‘Demokrasi ne referandum ne de sandıkta; kadın kurtuluşunda’

YJA STAR gerillası Jiyan Aram: AKP-MHP faşizmi insanca yaşama izin vermeden, Kürdistan’da soykırım uygulamalarına devam ediyor. Xerabê Bava ve Talatê köylerinde katliam var, köylerde kaç kız çocuğu, kaç genç kadın mahsur kalmış durumda bilmiyoruz.

Medya Savunma Alanları’ndan, YJA STAR gerillası Jiyan Aram 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü vesilesiyle ANF’ye bir değerlendirmede bulundu. ‘’8 Mart bizim için bu yıl Nusaybin’dir, Şengal’dir” mesajıyla konuşmasına başlayan Jiyan Aram, Nusaybin’deki saldırıların cevapsız kalmayacağını söyledi. Aram, “AKP-MHP faşizmi insanca yaşama izin vermeden, Kürdistan’da soykırım uygulamalarına devam ediyor. Xerabê Bava ve Talatê köylerinde katliam var, köylerde kaç kız çocuğu, kaç genç kadın mahsur kalmış durumda bilmiyoruz” şeklinde konuştu.

Şengal’e yönelik KDP çetelerinin saldırılarına kısa bir gönderme yapan Aram, “73. fermandan sonra Êzidî kadınları Şengal’in öz savunması için silahlandılar. Bugün Xanesor’da topraklarını koruyorlar. Soykırımlardan geçmiş halkların kadınları Kürdistan Özgürlük Mücadelesi içerisinde örgütlenerek bu yüzyılın artık soykırım rejimlerine geçit vermeyeceğini ilan ediyor” ifadelerini kullandı.

Rojava’da Kürt kadınları öncülüğünde bir kadın devrimi yaşandığını hatırlatan Jiyan Aram, “Rojava’da Kürt kadınlarının yanı sıra, Seyfo’dan yüzyıl sonra Süryani kadınlar özgün taburlarını kurdu. Ayrıca Arap kadınları ve yine çok sayıda enternasyonal katılımla faşizme karşı kadın mücadelesi kadın devrimiyle iç içe devam ediyor” dedi.

‘KORKU SİSTEMİ VAHŞİLEŞTİRİR’

Kirli savaşın ilk hedefinde kadınların yer aldığının altını çizen Jiyan Aram, “Erkek egemen zihniyet tarafından savaşta kadın bedeni de toprak gibi işgal edilecek bir alan olarak görülür. Ancak artık savaşta da en çok korkulan, daha önce hesaplarında olmayan örgütlü kadınlardır ve bu korku sistemi vahşileştirir” şeklinde konuşmasına devam etti.

Kadınların artık erkek egemen iktidarların eli kolu bağlı kölesi konumunda olmadığını; kadınca, insanca bir yaşam için mücadele eden, savaşan bir yaşamdan yana olduklarını söyleyen Jiyan Aram, düşüncelerini şöyle ifade etti: “Kadın yaşamdır. Dünyanın gözleri önünde köyleri yakılırken, dağları bombalanırken yalnızca televizyon karşısında bir izleyici konumunda kalabileceğine ikna edilemez, ikna olmaz, özgür yaşama çıkış yaratır.”

‘DEMOKRASİ NE REFERANDUMDA NE SANDIKTA; KADININ KURTULUŞUNDADIR’

Sistem içinde kadınlara onurlu bir yaşam şansı bırakılmadığına dikkat çeken Jiyan Aram, “En fazla belki dört-beş yılda bir oy kullanarak kazanılabilecek sahte bir demokrasi anlayışına ikna edilmeye çalışılıyor insanlar. Bizim için gerçek demokrasi ne referandum ne de sandıkta; kadın kurtuluşunda, direnişte, isyandadır” şeklinde konuştu.

Konuşmasının devamında Ortadoğu merkezli yaşanan savaşa da değinen Aram, “İçinde bulunulan toplumsal kriz, 21. yüzyılın kadın yüzyılı olması ile çözülecektir. Çözüm yine ‘’kadın devrimi’’nin ilk gerçekleştiği topraklarda, Mezopotamya’da, Kürdistan’dadır. Kürdistan’da kadın devriminin başarısı, dünya kadınlarının özgür gelecek hayallerini etkiliyor. Bir kurtuluş olacaksa eğer bu Kürdistan Özgür Kadın Mücadelesinin başarısıyla doğrudan bağlantılıdır. Kapitalist moderniteye karşı direnen, erkek egemen iktidara, cinsiyetçiliğe, bilimciliğe, dinciliğe, faşizme karşı hem ideolojik hem askeri savaşta öncü rol oynayan Kürdistanlı kadınlar, yüzyılımızın karakterini değiştirmekte ve onların başarısı tüm dünya kadınlarına esin kaynağı olmaktadır” dedi.

 

‘REDDETMEYLE BAŞLAMALIYIZ’

 

Kapitalist modernite içerisinde, kadının özgür ve kendisi olarak yaşayabileceği bir alan olmadığını sözlerine ekleyen Jiyan Aram, “Bu aslında mücadele için kadınları daha güçlü kılar. Kadın olmanın dezavantaj olarak inandırılmaya çalışılan tüm yönlerini birer kazanıma dönüştürerek mücadeleye katabiliriz. Kapitalizm yarattığı kadın tiplemesiyle kendisini var ediyor ve bu kadını sistemin hergün kendini yeniden üretebilmesi ve sürdürülebilmesi için gerekli görüyor. Bunun için reddetmeyle başlamalıyız önce. Sistem tarafından kadınlara dayatılan, gerçek olduğu varsayılan bütün değer yargılarını, toplumsal cinsiyet rollerini reddederek başlamak, ve alternatifini inşa önemli. Neden marjinal kalınıyor çözümlenebilirse rahatlıkla çıkış sağlanacaktır” ifadelerini kullandı.

Sisteme karşı ancak öz savunma temelinde mücadele edilebileceğini belirten Aram şöyle devam etti: “Kadın olmak kendin olmak ve kendinden başka kimseye ait olmamakla başlar. Sistemin kadınları kadına ait olan her şeye yabancılaştırmaktan başka yapabileceği bir şey yok. Yabancılaşma öz savunmaya yapılan en büyük saldırıdır.”

Öz savunmanın en önemli ilkesinin örgütlülük olduğunu ifade eden Jiyan Aram, örgütsüz hiçbir kadının kalmaması gerektiğini vurgulayarak “Zihinlerimizde, bedenlerimizde ve toplumsal ilişkilerimizde örgütlendirilmemiş, sistemin çatlaklarından sızabileceği hiçbir boşluk bırakılmamalı” şeklinde konuştu.

‘ÖNCÜLÜĞÜ ÜSTLENMİŞ KADINLARIN DİRİLİŞİDİR’

Baharın başlangıcının Cizre, Sur ve Nusaybin başta olmak üzere öz yönetim direnişlerinde yer alan kadınların hayalleri olan özgür Kürdistan’da, özgür kadınlarla örgütlenecek bir yaşam arayışı olacağını sözlerine ekleyen Jiyan Aram son olarak, “Mart ayı 57’de direnen kadın işçilerden Clara’ya, Roza’lardan Sakine’lere, Leyla’lardan Pakize ve Seve’lere, Ekin’lerden Axin’lere ve Berivan Şengal’lere kadın devriminin öncülüğünü üstlenmiş kadınların dirilişidir. Bu yüzyılı kadın devrimiyle yaşanılır kılacak olan mücadele bize onlardan miras” dedi.