ANALİZ

Yine Antep ve ‘yeni’ planlar...-Seyit Evran

AKP ve RTE yönetimindeki Türkiye bu yıla kadar sözde Suriye muhalefetinin gruplarıyla Rojava’ya yönelik sayısız plan üretip uyguladı ancak bu planların hepsi Rojava’daki direnişle boşa çıkarıldı.

2012’de, Rojava devriminin ilanından hemen sonra AKP’li yetkililer önce Antep’te daha sonra Urfa’da Suriye’deki bazı silahlı gruplarla bir araya geldi. Bu toplantılardan hemen sonra Halep Eşrefiye mahallesi, Afrin’e bağlı Qestel Cindo köyü ve Serêkanî saldırıları peşpeşe gelişti. Toplantının içeriğinin Rojava’ya saldırıların planlanması olduğu daha sonra belgeleriyle ortaya çıktı.

Dönemin Liva Tevhid Sorumlusu olan Abdulcabbar Egidi komutasında 2013 baharında Antep’te yapılan toplantıdan sonra ise önce Afrin ve çevresine ardından Halep Eşrefiye ve Şeyh Maqsud’a yönelik saldırılar başladı. Haziran sonu ve Temmuz başlarında ise Tel Aran ve Tel Hasıl katliamı yapıldı.

AKP ve RTE yönetimindeki Türkiye bu yıla kadar sözde Suriye muhalefetinin gruplarıyla Rojava’ya yönelik sayısız plan üretip uyguladı ancak bu planların hepsi Rojava’daki direnişle boşa çıkarıldı. Rojava devrimi ve gelişen destansı direnş karşısında AKP’nin politikaları çöktü, yenildi.

ESKİ PLANLAR ÇÖKTÜ, YENİ PLANLAR DEVREDE

Bu başarısızlık AKP’yi yeni arayışlara itti, geçen yılın sonbaharından beri yeni planlar devreye konulmuş durumda. Bu arayışların temel nedeni Kürtler ve ittifak halinde olduğu halklarla giderek Jerablus, Mimbij, Bab, Azaz ve Halep çevresinde etkinliklerinin artmış olması ve bu alanları yönetimleri altına alması yönünde adım atma hazırlıklarını yapmalarıydı.

Kürtler, yeni bir adım atarak Kuzey Suriye Federasyonu’na gidince, Türkiye geçen yılın sonlarından itibaren BAAS rejimiyle ortak hareket etme çabalarına girişti. İran’ın arabuluculuğu ile Cezayir’de görüşmeler yapıldı. Geçen hafta ise Antep’te Türk yetkililerle Rusya ve Suriye arasında gizli bir görüşme gerçekleşti. Bu görüşmeden sonra Türk yetkililer, denetimleri altında olan ve Türkiye adına vekalet savaşını yürüten grupları toplantıya çağırdı.

ANTEP’TE YAPILAN ACİL TOPLANTI

Türk devletinin acil olarak toplantıya çağırdığı silahlı grupların yöneticileriyle yaptığı toplantıda önemli kararlar alındı. Yeni planlar yapıldı. Ancak son toplantının ve öngörülen planların öncekilerden önemli farkları var. Zira daha önceki planların hepsi ‘Suriye muhalefeti’ adıyla hareket eden gruplarla yapılmıştı. Geçen hafta yapılan plan ise silahlı gruplarla birlikte bu kez Suriye Baas rejiminin de dahil olduğu çok kirli ve kapsamlı bir saldırı plan oluyor.

Yeni planı toplantıya katılan ve Türkmen grubu Liva Muhip Şellati’nin bir yöneticisi açığa çıkardı. Grup, resmi internet sayfasında yayınladığı bir açıklama ile toplantıyı kamuoyuna duyurdu. Liva Muhip Şellati grubunun sayfasında yer verilen bilgiler şöyle: “Türkiye bizleri acil bir toplantıya çağırdı. Toplantıda Halep çevresini boşaltarak Idlıp ve sınır hattındaki alanlara çekilmemizi istediler. Çekilmek istemeyen gruplara ise Halep’te Rejim ordusuna katılın denildi. Bazı kişiler toplantı sonrasında ‘Türkiye Afrin, Azaz çeresine ve Halep’in kuzeyine yerleşmek için Halep’i Rusya ve İran’a sattı’ diyerek itiraz ettiler. Türk yetkililer toplantıda Latkiye’deki Suni Ordusu’nun Humus kolunun da oradan çekilerek yönlerini Tel Rıfat, Azaz, Şehba tarafındaki Kürtlere çevirmelerini ve Afrin’i kuşatmalarını istedi. Türk yetkililer, Suni Ordusu’na füze, tank vb gibi ağır silahlar başta olmak üzere her türlü yardımı yapacağını vaad etti. Suni ordusu Rejime karşı olan savaşı tümden sonlandırma talebine itiraz etti ve bu yüzden grubun bir bölümü çekilmedi. Türkler bu durum karşısından Feylak El Şam ile Ehrar Şam grubunu bazı yerlerde Rejime karşı savaşması şeklinde bir formülasyonla Sünni Ordusu’nun tepkilerini giderme yoluna gitti. Ancak yıllardır rejimle savaşan bu grupların bundan sonra rejim için ne kadar savaşacakları tartışmalık...’’

KİLİS VE ANTEP’E ‘DÜŞEN’ ROKET VE FÜZELER

Bir süre önce Kilis’e DAİŞ’in roket ve füzeleri ‘düşmeye’ başladı. Bu durum iki yıl önce medyaya da yansıyan Hakan Fidan’ın, ‘o kolay. Üç dört adam gönderir, üç beş füze attırırım’’ söylemiyle tam da örtüşüyor daha doğrusu bu plan işliyor.

Adımlar peş peşe geldi. Önce Rai kasabası başta olmak üzere sınır boyunca yaklaşık yirmi köyden DAİŞ çekilerek Sultan Murad, Ehar Şam, Feylak El Şam ve diğer gruplara bırakıldı. Aradan üç gün geçmeden DAİŞ yeniden harekete geçerek bu yerleri geri aldı. Ve o günden sonra durmadan Kilis’e ve şimdi de Antep’e roket ve füzeler attırılıyor.

Antep’te bu kirli ve yeni plan için toplantı yapıldığı günlerde Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz’ın beklenmedik ve gizli Hewler ziyareti gerçekleşti. Ardından ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden Hewler’i ve Barzani’yi ziyaret etti. Aynı günlerde KDP, Rojava’ya uyguladığı ambargoyu daha da ağırlaştırmaya başladı. Bu da aslında KDP’nin Antep planının bir barçası ve uygulayıcısı olduğunu gösteriyor.

AMAÇ DAİŞ DEĞİL İŞGAL

Çete grupları Türk devletinin verdiği iki tank ile geçen günlerde Tıl Rıfat ve Ayn Deknê köyüne saldırı başlattı. Saldırılar QSD, Cleyş El Suwar ve YPG güçleri tarafından kısa sürede püskürtüldü. Çete gruplarına ağır kayıplar verdirildi. Bu durum karşısında güneyden çeteler saldırırken, Türkiye dünden itibaren kuzeyden Türk ordusunu harekete geçirdi. Türk ordusu, Afrin ve Şera, Cindires, Şiyê, Bilbil’e bağlı köyleri bombalamaya başladı. ‘DAİŞ’i vuruyoruz’ dedikleri bu saldırılar oluyor işte.

Bütün bu gelişmeler Rojava’ya yönelik bu kez Suriye Baas rejiminin de içinde olduğu yeni ve kirli bir planın yapıldığını gösteriyor. Ve planın Afrin ve Halep çevresinde uygulanmaya konulduğunu görüyoruz.

Türk devletinin yeni saldırı konseptine karşı Kürtler ve ittifakları da elbette ki planlar yapıyorlar. Devrim güçleri bir yandan var olan mevzilerini korurken öte yandan yeni operasyonlara hazırlanıyorlar. Uzun zamandan beridir gündemde olan Mimbij ile Bab, belki de Jerablus’a yönelik özgürleştirme hamleleri başlayabilir. Önümüzdeki günlerde güçlerin hareket tarzı, saldırılar ve karşı saldırı planları netleşecek gibi görünüyor.