Son Dakika: Stêrk ve Medya Haber: Baskın korsanvari ve komplodur, susturamayacaklar!

Demirel: Eş başkanlıktan vazgeçmeyeceğiz

HDP Grup Başkanvekili Demirel, eş başkanlık sisteminin hükümet tarafından hedef alınmasının, kadın eşitliğine ve özgürlüğüne vurulmak istenilen bir darbe olduğuna işaret etti. Demirel, "Biz eş başkanlık sistemimizden asla vazgeçmeyeceğiz" dedi.

HDP Grup Başkanvekili Demirel, eş başkanlık sisteminin hükümet tarafından hedef alınmasının, kadın eşitliğine ve özgürlüğüne vurulmak istenilen bir darbe olduğuna işaret etti. Demirel, "Biz eş başkanlık sistemimizden asla vazgeçmeyeceğiz; hem siyasi partilerde, hem yerel yönetimlerde, hem de yaşamın bütün alanlarında eş başkanlık sistemini sürdüreceğiz” dedi. Partisinin parlamentodaki yasama faaliyetlerine geri dönmesini de değerlendiren Demirel, "Meclis'te biz olmadan yeterince muhalefet yapılmıyordu. Hem Meclis hem de sokakta muhalefete devam edeceğiz" diye belirtti.

HDP Grup Başkan Vekili Çağlar Demirel, AKP'nin eş başkanlık sistemini hedef alması ve partisinin Meclis'teki çalışmalara katılma kararıyla ilgili ANF'ye değerlendirmede bulundu.
Demokratik Bölgeler Partili (DBP) belediyelere kayyum atayan hükümetin şimdi de “eşbaşkanlık” kurumunu kriminalize etmeye çalışmasına yönelik tepkiler büyüyor. 

'HEM EŞİTLİK HEM DE ÖZGÜRLÜĞÜ TEMSİL EDİYOR'

Demirel, eş başkanlık sisteminin sadece siyasi partilerde değil, yaşamın her alanında olması gereken bir yönetim şekli olduğunu vurguladı. Eş başkanlık sisteminin aynı zamanda kadınların karar mekanizmalarında yer almasını ve kendilerini ifade etmelerini sağladığını belirten Demirel, “Yerel yönetimlerde eş başkanlık, özellikle erkekler üzerinden yürüyen tek kişilik başkanlık anlayışına karşı geliştirilmiş bir yönetim biçimidir. Toplumun içinde yer alan kadınların hem eşit temsiliyetini, hem de kadın özgürlüğüne dair sözlerin halk ile bütünleştirilerek hayata geçirilmesini sağlıyor” dedi. 

AKP hükümetinin eş başkanlık kurumuna yönelmesinin, kadın eşitliğine ve özgürlüğüne vurulmak istenen bir darbe olduğuna işaret eden Demirel, halk tarafından seçilen belediye eş başkanlarını görevden alma, tutuklama gibi, halkın iradesini tasfiye etmeye yönelik bir politika olduğunu vurguladı. Bu tasfiye operasyonlarında en çok da kadınların hedef alındığına dikkati çeken Demirel, belediyeleri gasp eden kayyumların ilk hamlesinin, kadın merkezlerini, halkın kendi emeğiyle oluşturduğu meclisleri kapatmak ve belediyelerde çalışan kadınlara yönelmek olduğunu söyledi. “Yerelden demokrasiye giden yolu engellemeye dönük bir anlayış söz konusudur” diyen Demirel, “Bu AKP zihniyetinin eş başkanlık ve yerel yönetimlere ne kadar tek adam eksenli ve merkezi bir biçimde yaklaştığının ve işgal edip, ele geçirmeye çalıştığının açık göstergesi” diye konuştu. Eş başkanlık kurumunun kadınların büyük mücadelesi sonucunda kazanılan bir yönetim biçimi olduğunu hatırlatan Demirel, gelinen noktada bu baskılara, gözaltılara, tutuklamalara da en çok kadınların maruz kaldığını kaydetti. 

'VAZGEÇMEYECEĞİZ'

Eş başkanlığa yönelik bu saldırının kadın temsiliyetini kabullenemeyen hükümet ve erkek egemen devlet anlayışının bir manevrası olduğunu belirten Demirel, şöyle devam etti: "Dün Kanun Hükmünde Kararnamelerle kadın kurumlarını kapatan anlayış neyse, eş başkanlık sistemini diskalifiye edip, cezalandırmaya çalışan anlayış da aynıdır. Biz eş başkanlık sistemimizden asla vazgeçmeyeceğiz; hem siyasi partilerde, hem yerel yönetimlerde, hem de yaşamın bütün alanlarında eş başkanlık sistemini sürdüreceğiz. Onlar yasaklayabilirler, isterlerse cezalandırabilirler de, ama asla bu mücadeleden geri adım atmayacağız. Nasıl ki mücadele sonucunda eşbaşkanlık sisteminin siyasi partilerde yasallaşmasını kabul ettirdik, yerel yönetimlerde yasallaşmasını da yine mücadeleyle kabul ettireceğiz."

'MECLİS'TE OLMAMAMIZ AKP'YE YARIYORDU'

HDP’nin Meclis çalışmalarına geri dönme kararının AKP’ye yaradığına dönük eleştirilere de cevap veren Demirel, aksine, HDP’nin Meclis çalışmalarında olmamasının AKP'ye yaradığını vurguladı. 4 Kasım Darbesi ile eş genel başkanlarının da aralarında olduğu 10 milletvekillerinin rehin alındığını söyleyen Demirel, bu sürecin hemen akabinde, Meclis'teki yasama faaliyetlerini protesto amaçlı olarak durdurduklarını belirtti. “Biz Meclis'ten çekilmedik, yasama faaliyetlerini, genel kurul ve komisyon çalışmalarımızı durdurduk” açıklamasını yapan Demirel, yasama faaliyetlerine geri dönme kararına giden süreci şöyle anlattı: 
"Meclis'te yer almayınca, KHK’lardan tutalım, birçok madde jet hızıyla geçti. Türkiye toplumu Meclis'te aslında muhalefet yapan bir partinin olmadığını gördü. Bu yetmezmiş gibi bizim yokluğumuzda özelde kadınlara ve çocuklara ilişkin kabul edilemez yasa tasarısı gece yarısı muhalefete takılmadan geçirilmeye çalışıldı. Bütün bu gelişmeler karşısında, bileşenlerimizin ve halkımızın içinde yer aldığı parti organlarıyla yaptığımız toplantılarda ve kadın ve sivil toplum örgütlerinden gelen önerilerle bu süreçte yasama faaliyetlerinde olmamız gerektiği gündeme geldi. Meclis'te olmanın halkın iradesiyle kazanıldığı, bunun AKP’ye ya da bir başkasına bırakılmaması gerektiği ve Meclis'te biz olmadan yeterince muhalefet olmadığı, HDP olarak orada muhalefet yapılması gerektiği yönündeydi. Biz de bu önerileri dikkate aldık.” 

'EŞ BAŞKAN VE VEKİLLER KARARIMIZIN ARKASINDA'

Demirel, “Biz Genel Kurulda olmasaydık Milli Eğitim’e ve geri çekilen ama hâlâ tartışılan skandal yasaya ilişkin maddeler jet hızıyla geçecekti” dedi. 
Muhalif basın kuruluşlarının teker teker kapatıldığı, yandaş medyadan başka sesin duyulmadığı bir ortamda, kamuoyunu doğru bilgilendirme görevinin HDP’de olduğunu vurgulayan Demirel, hem Meclis'te hem de sokaklarda AKP’nin kirli politikalarını deşifre etmeye devam edeceklerini söyledi. 
HDP Grup Başkanvekili Çağlar Demirel, Meclis'teki çalışmalara katılma kararını tutuklu bulunan eş genel başkan ve vekillerin nasıl karşıladığına dönük soruyu da şöyle cevapladı: “Daha önceki faaliyetleri durdurma kararımız gibi bu son kararımızı da eş genel başkanlarımıza ve vekillerimize avukatları ve aileler aracılığıyla ilettik. Eş genel başkanlar ve milletvekilleri her iki kararımızın da arkasında olduklarını ifade ettiler.”