15 Şubat 1999’den beri karalar giyiniyor

1986’dan beri Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın fikirlerini benimsemiş olan Zeliha Muhammed, Öcalan özgürleşinceye kadar siyahtan başka bir renk giymemekte kararlı.

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, Lübnan ve Suriye’de kaldığı 20 yıl boyunca, geliştirdiği eğitimlerle PKK kadrolarını, toplantılarla da Rojava halkını eğitti. Kürt Halk Önderi’nin Lübnan ve Şam’da bulunduğu süreç boyunca Rojava’dan onbinlerce Kürdistanlı O’nu hem görebilmek hem dinleyebilmek için buralara akın etti. Bunlardan biri de Zeliha Muhammed. 1986 yılında Kürt özgürlük mücadelesiyle tanışan Zeliha Muhammed, defalarca Kürt Halk Önderi’nin gerçekleştirdiği toplantılara katılmış, Öcalan’ın fikirlerini kendisinden dinlemiş.

Derîk Şehit Aile Kurumu’nda yer alan Zeliha Muhammed Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’dan aldığı güçle Rojava Devrimi’ne katıldığını ve 5 çocuğunu YPG saflarına kattığını söylüyor. Hayatının en güzel günlerinin Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ı gördüğü günler, en kara gününün de 15 Şubat 1999 olduğunu ifade eden Zeliha Muhammed, o gün bu gündür karalar giyiyor. Zeliha Muhammed Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü için bütün gücüyle çalışmaya devam edeceğini söylüyor.

‘HEYBETİNDEN GÖZLERİMİZ KAMAŞIYORDU’

Zeliha Muhammed, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ı ilk görüşünü ve kendisinde bıraktığı etkiyi şöyle anlatıyor: “1986 yılında partiyle tanıştık. Kız kardeşim PKK’ye katıldı, daha sonra da şehit oldu. Partiyle tanıştığımızda evimiz Şam’daydı, adeta bir parti evi gibiydi. Arkadaşlar gidip geliyorlardı. Herşeyimizle bu mücadeleye bağlanmıştık. 1989 yılında yurtseverler olarak 9 erkek, 9 kadın Şam’da Önderliği görmeye gittik. Gerçekten bu 18 kişinin hepsi de partiye gönül vermiş kişilerdi. Arkadaşlar bizi bir odaya aldılar. Baktık Önderlik geldi, hepimizi selamladı. Sırayla hepimiz O’na sarıldık. Bizimle toplantı yaptı. Yurtseverlik ve ihanet üzerine tartıştı.

Önderlik o kadar heybetliydi ki gözlerimiz kamaşıyordu. O’na uzun süre bakamıyorduk. Epey bizimle böyle tartıştı. Gece saatlerinde toplantı bitti. Vedalaşırken bize; ‘yolunuzda kararlı olun, asla ihanet etmeyin, mutlaka kazanacağız’ diyordu. 1989’dan beri Önderliğin o sözüyle yürüyorum ve bundan sonra da öyle yürüyeceğim. Önderliğin ektiği ağaç artık meyve veriyor ve bizler de yavaş yavaş yiyoruz. İnşallah zafere de ulaşacağız.”

‘KADINLARLA AYRI TOPLANTILAR DA GERÇEKLEŞTİRİYORDU’

Suriye’de bulunduğu süre içerisinde birçok defa Kürt Halk Önderi’ni görmeye gittiğini ve halk toplantılarına katıldığını ifade eden Zeliha Muhammed, Abdullah Öcalan’ın kadınlara yönelik özel toplantılar da geliştirdiğini dile getiriyor. Muhammed kendisine yaşam ve mücadele gücü verdiğini söylediği bu anılarından birini şöyle anlatıyor: “ 15 Ağustos 1990 yılında bir şenlik oldu. Akademiye gittik. Arkadaşlar Lübnan dağlarında tatbikat yapıyorlardı. Kürt ordusunu gördük ve çok duygulandık. Anneler hepsi oturmuş ağlıyorlardı. Belki 20 binden fazla insan gelmişti.

Birden Önderlik geldi halkın arasına girdi. 4-5 saatlik bir toplantı yaptı. Daha sonra sabah 8’de kadınlarla ayrı bir toplantı yapacağını söyledi. Toplantıda hem genel mücadele hem de kadın mücadelesi üzerine konuştu. Kadınların kendi fikirlerini topluma nasıl dinleteceklerini anlattı. Heval Sakine Cansız (Sara) yeni cezaevinden çıkmıştı. Bu toplantıyı da Heval Sakine yaptı. Heval Sakine konuşmasının başında Türk devletinin zulmünden ve dünyada ezilenlere uygulanan zulümden söz etti. Daha sonra kadın direnişi üzerine konuştu. Kadınların kendilerini savaşa nasıl hazırlamaları, çocuklarını devrimci olarak nasıl yetiştirmeleri gerektiğini anlattı.’’

‘HAYATIMIN EN KARA GÜNÜ 15 ŞUBAT’TI’

Hayatının en güzel günlerinin Kürt Halk Önderi’ni gördüğü ve dinlediği günler olduğunu belirten Zeliha Muhammed, ‘’En kara günümse 15 Şubat oldu. Önderliğin bir gün esir edileceği hiç aklıma gelmezdi’’ dedi. Muhammed o günleri şu şekilde aktardı: “Biz o zaman halk içinde çalışma yapıyorduk. Cephe çalışanları bizi aradı. Önderliğin yakalandığını söylediler. O zaman birçok kişi hasta düştü. Ben 8 gün hastanede kaldım. Bütün anneler, bütün halkımız benim gibi etkilendi.

Dünya devletleri Önderliğimizi esir etmek için birleşti. Bugün çıkarları için Rojava’da sözde yardımcı olduğunu söyleyen devletler; Amerika, Rusya hepsi bu işin içindeydi. Önderliğin fikirlerinden korktular. Önderlik bu günleri de görüyordu. O bize öyle bir güç verdi ki O’nun esaretinden sonra bile yolumuza devam ettik.’’

ULUSLARARASI KOMPLODAN BU YANA HEP SİYAH ELBİSELİ

Siyah elbiseler içindeki Zeliha Muhammed’e yaklaşan 15 Şubat nedeniyle mi siyah giydiğini sorduğumda 15 Şubat 1999’dan beri siyahtan başka bir renk giymediğini söyledi. Zeliha Muhammed, “Önderliğimiz yakalandığında yüreğimiz, günümüz karardı. O günden beri siyah elbiseler giyiyorum. Daha sonra diğer birkaç arkadaşımla birlikte bir araya gelip söz verdik. Biz 3 Derik’li, 2’de Girke Lêgeli kadın, Önderliğimiz özgürleşinceye kadar siyah elbise giyeceğiz. Önderliğin özgürleştiği gün bizim de bayramımız olacak ve o zaman renkli giyinmeye başlayacağız.

Şimdi birçok arkadaş bana ‘Anne artık bu siyah elbiseleri değiştir’ diyorlar. Ben de onlara, annenizin Önderliğin esaretiyle kararan yüreği, onun özgürlüğüyle aydınlanmadan elbiselerimi değişmem. Önderliğimiz dört duvar arasında olduğu sürece siyahtan vazgeçmem’’ diyorum.”

‘ÖNDERLİK OLMASA ÇOKTAN AYAKLAR ALTINDAYDIK’

Zeliha Muhammed komplodan sonra da Kürt özgürlük mücadelesi için çalışmasını sürdürmüş. Rojava Devrimi’ne katılan ve 7 çocuğundan 5’ini YPG’ye katan Zeliha Muhammed, bütün bunların Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın fikirleri sayesinde olduğuna dikkat çekerek şunları söylüyor: “Bugün bizim; Rojavalı kadınlar olarak ve benim kişi olarak da güçlü durmamın nedeni Önderlik ve Önderlikten öğrendiklerimizden dolayıdır. Eğer biz eskiden olduğumuz gibi olsaydık, şimdi çoktan ayaklar altındaydık. Önderliğin fikirleri ve şehitlerimizin kanıyla kadın olarak ayaktayım.

O’nun fikirleriyle ülke sevgisini yaşadık, kadın olarak kendimizi sevdik. Önderlik benim için dünyanın tüm güzellikleri; Kürdistan ve kadının özgürlüğüdür. O’nun fikirleri ve emeğiyle devrimimizi yaptık. Bugün kadınlar her alanda mücadele ediyor. Hem ülkesini özgürleştiriyor hem kendi haklarını alıyor. Ben 5 çocuğumu YPG’ye verdim. Bir tanesi ağır yaralandı. Eğer Önderliğin fikirlerini benimsemiş olmasaydım, O’nun öğrencisi olmasaydım; bir anne bir kadın olarak bu acılara dayanabilir miydim? Hayır. Belki de bu acıyla kendimi öldürürdüm.’’

‘ARTIK TÜM İNSANLIĞIN ÖNDERİ’

Zeliha Muhammed, ‘’esir’’ olmasına rağmen dünyanın her yerinde Öcalan’ın fikirlerinin benimsendiğini çalıştığı kurumdan örnekler vererek ifade etmeye çalıştı: “Ben Şehit Aile Kurumu’nda çalışıyorum. Şehitlerin defnedilmesi işlerinde de görev alıyoruz. Şehitlerimiz sadece Kürt değil. İçinde her milletten kadın ve erkek, insanlar var. İnsanların Önder Apo’nun fikirleri için dünyanın bir ucundan; ta Amerika’dan gelip kendilerini feda ettiklerini görüyoruz. Sonuna kadar Önder Apo’nun yolunda ilerleyeceğiz hem Kürdistan hem de kadınlar özgürleşecek.’’

Zeliha Muhammed konuşmasını şöyle sonlandırdı: “O’nun özgürlüğü için çalışacağız. Amerika, Avrupa ve diğer devletler de sesimizi duysun, Önder Apo’nun esaretini kabul etmiyoruz. Artık Türk devletinin suç ortaklığından vazgeçsinler. Biz tüm Kürt kadınları ve insanları için bu 15 Şubat’ta ve sonrasında da Önderliğimizin etrafında daha güçlü kenetleneceğiz. Ondan aldığımız bilinçle mücadelemizi daha da güçlendireceğiz.’’