Botan: Şêx Cuma'da muazzam bir direniş yaşandı

23-24 Mart 2012’de Bitlis’in Mutki ilçesine bağlı Şêx Cuma’da 15 YJA star gerillasının gösterdiği direnişin tanıklarından HPG gerillası Xwiînrêj Botan, Türk ordusunun 2 gün boyunca kadın gerillalar tarafından bozguna uğratıldığını söyledi.

23 Mart günü öğle saatlerinde Türk ordusunun Şêx Cuma alanında YJA Star gerillalarının kampına yönelik düzenlediği saldırıda yaşanan çatışmalar iki gün sürdü. Bu çatışmalarda Türk ordusuna ağır kayıplar verdirilirken, YJA-Star Askeri Konsey üyesi ve Garzan Eyalet Komutanı Leyla Altan (Arjin Garzan), YJA-Star gerilları Perihan Parlak (Berivan Samsur), Selma Avcı (Berfin Roza), Meyaser Orbay (Diljin Cilo), Ayşe Ehmet (Silav Soran), Özlem Atsak (Ronahi Dersim), Gülistan Basutçu (Yêrivan Azadi), Asiye Gündüz, Asuman Mücel (Viyan Dirok), Şükran İmaç (Mizgin Garzan), Yıldız Cimo (Rojda Afrin), Gurbet Altun (Rojevin Amed), Aklime Sezer, Fatma Karayıl, Mizgin Aratemur (Hêvi Roj) büyük bir direniş göstererek yaşamını yitirdi.

Çatışmaların tanığı YJA Star gerillası Xwînrêj Botan o günleri anlattı:

‘2012 HAMLESİNDE KADIN ARKADAŞLAR AKTİF ROL OYNADI’

"Düşman, direniş yılları olan 2011 -2012 yıllında gerilla karşısında biçare kalmış ve bir bu çıkmazı aşmak için arayış içerisine girmişti. Gerilla bu süreçte hemen hemen her yerde Türk ordusuna ağır kayıplar verdiriyordu. Ordu artık askeri açıdan zayıfladığını çok iyi görebiliyordu. Bakurê Kürdistan’da da hem emniyet güçlerine hem de askeri güçlere ağır darbeler vuruluyordu. Garzan eyaletinde de gerilla hareketliliği yoğundu. Devrimci halk savaşını güçlendirmek, zaferi elde etmek için birçok eylem gerçekleştiriliyordu. Yine bu sürece kadın arkadaşlarımızın eylemleri damgasını vuruyordu. Bu Garzan için de böyleydi. Kadın arkadaşlar sürecin farkındaydı. Bundan dolayı sürekli düşmana darbe vurup Önderlik ve Kürt halkı üzerindeki baskının kırılmasını hedef alıyorduk. Kürdistan’ın dört parçasında bu böyleydi, her yerde düşman çok fazla sıkıştırıldı" diyen Botan, ordunun çaresiz kaldığını ve bunun için de Bakurê Kurdistan’daki gerilla kamplarını ajanlar yoluyla deşifre ederek, nokta baskınları gerçekleştirmeyi ve bu yolla gerillaya yönelmeyi planladığını söyledi.

2012 hamlesinde kadınların gerillaların aktif bir rol oynadığını sözlerine ekleyen Botan şöyle devam etti: “Sonbaharda bir grup kadın arkadaş son eylemlerini gerçekleştirdi. Gerçekleştirdikleri sabotaj eyleminde olumlu sonuç almışlardı. Bu moral ve coşku ile Garzan eyaletinde üstlenme dönemine geçildi, düzenlemeler oldu. Kadın arkadaşlar bir kampta biz ise ayrı bir kampta üstlendik. Kadın arkadaşlar gerçekleştirdikleri eylemden dolayı büyük bir moralle kampa girdiklerini ve baharda daha büyük bir moralle pratiğe çıkacaklarını söylüyorlardı."

ÖZGÜN KAMP BİLİNÇLİ BİR HEDEFTİ

Kendi kampları ile kadın gerillaların özgün üstlendiği kamp arasında sadece on beş dakikalık bir mesafenin olduğunu söyleyen Botan; “Kamplarımız çok yakındı. Fakat kış koşulları olduğu için birebir görüşme olanağımız yoktu.

Kış üstlenmesine girmeden önce bazı ihtiyaçlarımızı milis yoluyla karşılamaya çalışıyorduk. Genellikle yurtsever halk bu konuda bizlere yardımcı oluyordu. O süreçlerde de bu ihtiyaçlarımızı karşılayan bir adam vardı. Bu adam biz üstlenmeye girmeden kadın arkadaşların kamplarını görmüş. Para karşılığında gördüğü bu kampı Bitlis Alay Komutanlığı'na ihbar etmiş. Bu şekilde kampı deşifre etmiş.”

Kampın deşifre olması üzerine Bitlis Alay Komutanlığı tarafından oluşturulan bir timin sonbahardan bahara kadar avcılık faaliyetti adı altında kamp etrafında bilgi almak için araziye çıktığı bilgisini veren Botan; “Kamp sonbaharda deşifre olmuştu. Fakat düşman sonbaharda operasyon gerçekleştirmedi. Düşmanın çok kirli savaş taktikleri var, sonbaharda böylesi bir müdahalede hiçbir sonuç alamayacağını bildiği için kış sürecini, yani karın en yoğun olduğu süreci beklemiş. Garzan arazisini de göz önünde bulundurarak 24 Mart tarihinde bu baskını gerçekleştirmeyi planmış. Kadın arkadaşlar sonbaharda düşmana etkili darbeler vurduğu için de özgün kamp bilinçli olarak hedeflenmişti" dedi.

Olası bir çatışmada gerillanın direneceğini ve askerlerin kayıp vereceğini bilen ordunun bundan dolayı böyle bir süreci beklediğine kaydeden Botan; askerlerin karda nokta baskını yapıp kadın gerillaları teslim almak ya da tümden imha etmek amacını taşıdıkları için karda operasyon gerçekleştirdiğini belirtti.

Botan o günü ise şöyle anlattı: "23 Mart günü öğlene doğruydu. Saat 11.00'e geliyordu. Biz olanları görebiliyorduk. Kampın altından araç yolu geçiyordu. Düşman zırhlı araçlarını getirmek için yolu açtı. Kampın etrafını sarıp çember oluşturdular. Çok sayıda korucu getirmişlerdi. Beyaz elbiseler giyerek araziye dağılmış ve konumlanmışlardı. Saat 12.00 civarında düşman harekette geçti. Kadın arkadaşların kampına yaklaşmaya başladı."

Operasyonda Türk ordusunun kadın gerillalar karşısında elde olan tüm tekniği kullandığını belirten Botan; “Çatışma iki gün sürdü. 23 Mart saat 11.00'de çatışma başladı ve 24 Mart'ta bitti. Hava destekli bir operasyondu. Skorsky ile alana asker indiriyorlardı. Zaten tank atışları da durmadan devam ediyordu. Kampta 15 kadın arkadaş vardı. Ellerinde kalaşnikof ve el bombaları dışında farklı bir silahları yoktu. Arkadaşlar o gün orada çatışmaya girdiklerinde tüm tekniğe ve asker birliklerine karşı direnip çatıştılar” dedi.

‘DÜŞMAN FARKEDİLDİĞİNİ ANLADIĞI ZAMAN ŞOK OLMUŞTU’

Kadın gerillaların askerleri vurup onları deşifre etmesiyle çatışmanın başladığını söyleyen Botan şöyle devam etti: “Düşman her şeyi kolay hesaplamıştı. Arazi, teknik üstünlüğü ve kampı çembere alış avantajlarına güveniyordu. Ama arkadaşlar ilk saldırı kollarını erken fark etmiştiler. Bunun üzerine ilk iki kolu arkadaşlar vurdu. Düşman fark edildiğini anladığı zaman şok olmuştu. Artık fark edildiğini anlayınca kampa giremiyor, havadan da vuramıyordu. Çünkü aradaki mesafe çok yakındı. Arkadaşlar o esnada hemen planlamalarını yapıyorlar ve sürekli düşmana darbe vurup mevzilerini değiştiriyorlar.”

Yoğun kardan dolayı çatışma yerine gidemediklerini söyleyen Botan, "Düşman zaten bu kampa baskın yapıp etraftaki tüm kampları deşifre etmeyi hesaplıyordu. Yerde kar olduğu için bizler hareket edemiyorduk. Aksi bir şekilde hareket etmiş olsaydık düşmanın planını doğru çıkarmış olurduk. Yaşanan bu durum bizler için çok ağırdı. Kadın arkadaşların direnişine tanık olurken onların yanına gitmemek için kendimizi çok zor tutuyorduk, öfkeleniyorduk.

Düşmanın operasyon esnasında kullandığı telsizden bilgi almaya çalışıyorduk. Cihaz konuşmalarında, arkadaşlara baskın yapmaya giden ilk iki kollun imha edildiğini söylüyorlardı. Arkadaşlar çok etkili vuruyordu. Sonrasında korucuların bağırma sesleri geldi. Çok korkuyorlardı. Operasyona katılan askerler Bitlis Alay Komutanlığı'na tekmil veriyor ve bu tekmilde kırk ölüsü olduğunu söylüyordu. Düşman arkadaşları imha edemeyeceğini düşünmeye başlamıştı. Çünkü çatışma gittikçe uzuyordu. Çatışma düşman yoğun teknik kullandı.

Kar eridikten sonra hem operasyona katılan korucuların verdikleri bilgilere ulaşmaya çalıştık hem de kadın arkadaşların kamplarına gittik. Mevzilenmiş olan arkadaşlar düşman mevzilerine kadar girmişler. Zaten Arjîn arkadaş, Hevî arkadaş ve bir arkadaş daha kamptan çıkarmak için hareket ediyor. Fakat kamp etrafına yerleştirilen panzerlerle termal ile görüntü alınıyor. Arkadaşlar panzerden açılan ateşle şehit düşüyorlar. Diğer arkadaşlar son mermilerine kadar çatışıyorlar. Gülbahar arkadaş ile iki arkadaş daha, mermileri bittiği için daha fazla çatışamıyorlar. Düşman eline geçmemek için de bombalarını kendilerinde patlatıyorlar. Bir arkadaş yaralı ele geçiyor. O da düşmana boyun eğmediği ve teslim olmadığı işkence ile şehit düşürülüyor. Slav arkadaş yanındaki diğer bir arkadaş ile mevziisini değiştirirken silahını taramaya alıp fedaice düşman mevzisinin üstüne gidiyor ve orada şehit düşüyor. Toprak arkadaş çatışma esnasında yaralanıyor. Ama çatışmaya devam ediyor. Korucular heval Toprak'a çatışmama ve teslim olma çağrısı yapıyor. Toprak arkadaş ise onlara; ‘siz Kürt kadının teslim olduğunu nerede gördünüz ki, şimdi bana teslim ol diyorsunuz. Ben teslim olmam’ diyerek son mermisine kadar savaşıyor ve orada şehit düşüyor” dedi.

Türk ordusunun savaş hukukunu bu operasyonda da göz ardı ederek savaştığını ve çatışma bittikten sonra alana kimyasal maddeler attığını söyleyen Botan şunları dile getirdi: “Düşman yaşanan direniş karşısında artık çaresiz kalmıştı, bu yüzden de kimyasal madde kullandı. Bazı arkadaşlar bu kimyasal maddenin etkileriyle şehit düşmüştü. Herkesin şehit düştüğünden emin olan düşman akşam Skorskyleri getirerek cenazeleri aldı ve propaganda aracı yaptı. Oysa Şêx Cuma'da muazzam bir direniş yaşanmıştı. Biz buna tanık olduk. Sonrasında operasyona katılan korucular da yaşananları, direnişi herkese anlatmışlar.”