuklamayla susturulmaya çalışılıyor. Şu an Sur’a yapılan top atışlarının sesi şehrin birçok yerinden duyuluyor. Sur ve Cizre’deki direniş küçümsenecek bir direniş değil. Devlet tankını, topunu, helikopterlerini var olan tüm gücünü Sur’a yığmasına rağmen oradaki direnişi kıramadı. Direnen Kürtlerin sayısı bir ya da iki değil ki! Bu sistem öyle bir sistem ki Kürtlere dair hiçbir şeye tahammül edemiyor. Doğamızdan tarihimize her şeye savaş ilan edip talan etti. Türk halkına sesleniyorum; bu sistem sadece Kürdistan’a değil Türkiye’ye de zarar veriyor, Türkiye’yi de talan ediyor. Uyanın, kendinize gelin! Bugün bize yapılan yarın size de yapılır. Bir ülkede barış yoksa kimse huzur içinde yaşayamaz.

Dünya ülkelerinin Kürtlere yaşatılan bu katliam karşısında sessiz kalmasının tek sebebi onların da bu işte çıkarlarının olmasıdır. Êzîdîlere yaşattıkları katliamı bize de yaşatmak istiyorlar. Fakat bilmedikleri bir şey var; biz ölmekle öldürülmekle bitmeyiz. Her gün eylemlerde, yürüyüşlerde halkımıza ve çocuklarımıza destek oluyoruz. Bu teröristlik değil! Erdoğan hepimizi kendi sarayına kurban etmek istiyor!”

Gençlere seslenen Demir, “Hepiniz YPS ve YPS JIN saflarında yer alıp, arkadaşlarınızı sahiplenin. Ailelerinizin ve devletin etkisinden kurtulun ah etmekle bu sorun çözülmez! Kürtler bulundukları her yerde eylemler gerçekleştirip isyan etmeli. Hayıflanma ve dua ile bir yere varamayız. Atalarımızın meşhur bir sözü var; ‘Peşiya wehşan bi salawata nayê girtin!’ bu yüzden artık harekete geçmemiz gerek” diye devam etti.

Demir, konuşmasını YPS-JIN ve YPS güçleri için yazdığı şiir ile sonlandırdı.

Xezalên bi çavên reş belek

Bihûnin gulîyên reş xelek

Daberdin ser bajna çeleng

Delal û jinxwas bin gellek

Egîd û mêrxwas bin gellek

...