DAİŞ'in kaçırdığı kadınlar için mücadele yükseltilecek

Zorla Alıkonulan Kadınlar İçin Mücadele Platformu, iki günlük çalıştayının sonuç bildirgesini açıkladı. Bildirgede, Êzidî katliamının jenosit olarak kabul edilmesi istendi ve jenosidin gerçekleşmesinde rolü olanların yargılanması istendi.

Zorla Alıkonulan Kadınlar İçin Mücadele Platformu, iki günlük çalıştayının sonuç bildirgesini açıkladı. Bildirgede, Êzidî katliamının jenosit olarak kabul edilmesi istendi ve jenosidin gerçekleşmesinde rolü olanların yargılanması istendi. DAİŞ'in kaçırdığı kadınlar için mücadele alanlarının genişletileceğinin vurgulandığı bildirgede, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Haftası'nın, DAİŞ tarafından alıkonulan kadınlar için mücadeleye adanması çağrısı da yapıldı.
Zorla Alıkonulan Kadınlar İçin Mücadele Platformu'nun düzenlediği 2 günlük "Savaş ve Çatışma Bağlamlarında Toplumsal Cinsiyet ve Şiddet" çalıştayının sonuç bildirgesi açıklandı. Sümerpark Toplantı Salonu'nda düzenlenen basın toplantısında bildirgenin Türkçesini Avukat Reyhan Yalçındağ, Kürtçesini ise Ezidî Dernekleri Federasyonu eski Eşbaşkanı Dr. Leyla Ferman okudu. 

TESPİT VE GÖZLEMLER

Toplantıda, çalıştayın sonucundaki tespit ve gözlemler, şöyle sıralandı:
"DAİŞ'in cinsiyetçi işgal pratikleri, örgütün Kürdistan ve Ortadoğu'da yarattığı yıkımın parantez içinde tartışılacak bir ayrıntısı olmanın çok ötesindedir. Nitekim, sistematik cinsel işkence, tecavüz, köleleştirme, cariyeleştirme uygulamaları, örgütün, kadın bedenini topyekun bir erkek egemen savaş ve mülkiyet alanı olarak kodlayan siyasal-toplumsal projesinin kurucu unsurları olarak karşımıza çıkmaktadır.
DAİŞ işgali, Sünni, Müslüman olmayan tüm topluluklara karşı örtüşen cinsiyetçi savaş pratikleri ile yürütülmektedir. Bununla birlikte, sistematik tecavüz ve diğer cinsiyetçi şiddet biçimleri örgütün Êzidi halkına yönelttiği soykırım siyasetinin kurucu bir parçası olarak karşımıza çıkmaktadır.
DAİŞ İşgali neticesinde sadece Şengal'de 400 bin Êzidî yurtlarından edilmiştir. Ezici çoğunluğu Êzidî olan 4 bin ila 7 bin arasında kadın ve çocuk halen DAİŞ tarafından zorla alıkonulmaktadır.
DAİŞ'in 'savaş ganimeti' olarak kaçırıp köle ve cariye pazarlarında mükerrer defa sattığı yetişkin kadınlar ve kız çocukları, bugün Irak, Suriye, Katar, Suudi Arabistan, BAE sınırlarını içine alan geniş bir coğrafyada alıkonulmaktadır. 
Bugüne kadar bin 500 Êzidî kadın ve çocuğun DAİŞ elinden kaçabildiği tahmin edilmektedir.
Kaçabilenler, ailelerinden hayatta kalanların bulunduğu kamplara sığınmaktadırlar. Bu kampların tüm sakinleri hâli hazırda son derece yetersiz beslenme, barınma, bedensel ve ruhsal sağlık, güvenlik ve toplumsal destek imkânlarına sahiptir. DAİŞ'in elinden kurtulmayı başararak buralara ulasan kadın ve çocuklar, hem bu sorunlarla daha akut bir düzeyde boğuşmakta, hem de, tüm bunlara ek olarak kendi cemaatleri tarafından dışlanma ve horlanma pratikleri ile karşılaşmaktadırlar."

EYLEM KARARLARI

Alınan eylem kararları ise şöyle belirlendi:
"DAİŞ tarafından zorla alıkonulan kadın ve çocukların kurtarılması için uluslararası topluluklar, insan hakları ve kadın örgütleri nezdinde diplomatik çalışmalara hız verilecek, ortak eylem gündemleri ve takvimleri geliştirilecektir.
Êzidîlere yönelik DAİŞ katliamının, BM Sözleşmeleri çerçevesinde 'jenosit' olarak kabulü için diplomatik ve hukuksal mücadele yürütülecektir. 
Bu jenosidin gerçekleşmesinde rolü olan tüm örgüt, devlet ve faillerin Uluslararası Ceza Mahkemesi'nde yargılanabilmeleri için belge ve kanıt toplayacak, BM Güvenlik Konseyi nezdinde girişimlerde bulunacağız.
DAİŞ'in kadınları ve çocukları köle olarak sattığı iddia edilen Katar, Suudi Arabistan, Irak, BAE gibi ülkeler ile Türkiye gibi geçiş güzergahı olarak kullanılan ülkelerde faaliyet gösteren kadın kurumlarıyla iletişim ve ortak mücadele geliştirmek ve bu devletleri teşhir etmek için farklı eylemsellikler (imza kampanyaları, oturma eylemleri, yürüyüşler, tanıtıcı videolar, mektup kampanyaları) önceliklerimizdendir. 
DAİŞ tarafından zorla alıkonulan kadın ve çocukların durumları hakkında farkındalığı artırmak ve çok aktörlü eylem hatları geliştirmek üzere uluslararası basın ve medyanın etkin kullanımı son derece önemlidir. 
Bu amaçla uluslararası alanda tanınırlığı olan akademisyen, hukukçu, sanatçı, gazeteciler, yazar kadınları harekete geçirmek için kampanyalar örgütlenmeyi hedefliyoruz.
Platformumuz, yürütmekte olduğu ve planladığı tüm çalışmaları Kürdistan ve Avrupa'da faaliyet gösteren Êzidî kadın örgütleriyle ortaklaştırmayı ilkesel bir tutum olarak benimsemektedir.
Aynı şekilde, DAİŞ'ten kurtulmayı başararak ailelerine geri dönebilen Êzidî kadınların kendi toplumlarınca kabulü ve yeniden entegrasyonunun kolaylaştırılması için yereldeki cemaat yetkilileri, kanaat önderleri ve kadın örgütleri ile dayanışma ve işbirliği içinde hareket etmeyi esas alıyoruz.
Bunların yanı sıra, DAİŞ şiddetine maruz kalan tüm kadınlar için Diyarbakır'da Rehabilitasyon ve Güçlendirme Merkezi kurma çalışmalarımıza hız vereceğiz."

25 KASIM İÇİN KADIN ÖRGÜTLERİNE ÇAĞRI

Toplantının sonunda, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Haftası'nın, DAİŞ tarafından alıkonulan kadınlar için mücadeleye adanması için yerel ve uluslararası kadın örgütlerine çağrı yapıldı.