Yüksekdağ: Barajları yıkar, ablukaları kırarız

Ağrı’daki halk buluşmasında konuşan HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, Sur, Lice ve Nusaybin'i abluka altına almak isteyenlerin HDP'yi de ablukaya almaya çalıştıklarını ama bunu başaramayacaklarını söyledi.

Ağrı’daki halk buluşmasında konuşan HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, dokunulmazlıkların kaldırılmasının Anayasa'ya aykırı olmasına rağmen AKP, CHP ve MHP koalisyonu tarafından meclisten geçirildiğini söyleyerek, "Sur, Lice, Nusaybin'i abluka altına alanlar bugün de HDP'yi abluka altına almaya çalışıyorlar. Ama biz barajları yıkar, ablukaları kırarız. Saraydaki hakkımızda ferman hazırlamış. Ama halk tarihte olduğu gibi ferman Saray'ın, meydanlar bizimdir" dedi.

"Darbeye karşı demokratik halk buluşması" sloganıyla Kuzey Serhat'ta gerçekleştirilen mitinglerin bugünkü durağı olan Ağrı'da, Doğubeyazıt’ın ardından Diyadin ilçesine geçen HDP heyeti, burada da binlerce kişi tarafından coşkuyla karşılandı. İlçe girişinde yüzlerce kişi tarafından slogan ve zılgıtlarla karşılanan HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, DTK Eş Başkanları Hatip Dicle ve Leyla Güven, HDK Eş Sözcüsü Gülistan Kılıç Koçyiğit ve HDP'li milletvekilleri Pervin Buldan, Dengir Mir Mehmet Fırat'ın da aralarında bulunduğu HDP heyeti, Tahir Elçi Caddesi'nde bulunan HDP ilçe binası önünde halka hitap etti. "Biji serok Apo", "Direne direne kazanacağız" sloganları atan kitleyi selamlayan HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, 11 Nisan 2015'te gelişen Diyadin provokasyonunu hatırlatarak, "Bir yıl önce hemen hemen bu zamanlarda askerlerin sözde operasyonunu gördük. Bu askerlerini ölüme süren anlayışa büyük bir ders verdiniz, yaralı askerleri sırtınızda taşıdınız, hayatlarını kurtardınız" dedi. Yine Ağustos 2015'te ilçede bir fırında çalışan Orhan Aslan (16) ve Muhammet Aydemir (15) ile ilçenin başka bir noktasında HPG'li İsmail Kaya'nın (Destan Serhat) özel harekat timleri tarafından infaz edildiği olayı hatırlatan Yüksekdağ, "Bugün de aynı provokasyonları devam ettirmek istiyorlar. Halkın içine girip, 'Bomba patlayacak, alana gitmeyin' diyorlar. Bu kadar çirkinlik olmaz bu halka karşı. Suç işliyorsunuz, bu halk ne bu dünyada ne de öbür dünya da yakanızı bırakmayacak" dedi.

Ardından Taşlıçay ilçesine geçen heyetin Kuzey Serhat'taki son durağı ise Ağrı oldu. Konvoy eşliğinde kente giriş yapan heyet, HDP ilçe binası önünde toplanan halk tarafından "Bijî serok Apo", "Direne direne kazanacağız" sloganlarıyla karşılandı. HDP ve DBP bayraklarıyla süslenen miting alanında, "Yalnız değilsin Selocan, onları pişman edeceğiz", "İrademe dokunma", "Elbette bir gün bu stajyerler gidecek" dövizleri açıldı. Özgürlük ve demokrasi mücadelesinde yaşamını yitirenler için yapılan saygı duruşunun ardından HDK Eş Sözcüsü Gülistan Kılıç Koçyiğit konuştu. Alanı dolduran halkı selamlayan Koçyiğit, "Bizi dik tutan sizin gücünüzdür. Bu ülkede barışın kardeşliğin ve birlikte yaşamın sesi kısılmaya çalışılıyor" dedi. PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın çabaları sonucunda başlatılan çözüm sürecinin tarafı olan devletin süreci inkar ettiğini söyleyen Koçyiğit, "Barış tüm halklara çok şey katacaktı. Yeni demokratik bir zemine ihtiyaç vardı. Kürt siyasal hareketinin sesi Kürdistan'ı aştı. Kürtlerin Rojava devrimi ile başlattıkları yeni yaşam, artık Türkiye'ye de sirayet ediyordu. Karadeniz'den Edirne'deki Pomak kardeşlerimize ulaşıyordu. Bunu sindiremediler" dedi.

Kürtlerin yine statüsüz bırakılmak istendiğini belirten Koçyiğit, "Kürtler eski Kürtler değil, mevziler eski mevziler değil. Temsilcilerinize, vekillerinize, HDP ve DBP ilçe teşkilatlarına sahip çıkın. Tüm evlerimiz parti, tüm sokaklarımız direniş yeridir" şeklinde konuştu.

Koçyiğit'in ardından konuşan DTK Eşbaşkanı Leyla Güven, Cizre, Şırnak, Yüksekova, Lice, Sur ve Nusaybin’in direnişten asla vazgeçmediğini söyleyerek, "Nusaybin'de bombardıman altındaki siviller için '42 terörist teslim oldu' diyorlar. Ağrı İsyanı'nda da Kürtleri öldürdük üzerine beton döktük demişlerdi. Ama Kürtler yine direnişi yüceltti" dedi.

 

Son olarak söz alan HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ'ın konuşmasının satır başları ise şöyle:

"Nerede olursak olalım her yerde aynı iradeyle yürümeye devam edeceğiz. Çünkü bizim yolumuz hakkın, halkın yoludur. Barışın, özgürlüğün, demokrasinin yoludur. Bizim yolumuz büyük insanlığın yoludur. Bu yolun aydınlığında yürümeye devam edeceğiz. AKP iktidarının yolu kanla bezenmiş. Nice halkımız, kadını, erkeği, çocuğuyla katledilmiş. Tüm bir memleketi yakmak için kurulmuş bir yol. Türkiye halkları bu iki yoldan birini seçmek zorunda. HDP ve tüm bileşenler demokratik siyasi yaşamın, demokratik Türkiye'nin yolunu çoktan seçtik. Ve tüm kararlılığımızla yürüyoruz. İnsanlığın yolunu seçmeyenler, AKP'nin kan ve savaş yolunda karanlığa mahkum edilecekler. Tüm Türkiye halklarının iradesinin zapt edilmesine izin vermeyeceğiz.

O saraydaki demokrasiyi inşa eden HDP'nin barıştan yana olmasına tahammül edemiyor. Sur, Lice, Nusaybin'i abluka altına alanlar bugün de HDP'yi abluka altına almaya çalışıyorlar. Ama biz barajları yıkar, ablukaları kırarız. Saraydaki hakkımızda ferman hazırlamış. Mecliste bunu önümüze ferman olarak çıkarıyorlar. Ama halk tarihte olduğu gibi ferman padişahın alanlar bizim dediyse, bugün de yine ferman sarayın, meydanlar bizimdir diyoruz. Özgür geleceğimiz bizimdir.

Saray ile meclisteki muhalefet arasında hiçbir fark yok. AKP, CHP ve MHP darbe yaptılar. Bu halkın seçilmiş iradesine karşı darbe yaptılar. Karşımıza çıkarılan bu darbeci zihniyeti hiçbir zaman tanımadık, faşist koalisyonun darbesini tanımıyoruz. Demokratik siyasetten vazgeçmeyeceğiz. Özgür yaşamdaki birliğimizi daha kararlı ve daha da genişleterek yarına taşıyacağız.

Bugün savaştan ve silahtan başka ellerinde hiçbir şey kalmadı. Türkiye'de hiçbir meşruiyetleri kalmadı. Siyasetlerini yolsuzluk üzerinde satın alma ve pazarlık üzerinde kurdular. Kapı kullarının hepsi satın alınmış. Parayı bastırıp kapılarına kul alıyorlar. Onların tüm dini imanı sermaye ve hırsızlık üzerine kuruludur. Bu ahlaksızlıkları yüzlerine vurulmasın diye savaş çıkardılar. Bu ülkede savaş çıkarmasalardı biliyorlardı ki bu halk bunun hesabını soracaktı. Saraydaki daha dün yanına Yargıtay, Danıştay, Sayıştay başkanını almış bahçede çay topluyor. Bağımsız olması gereken yargı bugün Saray'ın kapı kuluna dönmüşse, bahçelerde çay toplar hale gelmişse sizin hiçbir meşruiyetinizi tanımıyoruz.

Birleşmiş Milletler İnsani Zirvesi'nin ev sahipliğini yaparak şov yapanlar, insanlık suçlarını örtemezler. Kadını, çocuğu, katledenler uyguladıkları bu zulmün hesabını verecekler. 40 sivil daha bugün Nusaybin'de teslim oldu diyorlar. 80 yaşındaki ninemizi, 8 yaşındaki çocuğumuz teslim aldık diyince başınız göğe mi eriyor. Bir siyasi iktidar böyle bir şeyden medet umuyorsa artık onları kimse kurtaramaz. Bu topraklardaki insanların üzerindeki kara gölge olmaktan vazgeçin. Hırsızlık, yolsuzluğa bulaşmayanların yaşama hakkı vardır, bu hakkı size asla teslim etmeyeceğiz.

Bu tarihsel kavşakta böyle bir halkı temsil ettiğimiz için gurur duyuyoruz. HDP'nin temsilcileri sizin sözünüz sizin gücünüz asla teslim olmadı, yenilmedi, yenilmeyecek."

Heyet konuşmaların ardından zılgıtlar ve alkışlar eşliğinde ketten ayrıldı.