Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Kadın Meclisi, HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ'ın milletvekilliğinin düşürülmesine ilişkin bugün yazılı açıklamada bulundu.

Kararın hukuki değil siyasi olduğunun vurgulandığı açıklamada, şunlar kaydedildi:

"24 Temmuz 2015’ten beri AKP iktidarı tarafından siyasi bir darbe süreci geliştirilmiştir. Türkiye’de bütün halkların en çok ihtiyaç duyduğu ve Sayın Abdullah Öcalan tarafından başlatılan barış ve çözüm süreci projesinin bitirilmesiyle başlayan bu darbe süreci, bugün kadın siyasetçilerine yönelik sürdürülen baskı, taciz ve zulüm politikalarıyla devam ediyor. AKP ve Erdoğan hükümeti, Eş Genel Başkanımız Sebahat Tuncel, HDP eş genel başkanları ve milletvekillerinin, öte yandan belediye eş başkanlarımızın tutuklanması ve kayyumla birlikte Kürt halkına ve Kürdistan coğrafyasına topyekûn imha ve inkâr süreci dayatılmaktadır. Kadınların ve Kürt halkının en üst düzeyde siyasal temsiliyeti ve iradesinin gasp edilmesinin amacı da budur. 

AKP hükümetinin siyasi darbesinin son halkası ise Sayın Figen Yüksekdağ’ın vekilliğinin düşürülmesi kararıdır. Bu karar başta kadın mücadelesine, kadının özgürlük çizgisine ve kadın emeği ile yaratılan kadın değerlerine ve eş başkanlık sistemine dönük bir saldırıdır. AKP hükümeti bu saldırıyla kadını yaşamın kendisinden koparmayı, eve hapsederek köleleştirmeyi hedeflemektedir. Bilinmeli ki, Sayın Figen Yüksekdağ tek başına bir birey değildir, milyonların temsiliyetinin en üst düzeydeki ifadesidir. AKP’nin bu iradeyi kırması söz konusu bile değildir."

'MÜCADELEYİ YÜKSELTEREK CEVAP VERECEĞİZ'

DBP Kadın Meclisi, Yüksekdağ hakkındaki kararı kınarken, açıklamasını şöyle bitirdi: "Figen arkadaşımız bütün kadınlar için bir değerdir. Özgürlüğün, emeğin ve kadın değerlerinin bir bileşkesidir. Bundan dolayı biz kadınlar olarak en başta siyaset olmak üzere yaşamın her alanında bu hukuk ve yasa dışı kararı şiddetle kınadığımızı ve kararı tanımadığımızı belirtiyor, bu karardan tekrar dönülmesi gerektiğini vurguluyoruz. AKP’nin kadın düşmanlığı politikasına karşı kadınlar, başta demokratik siyaset alanında olmak üzere yaşamın bütün alanlarında mücadelesini yükselterek cevap olacaktır."