Avesta: Bu faşizm onları yakacak

KCK Genel Başkanlık Konseyi Üyesi Sozdar Avesta, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a yaklaşımın, Kürt halkının haysiyet ve onuruna yaklaşım olduğunu söyledi.

Koma Civakên Kürdistan (KCK) Genel Başkanlık Konseyi Üyesi Sozdar Avesta, Çira TV’de katıldığı özel programda önemli konulara dikkat çekti. Avesta, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerinde ağırlaştırılan tecritle, Kürt Özgürlük Hareketini ve Kürt halkının İmralı Adasında boğulmak istendiğine söyledi. Kuzey Kürdistan’da yaşanan gelişmelere de dikkat çeken Avesta, orada yaşanan direnişin insanlık direnişi olduğuna dikkat çekti.

‘ÖNDER APO, BİZİM İÇİN ONURDUR’

Avesta, “İmralı Adası için söylenen tecrit söylemi çok hafif kalıyor. Özel kanunlarla faşizm uygulanıyor. Sekreterya görevini üstlenen iki tutsağın İmralı Adasından Silivri cezaevine sürgün edilmesi Adada devam eden faşizmin en sert halini gözler önüne seriyor. Bu tecritle Kürt halkının onurunu ayaklar altına almak istiyorlar. Rêber APO, bizim için onurdur, fikirdir, bilgidir, bilgeliktir, ruhtur. Önder APO’ya yaklaşım Kürt halkının haysiyet ve onuruna yaklaşımdır, insanlığa yaklaşımdır” dedi.

‘DİRENİŞİN ALTINDA BÜYÜK BİR ZENGİNLİK VAR’

Kürdistan’da yaşanan saldırıları da değerlendiren Avesta, Kuzey Kürdistan’da halk savaşının yaşandığını belirtti. Kuzey Kürdistan’da bir toplumun direndiğini söyleyen Avesta, bu direnişin tarihin derinliklerinden geldiğini, oradaki direnişin insanlık direnişi olduğunu ifade etti. Avesta, konuşmalarını şu şekilde sürdürdü: “Kuzey Kürdistan Devrimi on yıllardır devam ediyor. Halk ayaklandı. Halk, savunma birliklerini kurmuş durumda. Kurulan bu Sivil Savunma Birliklerini selamlıyorum. Artık özgürlük silahı alınmış durumda. Kobanê, Şengal ruhu Kuzey Kürdistan’da örgütlenmiş durumda. Kobanê, Şengal o gücü Bakurê Kürdistan’dan aldı, Rêber APO’nun felsefesinden aldı, on yıllardır süren direnişlerden aldı. Bêrivanların, Agitlerin, Mazlumların, Kemallerin, Zekiyelerin izinde bu mücadele başladı. Bunun için YPS bünyesinde büyük bir direniş var. Bu direnişin altında büyük bir zenginlik, büyük bir miras var. Bu mirası Cizre’de, Silopi’de, Sur’da gördük. Sur bu gücünü Kemallerden, Mazlumlardan, Hayrilerden, Saraların direnişinden alıyor.”

‘MASTER RUHU, ŞARK-ISLAHAT PLANIDIR’

Kuzey Kürdistan Devriminin bütün insanlığın onuru olduğunu, özgürlük isteyen bütün insanların ruhu olduğunu kaydeden Avesta, Kuzey Kürdistan’a sahip çıkmanın insanlık değerlerine, insanlığa sahip çıkmak, kendisine sahip çıkmak, varlığına sahip çıkmak, geleceğine sahip çıkmak olduğunu söyledi. Kuzey Kürdistan’da yıkılan, yok edilen evlerin değil, tarih olduğunu, kültürün ortadan kaldırılmak istenildiğini dile getiren Avesta, “Halkın her şeyi yakılmış, yıkılmış imajı vermeye çalışıyorlar. Kürt halkının statüsü, ismi, kültürü, dili yok. Onuru elinden alınmak isteniliyor. Onursuz bir toplumun malı mülkü olsa ne olacak. Kürt halkı ne yapacak mal-mülke? Onursuz bir toplumun saray ve konakları olsa ne yapacak? Kürt halkı bunu biliyor. Kimse kendisini kandırmasın. Halkımızı göç ettirmeye çalışıyorlar. Yerlerinden, yurtlarından ettirmeye çalışıyorlar. Bunları bilinçli yapıyorlar. Bilinçli yeni planlar ortaya çıkartıyorlar. Bunu Master Planı adı altında yapıyorlar. Biz onların Master Planını çok iyi biliyoruz. Daha önce de yaptılar bunu. Bundan önce de Şark-Islahat planını devreye koymuşlardı. Bu da onun kopyası, ruhu ve devamıdır. Master ruhu, Şark-Islahat planıdır. Düşürme planıdır, göçertme, göçtürme planıdır” dedi.  

Cizre’de günlerdir bir bodrum katında bekletilen cenaze ve yaralıların alınmamasına ilişkin Avesta, yaşananlara ahlaksızlık demenin küçük olacağını, AKP hükümetinin bütün dünyanın gözü önünde onursuzluğunu gösterdiğini söyledi. Avesta, şunları belirtti: “AKP Hükümeti ve Türkiye Devleti onursuzluğunu sadece Kürt halkına karşı değil, bütün insanlığa karşı gösterdi. Ama onlar bilsinler ki bu faşizm onları da yakacaktır. Bu faşizm onları da ateşin içine atacaktır.”

‘KADINLARIN ZULME KARŞI DİRENİŞİ KUTSALDIR’

Kadının öncülük mücadelesine de değinen Avesta, Özgürlük mücadelesinde kadının öncü olduğunu söyledi. Avesta, Kürdistan devriminde kadının öncülük rolüne ilişkin şunları ileri sürdü: “Kadın Kürdistan devriminde her yönüyle öncüdür ve öncülük rolünü de oynuyor. Rolünü siyasette de oynuyor. Kuzey Kürdistan’da siyaset içinde siyasete direniş ruhunu veriyor. Bu rol faşizm zihniyetini deşifre etti. Bunun için kadın devrimde öznedir. Kadının direnişini, mücadelesini kendileri için bir tehdit, bir yok oluş olarak ele alıyorlar, öyle görüyorlar. Bunun en somut örneğini Silopi’de gördük. Üç Kürt siyasetçi kadının katledilmesi bunun en somut örneğidir. Kuzey Kürdistan’da ilan edilen demokratik özerklik kadın öncülüğünde gerçekleşiyor. Annelerimiz mevzilerde direniyor. Çocuklarının cenazelerini alamayan anneler, Cizre’de bir bodrum katında yaşanan vahşete dur demek için kendilerini siper ettiler. Artık kendisine ben insanım diyenin bilmesi gerekir. Orada sadece insanlar katledilmiyor. Orada annelik katlediliyor. Bir kadın sadece anne değildir. Annelik bütün toplumun, bütün canlıların, bütün insanlığın annesidir. Onlar annelik duygularını bir bütünen yok etmek istiyorlar. Bunun için de annelerin, kadınların zulme karşı direnişi kutsaldır. Bunun için YPS-JIN yerinde bir karardır. Özel olarak kutluyorum onları. Artık özgürlük silahı genç kızların, annelerin elinde.”

‘YPS-JİN’A SAHİP ÇIKMAK KADIN DEĞERLERİNE SAHİP ÇIKMAKTIR’

Avesta, savunma konusunda ise şunlara vurgu yaptı: “Kendini savunmak insanlığın görevidir. Kimse bunu farklı bir şekilde yorumlayamaz. Her canlının kendisini savunma hakkı vardır. Kendini savunmayan katledilmeye, ölüme mahkumdur. Kadın bir kez daha taciz-tecavüz ve katliamlardan geçmemek için kendisi savunması gerekir. YPS-JIN artık bu uğurda öncülüğünü yapıyor. Her şekilde Kuzey Kürdistan’da YPS-JIN’ın büyütülmesi lazım. YPS-JIN’nın büyütülmesi kadının artık özgür yaşayacağı anlamına geliyor. YPS-JIN, bir kez daha kadının cariye olmaması, köle olmaması, dört duvar arasına hapsedilmemesi için direnişini büyütüyor. Bu direniş kutsal bir direniştir. Bu da onurumuzdur. YPS-JIN’a sahip çıkmak kadın değerlerine sahip çıkmaktır. Nasıl ki su, yemek olmayınca yaşam olmuyor, savunmasız da yaşam olmaz. Onun için savunmanın geliştirilmesi gerekir. Bunun için herkesin buna sahip çıkması lazım.”

‘2016 TOPLUMLARIN BAHARI OLACAKTIR’

Böylesi tarihi adımda herkesin daha fazla görev üstlenmeleri gerektiğini belirten Avesta, Kuzey Kürdistan Devriminin bütün Kürdistan devrimi olduğunu ifade etti. Kuzey Kürdistan Devriminin bütün insanlığın onuru, haysiyeti, varlığını olduğunu dile getiren Avesta, halka şu çağrılarda bulundu: “Kuzey Kürdistan devrimi bütün Kürdistan’ın devrimidir. Bu varlığa sahip çıkmak lazım. Herkes üstüne ne düşüyorsa yapsın, görevine sahip çıksın. Herkesin kendisine, ben bugün ülkem, dilim, kimliğim, statüm için ne yaptım, yarın ne yapacağım. Bu soruyu herkesin kendisine sorması ve direnişe daha fazla katılması gerekiyor. Başta kadınlar ve gençler olmak üzere toplumun bütünü böylesi bir süreçte büyük rol oynayabilirler. Umudumuz, inancımız budur. Zamanın şiarı da ‘Varlığını Koruma Özgürlüğünü Elde Etmedir’. Özgür Önderlik, özgür kimlik, özgür ülkeyi kuralım. 2016 baharı, toplumların baharıdır, özgür Önderliğin baharıdır.”