‘25 Kasım’da tüm kadınlar AKP terörüne tavrını netleştirmeli’

Siwed: 25 Kasım’da Rojava Kürdistan toplumlarının ve kadınlarının sesine ses olup işgalci tecavüzcü AKP’ye karşı bulundukları her alanda tavır almalı ve kendi devletlerini de bu noktada Türk devletine tavır almaya zorlamalılar.

Kadının Rojava Kürdistan’daki yaşam ve örgütlenme sistemi olan Kongreya Star Sözcüsü Evin Siwed Rojavalı kadınlar olarak 25 Kasım kadın üzerine geliştirilen şiddete karşı mücadele gününe nasıl ele aldıklarını ve Rojavalı kadınlar olarak 25 Kasım’ı nasıl karşılayacaklarını değerlendirdi.

“Rojava Kürdistan’da aslında her günümüz kadın üzerindeki şiddete karşı mücadele günü olarak geçiyor” diyen Siwed, Kongreya Star olarak bu görevi üstlendiklerini ve yerine getirmek için yoğun çaba harcadıklarını belirtti. Kongreya Star’ın kadın ve toplum üzerine yürütülen şiddete karşı mücadele ederken dünyada gelişen tüm kadın mücadelelerinden ve Kadın Özgürlük Hareketi’nin mirasından beslendiğine vurgu yapan Siwed, “Şu anda hem hukuki anlamda, hem toplumsal anlamda, hem de askeri anlamda bir mücadele yürüyor” dedi.

‘KADIN YASASININ İÇSELLEŞTİRİLMESİ İÇİN ÇALIŞIYORUZ’

Rojava Devrimi’nin erkek şiddetine karşı bir tedbir olarak geliştirdiği mekanizmalardan birinin de Kadın Yasası olduğuna dikkat çeken Siwed bu konuda yürüttükleri çalışmaları da şöyle anlattı: “2014 yılında pratiğe giren kadın yasasının gelişimi için çok büyük bir mücadele yürüttük. Şu anda bu kanun yürürlükte ama bu kanunun toplum tarafından anlaşılması ve işletilebilmesi için günlük olarak yoğun bir mücadele veriyoruz. Aslında bu kanunu toplumda kadın özgürlükçü bir felsefenin ve ahlakın oturtulmasının önünü açacak bir mekanizma olarak düşünüyoruz. Fakat kadında da erkekte de henüz bu kanunu anlamayan, erkek egemenlikli zihniyeti aşmayan yönler çok fazla. Bu konuda hem eğitim çalışmaları hem de tartışmalar yürütüyoruz. Hem kanunda da yenilikler ve geliştirmeler yapılıyor.”

‘HER ALANDA AKTİFİZ AMA GÜNLÜK MÜCADELE GEREKİYOR’

Rojavalı kadınların bu 25 Kasım’ı tüm çalışmalarda ve alanlarda aktif ve örgütlü bir biçimde karşıladıklarını fakat bunun yeterli görmediklerini dile getiren Siwed “Yine Rojava Kürdistan’da bütün kurumlarda ve demokratik özerk yönetimde eşbaşkanlık, eşit temsiliyet sistemi var. Fakat bütün bu sistemin oturması ve işlemesi için Rojavalı kadınlar olarak sürekli bir mücadele içerisindeyiz. Kadının anlama sorunları, erkeğinde bu sisteme direnişi gelişebiliyor. Bütün bunlar karşısında bir mücadeleyle adım adım özgürlüğümüzü ve toplumumuzun özgürlüğünü gerçekleştiriyoruz” diye konuştu.

Bu konuda yürüttükleri mücadelenin yoğunluğuna ilişkin Siwed şunları söyledi: “Eğer günlük bir mücadele yürümezse kadın kanunu da olsa, eş başkanlık ve eşit temsiliyet sistemi de olsa kadının yaşadığı durum çok değişmez. Örneğin kadın kanunları var. Devrim ve bu kanunla birlikte Rojava’da kadına karşı şiddet ve kadın katliamları azaldı. Ama kadına karşı şiddet, kadın katliamı hiç yok diyemeyiz. Eskisine göre çok az ama var. Birde biz şiddeti sadece bir boyutla ele almıyoruz. Fiziki, düşünsel, ruhsal vb. her türlü şiddete ve erkek egemen sisteme karşı mücadele yürütüyoruz. Ve bu mücadele günlük olarak yürüyor.”

‘ORDUMUZ VAHŞİ ŞİDDETE GERİ ADIM ATTIRIYOR’

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın “Eşitliğin olduğu yerde ordular olmaz” sözlerine ve kadın ordulaşmasının eşitliğin geliştirilmesi için önemine ilişkin perspektiflerine dikkat çeken Siwed “Bizim de Rojava’da bir kadın ordulaşmamız var. Bunun askeri gücünü YPJ oluşturuyor. Kürdüyle, Arabıyla, Süryanisi, Asurisi, Ermenisiyle Rojavalı kadınlar bir yandan da terör saldırılarına karşıda bir kadın ordusu olarak mücadele veriyorlar.

Şimdiye kadar DAİŞ vahşetine karşı mücadele edip dünyaya örnek olan kadınlar yine Rojavalı kadınlar. Tüm halklardan Rojavalı kadınlar birlikte yan yana bu mücadeleyi sürdürüyorlar. Şu anda bütün dünya kadınlarının gözü ve umudu Rojavalı kadınlarda. Çünkü hem vahşete karşı duruşlarıyla, hem de bir devrim içinde devrim yaratmakla dünya ya umut oluyoruz. Bu kadın ordulaşması en vahşi erkek egemen sistem ve erkek şiddetine karşı geri adım attıracak denli güçlü mücadele ediyor” dedi.

‘BU 25 KASIM’DA TÜRK DEVLET TERÖRÜ KADINLARI VE TOPLUMU VURUYOR’

Rojavalı kadınlar olarak kadın üzerindeki şiddete karşı mücadeleyle devlet şiddetine karşı mücadeleyi birbirinden kopuk ele almadıklarını ifade eden Siwed, tüm devletlerin özünde kadın üzerinde baskı ve egemenlik geliştirdiğini söyledi. Kimisinin Türk devleti gibi açıktan, işgalcilik, tecavüzcülüğe kadar vardırdığını, kimisinin de daha çok ince egemen politikalarını sürdürdüğünü belirtti.

Bir 25 Kasım’ı daha karşılarken Ortadoğu bir savaş çılgınlığıyla karşı karşıya olduğuna ve bu konuda toplum ve kadınlar için en büyük terörün Türk devleti tarafından geliştirildiğine dikkat çeken Siwed şöyle konuştu: “AKP hem Türkiye içinde hem de Rojava’da büyük bir terör saldırısı geliştiriyor. Hedefte başta Kürtler olmak üzere halklar ve kadınlar var. Kuzeyde Kürt kadınlarına amansızca saldırıyor. Yine tecavüz yasasını geçirerek tüm kadınların iradesini kırmak istiyor. Rojava Kürdistan’a karşı beslediği çetelerle birlikte bir işgal hareketi geliştiriyor. Bu işgal hareketini tüm Kuzey Suriye halkları ve kadınlarının geleceğine karşı geliştiriyor.”

‘TÜRK DEVLET TERÖRÜNE KARŞI DİRENİŞTE DE KADINLAR ÖNCÜ’

Rojavalı kadınların Türk devletinin kadını ve toplumu hedefleyen işgal hareketine karşıda geliştirilen direnişte önemli bir bilinçle öncü rol oynadığını ifade eden Evîn Siwed, “Şu an Rojava ve Kuzey Suriye halklarının topraklarına, yaşamına, varlığına ve kimliğine tecavüzü hedefleyen bu işgale karşı büyük bir direnişi var ve bu mücadelenin de öncülüğünü canı pahasına kadınlar yapıyor... Bu noktada Türk devleti saldırılarına karşı direnişe öncülük eden ve 21 Kasım günü şehit olan Afrin Cindires ilçesi Kongreya Star yönetim üyesi Fatma Silêman’ı saygıyla anıyorum.

Kadınlar bu direnişi geliştirirken çok iyi biliyorlar ki ülkelerine ve toplumlarına karşı geliştirilen şiddet en fazla da kadın üzerine geliştirilen şiddettir. Türkiye topraklarımızı kendi mülkü olarak görüyor ve saldırıyor. Bu noktada devlet ve egemen erkek aynıdır. Erkek de kadını kendi mülkü olarak görüyor ve saldırıyor. Bunu kendine hak görüyor. Zaten Türk devletinin işgalci mülkiyetçi karakterinin yani bir başka toprağı işgal etmekle, geliştirilen kadın katliamcılığının birbirinden ayrı ele alınamayacağını bugün gündeme getirdikleri tecavüz yasasından da herkes çok net anlayabilir” dedi.

‘DÜNYA KADINLARINI ROJAVALI KADINLARIN SESİNE YANKI OLMAYA ÇAĞIRIYORUZ’

Dünya kadınlarının şu ana kadar Rojava Kürdistan devrimine birçok açıdan sahip çıktığını söyleyen Siwed, şöyle devam etti: “Yine birçok açıdan Rojava Kürdistan’ın ve kadınların sesini dünyaya taşıdılar. Ama şimdi bir 25 Kasım’ı daha karşılarken Rojava Kürdistan Türk devletinin saldırıları altında. Bu bir kadın devrimi olan Rojava Devrimine saldırıdır. Kadınlara ve kadın özgürlüğüne saldırıdır.

Tüm dünya kadınları 25 Kasım’da Rojava Kürdistan toplumlarının ve kadınlarının sesine ses olup işgalci tecavüzcü Türk devletine karşı bulundukları her alanda tavır almalı ve kendi devletlerini de bu noktada Türk devletine tavır almaya zorlamalılar. Şu an dünyada erkek egemen zihniyetin kadın ve toplum üzerinde yarattığı faşizmin en temel temsilcileri DAİŞ ve AKP’dir. İkisi de aynıdır. Bu noktada tüm dünya kadınlarından beklentimiz bu gerçeği görüp kadın devrimini çok daha güçlü sahiplenmeleri ve eylem içinde olmalarıdır.”